olası bir durumdur. adam orada mahpus. yapacak iş yok, güç yok. ee her tarafta kendisine bilgi aktarabilecek eleman da var. boş vakitlerinde fuat avni hesabı ile twitter da olabilir.
erkeklerin ağlamaları kadınlara nazaran daha seyrek olduğundan erkekler ağlamaz diye bir sanrı vardır. ancak erkekler, insan olduklarından ağlamaları normaldir.
duygularını kolay kolay dışarı vuramayan bir erkek ağlıyorsa sarın onu, sarmalayın. belli ki içinde fırtınalar kopuyordur.
ekonomiden anlamayan ama kendisini ekonomistmiş gibi gösterme çabasında olan kişilerdir. günümüzde bolca bulunmaktadır. en önemli özellikleri her ortamda kendilerini en bilgili, en kültürlü, en entellektüel gösterme çabalarıdır. en hakikisinden bir tane osmanlı tokadı'nın çakılması lazım bu tip insanlara.
dijital ortamda ağlıyorum anlamını taşıyan ikon, günlük hayatta ise ağlayan birini gördüğümüzde karşılaştığımız yüz ifadesidir. *
nerede olursa olsun ağlayan surat ifadesi genellikle insanları hüzünlendirir.
tanım: sosyal medyanın yaygınlaşması ile kendini göstermiş bir rahatlama yöntemidir. bu durum, kahvehane kültüründe her gün devleti yıkıp yeniden kurmaya eş değer mantıktadır. lüzumsuzdur, oturulan yerde vatan, millet kurtarılamıyor ne yazık ki...
tanım: evlilik gibi ciddi bir kurum için facebook gibi sosyal medya olan bir internet sitesi üzerinden eş (karı/koca) arama durumudur.
internet her alanda hayatımızda olduğundan dolayı, sosyal medya üzerinden tanışıp evlenme artık gayet olağan bir durum haline gelmiştir. ancak ısmarla şeklinde eş arama isteği garip durmaktadır. işin ilginç yanı ise tarikat üyesi* olan kişiler tarafından olmasıdır. tabi isteyen istediğini yapar, bizi ilgilendirmez ancak yine de tuhaf durduğu gerçeğini değiştirmez.
insanlara gökten akıl-fikir dağıtılırken* şemsiyeyle gezip gıdım zihin sahibi olamayan insanların genel adı. en belirgin özellikleri ise topluluk içerisinde muhakkak en az bir tanesinin bulunmasıdır.
köktendincilik, aşırı tutuculuk manasına gelen ingilizce kelimedir. en temel özelliği ise din ve politika işlerinin ayrımını red etmesidir.
muhafakarlık ile karıştırılmamalıdır. muhafazarlık mevcut olanı korumaya eğilimliyken fundemantalism daha uç fikirlere sahiptir, radikaldir. örneğin radikal islamı savunan hizbullah fundemantalist bir gruptur.
bazen sevgililerinden, arkadaşlarından, ailelerinden, kadınlar gününde söylenenlerden bile duyulan ve bıkkınlık getiren yalanlardır. ancak en çok sevgiliden duyulur ve en acıtan da bunlardır.
-sevgili: biz onunla sadece arkadaşız.
+kadın : olabilir canım arkadaşız diyorsan öyledir.
+kadın : dün seni arkadaşız dediğin kişiyle öpüşürken gördüm???
-sevgili: anlatabilirim, anlıktı, seni seviyorum...*
genelde sevgililerin birbirlerine söylediği bir cümledir. duyulması bile kişinin yüzünde tatlı bir gülümseme yaratmaya yeterlidir. kalp atışlarını hızlandırmaya da yardımcı olur.
*Uzun süre iktidarda kalmayı başaranların ve toplumsal mutabakatın doğal sonucu olarak iktidarın yegane temsilcileri bulunanların en önemli başarısı; toplumun psikolojisini güçlü şekilde düzenleme hatta manipüle etme gücünü ellerinde bulundurmalarından kaynaklanır.Bu gücü kavrayan mutlaka iktidar olur.
Demokrasi insan odaklı olduğu için tek bir insanın düşüncesini dahi önemsiz kabul etmez.Özellikle bireylerin meydana getirdiği kitlelerin tercihi ve yöneldiği istikamet iktidarı ve muktedir olmaya çalışan siyaseti belirler. Bu yüzden kitlelerin dili ve psikolojisi her şeydir.
psikolojik iktidar siyasetçiler için çok önemlidir. iktidara giden yolun adeta lokomotifidir.Modern dünyada profesyonelce yapılan tüm işlerinin vazgeçilmezidir.Servetin, gücün, kendini kabul ettirmenin, liderliğin, global yükselişin, karizmatik yetkinliğin, demokratik üstünlüğün bir numaralı değişmez faktörüdür.
içteki psikolojik başarı her zaman dışa yansır.Ruh sağlığı aynı zamanda başarı ve motivasyon kaynağıdır.Komşu ülkelerle sıfır problem esasına göre ilişkilerin geliştirilmesi, sınırların açılması ve farklı açılımların yapılmaya çalışılmasının ardında ciddi ve güçlü bir psikolojik harekat tüm çıplaklığıyla kendisini göstermektedir.
başarılı bir iktidara sahip olmak ise amaç, toplumun sahip olduğu değerler bilinmeli ve onların isteklerin göz önünde bulundurarak çalışılması gerekir. akabinde başarı çorap söküğü gibi devam edecektir.
tanım: bir ortama girildiğinde eğer o an da konuşma tamamen kesiliyorsa ve başka konular bulunmaya çalışılıyorsa akla gelen ilk cümle budur. bu cümleyi kurmak yanlış olur, kesin dememek gerekir matematiksel olarak bahsetme oranı %50 dir.
neden hemen bardağın boş tarafı görülür ki, bir de dolu tarafından görmeye çalışmak gerek.
bazen karar vermek için bazen de bir duyguyu anlatmak, paylaşmak gibi konularda ne yapacağını, ne diyeceğini bilememe durumlarını belirtmek için kullanılan söz kalıbı. örneğin, sevilen birinin vefatına alışmaya çalışmak için de kullanılabilir veya final döneminde aynı gün için de 3-4 tane sınavın olduğu zaman aralığını tarif etmek için de kullanılarak örnekler çoğaltılabilir.
kız sayısı ile ters bir orantıya sahiptir. ama yine de aralarında istisnalar vardır pek tabi. iibf kantinine gidip tikky kız ayarlayabilmek için taş gibi bir fiziğe sahip olmak gerekir malum ne kadar ekmek o kadar köfte kanunu geçerlidir. ama yok ben spora felan gidemem diyen bir mühendis adayına fen-edebiyat fakültesi de tercihdir.
çeşitli sebeplerden ötürü bir önceki ay ödemediğiniz elektrik, su, telefon, internet, doğalgaz vs herhangi biri (/birilerini) bir sonraki ay üst üste yatırma durumudur. bir anda çok fazla parayı sade ve sadece faturaya yatırmak, mide bulantısı, hazımsızlık gibi pek çok yan etki yaratır.
staj yaptığınız kurumda staj adı altında kölelik sistemine (dünya kadar onların işini yap, sana tek kuruş para vermesinler) uyum sağlamaya çalışırken size verilen bir görevi bitirmişsinizdir ancak odadaki diğer çalışan yarın başka işe geçersin bugün şunu yap istersen hem staj defterine yazmış olursun der ama bunu patrona söyleme diyerek kendi işini size yüklettiğini anlarsınız. böyle bir durumda yapılması caiz olan ya işi kaytarmak başka şeyler yaparak misal sözlüğe girerek ya da yavaş yavaş keyfince çalışmak. kendi işini başkasına yaptırana müstehak durumdur.
delinin birinin kuyuya bir taş atıp, 100 akıllının bunu çıkartmaya çalışıpda çıkaramadığı durumda oluşan psikolojik durum. delidir ne yapsa yeridir deyip geçiştirmek gerekir.
ne zaman olduğunu bilemediğimiz gibi her an herhangi bir sebepten başımıza ya da çevremizden birinin başına gelebilecek en nihayetinde hepimizin sonu olan hadise. çok ağır bir tramvadır, psikolojik bulanıma soktuğu gibi intihara kadar gidebilecek sonuçlar da doğurabilen bir olgudur.
ölümden sonraki yaşamı bilmediğimiz için (inanç gereği ahiret hayatı var diyoruz ama ne olduğunu bilmiyoruz) ölen kişi hakkında yorumlar yapamayız, oradaki yaşam ile ilgili. lakin ölen kişinin yakını olarak (anne, baba, kardeş, sevgili, amca, teyze vs vs) bizim çektiğimiz acılar kalır elimizde avucumuzda. bu acılarla yaşamaya başlarız yavaş yavaş. inanmak istenmez ölümü, o vardı o daha şu kadar zaman önce kanlı canlı karşımdaydı, onunla göz göze geldik, aynı havayı soluduk, can dedik canan dedik, hayattan bahsettik. kanlıydı canlıydı yaşam doluydu, o vardı diye düşünmeye başlarız. sonra yavaş yavaş acılara karşın isyanlar başlar. neden allah'ım, neden o. madem böle olcaktı neden tanıştık diye sorular beyinde ilerler yavaş yavaş, bir örümcek gibi ağını kurar ağır ama kararlı azimli bir tavırla. biraz zaman geçer ardından bir daha hiç gülmez dediğiniz yüzünüz soluk gülücükler de olsa, içten olmasa da gülmeye başlar, şaşarsınız kendinize, nasıl olur bu diye. içiniz çekilir sanki kendinize şaştıkça. irdelemeler başlar, hayatla ilgili ciddi felsefik sorgulamalar. gece yatağa yatıldığında uyumamazsınız hemen ya da bunu engellemek için günde yüz bin tane meşguliyet bulunup yorgunluktan dibiniz düşene kadar çalışırsınız maksat düşünmemektir. ama öyle de böyle de düşünürsünüz hayatın sonu olduğunu, bizden sonra kalacak bir şey olup olmadığını irdelersiniz. kötülük yapmanın ne size ne de başkasına faydası olmadığını anlarsınız. iyilikle dolmak gerektiğini, hayatı yaşanır kılanın güzellikler olduğunu anlarsınız. ve bu sorgulamalar ruhunuza işler. temizlenip arınmış olursunuz. bedeli ağır bir tramvadır ama eninde sonunda hepimizin bir şekilde yaşayacağı bir acı.
ehemmiyetli kişidir. yaptığı herhangi bir sıradan bir işte * şans faktörünün limitini sıfıra yakınsatan insan modelidir. her zaman B,C planları vardır.
bu türden insanların davranışlarına örnek verilecek olursa, 100. kattan atlayıp, düşerken kafasına kurşun sıkmayı ihmal etmez.
hayal etmenin dayanılmaz hafifliği zevkinden ve hayallerini gerçekleştirme gücünden yoksun insanların dahil oldukları topluluk için kullanılabilecek olan cümledir. reel dünyada illa ki ezen ve ezilen olduğu için bu tercih sıralamasında ya koyun olup güdülürsünüz ya da hayallerinizin peşinden koşup çoban siz olursunuz. tercih keyfidir.
halk arasında odun olarak tabir edildiği için kız/erkek arkadaş edinemeyen çoğu mühendisin davul bile dengi dengine diyerek uzun analizler sonucu aşık olması durumudur. onlar erer muradına biz çıkarız kerevetine.
Devlet, ortak bir hayatı ve kültürü paylaşan bir toplumda, bu toplumu düzenleme, bu topluma güvenlik, refah ve huzur sağlama amacını güden ve bu amaca yönelik olarak kanun koyma, bu kanunları uygulama, yargılama, cezalandırma gibi güçlere sahip olan kurumdur. en küçük topluluk olarak değerlendirilebilecek topluluk, anne-baba-çocuk'tan oluşan çekirdek aile dahi daha fazla söz sahibi olan, karar verme yetisi bir nebze olsun daha fazla olan bir kurumken devletsiz bir toplum düzeni düşünülemez. zira devletsiz bir toplumda orman kanunlarının hüküm süreceğini görebilmek için müneccim olmaya gerek yoktur. insanların huzurlarının, mallarının, canlarının ve ırzlarının hiçbir güvencesinin kalmayacağı bir düzende, gerçekte bir "insan toplumu"ndan ziyade, hayvan topluluğu gibi yaşanmaya çalışılacaktır.
devlet, tabi ki sınırsız güçlere sahip olan ve objektif davranabilen bir varlık değildir. zaten insanın olduğu bir yerde mükemmellikten bahsedilemez. lakin devlet otoritesinin insan davranışları üzerindeki etkilerini göz ardı etmek deyim yerindeyse aptallık deklerasyonudur. ve bazen bu otorisesini kötü amaçlar için kullanır. devletin, sorumluluğu altında olan halkı unutup birilerinin menfaati için bazen birebir bazen de yavaş yavaş sinsice ölüme terk ederek gösterdiği bir kanlı yüzü vardır.
Devletin, vatandaşlarının her türlü kişisel yaşam alanına müdahalesi ve sonrasında yaşanan şiddet ve ölümler devletin vatandaşı üzerine yaptığı katliamlardandır.
devletin, etnik köken bakımından çalkantı olduğunu görüp önlem almaması ve akabininde yaşanan ölümler devletin katil yüzüdür.
devletin, deprem riski yüksek olan yerlerde yapılaşma denetimini yapmayıp, ekonomisinin tabanını bu risk altındaki yerlere kurması hem birey anlamında katliamdır hem de ülke ekonomisi anlamında. deprem vergisi alıp milyarlarca dolar parayı kendi ceplerine indirip risk altındaki bölgede olan hastanelerin dahi %80 ninin depreme dayanıksız olması toplu katliama zemindir.
yerel yönetimlerin partiler üstü olduğu gerçeğini unutup sırf parti için çalışması yerel halka uygulanacak psikolojik şiddettir.
devletin, sosyal devlet anlayışını uygulamayıp, benden yana olanlar kazanır diyerek sosyal adaletsizlik yapması ve birilerinin günde 17-18 saat asgari ücretle çalışırken birilerin de oturduğu yerden trilyonlarca lira kazanması sonrasında fransız devrimi gibi hak aramak zorunda kalıp bu yolda ölen canların katilidir.
devletin, bireylerinin ihtiyaçlarını gözardı edip onları koyun sürüsü psikolojisiyle eğitip bilinçsiz, eğitimli cahiller yetiştirip sonraki nesillere de aynı şekilde davranıp doğal seleksiyonu unutması, yani güçlünün var olup zayıfın yok olacağını unutması kendi kendisinin imhasıdır.
bu katliamlar olurken başbakan, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları nerede diye sormak gerekir. biz sizi, biz kendi işimizi yaparken bizi içerde ve dışarda bürokratik yollarla koruyup kollamanız, daha iyi bir yaşam standartlarında yaşamak için seçtik. siz milletin vekili siniz efendisi değil, bunu unutmayın, demek gerekir.
malumunuz çoğumuzun şahit olduğu sahilde, parkda, orda burda sevgiliyle veya arkadaşlarla otururken çiçek satan kadınların gelip 404 misali size yapışmasına karşın sizin verdiğiniz ayar niteliğinde olan tepkilerdir.
unitedcolor arkadaşı ile sahilde oturmaktadır. çiçek satıcı kişimiz de yavaş yavaş gelip "abe güzel güllerim, karanfillerim vardır yanındaki hanımkıza bi çiçek alsana bea" der. biz yok teşekkür ederiz sevgili değiliz felan derken abla işi büyütmüş şekilde o zaman bir falına bakıyım güzel kızım, yüzünden güller, gülücükler eksik olmasın deyip sürtünme katsayısını minimize etmenin yollarını aramaktadır. biz yine teşekkürler abla modunda devam ederken o zaman bir selpak alın der. ve akabininde cevabı yapıştırırız. abla az evvel şurdaki abladan selpak aldık. fabrikasını mı kurucağız selpağın? ama istersen şurdan köşeden 1 liraya 10 tane paket halinde alıp size vereyim de 2 dakka rahat bırak denir. abla da ne kızıyorsun istemiyorum desen giderim der. ardından tabiiii denip çiçekçi ablanın gidişini izleriz, arkasından su dökmeden.