belki sen uygun kelimelerle derdini anlatamadığın için, karşında seni anlayacak birini bulamıyorsundur? asıl sen anlatamadığın için derdini, kimse seni anlamıyor gibi geliyordur. bi düşünsene. ama yok. gerek yok düşünmeye. ne gereksiz eylem şimdi durduk yere beyni kullanmak falan. "ben söyleyeceklerimi söylüyorum kimse beni anlamıyor." der çıkarım işin içinden nasıl olsa.
iğneyi batırmaya kendimizden başlayalım da yeşillensin artık şu ülke.
zerre sevmem kendisini. taktiğinden de hazetmiyorum. ancak hayatının büyük bölümünü üst düzey takımlarda futbol oynayarak geçirmiş bir kişiye, futboldan anlamadığını söylemek haddime değilmiş gibi düşünüyorum.
fenerbahçe ve trabzon maçlarındaki puan kayıplarını direk kendisinin hanesine yazarım. taktikleri düşündükleri tutamadı. tutacak gibi de durmuyor.
adına her gün bir şekilde entry girilmesi zorunluymuş gibi görünen şehir.
bir gün soğuk. bir gün donuk. bir gün beton. tamam arkadaş her şeyi de sözlükte paylaşmayın ya salak salak.
11 ağustosta saat 20.00 de izmir Atatürk stadında oynanacak olan futbol müsabakasıdır.
Göztepe, Altay, Altınordu ve Karşıyaka futbol kulüplerinin karma takımlarla yer alacağı müsabakada, kırmızı takım ve beyaz takım 45'er dakikadan maç yapacaklardır.
uludağ sözlüğü daha akılcı, daha bilinçli, gündem ile paralel bulmak isteyen yazar yakarışıdır.
yazılanlara gerçekten hayret etmemek elde değil. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. evde yapacak iş bulamayan ergenlerin rastgele başlık bulup entry girmesi olayına dönmüş buralar iyice. hiç bilgi kıpırtısı yok etrafta.*
gün itibari ile çukurova gurubunun elinden çıkıp, devletin eline geçmiş olan radyo kanalıdır. yayın içerikleri ve tarzı tamamen değişim göstermeye başlamıştır. bugün itibari ile nihat sırdar ve zeki kayahan coşkun 'un programlarına son verilmiştir. güzel bir gemicik olmuştur vesselam o da.
bugün itibari ile devletin çukurova gurubuna el koymasından kaynaklı programı bitirmek zorunda kalan radyocu. 10 yıl olmuş be abi. yolun açık olsun güzel insan. show radyo ile kaldığımız yerden devam ederiz bizde.
geçen hafta itibariyle dış etkenlerin etkisiyle kendilerine hiç güvenmeyen, inanmayan burç grubu. ancak bu hafta bu tam tersine dönecekmiş*. kendine inancını ve saygısını geri kazanacakmış.**
yıllar sonra yeniden izleyip yine aynı keyfi aldığım muhteşem yapıt. o değilde siz hangi kafadasınız sorusunu akıllara getirir. evet akla mantığa aykırıdır, ancak o kafa yakalandığında gülümsemelerin arkası kesilmez. kara mizahtır. leyla ile mecnun'un esinlendiği yapıtlardan bir tanesidir ve tabiki de filmin altında onur ünlü imzası vardır. hiç bir zaman eskimeyecektir.
an itibariyle mecnunun leylanın kalbinin kimde olduğunu aramaya başladığı dizi. ancak geçen bölümde aslan bey leylanın organlarının bulunduğu insanları topladığında herkesin kafesinin üzerinde hangi organın kimde olduğu yazıyordu. yani niye böle oldu ki şimdi.
bu maçtan pek beklentim olmamakla beraber turu atlayacağımıza inancımın tam olduğu eşleşmenin ilk ayağı. şöyle ki biz yumurta sıkışınca mükemmel işler yapan bir ahvalin evlatlarıyız. her şekil avrupa kupası vizesini kaparız.
"demek ki insanlar birbirine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor. seninle aramızdaki yakınlaşmanın bir hududu, bir sonu olmamasını ne kadar isterdim. beni asıl, bu ümidin boşa çıkması üzüyor..."
başlangıçtaki yatırım tutarının,paranın zaman değerini ve katlanılan riskin derecesini yansıtan uygun bir iskonto (faiz) oranı ile geleceğe taşınmış halidir.
paranın zaman değerinin temel prensibi,"bugünkü 1tl yarın ki 1tl den daha değerlidir."
bunun nedeni paranın, yatırıma dönüştürüldüğü takdirde, faiz kazanabilcek olmasından kaynaklanmaktadır.
30 ağustos zafer bayramınında ki kutlamaları "trafik oluyor." gerekçesiyle iptal eden zihniyet, 29 ekim cumhuriyet bayramını da bir konser, şenlik yada panayır etkinliği zannedip iptal etmiştir. daha neler görücez acaba diye düşündürten eylemdir. tam bir fırsattan istifade etmektir.
kim sordu? niye sordu? amaç ne? gibi soruları içinde barındıran saçma eylem. neyi göstermeye çalışıyorsunuz? neyi halka dikte etmeye çalışıyorsunuz? izmirliler dinsiz gibi bir tabu mu yaratmaya çalışıyorsunuz? atatürk'ün ilke ve inkilaplarını ezbere bilen kesimin çokluğu ve bu ilkelerin yolundan ilerlememiz mi batıyor bu şakirtlere?
kaldı ki farzet ki dinsiziz sanane! belki biz burda hep beraber puta tapıyoruz sanane! veya hristiyanız islamın şartlarından haberimiz yok.!
birde şöyle ki soru sorulanların çoğu sırf bu şakirtlere inat kafa yapmışta olabilir.
not: ortaçağda kilise rahipleri halkın dini duygularının istismarını endüljans adı altında cennetten tapu sattılar. hadi bunu ortaçağda bilim ve teknoloji o kadar gelişmemişken yaptılar. ya şimdi? bize baya baya cenneti vaat ediyorlar. halkı yine din olgusuyla sömürüyorlar. tehlikenin farkındamısınız!!
zamanında bir sonraki olabilecek depremde halkın mağdur olmaması, yaraların çok daha çabuk sarılması adına alınmış vergilerdir. özellikle 99 depreminden sonra yoğun bir şekilde toplanmıştır. ama van depreminden sonra görüldü ki yine bu paralarla birileri ekmeğine yağ sürmüştür.
beni asıl düşündüren, başbakan o kadar konuşurken bir allahın kulunun başbakana aga bu deprem vergileri verdik o kadar ne oldu bunlar bi de bakem? diye sormamasıdır.
bugün maliye bakanı açıklıyor ki deprem vergilerimiz eğitime, double yola gitmiş. canım benim. nese.
ülkemin içinde bulunduğu durumla ilgili elbetteki benimde söyleyecek çok şeyim var. bunun yanında baktığımda arada sırada sol frame de iyi de başlıklar gördüğüm oluyor. ancak içimden hiç bir şey yazmak gelmiyor. bazen üşendiğimden bazen klavye delikanlılığı yapmak istemediğimden bazen ise çoktan sözün bittiği yere gelmiş olduğumuzu düşündüğümden. keyifsizim. çok keyifsizim.