kızların çoğunun, "oooo bak dokunmadan ellemeden okşamadan sevişmeden de aşk yaşanabiliyormuş hayri diye erkekleri sıkıştıracağı, sen neden bu kadar romantik değilsin" diyebileceği bir film olmasının yanında, işlediği konuyla farklılık arz etmesi açısından önemli.
liselerimizde üniversitelerimizde bar bar okul okul kampüs kampüs erkek avına çıkmış kızlarımız, kız avına çıkmış oğlanlarımız kurtardıkları günlerine sevinirken bir ömür boyu unutamayacakları güzellikleri kaçırıyorlardır belki de kimbilir?
ben biliyorum. kaçırıyorlar ama üzülmüyor orospular, pezevenkler! üzülün ulan üzülün. yoksa damacanaya sikini sokan maldan bir farkınız kalmayacak ona gore...
Dini özgürlükler tüm özgürlüklerin üzerindedir. Vicdan, gönül, duygular sarıp sarmalar birbirini din işin içine girdiğinde. Hangi dine mensup olduğu demokratik açıdan önemli değildir. Senin özgürlüğünün götünü sikiyim derler adama böyle bir durum söz konusu olduğunda.
bir de şimdi yeri belki değil ancak şunu da belirteyim: sözlük içerisinde sürekli provakasyon yapan troll arkadaşlarımıza bildiğim ve şu anda yarattığım küfürlerden bir menü zaten oluşturdum ancak moderasyona da buradan sesleniyorum. eğer ki uzun ömürlü bir sözlük olsun istiyorsanız ya da uzun ömürlü ağır oldu kaliteli bir sözlük olmasını istiyorsanız bu salak başlıkları artık silin.
başlığa bir lafımız yok gerçi. açın altına doldurun tanımlarınızı ama götten uydurma, adeta kusma tarzı hikayeleri masalları anlatmayın artık amk. ya. yeter yani yeter.
açıklamayı yapanın bir oğlu oldugu hayal edilirse eğer.....
+: babam milletvekili oldu oğluuuaaaam!!!
-: hadi ya abi helal valla, gel bi yemek falan ısmarlıyım sana ben. özlemişim seni.
+:yağcı pezevenk seni, siktir lan ben artık vekil çocukları ile takılacağım!
-:görüşürüz oğlum senle elbet. kavanoz dipli dünya bugün sana yarın bana...
Üçgen açıklamasından sonra...
-: vekil oğlu naber lan?! pıhhhııhhhhh
+:vekil mi ne vekili ya allah allah(babaaaaaa!!! çeneni tutamadın iki dakka!)
-: gel gel çok ilginç bişey yapıcaz senle, gel sen... üçgen biçiminde hepimiz sana takacaz gel.
1912 yılındaki beşiktaşlılık duruşunu alıp mahvetmiş taraftara hatırlatılması gereken nedenlerdir. bir takımın 100 yıl öncesindeki duruşu ve taraftarları ile şu anki tarafatarlarının kültür, insanlık seviyeleri eşleştirilemiyor ne yazık ki. çarşı herşeye karşı, koray anneni bir yerinden sikeyim gibi topluca edilen küfürler ve dahası 100 yıl önceki müthiş hareketi destekler bir tutum sergilemiyor.
kaldı ki buna benzer birçok kulüp türkiyede mevcut. yarrağımı ye diye bağırdığınız fenerbahçe' nin de kuruluş renkleri sarı beyazdır. lacivert olması sebebi yine bir çok evladımızı şehit vermemizdir. şimdi eğer bursalı taraftarlara kızma sebebin 100 yıl öncesinde dedelerinin yaptığına saygı göstermemeleriyse, adama sormazlar mı sen kime saygı gösterdin ki diye? sorarım..
dünya çapında 2. sınıf şarkıcıların katıldığı bir yarışmayı, siyasi kararların sonuna kadar uygulandığı bir yarışmayı milli mesele haline getirmek tamamıyla saçmalıktır. ingiltere, fransa gibi onursal üyeler tarafından her sene dalga geçilen bir platform haline gelen eurovision bizim de amatör şarkıcılarımızın katılacağı bir yarışma olmalıdır.
esasında uludağ' a haksızlık ettiğimiz konudur. ekşi sözlüğün kalitesine yakın olarak sadece itu sözlük piyasada mevcuttur. diğer sözlükler çoğunlukla ekşinin klonu olmaktan öteye gidememektedir. gerçi inci sözlük bu konuda bir devrimdir. alışılagelmiş sözlük formatını yıkarak yeni bir akım oluşturmaya çalıssalar da liseliler diye tabir ettikler ipe sapa gelmez am göt meme muhabbeti döndüren yavşaklardan sonra birçok 1. nesil yazarı yeniden ekşiye dönmüştür o ayrı... inci sözlüğün ilk zamanları rüya gibi birşeydi neredeyse.
her neyse uludağ, ekşi, ve inci yazarı olarak şu yorumu yapmaya hakkım olduğunu düşünüyorum. sözlük yönetimleri bir sözlüğün kalitesini doğru oranda etkiliyorlar. evet ekşide de bir yozlaşma mevcut ancak son zamanlarda ekşide açılan başlıklar düzelmeye başlıyor. çünkü yönetim işini yapıyor, gözünün yaşına bakmadan şılank! diye çaylak yapıveriyor adamı. burada başlık altına verilen başlığa cevap bakınızlar sadece silinirken ekşide çaylaklık sebebi oluyor. lanetleniyorsunuz. bu sözlükte ben bu entryleri şikayet ettiğimde ya da trollerden dert yandığımda "ne var ki bu entrylerde" diye cevap alıyorum.
son olarak her sözlüğün bir karakteri olduğuna inanıyorum. inci nasıl anarşistse gözümüzde, ekşinin de oturaklı ayakları yere basan bir sözlük olduğunu söyleyebiliriz. ancak uludağ karakteri olan bir sözlük değildir ne yazık ki. bunun en büyük sebebi sanırım diğer sözlüklerde yazar olamayan arkadaşların burada antrenman turu atıyor olması... yetkililere buradan sesleniyorum.
ortamı kavrarlarsa sonuçlarından korkulması gereken yazarlardır. her biri öncelikle ekşi sözlük gibi bir ekolden yetiştiklerinden önceleri tanım yapmaya çabalasalar da uludağ sözlükte bir yerden sonra uzun entry okunmadığının farkına varacaklar ve inci sözlük tarzında kısa entrylerle artı oy yarışına gireceklerdir.
bir kaçı öncelikle çaylak başlığı altına yazdıktan sonra sol frame de gördükleri atatürk' e, laikçilere, şakirtlere yapılan tonlarca saldırı arkasından önce bir "noolduk lan" diyecek arkasından durumun kokuşmuşluğuna ayak uydurup, arkadaşlarına oğlum uludağ sözlük kadar saçma bir yer görmedim diyeceklerdir.
yeni troller elimizde yetişecektir. another brick in the wall hesabı yani.
şuku alan entry istatistiğidir. nacizane tarafımca yapılmıştır.
kötü bir fikir beyan etseniz de şuku alabileceğiniz konular..
1 ...... kızlar orospudur
2........ masturbasyon
3........ rte bunu da yapması vb.
4......... kılıçdaroğlu ....
5.......... laikçilerin türban takması falan..
6.......... fransız kızların göt deliğinin konkav olması
7........... mustafa kemal atatürk' e yapılan saldırılar ve buna karşı koyan arkadaşlar.
iyi bir fikir belirtseniz de bir sikim alamayacağınız hatta eksi alacağınız konular...
ilk 6 sırada saymadığımız her hangi bir başlık altına 100 karakterden fazla yazı yazmakla zuhur eden entrylerdir.
yazarlarının normal hayatta normal insan gibi davrandığı, sözlüğe giriş yaptıktan sonra içindeki bütün çöpü boşaltıp rahatladığı sitedir.
gizli fantezilerin, ahlaksızlıkların, günahların sitesi haline gelmiştir. bir grup troll diye tabir edilen kendini bilmezin kara mizah amacıyla açtığı saçma sapan başlıklara izin verilmekte bunu durdurmaya çalışan yazarların eksi oyları ise trollerimiz için bir kamçı olmaktadır.
bir ekşi sözlük oturaklılığını, bir inci sözlük anarşizmini bulamayacağınız, disiplinler arası, bu iki sözlükte de yazılamayacak entrylerin, açılamayacak başlıkların yayınlandığı bir sözlük haline gelmiştir, ya da hep öyleydi bilinmez, bilemem.
günün geç saatleri hariç her saat saçma sapan bir konuda açılan başlıklar bulacağınız, entryleri girenlerle tartışmadan entry yazamayacağınız, provokasyonun tavan yaptığı uludağ sözlükte bu başlıkları açan arkadaşlarımızı şikayet ettiğimizde formata uygun yazıyorlar ama şeklinde cevaplar alındıktan sonra fitil olunmuştur.
hukuk devleti olan ülkemde bir çok yasal boşluktan yararlanan arkadaşlar gibi orman arazilerini yerle bir edercesine sözlüğümde de sol frame' imin amına koymaktadırlar. "bir dur" diyorum. amına koyduklarım durun artık, durun!
özet de geçmiyorum siktirin başka yerde dilenin özetinizi, @2 ye kendinizi siktirin.
9 mayıs 2011 tarihinde yayınlanan muhabbet kralı programına katılan sözlük sahiplerinin reklamlarını yapmaları sayesinde sözlüklerin kağnı haline gelmesidir.
işin vahim tarafı uludağ sözlük şakır şakır çalışmaktadır. sanırım tüm yazarlar diğer sözlüklerdeler.
benim internet yavaş olduğundan buradayım demiyorum yanlış anlaşılmasın.
zall fransaya taşıyınca serverı uludağ rahatladı diyorlar, doğru heralde.
salca ve ssg nin muhabbet kralına beraber çıkmaları sebebiyle akıllara gelen karşılaşma.
her ne kadar birbirlerine karşı değil sansüre karşı konuşsalar da gerçekte böyle bir karşılaşma olması durumunda ssg nin konum itibariyle ve sözlük camiasının öncüsü olması nedeniyle bir kaç gömlek üstün olacağı karşılaşma olacaktır.
sonradan edit: röportajlarını izlediğim zall' ın programa katılmaması ise bence isabet olmuştur. salca' nın nasıl bir varlık göstereceği merakla beklenmekte.
lige daha ikinci yarı başlamadan havlu atan büyükcük takımların şampiyonu ben belirlerim hezeyanlarının sonucu cümledir. Bir kaç sezondur bu arkadaşların zırıltılarını işitiyoruz. arkadaşlarımızın, biz olamazsak siz de şampiyon olamayacaksınız şeklinde ilkokul çocuğu kıskançlıklarını çekmek zorunda kalıyoruz. kendilerini önemli hissetmelerinin tek yolu bu çünkü, komik.
tamam tamam siz belirlediniz şampiyonu da küme düşeni de tamam.
alıngan annenizle anneler günü vesilesiyle barışmaktır. size yıllar gibi gelen 3 günün ardından telefonda sesini duymak paha biçilemeyecek kadar güzel bir duygudur. Anneler iyidir, güzeldir.
mustafa kemal daha ne yapsındır. hiçbirine bu benim sözüm sadece benim şeklinde bir açıklama yaptığını sanmıyorum. Hz. Ali' den alıntı yapıyor suç oluyor, tekke kapattırıyor suç oluyor. her türlü gözünüzde kötü bir adam mı Mustafa Kemal anlayamıyorum.