diyanet işleri başkanlığı yapar, üsküdar'da yaşardı. ayık kalarak o da bir sürü şeyi çözemeyeceğinden, içkiyi yeniden serbet bırakır, rakı-balık kültürü üzerine yüksek lisans yapatdı.
her iki durumda da hapsi boylamak mümkün olacağından, o kadar da radikal olmayan bir eylemdir. sevgili son mektubunda, "ölümümden falanca odun sorumludur" yazarsa, şaft kayar.
alın terinin, emeğin, yeteneğin son kazananıdır. büyük bir ihtimalle kimse kendisinden söz etmeyecektir öyle geniş geniş, ama bir fenerbahçeli olarak şunu bilir şunu söylerim: abdullah avcı daum'un ustası olacak noktaya ulaşmıştır.
böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
en uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
laleliden dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil
aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
bütün kara parçaları için
afrika dahil
senin bir havan var beni asıl saran o
onunla daha bir değere biniyor soluk almak
sabahları acıktığı için haklı
gününü kazanıp kurtardı diye güzel
birçok çiçek adları gibi güzel
en tanınmış kırmızılarla açan
bütün kara parçalarında
afrika dahil
birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
i̇ki adım daha atıyoruz bizi tutuyorlar
böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
bütün kara parçalarında
afrika dahil
burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
aklıma kadeh tutuşların geliyor
çiçek pasajında akşamüstleri
asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
bütün kara parçalarında
afrika hariç değil
hrant dink'le kıyaslanamayacak ölçüde faşist ve iktidar fetişisti biridir. ermeni olması sorun değildir, sorun insan olamamasıdır. "hrant hayattır", etyen bayattır.
hayatımda gördüğüm en rezil oyuncu. senaristin kan bağı kontenjanından durup dururken meşhur edilmiş, götü de her geçen gün kalktıkça kalkmıştır. sahiden de bu memleketin bir dolu serserisinden biri olabilir, üstelik daha da başarılı olurdu. ama oyunculuk, "gel abi şu rolü sana vereyim ben, başımıza artist kesil" komutuyla olan bir şey değil. değil sharon stone'u, mariliyn monroe'yu da öpsen kurtaramaz seni yeteneksizliğinin ellerinden.
evlendikten sonra da öpüşmeye devam edecek çiftlerdir. evlenmezlerse başkalarıyla öpüşürler. öpüşmek güzeldir. kimse öpüşmekle namussuz olmaz. insanlar öpüşmekten korkacağına, saçmalamaktan çekinseler, bu dünya da bu kadar sikik bi yer olmaz.
bugündür. kötü gündür. darbeci zihniyetin son büyük felâketi olmuştur. kendisinden sonra e-darbeden öteye gidilemediği, darbe planları salkım saçak döküldüğü, günlüklerden fışkırarak teşhir olduğu için, son noktadır. bundan sonra "nah" olacaktır!
dtp'nin kapatma davasında durup dururken siyasi yasak getirilmiş, musa anter'in (ape musa) yeğeni olan kürt siyasetçisidir. musa anter öldürüldüğünde, kendisi de ağır şekilde yaralanmıştı. şimdi taraf gazetesinde yazıyor.
galiba haksız olan insandır. çocuklar saftır, milliyetçilik gibi saçmalıklara meylederken bile yetişkin ve daha salak olan büyükleri kadar saçmalamazlar. milliyetçilik, her yaşın hastalığıdır.
birinci dünya savaşı ve ermeni soykırımı'ndaki payını, türkiye'de hala egemen olan ittihat ve terakki zihniyetindeki imzasını götümüze sokarsak, sadece sarıkamış'ta, bir tek kurşun sıkmadan donarak ölmüş binlerce insanın ahını sorgulayan zihniyettir.
aziz nesin'in oğlu ve yazar ahmet nesin'in, taraf gazetesinde yer alan bir reklamdan ötürü, "bu kadar mı düştün ahmet altan" başlığıyla yazdığı yazıda haklı sorular sorarak altan'a atlamasıdır. zamanında aziz nesin için, "bu adamı öldürene 250 bin dolar vereceğim" diyen mehmet ali şadoğlu'nun, "önyargılı ve korkak değilseniz" gibi kışkırtarak linkini verdiği sitesinin reklamını yayınlayan taraf gazetesinin ve genel yayın yönetmeni ahmet altan'ın bu ayıbı nasıl örteceği de ayrıca merak konusudur. hazır bu konu açılmışken, şadoğlu'nun çağrısından sonra o muazzam adam aziz nesin'in verdiği cevabı hatırlayıp hem kendisini yadedelim, hem de gülümseyelim: bu iyi bir para, şadoğlu parayı hemen banka hesabıma yatırsın, ben intihar ederim
tek açıklaması bu olabilecek ahmet altan iyimserliğidir. bir ergenekon davasıyla demokratikleştik, bir balyozla kendimize geldik, eee? bir dolu faili meçhul cinayeti, asit kuyularını, kürtlere karşı devam eden baskı ve asimilasyonları, gayrimüslim vatandaşların çektiklerini, alevilerin dertlerini, akp zihniyetinden olmayan herkesin tukaka edilmesini neremize sokacağız? bütün bunlara da karşı olduğunu biliyorum ahmet altan'ın, ama o zaman artık bir dava üzerinden demokratikleşme hayallerini bıraksın. akp çok bir bok olsa, önce hrant dink'in ölüm emrini veren zirzopları çıkarırdı ortaya.