beşiktaş'ın sembolik dükkanlarından biridir. bir asrı geçmiş zamandır aynı mekanda ve aynı formatla hizmet veren, istanbul'un en iyi kahvaltıcılarından. kaymağı inanılmaz lezzetli. yaz aylarında dışarıdaki iki masadan birini kaparsanız şanslısınız. içeride oturacaksanız da mis gibi süt kokusuyla kahvaltı yapacaksınız demektir ki bu da lezzettir.
tabi bunlar pazartesi gününe kadar geçerli. çünkü güzel olan herşey gibi pando usta'nın mekanını da tarihe karıştırıyor rantçı güçler.
pazar günü son kahvaltı yapılacak ve pazartesi günü (25 ağustos 2014) dükkan tahliye edilecek.
1884-1933 yılları arasında yaşamış amerika'lı lirik şair.
aşırı dozda uyku hapı alarak hayatını sonlandırırken, geride 18 yıl önce kaleme aldığı şu notu bırakmıştır:
öldüğümde üzerimde güneşli nisan ayı. yağmurda ıslanmış saçlarını sallarken, kalbi kırık bir şekilde üzerime kapanmış olsan bile, aldırmamalıyım. huzur bulmam için, yağmur dalları eğdiğinde, yapraklı ağaçlarınki gibi bir huzur. ve senin şimdi olduğundan, daha sessiz ve acımasız olmalıyım.
beyinsizden yazar oluyor da ülkücüden neden solcu olmasın denilesidir. yani, kazanın doğduğuna inanıyorsunuz da öldüğüne neden inanmıyorsunuz meselesi.
he anlayabilecek olanlara açıklama da yapalım. mansur yavaş ben solcu oldum diye bir iddiada değil, chp'de mansur yavaş ile ilgili bu adam solcu oldu iddiasında değil. ne yazık ki siyaset böyle bir şey. sol, sağ meselesine bakacaksak ilk tartışacağımız şey chp'nin solcu bir parti olup olmadığıdır ayrıca. bir de mansur yavaş sağ ya da sol değil, demokrasi mücadelesi veriyor şu anda. anlayana.
bu kadar mi? tabi ki degil. canimdir, cigerimdir. cok severim. buralari güzelleştirmeye gelmistir, daha dogrusu yoldadir, geliyordur. bir an once gelsindir.
oynadığı bir iki tiyatro oyununa denk gelip 'bu adam ne yapar' merakına kapıldığım oyuncu kişisi. merakımın sonucunda gördüğüm manzara (bu kadar genç bir oyuncu için) ilk kez beni memnun etti. arkadaşımız liseyi bitirip üç beş arkadaşının gazıyla, boyuna posuna güvenerek ajansa yazılmamış mesela. tiyatro kluplerinden, sanat merkezlerinden geçmiş; çeşitli eğitimler almış ve öylelikle çıkmış karşımıza, nitekim hoş çıkmış. televizyon kültüründen ciddi mânâda uzak biri olarak, oynadığı dizilerle ilgili yorum yapamayacağım. fakat kendisinin kaliteli işler çıkarabilecek güçte ve yetenekte olduğunu görmek çok da zor değil. umarım parasal kaygılardan uzak kalmayı başarıp tiyatro öncelikli bir sanatçı olur.
çok mühim not: 'gece gece nedir bu şimdi, bize ne el alemin adamından a woman' diyeceklere hazır cevap; söz konusu şahıs, üç beş sene sonra magazin programlarında "genç kızların yeni sevgilisi" temalı haberlere konu olduğunda, sözlükte başlık açmaya niyetlenenlere 2014 yılının ilk ayından kapak hazırladım.
3 günde herhangi bir kadını tav etmektir. oradaki "5 yaş büyük" tabirinin bir önemi yoktur. bir insan size tav olacaksa yaş, boy vb. gibi şeyler sadece sayısal değerdir. saygılardır.
birisi için ironi mahiyetinde "tırın altında kalıp ikiye bölünsün" dediğimizde ciddiye alan kişiciklerin bunu mesele yapıp başlık açmasıdır.
mesela ben, eski sevgililerimi çok severim. çünkü benim sevdiğim bir insanın "kötü" olması imkansızdır. ama bazı cümlelerimle, arabeskizmle uzaktan eğlenirim. bunu ciddiye alan geri zekalılar da "hani hümanizm ühühü" yapar.
ne yazık ki her yerde var olan insanlardır. hayatta olmalarının her hangi bir artısı yoktur. hayatınıza girdiklerinde anlarsınız bunu. bu tip insanlar sokak lambası gibi geneldir. kime yandıklarını anlamanız mümkün değildir. çünkü ciddi bir arıza olmadığı sürece herkese yanarlar. ikili ilişkilerde, iş ilişkilerinde, okulda, evde, sokakta sıklıkla karşılaşırız. özellikle ikili ilişkilerde olan cinsi hiç çekilmez.
evet. bir yaz mevsiminin daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. hüzünlü müyüz? hayır. mutlu muyuz? hayır. ya bitti de ne oldu diye soranlar,evet hiçbir şey olmadı ama yine de bitmese iyiydi. yalnızlar için üşüme aylarına doğru yürüyoruz hızla. bir de yaşlanıyoruz tabi efendim. ayrıca 2013 yazında ayağını denize sokamamış olanlara da sevgiler.
insan olacaksın. birine bir şey olduğunda milliyetini, dinini sormadan üzülebilirsen insan olursun ancak.
ethem' e, medeni' ye abdullah' a, mehmet' e,ismail' e, rojova' ya, mısır' a, kerkük' e, türkmenistan' a, dersim' e, sivas' a, çorum'a, zulme maruz kalan insana, hayvana, her şeye üzüleceksin.
ama birine oh olsun, birine yazık diyorsan kendi şerefsizliğine üzüleceksin.
merhaba,
albümümüzü haziran ayında satışa sunduk. fakat ülkemiz fırtınalı günlerden çekerken gündemi meşgul etmemek için basın bültenimizi candanercetin. com' a koymak dışında bir duyuru yapmak istemedik. yüreğimiz elvermedi, elimiz gitmedi.
ancak ben bu albümü de tıpkı diğerleri gibi arşivinizde yer almasını arzu ediyorum.
sevgilerimle
candan erçetin
gerçekten de hiçbir şekilde gündemi meşgul etmeyen bu güzel insanın albümünü dinlemesekte almalıyız.