Büyük ihtimalle çocuklukta yer etmiş o hazzı başka hiçbir oyundan alamayacağınız, hayatımızda varolan bize has baş yapıtlardır. Önemli olan grafik değildir hayal gücümüzün o oyunu bize nasıl gösterdiğidir. (bkz: street rod 2)
Windows 95 zamanlarında bir oyun vardı her turlu araçla yarısabiliyorduk hatta araçlara logo falan koyabiliyorduk helikopter falan da vardı hatta marsta bile yarısıyorduk o oyunun adı neydi kabız oluyorum düşündükçe.
Bu ülkede kaçakçılığın en üst düzeyde olduğu konusunu her zaman atlıyor insanlar. Hayati beyin de bu durumun farkında olduğundan eminim ama görevini gerektiği gibi icra edemediğini hiç bir insan kabul etmez. Nedenini açıklayayım size ben gıda mühendisiyim ve yasal prosedürlere göre ülkeye girip çıkan gıda maddeleri, içecekler vs. örnek alma kurallarına uygun olarak numune alındıktan sonra kanun ve tüzüklerin belirttiği yönde analizlere tabi tutulur ve problem yaratan ürün geri gönderilir. Bir ikincisi üretici firmalar üretim öncesi, üretim aşaması ve sonrasındaki analizleri yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür bu yasal bir zorunluluktur ve bu işi de aynı şekilde gıda mühendisinin yapması gerekir. Şu günlerde şarlatan bir tıp doktorunun televizyonlarda çıkıp "yok efendim bu zehirli vay efendim şu öldürür" şeklindeki konuşmaları bir profesörün bile cehalet sahibi olabileceğinin göstergesidir ki bu şahısa defalarca kez odtü gibi üniversitelerin gıda mühendisliği başkanları veya diğer üniversitelerin hocaları tarafından canlı yayında muazzam kapaklar yapılmıştır ama kendisi hala vik vik konuşup insanların zihinlerini bulandırmaktadır. Eğer zehirli pirinç bu ülkeye girdiyse ya kaçak yolla ya da inatla gıda güvenliğini yok sayıp televizyonlarda şunu yiyince kafan patlıyormuş yok şunu yersen çocuğun aptallaşıyormuş muşta muşlara göz yuman ve bu problemi kökten çözecek insanları inkar eden devlet yüzünden girmiştir. insanlar gıda ürünlerini tüketmeye korkuyoruz diye bas bas bağırırken bu işin uzmanı olan ve bununla ilgili her türlü dersi almış bilim insanları yerine neden veteriner hekim ya da ziraatçiler çalıştırılıyor. Bu ülkedeki torpil anlayışı düzelmediği sürece daha çok insan zehirlenecek emin olabilirsiniz.
Eğer milliyetçilik, ülkü ocağı adı altında serserilik yapıp suçu günahı olmayan genç insanları zorla, sıkıştırarak, zarar vererek bir düşünceyi empoze etmek ise istemiyoruz öyle milliyetçilik. inanır mısınız artık milliyetçi denildiğinde aklıma gelen profil budur. Bir asker çocuğu olarak konuşacağım ben de ülkücü diye tabir ettiğimiz insanlar tarafında sıkıştırıldım (lise yıllarında, üniversite yıllarında) ancak her seferinde ağızlarının payını verdim milliyetçiliğin ne olduğunu kendi görüşümü anlattım ve evet anladılar hepsi ile hala görüşürüm demem o ki bırakın milliyetçiliği; tuvaletçilik akımını bile algılayabilmek için önce açık görüşlü, çağdaş düşünebilen insanlar olmak gerekir. Ben ve benim gibiler vatan sevgisini milliyetçiliği yaşayarak öğrendik birilerinin zorlamasıyla değil eğer mafyacılık oynamaya meraklı milliyetçiler olacaksa bu ülkede, Atatürk milliyetçiliğinin ne olduğunu algılamayacak yapıda insanlar yetişecekse milliyetçilik adı altında istemiyorum arkadaşım birliğinizi haydi eksileyin şimdi. Biz Atatürk' ün nesliyiz sokakta külhan beyliği yapan serserilerin değil bir birlik beraberlik oluşacaksa önce milliyetçilik nedir bunun kavranması gerekir.
Düşündüğünden çok daha fazla acı çekiyorum ama sırf üzülmemen için kendimi parçalarcasına sabrediyorum umarım bir gün senin için yaptığım fedakarlıkların ve yanlışlarının farkına varırsın o zaman ben yine en yakınında olup canın sağolsun takma kafana diyip seni avutacağım başkası değil ben.
Ikiside oldukça kullanışlı yazılımlardır. Duruma göre tercih edilebilir işiniz aceleyse illustrator'un tercih edilmesi daha doğru olacaktır ama olaya öznel yaklaşırsak corel bana daha bir yakın geliyor nedense tek ellerin dayatmalarından bir kaçış yolu olarak böyle düşünüyorum sanırım ancak corel serisi de x5 ve sonrası ile epey gelişme gösterdi.