Gidin kıl tüy aldırın, botox yapın, bilmem ne uygulamaları yaptırın... Pöf Efil efil östrojen de salgılarsınız birkaç seneye
Yok ben entryi burada bitiremicim:
Siz erkeksiniz!
Avcunuza giren memeyi de kalçayı da sertçe kavrayıp kadınını nefessiz bırakacaksın, belinden tutup kendine yapıştırdığında oynatamayacak hiçbir yerini o kollarının arasına sıkışan kadın. Kadın sekste karşısinda erkek görmek ister. Tabiri caizse; kadını yarı sakat bırakacaksın gece.
"Canı acır mı, kızar mı, kızarır mı"... Bu duyguları hangi düşmanınız öğretti size ya?
Off " Kahrolsun eril güç" diye diye, erkek- kadın arası yeni bir form yarattınız, mutlu musunuz feminazi vajinsuları
iltifat oyala butonudur.
Sen o iltifatı aldığında ağzının yayları iki üç saat gevşek pozisyonda kalacağı için adama zamandan tasarruftur.
inanmıyorsan, inanacağın güzel yalanlar da var elimde.
Entry: cumartesi akşamı sömürüp sahalara saldıysan, hiçbir şeyden ürkmeyeceksin.
Hırkan yatağın üstünde kalmış,
Kokladım ve kendimi gülümserken yakaladım. Kendime yakalandım, Kendi kendimi utandırdım.
Bu hissin tadını tarif edemem... inan şu yaşa kadar bu kadar sevimli bulmamıştım kendimi... Çok seviyorum...
Ya bazen erkekler çok uzun ve boş konuşuyor.
Suratına bakıp, cümle kursam zai olacak, o cümle evrende dolanıp duracak, somut bir varlığa dönüşüp hacmen yer kaplayacak ama yine de o herif, ne dediğimi anlamayacak deyip kısa kesmektir; aynen onaylaması.
Hayatımdaki en dolu dolu konuşan erkek, kedim leo'dur. Kısa ve net; mauv deyince azmış, miuv deyince acıkmış, mmaaav deyince çişi gelmiş demek oluyor.
Leo'dan online ders almak isteyen erkekler, dm lütfen.
Sayın ereksiyonsuzlara bak hele!
Sikinden fazla uzaklaşmasın, her pozisyonda sikinin yarısı bari girsin diye uğraşan bodur Türk erkeğinin sorguladığı cmler.
Boyumun ölçüsünü al da göreyim.
O kadar çok reklamı döndü ki "vatan borcudur" dedim izledim. Ahmet kural olmasaydı, yaza kadar sarkıtırdım bu borcu.
Son bölümlere doğru Baki'nin gittiği köyde kurulan toplantı bölümünde çok güldüm. Oyuncuların Gülmeden güldüren diyaloglarını çok seviyorum. Baki'nin melankoli halini fazla buldum. Kendini insanlardan soyutlayıp, yalnız ve mutsuzum demek bana şımarıklık geliyor. Yaşadığı geçmişe saplanmış ve orada da mutlu ya da huzurlu ki gerçek dünyaya adaptasyon sürecine adım atmaya irkiliyor.
Spolier vermeden de anlatılmıyor ki! Toparlarsak, minimalize senaryo ile alışık standardın üzerinde keyif aldım.
Sıradaki kilit açıldı : prens' bekleniyor.
Uzun saç aurası diye bir şey var.
Bence bir kadının ilk kırbacı; uzun ve dolgun saçlarıdır.
Saçlarımı kısa kestirdiğimde, kadından çok kız çocuğu gibi hissediyorum kendimi.
Sevdiğim erkek ise mest ederim.
Hiçbir zaman sormam hangi yemeği sevdiğini, hangi yemeği sevmediğini...
gittiğimiz restaurantlarda menüye bakarkenki dikkatine odaklanırım;
içerik inceliyorsa o adam yeniliğe açık adamdır,
Menüyü alır almaz bilindik bir şey söylüyorsa;
Kesinlikle heyecan aramayan gelenekselci adamdır.
Sonra masadaki hangi mezeye ekmek banıyor hangisine çatal bile değdirmiyorsa görsel hafızama kazırım o anı.
Yemeğe çağırdığım akşam, bütün konulara çalışmış hazır kıta bekleyen öğrenci gibiyim dir; neyi sevip neyi sevmediğini çok önceden gözlemlediğim için o gece tabakları sil süpür yaptıracak kadar akıllı çalışırım.
Günün sonunda o da beni doyurur öhöm.