yeni yıl sancılı geçeceğe benzer ,özellikle yüksek faiz borsa yatırımcılarını tedirgine diyor ve bi kaçış var.ama düşündüğünüzde sasa, hektaş ,kontr gibi hisseler geçen senenin fiyatında. astor olsun, europower olsun,toaso, cante gibi hisseler yerlerde sürünüyor. bir tepki mutlaka olacaktır.
cumhurbaşkanı'nın manipülasyon uyarısı , gübretaş yatırımcısının yaşadıklarından sonra bu manipülatörlerin önünün kesileceğini düşünüyorum. borsa çok ama çok ucuz. pahalı diyenler ile arkadaşlığınızı, dostluğunuzu kesin. seçim var ama bu seçim sonucunda ne değişecektir ki? gidişatı etkilemez. en önemli problem faiz.
yatırım tavsiyesi olmamakla beraber....
yeni bakanımızın türkçeye hassasiyeti yüzünden bu branş hakkıyla yapanlar için oldukça zorlaştı. her sınavın analizini yapıyoruz, hangi öğrenci kaç aldı, neden aldı, hangi eksikleri var, düzeltmek için rapor veriyoruz neredeyse. ayrıca dinleme ve konuşma sınavları her dönemde iki tane yapılacak ve el kadar çocukları tahtaya çıkarıp demokrasi nedir, genel ahlak nedir, akran zorbalığı vb konularda 2 dakika konuşmasını bekliyoruz. çocuk haliyle heyecanlanıyor, saçma sapan birkaç cümle söylüyor ve bunu her öğrenci için ayrı ayrı yapıyoruz. müfredat yetişmiyor, diğer meslektaşlarım dördüncü ünitedeyken bizler 3.üniteye geçemedik.
zaten türkçe dersinin kazanımlarında var olan birtakım etkinlikleri sırf not korkusuyla yaptırmak zaten işleri al aşağı ediyor. diğer yandan türkçeden geçme notu 70 ve bu notu alacak öğrencilerin sayısı çok da değil. çocuklara türkçeyi sevdirmek adına güya yapılmış bu saçmalıklar yüzünden pek çok arkadaşım yan branş sosyal bilgilere geçmeyi düşünüyor.
yaklaşık 15 ay süren mücadelemiz ne yazık çoğu hastada olduğu gibi olumsuz sonuçlandı. ilk önce dilde bir ağrı ile başlayan ve ilk başlarda önemsemediğimiz bir yara 15 ayda can aldı. hacettepe'de dil ameliyatı olan ve dilinin yarısı alınan babam lenflere sıçradığı için 1 ay sonra işin tedavisi ve takiben kemoterapi gördü. ne acılar ne ağrılar çekti. bu arada sakın ola bir doktorun demesi ile ameliyata , ışın tedavisine kemoterapiye evet demeyin. halk arasında bir tabir vardır. "bıçak değdiyse kanser hastasına o yara artık onulmaz." biz aynısını yaşadık. babama ameliyat kararı veren ve bize "küçük bir ameliyat diyen o hacettepeli sözüm ona doktor " yüzünden yara büyüdü de büyüdü. dilden boğaza çeneye sıçradı. ne ağrılar ne acılar çekti. ağladı da ağladı. boynunda ceviz büyüklüğünde 20-30'a yakın tümör....
intihar etmeye bile kalktı. piyasadaki artık uyuşturucu niteliğindeki iğnelere bile cevap vermeyen bünye ... medicana'ya götürdük adama nefes alamıyor diye covid dediler. diyoruz ki adam hastalığı yüzünden nefes alamıyor, boynundaki yaralar vs... gün gibi ortada...
ankara şehir hastanesinde 40 gün yattı. müdahale edemeyiz, kemoterapi de veremeyiz dediler. çok ağır dediler. vefatı şah damarını boğmaya kalkan tümör parçaları sayesinde olacak dediler ve gerçekten de böyle lanet bir ölüm oldu. 3 gün önce babamı kaybettik . ve bu mücadelemiz sanki hiç yokmuş gibi ölüm sebebi covid, salgın hastalık yazıyor ölüm belgesinde.
evet 4. evrede artık yaşaması mucizelere kalmış , vücudu çürümüş 40 kiloya düşmüş 65 yaşındaki babamı sırf nefes almakta zorlanıyor diye covid diye ölüm belgesi düzenlediler. hani televizyonlarda yazıyor ya alt yazılarda.... "bugün 270 ölüm var coronadan diye...""" çoğu böyle hastalar.... aklınızda bulunsun. büyük bir düzenin parçası olabiliriz.
evet ,haydi yaşadınız maskeperestler! wall street şangay gazetesinin haberini aktarıyorum: "dünya sağlık örgütü yöneticilerinden lee cooperwianen maske takmayı hayat standartı haline getirmemiz gerektiğini, maskesiz bir hayat için 2028'in 2.yarısından daha önce bir tarih konuşulmamasının mümkün olmadığını dile getirdi."
lee cooperwianen maske kullanımından asla vazgeçmemeliyiz. eğer zamansız bir zamanda vazgeçersek tam maskesiz hayat için ancak 2030-2035 yıllarını öngörüyorum. maske takmayanlar şunu bilmeli. maske sizi hayatta tutuyor. maske ... maske maske.... bebeklerin de mutasyona uğrayan virüsle beraber tehlike altında olduğunu ifade eden lee cooperwianen 20 aylık olan bebeklerin de maske takmasının zorunlu olması gerektiğini ifade ederek artık çocukları tamamen es geçecek bir virüsün söz konusu olmadığını belirtti.
hani beşiktaşlısın biliyoruz, beşiktaş'ın efsane oyuncularındansın biliyoruz da bu tarafgirliğin yeter artık. haftalardır takip ediyorum, sen orada beşiktaş amigosu değilsin, bir yorumcusun. devlet kanalındasın ve milyonlar seni izliyor. tartışmalı pozisyonlarda göz göre göre kendinde inanmadığın halde belki sırf beşiktaşlısın diye aptalca yorumlar yapmanın ne anlamı var.
hatayspor'un beşilktaş ceza sahasındaki larin'in yaptığı faul hareketi penaltı. bunu oradaki arkadaşların tümer ve ayhan'da penaltı dedi. adamın pozisyonunu bozmuş ve dalmış. göz göre göre saçmalıyorsun ve efendi kimliğine zarar veriyorsun. her prpgramda beşiktaş lehine verilen pozisyonlarda hakemi haklı çıkarmak için çırpınıp durma! komik oluyorsun ve oradakiler de senin bu yorumlarına şaşıyor .yazıklar olsun
Bu lanet,leş kokulu maskelerle ne zaman vedalasacagiz? Artik yeter diyorum. Köpek tasmasi gibi taktigimiz bu maskelerin koruduğuna inananlar da dünyanın en saf varliklaridir herhalde.
yanlış mı hatırlıyorum, dönem başında açıklanmıştı .hem de reyis açıklamıştı öğretmen ve öğrencilere ücretsiz tablet dağıtılacaktı diye. ne oldu ? dağa mı kaçtı tabletler ? yandı bitti kül mü oldu ? yoksa tablet hayalleri de her eve 5 maske yalanı gibi mi oldu?
bir söz söylüyorsunuz, arkasında durun. erkekliğin şiarıdır.
laz uiağı sparta prag karşısında hat trick yaptı. artık rezil avruoa karnemizden sonra bizi temsil eden avrupa'da top koşturan futbolcularla avunuyoruz.
bu kadarına da yuh. .. bir devlet başkanına bu manşeti atmak pespayeliğin daniskasıdır. erdoğan'ı seversiniz, sevmezsiniz, saygı duyarsınız, duymazsınız ama ayıptır yahu. hem avrupa erdoğan'ın devrilmesini istiyorsa böyle hareketler rte'ye yazar, oyunu artırır.
daha kendi çocuklarına maske ölçüsü alıp maske bile dağıtamayan yunanistan denyosu! haddini bil.
kpss ile atanan milletvekili de varmış ya la....habere bak!
kpss'nin yapıldığı ilk yıl olan 1999 yılında Isparta milletvekilliğine atanan Mehmet Aydın, o dönemde kendisinden başka iki arkadaşının da milletvekilliğine atandığını belirtti. Diğer kişilerin Malatya ve Trabzon milletvekilliğine ikinci sıradan atandığını belirten Mehmet Aydın sözlerini şöyle devam ettirdi.
"1999 yılında devlet ilk defa devlet memurluğu sınavı yaptı. Liseden mezun oldum. Babam üniversiteyi okuyup da ne yapacaksın? Gir bir memurluğa, hayata kısa yoldan atıl dedi. Sınava girdim. Sınav bana çok kolay geldi. 120 sorudan 112 net yaptım. Puanım 93 geldi. O zaman milletvekilleri yüzde 2 kontenjanla kpss ile atanıyordu.ilk tercihim DSP Ankara milletvekilliğiydi. Ankara'yı seçmemin nedeni milletvekilli lojmanlarının ve diğer imkanların cazip oluşuydu. Meclis lokantalarının da ucuz oluşu cezbetmedi değil. Çoğu zaman ailemi, sülalemi alıp meclis lokantasına götürürüm diye hayaller kurdum. Kuzu Kavurma, pastırmalı kuru fasulyesi meşhurmuş meclis lokantasının. O zamanın parasıyla 75 kuruş filandı bu yemekler. Ama Ankara gelmedi. Taban puan 94'te kalmıştı. 2.tercihim olan MHP Isparta Milletvekilliğini kazandım. 4 sene milletvekilliği yaptıktan sonra emekli oldum 2003 yılında. Benim için erkenin de erken emekliliği oldu. Çok şükür 2003 yılından beri maaşımı alıyorum.Arada bir meclise uğruyorum.Ama benim zamanımdaki vekillerden Mustafa Şentop dışında kimse yok. Kimse beni tanımıyor. Zaten kontenjandan girdiğim için yaşım o zaman da küçüktü. iyi kötü güzel günlerim oldu milletvekillliği sürecimde. Epey para biriktirdim. Şimdi zannedersem kpss ile milletvekilliğine atanma kaldırılmış.Bunu öğrenince çok şaşırdım ve kendimi çok şanslı hissettim."
masterhaber.com
sadece 450 pozitif vaka dün yenimahalle ilçesinde çıktı. keçiören'i hiç saymıyorum bile .uçtu gitti. hal böyleyken hala çoğu devlet dairesi ankara'da esnek çalışmaya geçmedi.
eşim bir devlet dairesinde ve hamile.buna rağmen esnek çalışma yok. sonra da bu kadar memurun olduğu bir şehirde virüs neden artıyor derler. birinci sebebi bu.
ikinci sebebi de ankara'nın bir geçiş bölgesi olması. kırşehir, kırıkkale, çorum, yozgat, çankırı gibi yakın yerleşim merkezlerine hafta sonları sürekli gidilip gelinmesi.
kentin dar bir alanda 6 milyon nüfusa sahip olması. şöyle düşünün sadece ve sadece 25 km lik bir alanda keçiören , çankaya ve yenimahallede yüçgeninde 4 milyon insan yaşamakta.
maske takılıyor.maske takmayan neredeyse yok. zannediyorum ki maskesiz bir yarıms aat gezsem sıkı bir dayak yerim.maskeye rağmen ankara'da korona vakaları artıyor. bu saçmalığa da bir dur demek gerekiyor. maskeye güvenip sosyal emsafeye uymayan binlerce insan var ankara'da. böyle olunca da ankara'da virüs tehlike arz ediyor.
"yks'de en başarılı 5 öğrenciden biri olan Ankara Fen Lisesi mezunu A. S. S ikinci tercihine yerleşti. Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine yerleşen A.S.S amacının ilber Ortaylı gibi iyi bir tarihçi olmak olduğunu ifade etti. Bu amacından sapma olmayacağını dile getiren A.S.S akademik kariyer yapma fikrinden vazgeçerse formasyon alıp öğretmen olmak istediğini de dile getirdi." ***masterhaber.com
yani gerçekten insan şaşırıyor. hayvanlar üstü bir puan al. sonra da gazi tarih bölümünü ikinci tercih de kazan. iyi kafaymış gerçekten. yani tıp varken, moleküler biyoloji ve genetik avrken , türkçe öğretmenliği varken git sen tarih bölümü oku. okuması da pek kolay olmayan bir bölüm. inş atanırsın ama bu kafayla o da zor.
ve nihayet bulundu.cuma günü rte tarafından açıklanacak olan müjde korona aşısının bulunduğu müjdesidir. yüzde 95 diyorum ben.
akp başkanı yeni bir dönem başlayacak dediğine göre bu denli önemli bir gelişme ancak ve ancak korona aşısının bulunması müjdesi olabilir. yine de "burası türkiye yok öyle" diyenlere aşağıdaki ihtimalleri de bırakıyorum.
çok değil birkaç yıl önce türkiye'nin futbol yıldızı diye pazarlandı. hatırlıyorum ilk maçını izlerken çok bilmiş erman toroğlu:" emre mor, türk futboluna hayırlı olsun" demişti. danimarka'nın elinden bu futbolcuyu nasıl aldığımız bir başarıymış gibi anlatıldı. peki ,nerede emre mor, gören bilen var mı?
en son celta vigo antrenman sahasına dahi almamıştı bu vitaminsizi. elinden tutmalıyız, yazık olacak diyorum ama adamın kendisine saygısı yok ki...
evet, malum öğretmen düşmanı ,eğitim düşmanı arkadaşlar için iban yardım kampanyası başlatıyorum. sözlükte tek gayesi öğretmen maaşını hesaplamak ve bununla dertlenmek olan azımsanmayacak bir gürüh var.
bu arkadaşların işi gücü yok ki sabah akşam öğretmen maaşlarını düşünürler. sayfalarca enrty girerler. derim ki: öğretmenler olarak bu arkadaşlara yardım elini uzatalım. ne versen elinle , o gider seninle. Allah rızası diyelim, 3-5 demeyelim. ibanlarına yağmur olup para yağdıralım. belki susarlar.
ayrıca burdan acun ılıcalı'ya sesleniyorum. bir kampanya da sen başlatabilirsin.
bekçi bekçi dediler. adamlar hayalet gibi. gören , bilen var m ı? parklar, sahiller, bahçeler tıklım tıklım bi kontrol eden bekçi, uyaran bekçi gördünüz mü? nerede bu süper yetkili bekçilerimiz? ben söyleyeyim.tenha parklarda , kimsenin olmadığı parklarda kola çekirdek yapıyorlar, goy goy yapıyorlar.
ha bir de maaş alıyorlar. 5000 TL civarı. peki ne zaman ortaya çıkacaklar. iç savaş çıktığında mı? darbe zamanı mı? ne zaman?
yıllardır dikkatimi çeken olgu. gerçekten cuma namazına giden bir sevgiliniz, nişanlınız, kız arkadaşınız var mı ? ben hiç rastlamadım. dinimizde cuma erkeklere caiz değildir sadece. ama yüzde 99.9'u müslüman olan ülkede ilginç bir durum. akp bu olaya el atmalı.
artık uzman zırtapoz Abdurrahman Dilipak da gündemine aldığına göre halifelik gelirse neler olur, hangi senaryolar gerçekleşir, tartışmak gerekir. aşağıda sıraladığım olay ve olgular gerçekleşirse şaşmam. yuh artık olmaz demeyin, daha 15 yıl öncesine kadar olmaz dediklerimiz oldu. diyanet işleri başkanı atatürk'e hakaret etti. her şey olabilir. arz ederim.
1.rte, varisim dediği oğlu Bilal Erdoğan'ı halife tayin edebilir.
2. cumhurbaşkanlığı seçimleri rafa pekala kalkabilir.babadan oğla geçen adil bir sistem söz konusu olabilir.
3.osmanoğulları ile halifelik paylaşılabilir. bir dönem osmanoğullar, bir dönem de sayın Recep Tayyip Erdoğan ailesinden biri tahta çıkabilir.
4.Tbmm, eski meclis gibi müze olarak kullanılabilir. devletin bütçesine hatrı sayılır bir meblağ bırakılır.
5.süleyman soylu ve erdoğan ailesi arasında taht mücadelesi görülebilir.
biraz önce ajanslara düşen habere göre galatasaray ünlü italyan forvet colpo grosso ile 3 yıllık anlaşmaya varmış. şimdi korksun bizden fenerbahçe, beşiktaş, başakşehir. bu sene falcao- grosso ikilisi çok can yakacak. galatasaray grosso'yu juventus'un elinfrn aldı . hem de yıllık 6 milyon euro ve 4 milyon euro ds imza parası. biraz tuzlu oldu ama yakışır....
aylardır endişelerimiz boşa değilmiş. süreç ocak ayında ankara gata'da başladı. babam yutkunmada zorluk çektiğini söyledi. dilinde bi yara vardı. gata normal bir ilaç tedavisini başladı. 2 ay sonra gittik kontrole.yara geçmemişti ve birazcık da olsa büyümüştü. durumun ciddiyetini fark edince tam virüsün en yoğun yaşandığı zaman dilimi olan martın 3.haftasından itibaren bizim hastane maceramız başladı.
ilk önce onkoloji hastanesinin kulak burun boğaz servisine gittik. patoloji sonuçları iyi çıkmadı. tümür kötü huyluymuş dediler. pandemiyi bahane eden onkoloji hastanesi doktorlar ileri bir tarihe ameliyat tarihi verince biz de hacettepe hastanesi öğretim görevlisi Taner Yılmaz'a ulaştık. 1 hafta önce hacettepe'de ameliyata giren babamın operasyonu 8 saat kadar sürdü. dilinin yüzde 40'lık kısmını aldılar. çeneye platin taktılar. şu an burundan besleniyor.
konuşma şu an oldukça zor. ama doktor 3 ay sonra normal konuşabileceğini söyledi. ama vücudun diğer bölümlerine metestaz yapıp yapmadığı 2 hafta sonra belli olacak.
şu an 2.evrede. sapasağlamdı babam, hastaneye yatışını kendisi yaptı, iştahı , duygu moral hali hastaneye yatmadan önce son derece iyiydi. ama şimdi...
bu yazıyı neden yazdım? deneyimlerimi paylaşıyorum, aynı hatalara düşmeyin.
1. asla asistan , intör denilen bazı doktorumsu zatlara soru sormayın. söyledikleri moral bozmaktan bir işe yaramıyor. hocalara sorun.
2. araştırma hastaneleri ,üniversite hastaneleri döner sermayesi olan hastaneler ücretli. bu tür ameliyatlarda prof. giriyorsa ameliyata, 6.000 liraya yakın bir ücreti var.
3.üniversite hastanelerindeki muamele-- özelllikle hacetttepe-----devlet hastanesindeki muameleden kötü. biz ameliyattan 3 gün sonra hocaya ameliyatla ilgili sorular sorabildik.
4.doktorların birisine babamın çenesi ile ilgili bir soru sormak istedim. diyaloğu aşağıya aktarıyorum. kelimesi kelimesine:
Ben:Bir bakar mısınız? Bir şey sorabilir miyim?
Genç Doktorumsu: Çabuk söyle, ne var?(odaya yöneldi)
Ben: Tamam, gelme. istemez.Çık burdan!
Genç Doktorumsu:( 1 dk sonra gelir) Neden böyle konuşuyorsunuz?
Ben: Sizden bir şey rica ettik. Bu tavrınız doğru muydu ?..
devlet hastaneleri çok çok iyi demiyorum ama burada sonuçta bir devlet adabı var. üniversite hastanelerinde ise daha çok özerk bir yapı var.