Hayat tek bir sebepten noktalanmaz. Noktalanacak çok konu vardır, dolmuştur, birikmiştir.. Tutunacak dal kalmamıştır. Ya da tutunulmak istenmemiştir. Üzülmeyin.
Biraz alkollü, biraz da boş sigaralı.. Hayat gerçekten kısa ise benim ki daha da kısa belki. istemiyorum, isteyeceğimide sanmıyorum bu hayatı. Yapamıyorum kalacakları çok düşünüyorum.. Ben bile kendim için üzülmeyi boş görürken başkaları üzülsün istemiyorum. Eğer bir gün olursa affedin. Sorun kimse değil de bendim, ağır geldi her şey. Hayatımda olan herkes konuştuğum görüştüğüm herkes, çok değerliydi bunu bilin.
Pişman değilim ama keşkelerim var.. Keşke bu kadar zorlamasaydın beni, denemeseydin bu kadar sabrımı; zarar vermeseydin sana hissettiğim saf sevgiye.. Elini tuttuğumda olan heyecanı kaçırmasaydın hiç bu saçma sırlarla.. Pişman değilim sevdim hemde çok. Ama izin vermemeliydin senden bir saniye bile nefret etmeme. Verdiğim sevgiye sahip çıksaydın, güveni saklasaydın ya en derinlerinde.. Kaybettirmeseydin sokmasaydın aramıza kimseleri. Kimsenin kalbimize deymesine izin vermeseydin keşke.. Evet "Kalbimiz" diyorum çünkü senin kalbine bağlamıştım benimkini.. Sende dursa bende de durur, sen de hızlansa bende de hızlanır ama sende başkasına atsa bende yine dururdu.. Seni suçlamak gelmiyor içimden, benim sende gördüğüm insanı suçlayamam ama beni bu hale getiren gördüğüm değil olan insanmış meğer; o acımasızca canımı yakan, tek kalbine hissi olan kalbimi paramparça yapan, gözü kapalı güvenirken gözümü oyan. Bakma bu sözlerime bunlarda sevgiden, seni bilmem ama ben böyle sevmişken istesemde kötü hatırlayamam seni, senden değilde sevgimden dolayı çünkü ben seni aklımda sevgimle kusursuzlaştırdım sorun da burda ya işte.. Fazla kusursuzlaştırmışım gerçekleri görünce çok yaralanmışım daha yeni anladım.. Sen beni nasıl hatırlarsın bilemem ama ben seni neyse boşver..
Hiçbir şeyi umursamıyorum, umursayamıyorum çünkü ayak uçlarıma kadar kırıldım.. Sandığım insan olmadığın için. Verdiğim değere değmediğin için. Verdiğim onca emek boşuna gittiği için.. "Yazık boşa geçen senelere yalancısın, sen bensiz daha çok ağlarsın." harbi bu yani tam anlamıyla bu.. Fakat bu gerçek son, gerçek bitiş, gerçek elveda..
Biliyorum ki aslında hata sende değil, bende. Gözümde seni öyle muazzam yaratmışım ki ya da sen beni öyle güzel kandırmışsın ki sanki gözlerin benden başkasını görmez, kulakların benden başkasını duymaz, yanında dünya güzeli olsa da arkanı döners.. Yanılmışım ya da kandırılmışım. Kafamda olanla gerçekte olan arasında ki farklar can acıtıyormuş fazlasıyla. Tabi ki böyle olmanı beklemedim ama sen böyleymişssin gibi davrandın bana. Ben gözüm başkasını gördüğünde bile suçluluk hissederdim 'düşündüğüm sen' yüzünden.. ilk baş dedim "Meğerse ne de salakmışım ben!" ama sonra bir daha düşündüm.. "Ben tek birini gördüm, tek birine aşık oldum, tek birini duydum, ben aşkımı böyle yaşadım.". Benim için bu pişmanlık mı yoksa değil mi bilmiyorum, tek bildiğim gerçekten hiçbir şey bilmediğim. Lakin hala seviyorum ama bu sevgiye gerçekten değecek misin bilmiyorum..
Sevdiğin insanı tanımamak mümkün müdür? Ya da birlikteyken tanımıyomuş gibi yapmak? Ona zarar verip, onu kırdıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak mıdır normali? Hiçbir çaba göstermemek? Şayet normal ise günahını almışım affet.
Vedaları hiç sevemedim ben sevgilim. Sadece bana baksın istediğim gözlerine, sadece beni öpsün istediğim dudaklarına, sadece benim kokumu alsın istediğim burnuna, sadece benim sesimi duysun istediğim kulaklarına, sadece dudaklarıma ait olan boyuna nasıl veda edebilirim? Nasıl sana "bir daha görüşmemek üzerine olan" bir sözü söyleyebilirim.. Sevmesini bilemedim belki.. Belki dengesiz sevdim.. Ama hiç sevilmediğim kadar sevdim ben. Hep hayalini kurduğum sevgiyi kendimde değil ama sende gördüm.. Ama anladım ki bu kadar sevgiyi insan taşıyamıyormuş, dayanamıyormuş. Üzgünüm sevgilim seni çok sevdim, üzgünüm sevginin sefiliydim çok istedim. Taşıyamadığın sevgimi en derinlerimde saklayacağım inan. Ben sana ancak bedenen veda edebilirim zira ruhum zaten sende..
imkanların tıkandığı, mesafelerin araya girdiği, genelde en değerli kişiye duyulan duygudur o. Özlenen kişi kötü gününüzde yanınızda olamaz, sizi avutamaz, ona sarılamazsınız, onun kokusunu alamazsınız, onunla kahkaha atamaz birlikte ağlayamazsınız.. Ah o özlenenler keşke yanımızda olsa da birlikte göğüs gerebilsek şu hayata..
Tamda nasıl beni anlatan bir başlık.. Hayattan beklentin kalmaz çünkü tutunacak dalın kalmaz. Hani bir söz var ya "Kendinden başka kimseye güvenme" nasılda doğru, ne aile ne arkadaş ne de aşk bu sözü yanıltmadı hiç. Her zaman güvensen de, sevsen de karşındaki de seni deli gibi sevse de, gözü kapalı güvense de bir yere kadar bu işler. Ne yazık insanın karşındakinden bir beklentisi olması.. Ne yazık ki masum duygularla sadece destek istemesi.. Eğer hayattan bir beklentiniz olsun istiyorsanız kimseye güvenmeden bir adım atmaya çalışın yoksa gerisi hüsran.. Ben yapamadım bunu ama belki bir gün başarabilirim, öğrenebilirim hayatla savaşmayı belki yenebilirim bile onu..
Yalnızlık bazılarına mutluluk olur, ne garip. Oysa ki ben yalnızken her zaman daha güçsüzümdür, daha mutsuz. Yalnız olup kendimi mutlu edemem, onun yerine yanımda birisi olsun onu mutlu edeyim bende öyle mutlu olayım yani. Keşke sevebilsem ya da alışabilsem şu yalnızlığa..
Kötü gününde etrafında kimseyi göremediğin, bir şey paylaşmak istediğinde kimsenin olmadığı, sevdiklerinin teker teker hayatından çıktığını anladığın zaman yalnızlığını anlarsın işte. Ve yavaş yavaş dibe çöküşünü.. Ama insanlarda Anka kuşları gibidirler. Küllerinden doğarlar bir anda..
Günümüzde ne kadar basitleşmiş olsa da kolay değildir gerçekten sevip, seviyorum demek. Hele ki karşındaki de seni seviyorsa. Şimdi denilebilir karşılıklı sevip söylemenin neyi kolay değil, diye. Seven insan korkar, utanır, sevdiğinin gözlerine baktığında içi içine sığmaz ağzından laflar dökülür dökülmesine de tam kalbini açamaz, içten içe sever onu. Gösterdiği sevgi sadece deve de kulak kalır yani. Doğru olan bu değildir aslında doğru olan geç olmadan her şeyi söylemek içinde tutmamak, ama aşk işte insana ne/neler yaptıracağı belli olmuyor..
En güvendiğiniz insanlar hiç beklemediğiniz anda öyle bir kazık atar ki feleğiniz şaşar. Boğazınız düğümlenir hani başınızdan kaynar sular dökülür de sadece içiniz yanar ya, öyle bir şey. Sonra eskisi gibi olamazsınız ama olmak istersiniz işte o zaman yaşamınız acı verir, başkasının yaptığı hata içinizdeki sevgiden dolayı sizin yaşamınızı etkiler, acı verir..
Bir kız vardı bakıyorum sürekli yabancı müzik paylaşmalar üstüne birkaç söz yazmalar falan ama kızıda tanımıyorum. Neyse kızla bi tanıştım bildiğin papelcinin teki çıktı, komik.
Hiiiçte ilgilendirmez , adam koskoca bir ülke kurdu insanlara özgürlük sundu (şimdilere ne kadar elimizden alınsada), bırakında inancı sizi ilgilendirmesin.