"Sözlüğün bana verdiği yetkiye dayanarak, başlığı açan vatandaşı günün hıyarı ilan ediyorum" dememi sağlayan, Türk olduğunu iddia edip; türkçe olmayan kelimeler kullanan ırkçı bir yazarın sıçtığı başlıktır.
Üniversite yılları, teke tek basket maçı sonrası b(ben) ve a(arkadaş) beraber yürüyoruz. aklım bir karış havada. önümüzde bir kız yürüyor, bana bir şeyler anlatıyor arkadaşım. ne dediğini aslında anlıyorum ama ne düşünüyorsam artık aramızda şöyle bir konuşma geçiyor;
a: (kısık sesle) olm şu kızın gözleri çok güzel
b: ha
a: (biraz daha sesli) şu kız var ya olm, acaip güzel gözleri var
b: efendim
a: (yüksek sesle) şuuu önümümzdee yürüyeeen kızıııın gözleriii çok güzeel
kumda oynayanların anlayamayacağı durumdur. zira kumda güneşlenilmez, kumsalda güneşlenilir. (tanım şart)
unutulmamalıdır ki oruç tutmak yüzmeye veya güneşlenmeye engel değildir. istenirse gözden ırak bir yerde bu ikisi de yapılabilir. er kişi için vücudun bazı bölgelerinin kapalı olması ve ağıza girecek suyu yutmamak kafi olacaktır.
doğu-batı farketmez. nükleer santral kurma fikri başlı başına bir saçmalıktır.
şimdi bazı "okumuş" arkadaşlar burada enerji konusunda brifing vermek isteyebilir. o arkadaşlara özel mesaj yoluyla istedikleri bilgileri vermek boynumun borcudur.
başlığı açan vatandaş eğer nükleer santral diyarbakır'da olursa ne güzel kürtlerde ölür belki diye düşündüyse (ki burada bahsettiğim düşünmek tamamen lafın gelişi) ona söylenecek pek çok şey var ama bunu da yüzyüze görüşmekte fayda var.
saygılar bizden...
dicle üniversitesi'nin efsane matematik hocası. zihni hoca'nın dersine giren bilir ki zihni hoca'ya içeri girebilir miyim veya dışarı çıkabilir miyim diye sorulmaz. girersin, çıkarsın, zaten sallamaz sizi derste. ayrıca sigara içmek serbesttir, zira kendisi de içer. sınavından genellikl 40 alırsınız. başımıza gelen bazı vakaları saymak gerekirse;
varan 1; sınavdan 1 gün önce;
+arkadaşlar sınavda kitap, defter, hesap makinesi serbesttir. isteyen yanında arkadaşını da getirebilir, isteyen başka hocaları...
varan 2: sınavda 10 soru sorulmuştur. sınavdan çıkan bir bayan arkadaşla aralarında geçen diyalog;
+ hocam hepsini mi yapıyorduk yoksa seçmeli soru var mıydı aralarında?
- seçmeli soru yok, hepsini cevaplayacaksınız.
2-3 saniye duraklamadan sonra;
- ama her soru 20 puan. mesela sen kaç soru cevapladın?
+ 6 soru hocam.
- 120 alırsın artık.
arkadaş 70 aldı.
varan 3; elimize 2-3 yıl öncesinin soruları geçti. soruların altında ise şu not; 1 ve 2. sorular 40'ar puan, 3. soru 50 puan, 4 ve 5. soru 25'er puan, 6. soru 100 puan değerindedir. istediğiniz soruları çözebilirsiniz.
varan 4; sınavda 14 soru vardı, her soru 10 puan. hepsini yapan 140 alır demişti zihni hoca...
varan 5; sınavın sonucuna itiraz eden arkadaşımız ömrünün dumurunu yaşamıştı. zihni hoca çıkarır arkadaşın kağıdını ve başlar saymaya;
+ bak bu soruya şuraya kadar gelmişsin, sana tam puan vermişim. bu sorun yanlış. burada da gidişin hatalı, ama ben sana 15 puan vermişim...*
varan 6 (benim favorim); sınavdan çıkan umxa ve arkadaşları içeride halen cebelleşen gariban kankalarını beklemektedir. eleman şırıl şırıl terlemekteyken panoya bir şeyler asıldığını gören umxa meraklanır ve bakar. matematik sınavının sonuçları açıklanmıştır. içerdeki eleman 40 almıştır. arkadaşa kapıdan bakıp bakıp gülmüştük.
ama dicle üniversitesi'nde onun dersine giren herkes sever zihni hoca'yı. bir dönem haksızlığa uğramış ve görevine son verilmiştir. öğrenciler bunu üzerine rektörlük önünde eylem yapmış, kapıya kalem bırakarak kararı protesto etmiştir.
kendisini merak edenler için;
Diyarbakır'da her zamanki gibi sıcak bir günde, öğrenciler minibüs ücretlerine yapılan zammı yasal olmayan fakat kimsenin müdahale edemeyeceği bir şekilde "şehiriçi minibüslere binmeme" eylemi yaparak protesto etmekte ve şehir merkezine yürümektedir. en az 1-1,5 saat sürecek olan bu yürüyüşe rektör ve dekanlar da pek olumlu yaklaşmamaktadır ancak öğrenciler kararlıdır.
umxa ve can dostu hemen çözüme ulaşır; şehiriçi minibüse binilmeyecektir ancak bu otostop çekmeye engel değildir. şansa bakın ki oldukça şık bir araç denk gelir. araç sahibi ile muhabbet aşağıdaki gibi cereyan eder;
umxa: durduğunuz için sağolun abi
Şoför: önemli değil gençler
arkadaş: bu sıcakta ölürdük yürüseydik
Ş: o zaman ne diye eziyet ediyorsunuz kendinize?
u: öyle deme abi iş inada bindi
ş: ne inadı?
u: zam üstüne zam. hadi rektör sallamıyor bizi, peki bu dekanlar ne işe yarar? hiç mi vicdan yok bunlarda? insan olan bir parça acır şu çocuklara da yanlarında olur, bla bla bla.
3-5 dakika sonra, inmeden hemen önce;
u: çok sağolun
a: eyvallah abi, allah razı olsun.
ş: estağfurullah ya ne yaptık ki?
a: abi siz ne iş yapıyorsunuz bu arada?
ş: tıp fakültesi dekanıyım.
u: hskktr (sessiz ama derinden)
(bkz: eğitim zaiyatı)
biz erkekler askere gideriz. borç öderiz, borçlu doğar her erkek. ve bu borcu bazılarımız yürekten öderiz, bazılarımız ise isteksiz. ama öderiz!!!
her savaşta biz ölürüz, sevdiklerimize bir zarar gelmesin diye. biz ölürüz seve seve. çünkü biz onlar için yaşarız.
dört cana mal olmuş bu olaya 1,5 gramlık beyniyle mantık yürütenler; 15-20 dakika -ki tam olarak süre belli değil- pimi çekilmiş bombayı tutmak nasıl bir duygudur sizce? elinizde gevşediğini farkedememe olasılığınız nedir peki? bu salaklık mıdır yoksa çaresizlikten doğan stres mi?
kafasında gözlük unutan kişiler varken siz bu kadar stres altında yapılacak hatada mantık arayan zavallı trombositlersiniz.
teğmen mandalı gevşetmeden bombayı başkasına veremezmiş de bla bla bla. askere gidin de görün bakalım ne nasıl yapılabiliyor?
askerde kaza adı altında ölen çocukların vebali kimin üzerindedir? bir askerin salaklığını ölçme hakkını kim bu organizmalara vermiştir? bir askerin saf/beceriksiz/sakar/salak/panik/dalgın olması önun ölmeyi hakettiği anlamına mı geliyor?
her rütbeli bu kadar psikopat değildir, doğru söylüyorsunuz. ancak var işte aralarında tek hücreliler, yapacak tek şey arınmak.
iş bu yazı askerlikten teğmen olarak terhis olmuş biri tarafından yazılmıştır. ölen askerlere allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun.
--spoiler--
Türkiye´nin uluslar arası alanlarda mizah konusu olmaktan kurtulacağını belirten Dinçer, "Issız adaya düşen Türk vatandaşının yanına almak istediği üç şey nüfus cüzdanı örneği ikametgah ve 6 fotoğraf olmayacak" dedi
--spoiler--
ilk sorunun cevabını alabilmiş insanlar da var demek bu memlekette. bunu hep şehir efsanesi sanırdım, meğer gerçekmiş.
genelde ilk soruya cevap vermeyenleri vardır bunların. kendince haklı tabii, teyze bana cevap verirken elindeki yün işini yanlış filan işler alimallah!
genelde 2 (yazıyla iki) veya daha fazla lise arkadaşının biraraya gelmesiyle ortaya çıkan vahim durum.
yok o hoca bilmem kime takmışmış, yok bilmem ne hatun motormuş da herkese vermiyormuşmuş... "bugün hava ne kadar güzel" diyecek olursun, "hacı hatırlıyormusun lise 2'deyken yine böyle güzel bir gündü, selda'ya 3 kişi kaydıydık" derler ve muhabbeti her daim aynı yarıçapta tutarlar. aman ha o çemberin dışına çıkmayın, bok vardı o lise yıllarında...
yok lan güzeldi aslında. benim isyanım yıllar sonra biraraya gelen arkadaşların konuşacak başka birşeyi olmamasına.
uktecinin notu: ipucu, lisedeyken çok önemli fakat ileride hiç önemi kalmamış konular.
ukteciye not: nedense benim aklıma daha çok yukarıda yazdıklarım geldi. kendi aramızda o tarihte konuştuklarımızdan ziyade, şimdi o konuları konuşmamız yani, selamlar.
indirim yazısını gördükten sonra "ulan indirim diyor ama acaba gerçekten indirmişler mi?" sorusunu akıllarına bile getirmeyen, ihtiyaçları olup olmadıklarını dahi sorgulamadan deliler gibi önlerindeki elbiseleri parçalayan kadınlardan oluşan topluluktur. uzak durulmasında fayda var efendim.
75 tl ve üzeri alımlarda kredi kartınıza göre peşin fiyatına taksit seçenekleri mevcut olan, 150 tl ve üzeri alımlarda ise kargo ücreti ödetmeyen güzel bir site.