şirine hayranı olan veledin, 'iyi bir cocuk olursanız, belki sirinleri bile görebilirsiniz' lafından etkilenmesi üzerine birkac yılına mal olan eylem.**
önlügüyle saatlerce dolasır sokaklarda kasıla kasıla, tam dövülesidir, önlügünü ders bitiminde de cıkarmaz ki havası olsundur ezigin, 'belki bi iki kız düsürürüz lan' diye düsünenleri bile vardır, şişmiş egosuyla kendini bi b.k zannedendir, burdan kendisine seslenmek istedigimdir ayrıca.
(bkz: yıkıl karsımdan)
gibi baslıkları gören yazarın haykırısıdır adeta. ulan bi tane adam cıkmıs yazmıs bişeyler, dogru veya yanlıs, yalan veya degil bu kadar mı önemli be hic mi yazacak, tartısacak birseyler kalmadı, orada insanların güzel duyguları sömürülüp milyonlarca euro cebe indiriliyor *, cern de dünyanın varolusuna dair veriler arastırılıyor bizim ugrastıgımız seylere bak. bi tanesi cıkmıs adamın yazdıgına benzer bir yazı yazmıs aman ne komik! bu mu espri ya inanılmaz zeka kokuyor gercekten (!) tamam diyeceksiniz ki sen kimsin, cok mu bilgi dolu entryler giriyorsun mesele bu degil, madem adamı begenmiyorsun yazdıkları inandırıcı gelmiyor, yapmazsın yorum adam ünlenmez, yazdıkları takip edilmez, database in tozlu sayfalarında yerini alır. (bkz: zenci nicki) ha veya gizliden yazdıkları ilgini cekiyorsa onu bilemem be sözlük. veya 'sanane' dersin bana olur biter evet karısamam yazdıklarına...
tabi taraflı yayın yapacaklar diyenler cıkacaktır lakin sadece böyle bir gözlem yapmak icin bir haftadır bu 'gerizekalı' gazeteleri takip eden biri olarak söylemeliyim ki; bir hafta icinde ne saban disli olayı, ne deniz feneri olayını yazmıyor adamlar, ilker basbug pasa nasıl ziyaret edermis, diye bagrınıp duruyorlar, lan bir sorun kendinize; ziyaret edilen adamlar kimmiş, suclu muymus, sanık bile degil adamlar zanlılar iddianame bile yok ortada, sucu sabit olmayan bir insanı ziyaret etmenin nesi ilginctir merak ediyorum dogrusu veya yazdıkları seyler: ramazanda saglıklı beslenme, oruc nasıl acılır gibi konular sayfa sayfa yazılıyor, tabi ki onlarda olacaktır ancak önemli hiçbir olayın yazılmayı bırakın onu hatırlatabilecek kişilerden bahsedilmemesi bile gazetecilik basarısıdır! bu gazeteleri okuyabilen insanlar cok buyuk bir sabır örnegi göstermektedir helal olsundur.
gercekten yapılabilecek bir eylemdir, tabi biraz bilginiz varsa bu konuda, söyle ki: 29 agustos 2008 manchester united zenit maci hmmmm iyi hos kacta baslayacakmıs? 21:45 bunu biliyoruz, saat 22:29 civarı sol frame e pavel pogrebnyak gelir hos gelir, eger yazarımız bu topcunun zenit forması giydigini biliyorsa zenit in 1-0 öne gectigini az cok tahmin edebilir.**
malesef su evlendirme programlarından birine rastladım gecen gün televizyonda, esra eron la evleniyorum falan gibi bir adı vardı programın, neyse söyle birsey pek garibime gitti, kadının teki geldi oturdu koltuga, * kadın 3 evlilik yapmıs 3 veya 4 cocugu var, ev hanımı falan filan, neyse herkesin hayatı kendine tabi, lakin ona arkadas olacak birşeyler paylasacak temiz yüzlü bir adam cıkar elbet diyerek kız tarafı oluyoruz aniden. sonra kadına soruyorlar nasıl bir beyfendi istersin diye; kadının cevapları beni benden alıyor o noktada efendim söyle ki: 'evi olsun, işi olsun istanbul da otursun, daha önce evlenmemisse tercih sebebi olur *...' bundan sonrasını dinleyemiyorum, lakin muhtemelen söyle devam edecek: 'ms office programlarına hakim, seyahat engeli bulunmayan, anadolu yakasında ikamet eden, java, php, c++ cok iyi olup, autocad in suyunu cıkarmıs bir bey arıyorum' ulan oglum siparis vermiyorsun, zaten zor durumdasın daha ne bu kadar kıl tüy, 'ayyyy c++ da program yazamazsan nasıl anlasacagız senlen necati' demeye hakkın var mı? diye düsünmemek elde degil sayın seyirciler.
+lan burdan bakkal 200 metre var mıdır?
-assagı yukarı vardır abi.
+tamam olum tut bak kronometreyi kosuyom lan.
adamımız kosar, kosar, kosar lakin yolun yarısında 'amua koyarım böyle işin' diyerek durur, bi sigara yakar, evine dönüp parmak arası terliklerini giyer, cipsini alır eline televizyon seyreder.
otobüste girerken yan koltukta oturan ciftten * bayan olanın söyledigi cümledir, kocasına naz yapıordur falan oraya kadar anlayabilirim ancak, burada cok hamile olmaktan kasıt beşiz dogurmak mıdır, hamileligin sekizinci ayında olmak mıdır, fantastik olacak ama uzaylı, elf, hobbit doguracak olmak mıdır diye düsünüp dururum günlerdir. *
(bkz: arog)
17 agustos 2008 galatasaray kayserispor macını seyreden ve önceden cm (özellikle 01\02 sezonu) oynayan bünyelerin yüksek bulacagı ihtimaldir, cünkü cm de ilerleyen sezonlarda fiyatı 25_30 milyon dolar olan julius aghahowa yı kayserispor un transfer ettigini gördük, daha önce genclerbirligi frederik risp ve isaac promise yi almıslardı kuskulanmıstık ama bu sefer agzımız acık kaldı.
tanım: eski dizilere özlem duyan bünyenin isyan cümlesidir.
şu ara televizyonda yayınlanan garip 'birşeyler' yüzünden 'nerde o eski bayramlar' diyen yaşlı amcalara döndük anasını satayım. 80 ler sonu 90 lar bası cocuk olmakla her zaman övünmüsümdür,çünkü hem o eski bayramları ucundan olsa da yakalayıp, hemide bilgisayar cocugu olarak yetiştik,yalnız bu durumun getirdigi bir 'efkar', bir 'nostalji özlemi' hakim bünyede. neden diye soracak olursanız, 80 sonlarında dogan bebelerin- yani bizlerin- yavas yavas kendilerine geldikleri zamanlarda tek vakit öldürgecleri televizyonlardı efendim, kücükten susam sokagı gibi bir başyapıt -başyapıt diyorum cünkü şuanda gercekten ülkemizdeki cocukların en azından böyle bir projeye cok ihtiyacı var (selena dan ziyade)- eşliginde büyüdük,izleyen yıllarda büyüdük,geliştik,serpildik ve şimdi okullu olduk,mavi önlüklerimizi cektik üstlerimize ve pazar günleri evde ütü yapılırken, banyo yapmadan önceki eğlencemiz olan bizimkileri izledik hepberaber,sonrasında mahallenin muhtarları,süper baba ve amac komediyse kralını sunan kaygısızlar takip etti televizyon yolculugumuzu. daha sonra bilgisayarlar girdi hayatımıza ve televizyon eski önemini kaybetti, ara sıra televizyona dönüp bakıldıgında hayal kırıklıgına ugramaktayız belki de, o susam sokagı gitmiş yerine cocuklara hiçbirşey katmayacak selena,prenses hedehödö ve bilumum angut diziler,sıcaklıktan uzak saçma sapan yayınlara rastlamaktayız... buradan yetkililere sesleniyorum şu bizimkilerin dvd si cıksın ulaaaaaaaaaaaaaan!!!*
blogumuza sözlügümüzün linkini koymaktır, belki yeni degerli yazarlar kazandırmak amacıyla yapılır, belki 'sözlük yazarıyım ulan, ben daha napıyım!?' demek icin, lakin koyarken insanın ici bir hos olur efendim, sanki evinizi bir arkadasınıza gösteriyormuscasına icinizi bir sevinc kaplar veya 'neseli günler' izlerken adile naşit in münir özkul a kahve yapması sırasında suratınızda olusan o gerizekalı ifadeyle yapılır bu eylem, böyle umarsız bir cocugun pervasızca dondurma yalaması kibin birşeydir, oha o kadar degildir ancak ***
eger biraz kurgu, ihtiras romanları okundugunda gercektende olabilme ihtimali vardır, nedir kardesim o koltuga bu kadar yapıstın, herkes senden bu kadar nefret ederken o partiyi bu kadar antipatiklestirmen, bir sürü adam tanıyorum ki sadece baykal partinin basında oldugu icin oy vermedi chp ye, nasıl bir parti liderisin ki sen secim propagandalarının en atesli zamanında cumhuriyet mitinglerine güvenip antalya dan doguya gitmedin? acaba akp nin basarılı olmasını mı istiyorsun? yok artık! lan ya varsa?? has.iktir.
(bkz: paranoya)
maketi bile normal bir ailenin 2 günlük mutfak masrafı kadar olan arabayla okuluna giden üniversitelidir, hayatının geri kalanında neyle tatmin olacaktır bilinmez.
(bkz: baslıgın kafada patlaması)
yeni moda bir durumdur buda, lakin bu arkadaslar icin özgürlük kavramı sadece atatürk ü elestirmektir, eleştirmek dediysek camur at izi kalsındır canım, ne bir kitap okumustur ne bir arastırması vardır denyonun, öyle atıp tutar 'dostum aşın bunları artık elestirin atatürk ü' diye dolasırlar ortada, ezberledigi üc bes kelimeyi yazar sonrası demogoji zaten. ulan tabi ki sana göre varsa hatası söylersin tartısırız da bir yandan hüseyin üzmez'i savunup, fetullah gülen icin cagımızın atatürk ü dersen komik olursun. hayatını dogmalarla yürüten bir insanın ne kadar özgür olabilecegi zaten ayrı bir konudur tartısılır, lakin lafım dincileredir, dini kullanıp oraya buraya b.k atanlaradır, dindar arkadaslara birşey söylemek haddime degildir.
sayfa yönlendirilir, allahın emri bugüne basılır ** bunlar omuriligin kontrölündedir zaten istemdısı yapılır, daha sonra 'lan acaba bi baksam mı oylanmıs mı', 'yok olum dur sen cool adamsın', 'ulan mınakoyyım! ya yüzlerce * oy aldıysa da sözlük yerinden oynadıysa *' gibi düsüncelerle yazarımız yaklasık on saniye kıl sıcar, kabız olur, ve o büyük an gelir, ben, ardından son iyi oylanan entrylerim tıklanır o da ne bir bok göremez bizim denyo, sonra bir güzel sözlüge bok atılır 'ulan ne kalitesiz bu sözlükte ya, ah ahh ekşide olucaktım ssg den ünlüydüm serefsizim' gibi cümleleri tuna kiremitci edasıyla söyler icinden angut, her baglandıgında tekrar tekrar 'lan acaba?' der ama murphy yasası onun icin calısmaya baslamıstır, oylanmaz o entry. nerden mi biliyorum? sorma bırak gece gece efkarlandırma adamı. ****
forvetlerine acınası takımdır, yazık bi orta alamaz garibanlar, saglı sollu bindirilir lakin ne fayda, bir de ibrahim üzülmez vardır ki o konuya girmek bile istemiyorum.
linkinden ulasılabilen, yeşil mi yeşil butonlarla donatılmıs, ögretici bir o kadar da gülerken düsündürüp aynı anda sandalyeden düsmenizi saglayan oyundur kendileri.
(bkz: allah a emanet olun)
(bkz: ironi)
dindar ve dinci ayrımını yapamayan bünyelerin icine düstügü durumdur, dindar insan basımızın üstündedir tıpkı ateistinin oldugu gibi, bananedir, sananedir, onun inancıdır, onun tercihidir, ama her gördügün türbanlıyı veya 'allah a sükür' diyeni aaa dinci bu fetocu, seriatcı, yobaz diye nitelendirmektir belkide bu durum, dur bi arkadasım dur bi anlamaya calıs karsındakini, aynı sekilde 80 öncesi dönemde adamın elinde cumhuriyet gazetesi mi var camur at izi kalsın, ne kadar kolay 'komunist bu' demek, işte aynı yanlısla karsı karsıyayız, eskiden bu ülkeyle sadece türbanlısı, bası acıgı, mini eteklisi, bilmemnesi sokakta beraber yürüyebiliyor diye gurur duyardık, ne kadar hosgörülüyüz diye övünürdük, ne oldu da herkes böylesine gerildi, herkes bu kadar hosgörüsüzlesti karsı tarafa? darbe oldugunda sagcısı, solcusu aynı koguslara atıldıgında herkes anladı aslında aynı seyi savunduklarını, peki neden bu kadar gec ve faturası bu kadar agır olmak zorundaydı birbirlerini anlamamalarının, yine aynı sey gördügün basörtülüye fetocu de kurtul cok kolay, gerci sözlükte bile var militanlar ya evet gercekten militanlar, adam dindar falan degil, gercek müslüman hosgörülüdür cünkü, adama din taciri yapıyor senin hükümetin diyorsun, din bezirganlıgı yapıyor, insanların dini duygularıyla oynuyor diyorsun, adam hemen 'kahsolsun kemalistler' bilmemne baslıyor sövmeye dur bi arkadasım bi sakin ol, bi dinle bakalım hiç mi hatası yok hükümetinin kendi görüsünden diye her yaptıgı mı dogru, ne kadar iletişimsizlik böyle? üc bes tane capulcu militanın gazıyla hemen kutuplasma, bi dinle karsındakini, bi düsün ne diyor...
batakcılar * bilir eger ele vale, kız, papaz veya astan biri gelmezse el tekrar dagıtılır, ele tek renk gelmesi ise öyle kötü bir durumdur ki adamı kanser eder, hele bir de son actıgınız kagıt renkse hele hele valeyse kafayı yemenize sebep olur, olayın özeti ise söyledir: kagıtlar dagıtılır, tek tek acılır, asla renk gelmemektedir, suratta ancuk agızlı bir gülümsemeyle millete caktırmamaya calısılır, lakin o son kagıt acıldıgı anda gelen vale eli bozup tekrar dagıtmanıza engel olur, o agızla kala kalırsınız.
