Sevgili sözlük,
-çok uzun zaman oldu görüşmeyeli. Eee nasılsın?
-Valla iç güveyisi bile gülüyordur halime *
-özlemişim len seni kerata *
-görüşelim ciğerim, bir ara beraber bir şeyler içelim,
-yok arkadaş, sen içince sapıtıyorsun. Hayır, nerenle içiyorsun anlamadım ki!
-neyse, sonra görüşelim ciğerim.
-benimde işim var. Yazarım bir ara sana.
-ya git! git başkasına yaz. geçende yazdın bana. Yazı yazacaksan buyur, yoksa de get.
Olunca bazen acıtma, bazen süründürme, bazen mutluluktan havalara uçma durumudur.
Hayatta bir kere yaşanacak da olsa (kesinlikle doğru kişiyle) tadılması gereken bir duygusudur.
Hiçbir şekilde söylenmek istenenlerin söylenememesidir. Son olduğunu bilmek ve ayrılmak istememe durumunda, kelimelerin insanın boğazına düğümlenmesi, sevgilinin gözlerine bakamama durumudur. Hele bir de iki taraf da birbirini seviyor ve ayrılmak zorunda kalınıyorsa, tarifi olmayan berbat bir durumdur.
Hasreti anlatmaktadır özlemek. Duyduğumuz özlemi hasreti anlatır.
iki güneş geçti bir gece,
Biraz yağmur yağdı bana,
Biraz ben yağmura...
Sevdiğim bir şarkı çıktı radyoda
Yarısına ben eşlik ettim
Yarısına gözlerim...
Ben seni çok özledim...
Hasretin öyle zor, öyle zor ki,
Yüreğimi her gün yanıyor alev alev.
Sensizlik hesapta yokken,
Sensizliğin tam ortasına düştüm.
Yüreğimi dağlıyorlar her gün, her saat,
Adını silmek istiyorlar içinden.
Ama öyle derine kazılı ki,
Bir gün toprak olsam bile yüreğimle,
Bir tek seni adın kalacak, çürüse de yüreğim.
Seni düşünerek dalıyorum uykuya, sabaha karşı,
Rüyalarıma geliyorsun sonra,
Elini uzatıyorsun bana doğru,
Tutmak istiyorum ama,
Ben uzattıkça ellerimi,
Ellerin daha uzağa gidiyor benden.
Sonra koşuyorum sana doğru,
Sarılmak için açıyorum kollarımı,
Tam sarıldım, kavuştum derken,
Birden boşluğu sarıyor kollarım.
Uyanıyorum birden,
Bir sigara yakıp, gözlerimi siliyorum,
Sen gittiğinden beri.
Kısa sürede yorgunluk, bıkkınlık gelmesidir. Onlarca yılda değil de, bir kaç günde her şeyden bıktığını, hayatın kendisini yorduğunu anlamasıdır. Sadece görüntü olarak değildir yaşlanmak. Ruhunun da çöktüğünü hissetmesidir, hayata katlanamamasıdır, sadece saçlara ak düşmesi değildir yaşlanmak. Yüreğinin de çabucak incinmesidir yaşlanmak. Aynaya baktığında yüzündeki kırışıklıkları, hayatın bıraktığı izleri görmektir yaşlanmak. Dünyadan, her şeyden yavaş yavaş elini çekmektir.
En değerlik varlıklardan birinedir bu yazı. Sevgiyle, şefkatle yazmaktır. Erkek evlat gibi değildir kız. Çok daha duygusal, çok daha cana yakın, daha bir candandır. Sevgili kızım (iki kızıma da), sen belki bu yazıyı hiç okuyamayacaksın. Ama uğruna yaptığım fedakarlığı, neden vazgeçtiğimi hiç bilmeyeceksin. içimde olanları bir tek ben ve bir kişi daha bilecek. Belki büyüdüğünde anlatırım sana.
insanlara karşı her zaman dikkatli ol. Seni gerçekten sevenler ile, seviyor gibi görünenlere dikkat et. Dost diye, arkadaş diye yanına sokulup, sana zararı dokunacaklara dikkat et. En çok onlar tehlikelidir. 10 tane yalandan arkadaşın olacağına, bir tane candan arkadaşın, sırdaşın olsun. Babanın hiçbir zaman bir sırdaşı olmadı. Çünkü kimse onu anlamayacaktı. içinde yaşadıklarını kimse bilmeyecekti. O yüzden de içinde yaşadı, içinde sakladı her şeyi.
Sana hep "ya bir kereden bir şey olmaz" diyenlerden uzak dur. Çünkü, dünya artık eskisi gibi değil. Seni gerçekten çok seven birisi olursa, ona sarıl. Bırakma. Mutluluğu sahte sevgilerde arama, bir gün o seni bulacaktır zaten. Çok geç bile olsa. O zaman geldiğinde bunu anlayacaksın zaten.
Sen büyüdüğünde, ben belki görürüm, belki de toprağa karışır giderim. Kim bilir. Ama mutluğunu görmeyi çok isterim. Baban her zaman arkanda olacak ve her zaman seni koruyacak.
Norveç=balık diyarı, aynı zamanda balıkçıların krem kullandığı yer.
Hollanda=her ne kadar osmanlıdan tırtıklanmış olsa da laleler diyarı.
Belçika=özgürlüğün had safhada yer aldığı, bira cenneti.
iskoçya=Erkeklere bile etek giydiren, merak ettiğim yer.
Bosverilip fazlasının zararlı olduğunun bilinmesi gereken, günde bir öğünün bile yettiği, aşırı yenmesi durumunda kilo olarak geri döndüğünden tavsiye edilmeyen şey.
Hastasiyiz dedeee. Bi de bilsem daha iyi olacak. Bilinmesi gereken güney Amerika orjinli dans. Gerci yapacak biri olmadiktan sonra, öğrenmemenin faydasının olmadığı bir dans türü.
Acısıyla, tatlısıyla yaşadıklarımı görüyorum. Hiç birinden pişmanlık duymadım. Hayat bana bunu öğretti. Ama son golünü saymazsak tabii. Verdiğim doğru kararlar, özellikle yanlış kararlar, mutluluklar, mutsuzluklar, gözyaşları, kahkahalar ve çok büyük, içimde hiç bitmeyecek, benimle ölene kadar gidecek, sonunun mutlu bitmesini istediğim ama yarım kalan bir aşk bıraktığımı görüyorum.
ugruna canını bile verecek kadar sevdisen kötüdür. Kafayı bulana kadar içsende unutamazsın. Beklersin gelmeyecegini bildiğin halde. Karşına çıkan herkeste onu ararsın. Ama bulamazsın. Yerine koyamazsın, karşılaştıramazsın kimseyi. Toz kondurtmazsın eski sevgilin bile olsa. Kızamazsın gitti diye. içten içten üzülürsün ama mutlu da olsun istersin. Hatta geri gelsin bile istersin. Bazen hatırlar gözlerinden yaş süzülür istemesende çok sevdiysen eğer. Bilirsin ondan geriye bir tek anılar ve yüreğinde gidişinin acısı kalmıştır. Geri gelmeyecektir o da seni sevse bile.
Gitmesi istenmeyen birine gitme kal demek, şaşırıp kal gelen bir yerde, sezen aksu şarkısına da konu olmuş, gitme kal yalan söyledim, atiye ile teomanın söylediği, arka bahçenin söylediği, aşkın nur yenginin susma şarkısına söyldiği kal. Kal geldi.