Kanada pullarını tasarlayan tasarımcı. Çok güzel bir kadın ayrıca. Tesadüfen twitterda görüp kendisini takibe almıştım ama kanada da yaşaması, ve muhtemelen o güzellikle yanlız kalmayacağı gerçeğini kabullendikten sonra peşini bıraktım. Bugün tekrar karşıma çıktı bu haberle. Gene fotolarına baktım, bir kez daha hayran oldum. bence en güzel türk kadınlarından biri kendisi. * http://www.hurriyet.com.tr/dunya/28578210.asp
avrupada gs'yi destekleyen bir bjk taraftarı olarak bu sene arsenal karşısındaki mücadelemizden sonra gs taraftarları ve futbolcuları (Olcan; 'çektiğimiz kuradan çok memnunuz, Arsenal'i bjk neredeyse yeniyordu, biz yeneriz..' gibi bir açıklama yapmıştı) bjk'yi küçümsemişti, bu sene hiç başarılı olmalarını istememiştim. Umarım bu bir ders olmuştur kendilerine. Seneye eski galatasarayı izlemek isteriz tabi. zaten lig izlenmiyor bari avrupada heycan yaşarız.
çok saçma bir düşünce yapısı, bunu futbolcular da ciddi ciddi düşünüyor. 'niye bize destek vermiyorlar' diyorlar.
futbol bir eğlence sektörüdür, siz bir mal satarsınız, müşteri o maldan memnunsa satın alır. Müşterinin ilgisini çekmeyen bir ürünü almasını istemek kadar saçma bir şey yok. mesela x süt firimasının ceosu çıkıp 'insanlar daha iyi süt içmek istiyorsa, ürünlerimizden satın almalı, biz kazandığımız parayla söz daha iyi süt yapıp satıcaz..' diyebilir mi? derse ne kadar mantıklı bir açıklama olur bu? *
özellikle gs lilerin dururulamaz ağlayışının arkasındaki varsayım. diyelim ki 1 yabancı daha oynatabilecekti gs, olcan'ı almayacak mıydı? zaten para yok diye başkanları söylüyor, drogba yerine dünya yıldızı mı gelecekti? eksik olan bölge sayısı 3, adamlar tutturmuş 'yabancı kuralı olmasa..' yönetim planlamayı kötü yaptı gençler, biraz düşünün ona göre yola çıkın. fb için de benzer bi soru geçerli, krasiç gitti, broni gitti, yobo'nun sözleşmesi donduruldu. en fazla yobo'yu kadroda tutardı fb, daha fazlasını yapmazdı. ayrıca bu iki takımında bu kuralın altında imzası var. kural yürürlüğe girmeden 1 ay önce değiştirilmez, hiç bir ciddi kurum bunu yapmaz. bir kuralı değiştireceksen 1 yıl önceden haber verirsin (en az). yani seneye sınırsız olacaksa ya da 6 artı 3 gibi bir şey olcaksa şimdiden ona bastırmak lazım.
hükümetin kanalı sayabileceğimiz atv'nin dün gece izlediğim haberinden bir bölüm. Haberde diyor ki 'işid saldırıya geçti ama ciddiye alınacak bir şey yok, pkk'ya amerika silah gönderiyor, onlar işid ile çatışacak.' bu kadar açık, bu kadar göz göre göre hükümet-pkk ilişkisinin açıklanması benim garibime gitti doğrusu, artık saklamaya bile çalışmıyorlar. *
Aziz yıldırım'ın yeni açıklaması. samimi olduğunu düşünmüyorum. samimiyse bu sene fb şampiyon olamazsa istifa eder, tabii ki öyle bir ihtimal dahi yok. eleştirileri susturmaki için, tehditle karışık bir açıklama yapmış gene. bu tarz adamlar umarım gider ve bir daha dönmez
türkiyede takım taraftarlarının birbirlerine sarf ettiği birçok ithamdan bazıları. sanki taraftarlar oturmuş 'evet vergi kaçıralım bu sene', ya da karşı takım yönetimiyle görüşüp 'bu maçta bize yatın..' demiş gibi, silahları kendileri kaçırıyormuş gibi suçlamak son derece saçma. bunları yapan takımın başındaki şahıslar. takımı yöneten adam şerefsizse bunun taraftarı da şerefsiz yaptığını ileri sürmenin hiç bir mantığı yok.
beşiktaş taraftarı şike olayından sonra ne yaptı mesela? açıkılama yaptı; 'gidin yargılanın, suçlu bulunursanız da takımdan ayrılın, şikeci istemiyoruz klübümüzde.' peki ne oldu? o dönem şikeden sorumlu olan adalı, tayfur havutçu, yıldırım demirören gitti. vergi borcu muhabbeti çıktı, beşiktaş taraftarı ne açıklama yaptı? 'vergi borçu namus borcudur, ödenmelidir.' dedi. şimdi bu yönetimdeki karaktersiz adamlar taraftarın birebir yansıması olabilir mi?
ha bazı taraftarlar var başka takımlarda, kendi yaptıkları şikeyle yüzleşememişler, mesela şampiyon olmak için 8 gol atmaları gerekirken, bir şekilde o kadar gol atıp şampiyon olduklarını unutmuş gibiler, 'teşvik, şike değildir' açıklaması kendi kulübünden biri tarafından yapılmamış gibi hayatlarına devam ederler. Vergi borçlarının silinmesi konusunda bir açıklama yapmış değiller.
bazı taraftarlar da, şikeci başkanlarını koruyup, onun yanında yer alıp, şikeye ortak oldular, sonra da 'vergi vergi...' diye yüzsüzce bağırdılar.
bu tarz taraftarları şerefsiz yöneticilerle aynı kefeye koymak tabii ki lazım ama genel olarak aklı başında taraftar bu gruplara dahil değil, bunu da unutmamak gerekir.
siz dövmeden hemen önce şöyle başlıyım, çoğu çizgi roman uyarlamasını seyrediyorum ve çoğundan da keyif alıyorum. benim bahsetmek istediğm balon, filmlerin yapacağı gişe değil, aldıkları övgü balonu. bu durum ilk defa son batman filminde dikkatimi çekti, serinin açık ara en kötü filmi, diğer sinema filmlerine kıyasala da ortalama bir film olmasına rağmen 8.6 almış imdb'de, en iyi 250 filmden 50incisi. http://www.imdb.com/title/tt1345836/?ref_=nm_knf_i4 serinin ilk filmi ve çizgi roman uyarlamalarına hatta aksyon filmlerin tümüne yeni bir yol açan batman begins bile 8.3 almış, yani balon o sıralar daha şişmemiş. sonra benim de bayıla bayıla izlediğim avengers geliyor, hakkaten eğlenceli filmdi avengers ama gelmiş geçmiş en iyi 200 filmden biri miydi? asla. vizyona yeni giren x men days of the future past'te de aynı şey geçerli. film sıkıcı değil, konusu güzel, çok iyi çekilmiş ama senaryo boşluğundan bol bir şey yok ve
8.6 almış.
amazing spiderman, thor, captain america* gibi arka fonda müziğin susmadığı, kötü karakterlerin detaylı incelenmediği, komik bile olmayan ama 7 küsür alan filmlere girmiyorum bile.
bu beğenme trendi, daha büyük bütçeleri, daha büyük yatırımları beraberinde getiriyor, mesela x-men serisinin en büyük bütçesi bu filme ayrıldı. bu beğenme trendi son bulduğunda, gerçekçi şekilde filmler değerlendirildiğinde çoğu yapım şirketi başına bela alabilir, o batan büyük bütçelerin altında kalabilirler. tabi buna daha çok var. mesela daha yeni gösterime girecek olan guardians of the galaxy çok bomba duruyor, o da yüksek bir puanla imdb'ye giriş yapacaktır. bahsettiğim patlama daha bir kaç sene gerçekleşmeyebilir ama o gün mutlaka gelecek ve 200 milyon dolarlık bir-iki film fena batacak.
gençliğin yeni sorusu. eskiden hangi müzik grubunu dinliyorsun, hangi filmi seviyorsun diye sorulurdu artık onun yerini hangi partilisin sorusu aldı. bu kadar taraftar olduk, bu kadar kutuplaştık.
miss elidor türkiye 2014 adaylarının normal hallerini de görmeye başladıktan sonra benim favori yarışmacı olmayı başardı kendisi. muhtemelen kara kuru biri kazanacak gerçi.
bu x konuya göre değişiyor, doktor gezicilere yardım mı etti, önlüğünü çıkarsın siyasete girsin. hakim, hükümetin isteğinin aksine karar mı verdi, cüppesini çıkarsın siyasete girsin. çok güzel mantık, ben bunu sözlük yazarlarına da uyarlayalım diyorum, rte'nin bu açıklamalarını destekleyenler, kapatsın hesabını siyasete girsin.
dünyanın en saçma, en garip düşüncesi. 3 sene önceye kadar televizyonlarda* tüm yorumcular, puan farkı az olunca, 'onu da başkan halleder.' 'başkanın el atması lazım' gibi yorumlarda bulunuyordu, hepimizde şike yapıldığını biliyorduk, nasıl oldu da kabak sadece iki takımın başına patladı onu anlamak gerçekten mümkün değil. ortada şike olduğu kesin, ben bir bjkli olarak reddetmiyorum, yapamadıysak bile kesin denemişizdir ama bunu a'dan z'ye tüm takımların yaptığına da eminim. gs'nin tarihinde şike yaparak kazandığı şampiyonluk yok mu? hepimiz bu sorunun cevabının 'var' olduğunu biliyoruz, dolayısıyla, operasyonların olduğu sene hiç bir iddiası olmadığı için şike yapmayan takım kurulduğu günden bugüne şike yapmamıştır diyen adam kendi dediğine de kesinlikle inanmıyor.
lafalimpics in gerçek hayat versyonu. sezon 2'yi izlemeye başladım. askerler, dağcılar, dayanıklılık sporcuları ve ormancılardan oluşan farklı 4 grubun belirlenen bir noktaya ulaşma yarışları konu alınıyor, hem hayatta kalma mücadelesi hem yarış var işin içinde. heycanlı bir program gibi, tavsiye ederim.
oyları 13 kez saydırmalarına rağmen ağrı'yı alamayan akp, hala ısrarını sürdürüyor, ağrıya şimdide dışarıdan polisler geliyormuş. anlaşılan o ki ceylanpınar gibi ağrı da zorla alınacak. bu mu demokrasiye inancınız? bu mu darbe karşıtlığınız?
sadece lafta demokratik olan akp lidir. sandıktan kendi lehine sonuç çıktıktan sonra oyların yanlış sayılıp sayılmadığını umursamaz. bazı akp liler bu gruba girmemektedir, az bir oy farkıyla akp nin kaybettiği yerlerde tekrar sayıma inanır, demokratiktir fakat onlarda az farkla kaybettikleri yerlerde tekrar sayıma karşıdır. bu iki akp li tanımına girmeyen bir kaç akp li de susmayı tercih eder.
donlandırıcılığı normalleştirmiş akp lilerin, 'seçimde hile yapılıyor' dediğinde bunu üzerlerine almaları normaldir. ya da hile yapılmasını demokratik buluyor da olabilirler.
akp yanlısı kullanıcıların, 2 gündür aralıksız mhp'lilere yüklenmesinin ortaya çıkmasına sebep olan durumdur. %55 alacak akp diyenler hatta yetinmeyip %60 isteyenler, istanbul ve ankara nın elden gideceğini hissediyor olmalı ki, resmen çırpınıyorlar. (bkz: bunlar son çırpınışlarınız)
adamlar 'sayın' apo'yla gün aşırı görüşüyor, apo'dan gelen mektuplar halka okunuyor, apo hapisten çıkacak diyorlar, bdp başkanı özerklik ilan edeceğiz diyor, insanlarda gidip bunu mümkün kılan partiye oy veriyor. bu nasıl milliyetçilik ben anlamadım.
Dün eski mit müsteşarı, 'bu dinlemenin yerel yapılar tarafından yapılması mümkün değil mutlaka bir dış gücün bu işin içinde parmağı var, kim bu işten karlı çıkıyorsa o ülke bu ses kaydını servis etmiştir' dedi.
şimdi bu dinlemeden en çok karlı çıkan suriye olur, adamlar, 'bize savaş açacağınızı biliyoruz, yapmayın.' diyor. tabi suriye'nin rusya'nın müttefiki olduğunu hatırlatmak gerekir. yani büyük ihtimalle bu dinlemeyi yapanlar rus ajanları.
başbakanın iddiası ise, bu dinlemenin cemaat tarafından yapıldığı yönünde. halbuki cemaat çokça kez rte tarafından cia olmakla suçlandı. yani amerika casusu olmakla. amerika da biliyoruz ki rusya ile soğuk savaş içinde. dolayısıyla cemaat hem amerikan hem rus ajanı olamaz. bence bu ses kayıtlarını yayınlayanları farklı bir yerde aramak lazım.
yasal olmayan dinlemelerden anladığımız kadarıyla, dominik cumhuriyetinin başbakanı, israil, amerikan, iran ajanlarının ülkenin kritik mevkilere gelmesine izin vermiş, yol açmıştır. bunları kendisi söylemektedir. sadece rantına bakıp, medyada ne yazıldığını takip edip onlara laf yetiştiren, gözünün önünde ne olduğunu göremeyen lidere kim güvenir?
hükümetin gazetesi olarak bildiğimiz yeni şafak bugünkü haberinde; http://yenisafak.com.tr/p....2014-630094?ref=manset-9 montaj iddialarından vaz geçip, bunlar yasa dışı dinlemeler demeye başlamıştır. montajdır montaj diyen ak trollerin yeni izlemesi gereken yolu göstermiştir. ülkede herkesin bu konuda aynı fikirde olması da tartışmaları daha da rahatlatacaktır.
