evet adamlar her boku yiyor. yok kardeşim lafın gelişi değil, bildiğin her bok. yurdum abazanının "nefes alsın yeter" mottosunu yemek konusunda benimsemiş durumdalar.
tam bir tatlıcı ismi.
hayır arkadaşım, insan bu kelimeyi duyunca bir tatlıcı bekliyor yahu. beklentiye falan giriyor, hele rejimdeyse heyecanlanıyor falan, gidipte bu isimde bir perdeci açmanın alemi yok!
yapmayın sayın perdeciler, dükkanınızın adını tombaklar koymayın.
öncelikle belirtmek isterimki bu trajikomik duruma uygun bir başlık bulamadım, bundan kelli yazar bu başlıkta kime nasıl sesleniyor pek belli değil.
gizli özle ise aldatılan yurdum insanı.
haber müşteri memnuniyeti kuruluşlarının başında gelen şikayetvar.comun feysbuk nanesindeki sayfasında karşıma çıktı.
insanların bu ürünü nerelerine sürdükleri malumunuz.*
güleyim mi üzüleyim mi bilemedim.
--spoiler--
`Tüy Dökücü Niyetine Ayçiçek Yağı Sattılar
Karınca Yumurtası Yağı Diyerek Satılan Ürünlerin Sahte Olduğu Ortaya Çıktı
Eczanelere tüy dökücü olarak satılan karınca yumurtası yağlarının ayçiçeği tohumu yağı olduğu anlaşıldı. 17 bin civarında eczane ile birlikte toplam 30 bin noktada satılan ürünlerle ilgili inceleme yapan Gümrük Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen denetimlerde ürünlerin hiçbirinde karınca yağı yumurtası bulunmadığı ortaya çıktı.
Ayrıca firmanın Almanya'da hizmet veren Dermatest Research Company isimli bir şirketin onayını gösteren belgesinin de gerçek olmadığı anlaşıldı. Türkiye'de ilgili firma ile irtibatlarının bulunmadığını belirten kurum avukatları Kartal Adliyesi'ne giderek dava açtı. `
--spoiler--
az önce feysbukta izleyip kelimenin tam anlamıyla yarıldığım kesitin örnek teşkil edebileceği görüntüler bütünüdür.
düğün yamulmuyorsam bir ege yöresinden. *
hele vidyonun girişinde bir krem pantolonlu, beyaz gömlekli manyak var ki, sağdan sola doğru ne yaptığını anlayamadığım garip hareketler eşliğinde daire çizmekte.
Head on the floor and only one dream´s broken.
Fall asleep remember what she told me.
Lean on my wall tell me how it should be
till it crashed, but only one dream´s broken
But only one dream´s broken.
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Nobodys fool staring out of my window.
Bloody anouncement that´s the way it should be.
Taint the fox and now you let him run
Till it´s crashed, but only one dreams broken
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Lean on my wall try to stop this shaking you got side.
It´s summer and it´s raining.
I try to turn on every word you said till it crashed.
But only one dreams broken.
But only one dreams broken.
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Summer and it´s raining
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
Sun and rain
* --spoiler--
bir hastalik hali degildir.
kriz anlarında ağzına gelen her şeyi söyleme problemi olan adamcagizin biri doktora gidip halinden sikayetci olmus.
"doktor bey, kriz gelince kendimden geciyorum, agzima geleni soyluyorum, herkesin kalbini kiriyorum, sonra da cok pisman oluyorum" demis. "buna bir care var mi? ilac filan? ailem yaka silkiyor benden. hasta oldugumu dusunuyorum, buna bir care bulun lutfen"
doktor biraz dusunmus. "is yerinde bu krizden geliyor mu sana?" diye sormus. bizimki dusunmeden cevap vermis. "hayir gelmiyor, hic gelmedi"
"peki is toplantilarda, dugunlerde, arkadas toplantilarinda, sinemada, tiyatroda?"
"hayir gelmiyor"
"doktorunla konusurken, avukatinla, bakkalla, kasapla?"
"hayir hic olmadi!"
"o zaman sadece ailenle olunca mi geliyor bu kriz?"
"evet"
doktor biraz daha suzmus hastayi.
"yok senin bir derdin" demis, "sen hasta degil, terbiyesizsin"
--spoiler-- *
işte Sayın ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek in yeni aforizması!
anladığımız kadarıyla sayın gökçek istanbul'un bu içler acısı halini pek bir düşünmüş olacak ki; şiddetli bir beyin fırtınası sonucu bu felsefi açıklamayı yapmayı uygun görmüş.
evet, ünlü düşünür melih gökçek "madem sel geliyor komşuya çıkın siz de" diyor yurdum insanına.
kendisine teşekkürü bir borç biliriz, bu açıklama sayesinde kim bilir kaç can kurtulacak(!).
işte filozofumuzun inciler bütünü;
"Uykuda sele yakalanmamalarını ve bir tehlike seziyorlarsa üst katlarda oturan komşularında veya yüksek yerlerde oturan akrabalarında kalmalarını öneriyorum."
sözlüğümüzde çok sık rastlanan bir sorundur.
bu sorun şukelalardan tutunuz, yeni nesil yazarlarımızın entrylerine kadar boy göstermektedir. rastgele bir başlığa giriniz, örneklerine çokça rastlayacaksınız. **
(#5671809)
(#3435241)
(#5671714)
bunlar yazarlarına bi dur bi soluklan demek istediğim entarilerdir azizim.
aldığımız bilgilere göre burzum un sözlük formatını delip geçen yeni nesil yazarların hadlerini bildirmeye yemin etmiş, hapisten çıkar çıkmaz peşlerine düşmüş olmasıdır.
ahahahhaah. özür diliyorum. manzara aklıma geldi yine bak.
entryme böyle başlamak istemezdim.
hemen olaya girmek istiyorum.
odaya böcek girer. böceği gören kız cığır cığır bağırmaya başlar.
er kişi ne mi yapar? bir hamlede böceğin üstüne oturur.
büoamtyi: böceğin üstüne oturan akli melekeleri tavan yapmış insan. **
bgşui: bunu görünce şoka uğrayan insan.
eveet. atilla taş ın kendi deyimiyle "bugün konuşup herşeyi dökmesidir".
--spoiler--
-anneeeeeaaa! * beni dinle ! ben hep dinledim!
-çocukken annen baban nerde dediklerinde ben kaç kere annemin babamın nerde olduğunu söyleyemedim!
çünkü babamın nerde olduğunu bilmiyodum!
--spoiler--
ve bomba...
--spoiler--
-ben bugün konuşup bugün herşeyi dökücem!
ayem klining may klozıt!!!! *(kafa sallayan ağlama efekti)
--spoiler--
ve devam eder...
-baştan başlıyorum!
ve son bomba...
--spoiler--
-bi rehbere ihtiyacınız olursa benden iyisini bulamazsınız. ve ve ve atillataş koma girin.
--spoiler-- **
zekeriya beyaz ın yorumu: "psikolojik bi durum, konuşsun boşalsın." **
tarafımca başlatılmış kampanyadır. öyle ki, şukela butonuna bastığıma basacağıma pişman oluyorum.
insanın beklentileri hat safhada oluyor o tuşa basarken azizim.
entryi görünce "bu nasıl şukela olmuş" dememek elde değil.
hayal kırıklığı da cabası.
yetti gayri. ayrıca;
iş bu entaride geçen şahıslar tamamen hayal ürünüdür.**
efendim olabilecek durumdur. hele daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi yapıyorsanız şayet bırakınız yansındır. mesela portakallı pekin ördeği, zor olay efendime söyleyeyim. ördeği temizle, portakalı sok ağzından gırtlak tarafına falan felan. buna lafımız yok.
gel gelelim komik, dahası rezalet noktaya.
genç kızımız sevdiceği acıktım diyende tomatisli sucuk yapma kararı alır.
mutfağa emin adımlarla yürür.
kendinden emin ocağı yakar. **
tomatisleri sucukları evirir çevirir evirir çevirir bi türlü anasınınki gibin olmaz.
sonuç:kömür kıvamında tomatis ve sucuklar. *tadına bakılır. yenecek gibi değildir.
utana sıkıla sevgili çağırılır.
tabi burda sevgilinin tepkisi çok önemlidir.
başta biraz dalga geçsede, ** türkiyede nadir rastlanılan anlayışlı çucuk *; "oyy bilmiyorum desen ben yapardım hayaatım" der. rezil olunulur tabi. ne var lan sucuk kızartmaya bilmeyecek. neysem.
er kişi yapar tomatisli sucuu. çok da güzel olur. afiyetlen yenir.
bir daha kendini beğenmişlik yapmamaya da söz verilir. *
edit:farkettim ki tomatisli sucuğu yemek kategorisine sokmuşum. hemide yakaraktan. çok vahim durum sözlük.
kıskandığı hemcinsiyle kıskanmayı gerektirecek ortak bir noktası olmadığı halde saçma salak triplere girip insanı çileden çıkaran kadın tipidir.
git sevgilini kıskan başka kadınlardan.
yoksa olunca kıskanırsın.
sabret biraz, aramaya inan.
kendini küçük düşürme.
saçma salak işler yapma dostum.
edit:yanlış anlaşılmasın sevgilisini kıskanması gayet doğaldır.*
ortada fol yok folluş yoksa ilginç oluyo tabi.
nasıl bir iştir bu arkadaş nasıl bir psikolojidir.
gün ışığının adeta '' bırak len yarına daha ohooooo, yok makaleymiş yok efendime söyliyelim linguistiğiymiş alfebesiymiş transkrıpşınıymış... yalar yutarsın bunları şimdi yapılacak iş mi? " der gibi gözünüze gözünüze girmesinden midir,
mesenede sevgi pıtırcığınızla konuşmayı bir türlü bırakamayıp onun uyumasını beklemenizden midir (ki sevgili ikinci öğretimse hiç uyumaz iyice sıçtınız)
ev ahalisi uyuyunca daha rahat çalışacağınıza inandığınızdan mıdır,
kendinize olan güveninizden dolayı asla uykunuzun gelmeceğini kendinize dikte ettiğinizden kelli midir bilinmez bir türlü çalışamazsınız.
vakit ilerler. uyku hesapları yapılır.
iç ses;
''hımm 6 saat uyusam yeter.''
''hımmm 5 saat uyusam da yeter. yok 4.5 olsun uzmanlar 1.5 un katlarına göre uyuyun diyodu evet, çok akıllıyım lan.''
''ımm bana 3 saatte yeter gibi geliyo evet.''
duvardaki saat ve uyuyacağınız miktar ters bir orantıyla git gide ilerlemektedir.
sonunda o bok varmış gibi beklediğiniz dört buçuk olur,
gel gelelim gözünüzün feri kaçmıştır, poponuzu duvara sürte sürte yatağınızı zor bulup gider eşşek gibin uyursunuz afedersiniz.
6 da kalkar fizyolojik ve psikolojik durumunun vahimliği gözlerinden okunur bir biçimde okulun yolunu tutarsınız.
allah belanızı versindir, yeterdir.
finalden sonra bir daha böyle yapmamaya yemin eder,
yine yeni yeniden aynı boku yersiniz.