kadın bakımlı ve genç ruhluysa süperdir. o da aşıksa sana tadından yenmez.
öyle tatlıdır ki of of . azıcık huysyzluk yapar o bile tatlı.
aşk gibi sevda gibi huysuz ve tatlı kadın.
mantıken dersin gereksizi olmaz ne öğrensen kârdır. ancak müfredat beş para etmez . siz hâlâ haftada 6 şar saat fen matematik tarih yığın çocukların kafasına . anlatılanların dörtte birini anca anlıyorlardır kesin . hem kendimden hem de yeğenlerden biliyorum . konular çok ağır, bilgi yığıntısı . bu ülke daha bir yere gelemez. resim beden müzik tekn.tas. gibi dersler malesef 2. sınıf görülüyor ki asıl insanı hayata hazırlayan sosyalleştiren kişilik kazandıran derslerdir. ama birilerine anlat anlatabilirsen .
resim dersi görüp ama çöp adam çizemiyorsan
teknoloji tasarımda boncuk dizmek zor geliyorsa
flüt çalmayı hem küçümseyip hem de yağ satarımı çalamıyorsan
beden eğitimi dersi görüp bedenim eğitilmedi diye dalga geçebiliyorsan
evet sende bir sorun vardır ancak müfredat senden kat kat suçludur.
son 3 saat içinde şahit olduğum durumdur.
işyerinde çalışan bir kız elinde bir torbayla geldi, mis gibi de simit koktu ortalık . zannettim ki bize de ikram edecek.
bir kupa çay aldı. oturdu 2 simidi ardarda yedi . üstüne 1 kupa daha çay içti.
aradan 1 saat geçti baktım bir simit daha yiyiyor elinde 1 şişe sade uludağ gazoz ile .
gözlerime inanamıyorum , konsantrasyonum gitti, kendimi işime veremiyorum .
o torbada daha kaç simit var? akşama kadar daha kaç simit yiyecek ?
kafamda deli sorular.
3 saat önceye kadar kızdan da biraz hoşlanır gibi olmuştum
vazgeçtim. batırır bu adamı *
not: simitler oldukça doyurucu klasik bursa simitçi fırını simidi , pastane simidi değil.
bursa simidini bilenler anladı ;)
1 simit neredeyse 1 ekmek hamuru kadar doyurucu .
kapalı terlerde maske zorunluluğu kalktı.
uzmanlar hastalığın daha kasım-aralığa kadar anca biteceğini söylüyorken , bu erken bir karardı saygı değer devlet büyüklerim.
maske takma zorunluluğunun kalkmasındaki endişemi yanlış anlayan yazar arkadaşlarıma sesleniyorum. ( bu arada başlığı açan benim. evet )
benim endişem , " benim ağzımdaki maskeyi zorla çıkarmaları" değil elbet . takmak isteyen takacak yine ama takmayanlar risk yaratacak. takanların hakkına girecek.
maske zorunlu olmayınca hastalık bitti gitti zannedecek bazı beyinler . zaten takmıyor bazıları hiçten takmayacaklar. yine hastalığa sebep olacaklar.
sonuçta bir gerçek var hastalık bitmedi . geçen sene de böyle yaptılar . yaz geldi , millet bunalmasın tatillere gitsin , eğlensin , turizm canlansın diye gevşettiler kuralları .
geçen yıl günde ölü sayısı 20 lere düşmüşken birden 200lere çıkmıştı hatırlarsanız. bu sene de aynısı olacak, ondan korkuyorum. tabi turizm canlansın, ticaret aksın gitsin, bolluk bereket olsun da , milletin hayatını riske atıyorlar. durum bu.
bu arada hatırlatayım;
bahsettiğim konu ; toplu taşıma , kalabalık işyerleri , okullar gibi yerlerde "kapalı alanlarda maske takılması gerektiği " .
kim olsa yapar , hiç kimse çocuk düşsün de ben de seyredeyim demez.
önemli olan o anda ""atak "" davranabilmesi . dün akşam haberde izledim de mobese görüntülerini... allah o adamı oraya o çocuğu kurtarsın diye koyuvermiş sanki.
elindekileri bırakıp o duvardan atlaması vs. takdir ettim.
sayın sağlık bakanım , sayın devlet büyüklerim , rica ediyorum daha hastalık bitmedi , bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. benim çevremde hala covid olan ve zor atlatan hatta hayati tehlikesi olanlar var . hastanede çalışan tanıdıklarım var ve vakaların devam ettiğini, ilk zamanlar gibi olmasa da durumun ciddiyetini koruduğunu söylüyorlar.
pandeminin başından beri maske kuralına sımsıkı uyan bir insan olarak evet ben de bunaldım , çoğu zaman sabah 8 -akşam 8 işyerindeyim
ara sıra değiştiriyorum. açık alana çıkıp hava alıyorum.
maskeye alıştık mı ne .
elbet ben de istiyorum eski günlere dönelim maske takmayalım ama bunun için daha erken .
covid ve türevleri daha kasım-aralığa kadar sürer diyorlar.
insanlarla dip dibe çalışıyorum onlarca insanla diyalog halindeyim. ben takıyorum ama zorunluluk kalkarsa insanlar takmayacak ve iş yerinde yetkili biri olsam da bir yaptırım uygulayamayacağız. yasak kalktı diyecekler , direnecekler.
evde yaşlılarımız var . astımlılar var. evet hepimiz aşılıyız ama yine de korkuyorum , endişeliyim.
beni korkutan olası karardır. umarım olmaz .
umarım kapalı alanlarda zorunluluk devam eder.
işim icabı sabahtan akşama kadar kapalı yerde insanlarla iç içeyim yakın mesafede durup diyalog kurmak zorundayım . maske kuralı olmasına rağmen millete zar zor taktırıyoruz. bir de kurallar gevşerse vay halimize. hastalık devam ediyor. yapmayın gözünüzü seveyim.
evet artık dönsünler.
tamam anladık savaştan kaçtılar , çaresizdiler , canlarını kurtarmak için geldiler , ağırladık , besledik, doyurduk , giydirdik , okullara gönderdik , sağlık hizmeti verdik . bazen istemedik , hatta üzülmesinler diye yüzlerine karşı istemediğimizi de belli etmedik, varlıklarına isyan etsek te bazen kendimizi onların yerine koyduk yine de allah rızası için acıdık, baktık yardım ettik , hatta kendi haklarımızdan feragat ettik
ama allah huzurunda misafirliğin de bir sınırı vardır. yüzsüzlüğün lüzumu yok.
gitsinler evet.
gitsinler ve kendi topraklarına sahip çıksınlar. ülkelerini toparlasınlar.
biz de komşu komşu gül gibi geçinelim. çünkü burada kaldıkları sürece bize zarar veriyorlar.
360 tvde aileler yarışıyor yarışmasında bu akşam sorulan sorulardan biriydi .
eminim ki yarışmacıların da izleyicilerin de aklına gelen yanıt belliydi.
kimse "sevişmek diyemedi *
cevap "kitap okumak" çıktı
100 kişiye sormuşlar çoğu kitap okumak demiş .
peh peh *
aklıma takılmıştır. nasıl olur acaba?
eve geliyorsun , her gün
bol yeşillik
az miktarda ızgara et
haşlanmış bulgur
soya fasulyesi
şekersiz çay
1 dilim kepek ekmeği
durağı arıyorsun taksi istiyorsun, hemen gönderiyorum diyorlar.
taksi gelmek bilmiyor. . arıyorsun . gelmedi diyorsun .
şu an durakta taksi yok yoldan gönderiyorum diyor.
ama yine gelmiyor. şerefsizler.