kafesten ayrılmaması. omzumda saatlerce durur. sanki ders çalıştığımı biliyorda sesini çıkartmıyor. hatta omzumda bütün yurdu dolaşalım camlar açık olsun uçmaz. ama kafesini görürdüğü an pıır. bir gün kafesini dolaba sakladığımı gördü aralıksız 10 dk dolabı gagaladı. yine bir sabah yemini kafesten çıkardım akşama kadar çıkmadı kıyamadım geri koydum.
babası tarafından gazi ye gönderilmiştir.
gerçek hikaye. tercihler döneminde baba kızını karşısına alır. kızım ne okursan oku gazide okuyacaksın o kadar. sonrasında kızı rahatsız eden çocuğa hazır olda istiklal marşınını 10 kıta okutturulduğuydu.
inönünde kombinesi olan yar. doç tan da akıllı olduğunu iddaa edebilecek kişi tarafından belirtilmiştir. ha arkadaşlarınla bowlinge gitmişin ha maça adamın bunu seviyordur. haftasonu rahatlamak için tatile gitmek ile maça gitmek arasında fark yoktur.
*taraftarlığı fanatizm boyutunda olmayan kişi referans alınarak yazılmıştır.
resmi yerlerde kullanılmaz kaç kişinin kimliğinde bayan yazıyor. Mecliste bile kadın milletvekili kullanılır. en güçlü bayanlar listesi hatırlamıyorum ben.
-17 aralıktan sonraki ilk cuma olan 20 aralıkta istanbulda hutbenin konusu rüşvet iken konunun son anda değiştirilmesi.
-milletin imanını çalmak parasını çalmaktan daha kötüdür gibi saçma
-diyanete ait oteldekl hacılara odalarda dahi izletllen tek türk kanalının atvhaber olması gibi olayları görmezden millettin rahatsız olduğu durum
ateş.le ger.ek balda hidrojen bağları çok kuvvetli olduğundan sıcakta yanmaz karamelleşir. şeker varsa kömürleşir.
*kaynak: 2010 yılındaki ortaöğretim kimya ders kitabı.bazen ne işimize yarıyacak sözünün işlevi olmuyor.
*not:halen bir yükseköğretim programına kayıtlı öğrenciyim
paralel yapının artık sadece türkiyede değil dünyanın birçok ülkesinde var olduğunu gösterir. emniyet ordu yargı istihbarat gibi alanlarda faaliyette olduğu için oldu hep. kökü kazınmalı
71. venedik film festivalindealtın aslan için yarışan, festival direktörünün müthiş bir yetenek olarak söz ettiği kaan müjdeciyönetmenlik koltuğunda bulunduğu ve senaryosunu kaleme aldığı bir filmdir.
hikayesi şu şekildedir;
aslan adlı bir çocuk ile bozkırdaki dostu olan dövüş köpeği sivas'ın hikayesini anlatır. filmdeki odak noktası Aslan'ın sivas ile olan ilişkisi. Müthiş bir oyun sergileyen, Doğan izcinin Aslan karakteri, bir gün abisiyle köpek dövüşü izlemeye gidiyor ve Sivas adındaki köpeğin yenilgisiyle sonuçlanan dövüşü izliyor. Sivas ölümüne yaralanıyor ama Aslan yılmıyor, başında bekliyor köpeğin (onun deyişiyle itin) ve evine götürüyor. Filmin sorgulaması burada başlıyor. Köpek iyileştikten sonra Aslanın etrafındakiler köpek dövüşlerine devam etmesini istiyorlar. Aslana da hayatın sertliğinden, yemini etini veriyorsa bunun bir karşılığı olacağından, itin itliğini bilmesi gerektiğinden bahsediyorlar.
mersinde yaşayıp marmaray'ın açılmasına sevinen insanın düşüncesi olabileceği gibi, maltepede kazlıçeşme'de istanbula şu miktarda yatırım yaptık denildiğinde istanbul'un verdiği verginin sadece %14'ünü geri hizmet olarak geri aldığının hiçbir önemi yokmuş ve onunda kendisi tarafından verildiğini unutmuş insanın düşüncesi ile paralellik gösterir.
pen(tükenmez kalem) ile pencil(kurşun kalem) in aynı kökende gelmesi kadar doğrudur.
pen'in kökü orta ingilizce'de sivri cisim olarak kullanılan penn sözcüğünden gelir.
pencil ise eski ingilizce'de fırça ve hayvan tüyü anlamına gelen pincil kelimesinden.