alkollü ürünlerle ilgili çıkarılan son yasaya dair twitter ortamındaki tepki hareketi.
az önce ''herşeye el attın be adam, bari 70'lik büyük'e saygın olsun #ickimedokunma'' twitiyle yüz gülümsetti.
anlayana fazlaca şey anlattığı bir video'su var bu aralar internette. adam geçmiş kamera karşısına çatır çatır hakkını istiyor, onda sorun yok.
ama biz adam olduk da hakettiğini verebildik mi o konuda pek emin değilim.
gerekli önlemler alındığında yalnızlık'la sonuçlanmayacak eylemdir.
en başta insanlardan beklentin kalmasın, alıp vereceğin bişey olmasın onlarla.
git bir can dostu bul, mümkünse güzeller güzeli bir köpek olsun.
beraber yemek yeyin, dolaşın; ölene kadar da bırakmaz artık seni.
sonra doğaya vur kendini, insanlarla çözemediğin ne varsa orda çözersin, başaranlar öyle söylüyor.
sonra fazla abartmadan geri dön ama tüm yaptıklarına rağmen insanlar bir şansı daha hakediyorlar...
neresinden bakarsanız bakın o hediye alınana kadarki en büyük stres kaynağıdır.
malum günün yaklaşmasıyla beraber mağazalar üzerine düşeni yapar ve milletin gözüne gözüne sokarlar büyük indirimleri!
sonra siz yavaştan yavaştan arayışlara girersiniz bu sene ne alsam acaba diye.
ama uzun süreli bir ilişkiyse ilk akla gelecek seçenekler önceki yıllarda tüketilmiş olduğundan 14 şubata doğru feci bir karın ağrısı baş gösterir. işi son güne bırakmamak için tek başına çıkarsınız sabahtan dev alışveriş merkezlerine. o mağaza senin bu mağaza senin dolaşıp sevgiliye layık bişey bulamazsınız.
ve o gün gelir, sevdiceğiniz önündeki paketi açıp içindeki tabu x large'ı görünce yediğiniz boku anlarsınız.
''hep beraber oynarız'' diye sıvarsınız bi de. ama artık çok geçtir.
not; bir arkadaşın yaşadıklarıdır yukarıdakiler. bekarlık sultanlıktır diyecem ama, hem de bu göt donduran kış gününde öyle mi?? neyse...
uzun zamandır çocukluk oyunlarımızı oynama fırsatı sunan web sitesi. tank 90, road fighter, world cup 98, final fight ve diğerleri.
çocukluk arkadaşlarımızla saatler boyu harika vakit geçirdik bunlarla.
atari kasetimiz çalışmayınca üflüye üflüye bi hal olduk çalışsın diye.
şimdi bilgisayarımda cod modern warfare 2 var ama sıkıldıkça dönüp dönüp bu oyunları oynuyorum.
oynadıkça insanın içini ısıtıyor, eşşek kadar adamı bi kaç dakika içinde o kısa şortlu çocuğa çeviriyor.
az önce yine tıkladım sık kullanılanlara ama şöyle birşeyle karşılaştım.
forbidden
you don't have permission to access /index.php on this server.
evlat acısı gibi koydu vallahi. allahınız yok mu ulaaan..
yeni albümünün piyasaya çıkışıyla beni çocuklar gibi sevindiren adam.
ilk albümü ile itunes listesinde öyle bir yer edindi ki en yakın rakiplerine bile nal toplatıyor.
şöyle birşey var bu adamın şarkılarında,
şarkının başlamasıyla kendini öyle bir kaptırıyorsun ki; olay müzik dinlemekten çıkıyor başka birşey haline dönüşüyor. adına ne dersen artık. iyi varsın cem adrian.
bu lafı eden adam köşesinden aklına geleni yazmak yerine
çıksın doğmamış yavrusunu kaybeden kızın karşısına, suratına söylesin bunları.
eğer becerebilirse bişey demiyorum. helal olsun...
altından ne çıkacağını göreceğiz ama heryer bu açıklamayı beklerken sözlük ahalisinin
olaya ilgisizliği oldukça ilgi çekici.
eldeki belgelerin hangi ülkeler hakkında olduğuna dair bir harita da var.
söylenene göre washington'dan sonra en fazla belge ankara ile ilgiliymiş. http://www.guardian.co.uk...-embassy-cables-wikileaks
allah rızası için biri bana açıklasın arkadaş,
siz değil miydiniz derneğin binlerce sayfa dökümanına el koyan,
üst düzey yönetcilerini göz altına alan,
derdi öğrenci okutmak olan bir derneği kamuoyu önünde zor duruma düşüren.
ne için? sırf senin gibi düşünmüyorlar diye mi?
bu mu bizim hukuk devletimiz, si.eyim hukukunuzu.
herşeyi geçtim; hadi diyelim ki o el koyduğunuz belgeler yüzünden aldığı burs iptal olan binlerce öğrencinin yaşadıklarının hesabını verdiniz,
hasta yatağındaki türkan saylan'ın o günlerde yaşadıklarının hesabını nasıl vereceksiniz?
ilk başlarda hem ekşi sözlük hem de uludağ sözlük'e yazar olma beklentisi olmadan sadece okuyucu olarak kayıt olmuş,
kısa bir süre sonra iki sözlükten de yazarlık onayı almış uludağ sözlüğün unnamed'i, ekşi sözlüğün oguran'ı.
modlarla yaptığı kısa süreli bir derdim var görüşmelerinden sonra, mantığını tam olarak anlamasa da,
aynı entry'leri farklı sözlüklerde kullanmanın sözlük kurallarına aykırı olduğunu öğrenmiş altıncı nesil yazar.
--- spoiler --
behzat ç'nin kabusunda kızı şöyle bişeyler söyledi;
sana hiç beklemediğin bir tokat atıcam babacık.
-- spoiler --
bişeyler çıkacak bunun altından hayırdır inşallah...
edit; iş bu entry sahibi yazar behzat ç.'nin son 3 bölümünü izleyerek olaya dahil olmuştur.
yıllardır edindiği klasik türk dizisi izleme mantığıyla bu pek bi sorun yaratmayacaktı.
ama anlaşılıyor ki behzat ç.'nin geçmişi hakkında da öğrenilmesi gereken daha çok şey varmış.
ilk bölümleri biyerlerden bulup izlemek gerek artık.
--spoiler--
kabus sahnesiyle beni benden alan star tv dizisi. çekimleri muhteşem olmuş.
oynayanlar bilir buram buram max payne havası vardı o sahnede.
sana hiç beklemediğin bi tokat atacağım babacık!
--spoiler--
kabus bitti reklamlar başladı, hala çeviremiyorum kanalı. başlar da kaçırırım diye.
star tv diziyi piç etmek için saatiyle oynayıp duruyor ama çok sağlam iş çıkarıyor adamlar.
bırakın işlerini yapsınlar..
bugün saatler boyunca sözlüğün ırzına geçen yazar. bu arkadaş iş üstündeyken modlar ne iş üstündelerdi merak ediyorum.
gün içinde açtığı başlıklardan bir buket sunmak gerekirse;
anladığım kadarıyla bayram tatilini 9 güne tamamlayan ilginç bir telefon şirketi.
18 kasım günü samsung marka cep telefonum bozuldu. bir anda şarjı boşalmaya başladı. telefon kapanıyo kendi kendine vs vs.
garanti belgesine baktım telpa ve daha 1 yıl garantisi var. internetten adanadaki şubelerinin telefonunu buldum.
bir yandan da geçici çözüm bulmaya çalışıyorum. şimdi telefonu kaptırırsak kim bilir kaç günde geri verirler acaba diye.
ama ne iştir ki adana şubeleri bayram tatiline çıkmışlar.
aradım cevap yok, aradım cevap yok.
iyi dedim bari telpa genel merkeze mail atayım da durumu bilsinler. bi çözüm bulabilirler belki.
adamlara 18 kasım günü attığım mesaj 22 aralık pazartesi günü cevaplandı.
cevap da şu; cep telefonunu istanbula kargolayın, biz bi çaresine bakarız.
arkadaşım ekmek doğrama makinası mı satıyorsunuz bu cep telefonu.
işim var gücüm var, lak lak için kullanmıyorum ki ben bu aleti.
özel sektörün pazarlama yaparken herşeyi toz pembe gösterip sonra başımız sıkışınca böyle yavşaklaşan tavrından nefret ediyorum.
yazdım rahatladım be sözlük. gerçi bunları aynısını telpa'ya da yazdım da o bile bu kadar rahatlatmamıştı. oohhhşşş..
koşan bir herifi izlemenin bu kadar zevkli olabileceği aklımın ucundan bile geçmezdi.
adam rakip defansa 20 metre içinde 10 metre fark atıyo.
allahım sana geliyorum. sol kanattan depar atarak hem de..
ismail yk en çok satan albüm sahibi, recep ivedik en çok izlenen film, akp en çok oy alan parti.
yüzümüzün batıya dönük olması, hala doğuda olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor maalesef.
seninle yaşamak yorsa hatta ağzımıza sıçsa da çoğu kez, öyle bir aşkla bağlıyız ki kopamıyoruz bir türlü...
Be hey dürzü; ne ararsın tanrı ile aramda!...
Sen kimsin ki orucumu sorarsin?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın?
Rakı, şarap içiyorsam sana ne yoksa sana bir zararım, içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.
Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden, dininden de soguyacak bu millet!
işgaldeki hali sakin unutma, Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çikardin amma baban kimdi bilemezdin serefsiz!!!
bu ülkenin doğusunda sokağa çıktığında sıkça karşılaşabileceğiniz erkektir.
kimse şerefsiz falan da demez onlara.
çünkü orda öyledir, babasından öyle görmüştür. bambaşka bir hayat akıp gitmektedir oralarda.
sonra bir sürü karısından bir sürü çocuğu olacaktır. (öyle 3 çocuk da değil hani)
sonra yeterli bakımı sağlayamadığı bir sürü çocuktan bir kısmı doğal seleksiyona uğrayacaktır maalesef.
hayat böyle akıp gidecektir. anlamak güçtür, batıdan bakınca anlamak da pek mümkün değildir zaten.
her zamankinden erken kalktım, traş oldum. kolay kolay giymeye kıyamadığım bol sıfırlı takım elbisemi çıkardım dolaptan. hazırlandım. tertemiz çıkmak lazımdı ata'nın karşısına.
sonra sağlık ocağımın bağlı olduğu köyün yolunu tuttum.
aklımda şu sözü vardı; 'beni türk hekimlerine emanet edin.'
saat 9'a yaklaşıyordu. dışarı çıktım sağlık ocağının yanındaki okuldan çocukların sesleri geliyordu.
onlar da toplanıyorladı.
sonra köyün tek bakkalı çıktı bakkalından dışarı. üstünü başını düzeltti.
sağlık ocağının bahçesindeki türk bayrağının yanına gittim. okuldan siren sesleri yükselmeye başlamıştı. yavaş yavaş yarıya indirdik bayrağı.
1938'den beri yaşananları düşündüm. verilen mücadeleyi. yoktan var edilen koca bir ülkeyi. kurtuluş savaşını.
siren sesleri bitti. istiklal marşını okumaya başladık. köyün bakkalı ve okuldaki öğrencilerle beraber. sonra başıyla selamladı bakkal, içeri geçti.
hemşire ve sağlık memurlarımla beraber sağlık ocağına döndük.
ata'nın bir başka sözü vardı şimdi aklımda ; daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetindeyiz.'
nur içinde yat ata'm..
yere kapaklanmak üzere olan adama zorla penaltı kazandıran hakan arıkan'ın da,
bir avrupa maçınının daha ırzına geçen ilker yasin'nin de, hugo'nun da... dedirten maçtır.
