Leonardo Di Caprio'ya verilmeyen Oscar'lar buradan Holywood'a yol oldu be!
The Revenant ile Altın Küre'yi almasıyla, herhalde bu kez Oscar'a hiç olmadığı kadar yaklaştı.
Performanssa performans, karakterse karakter...
"Akademi akademi duy sesimizi" diyen fanlar bu kez http://giveoscartoleo.com/ diye bir sayfa açmış bu arada.
Kendi Oscar'ını kendiniz verin bence. Şu anda sosyal medyada da #GiveOscarToLeo etiketiyle bir kampanya var.
"Leo Oscar'ı bu kez alsın!" diyenlerin el atmasında fayda var...
kutup ayılarının ve penguenlerin durumlarını düşündükçe daha da farkına vardığım içimi acıtan durum. bence bu konuda herkese iş düşüyor; ama nedense genelde lafta kalıyor. gerçekten zor olduğunu da düşünmüyorum. bir beyaz eşya vs. alırken önce en azından çevreci ürünler seçmeye özen göstersek (elektrik tasarruflu vb.) kişisel olarak epey destekte bulunmuş oluyoruz aslında. bir de ben bu konuda duyarlılığın artırılması gerektiğini düşünüyorum ve bunu düşünen markaların da desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. dondurma alırken bile dondurucuya bakar oldum. *uğur derin dondurucunun çevreci ürünleri var mesela. Üstlenmeye üşensek de bu dünya hepimizin ve özen göstermemiz gerekiyor.
Twitter'da çevreci hediyeler gönderdiğini görünce meraklanıp biraz incelediğim ve çevre dostu dondurucular üretmeye başladığını öğrendiğim marka. Teknoloji çevreyi de koruyacak şekilde geliştirilmediği sürece ne anlamı var ki zaten? helal olsun valla, ne diiiim.
annemin/babamın zamanında kaldığını düşündüğüm türk sanat müziğine ilk kez heves etmemi sağlayan genç yorumcu. arkadaşımın mesut yar'ın programında ilk kez dinleyip, 10 kişi evde takılırken "abi şu kadını bi'dinleyin" diye açması sonucu tanıştım. cazı da çok dinleyen bir insan olmamama rağmen "kırmızı gülün adı var", "ada sahilleri" gibi bilinen türk sanat müziği eserlerini, kızarmış ekmeğe yağ sürer gibi yorumlamış kadın. o gece elimizdeki biralar ne ara rakıya dönüştü, o kavun nerden çıktı ve biz ne ara kol kola omuz omuza olduk bilemiyorum; ama uzun zamandır bu kadar keyifli hissetmemiştim.
Bir gün canlı performansına da denk gelmeyi umuyorum.
bu zamana kadarki michael jackson temalı, en iyi organizasyon olmasını umduğum parti, xperia z2'nin lansmanını yapmak için düzenliyormuş sony. bir de gizli mj seçmişler, #ilovemj üzerinden kim olduğu epey tartışılıyor. Hakan Peker ise (bence) büyük rakip.
edit:
Umduğum gibi geçen, süper bir partiydi. MJ'nin kim olduğu konusundaki merakımızı Atilla Taş ile şaşkınlığa bıraktıysa da kendisinin hiç de fena dans etmediğini gördük. Ayrıca diğer dansçıların sahne performansları da oldukça başarılıydı.
Turkiye'de hatri sayilir ajanslarda global bir cok markanin yonetimini ustlenmis. Dogan Online'daki kurumsal hayatindan, 2011'de basladigi kendi projesi icin ayrilma karari almis. Pindrobe'tan bahsederken gozleri isildayan, anlatirken sizi de heyencalandirmayi basaran kisilik.
multitap'lı lansman vidyosunu görünce incelediğim ve bir gün hayatımın partisini vermek isteyeceğim otel. Tasarımı, renkleri, ışıkları... sitesine girip fotoğraflarına bir göz atın derim. hatta önümde açıkken hazır üşenmeyip yapıştırayım buraya linki: http://www.aloftbursa.com/en/gallery
Ayrıca "müzikli anlar" adında bir yarışma düzenliyorlarmış. Kazananı Londra'ya gönderiyorlar. katılmak isteyen olursa; https://www.facebook.com/AloftBursa zaten yeni başlamış yarışma
Nivea'nın plaj topundan sonraki en büyük icadı sanırım. Duştan sonra kremlenme faslında, orasının burasının yağ içinde kalmasından fenalık geçirenlere büyük sevinç kaynağı yaratacak yeni ürünler çıkarmışlar.
Duş alırken zaten kendini güzel kokulu jellerle, sabunlarla şımartırken, iki dakikanı falan alacak bir şekilde bu kremi vücuduna sürüyorsun, hoop diye krem emilince, ılık suyla cilanı çekiyorsun cildine.
E ürün böyle olunca, duş çıkışında şurama bilmemne yağı, burama bilmemne kremi süreyim derken ter içinde de kalmıyorsun. Koca koca şişelerin de 13 lira gibi bir fiyatı var.
yazılımı, tasarımı, içeriğiyle akıllı telefonlar camiasında fark atacak telefondur.
türkiye'de ön sipariş alımlarına başlanmış, az önce araştırırken şöyle de bir videosuna rastladım ki artık sony fan girl'ü/fan boy'u olmamak içten bile değil: http://www.youtube.com/wa...GqAA&feature=youtu.be
edit: fiyatını az önce öğrendim, 1849 TL. bu da demek oluyor ki gelecek olan Galaxy S4'ü ve var olan Blackberry 2'yi fiyat-performans olarak epey solladı.
abartmadan söylüyorum, nespresso ve tchibo'yu sollayıp geçen makinelere sahip yeni kahve markası.
bana güvenmiyorsanız önce gidip istinye park'taki cornerlarında deneyebilirsiniz. orzo ve ginseng espressoyu özellikle tavsiye ederim.. ginseng espresso da türkiye'de bi tek cafem'o'da varmış.
kahvelerinin tchibo makineleriyle uyumlu olması süper özellik. kabul edelim tchibo'nun kahveleri baya dandik..
kanalın resmi internet sitesinde istatistik diye ayrı bir bölüm açmışlar, oldukça faydalı görünüyor. tüm sporların, tüm ligleri var içeride, kötü insanların eline geçmemeli çünkü çok büyük bir güç! ehm.
galatasaray ürünlerine bir bakayım dedim. 2-3 sezon öncesine kadar gidiyor ürün skalası. bu kez güzel olmuş baya. tüm depoyu açmışlar taraftara, sağolsunlar.
kasap havası - hasapiko, zeytinyağlı yiyemem aman, telgrafın telleri gibi çok iyi bildiğimiz şarkıları hem rumca hem türkçe söyleyerek ve ayrıca da 20 kişilik kadrosu ve yunanistan'dan gelen özel dans horokos dans grubuyla da müziğe geleneksel bir dans şovuna çeviren müzik grubudur.
önümüzdeki hafta 25 ağustos'ta kuruçeşme arena'da yeni bir konserleri de var.
yeni zelanda'lı binicilik sporcusu. emekli olup yeniden döndükten sonra spora 56 yaşında olmasına rağmen londra olimpiyatları'nda bronz madalya kazandı.
play station vita'dan sonra aslında pek de ihtiyacım olmamasına rağmen, ara bulvar'ın açılış kampanyasından yararlansam mı diye düşündüğüm alet. "türkiye'de 1000 liraya yeni ipad satılıyor muydu ya?" demeden de geçemediğimdir.
ülkede 'güçlü kadın' denildiğinde akıllara ilk gelen kadın. türkiyenin en güçlü kadınları listesine de girmiş 3. sıradan. biz kadınları çok iyi temsil ediyor.
size dikte edileni uygulamayı reddetmek, kuralı çiğnemek tamamen farklı bir yöntem, farklı bir çözüm yolu hatta farklı bir ürün ile ortaya çıkmaktan geçiyor. kısacası rutinin karşısında olmaktır.
60 günde ideal vücut ve 60 tarifte ideal mutfak isimli kitaplarıyla 60 konseptine kafayı takmış gibi dursa da, hiçbir vasfı olmayan onca medya figüründen sempatikliği ve entelektüelliği ile ayrılmaktadır. iniesta ile de sohbet etmişliği var savaş ay'la da, yani öyle sürekli gülümseyip ''gülümsersek hayat daha güzel'' safsatasına sığınanlardan değil kendisi.
ayrıca yemek tariflerinin bulunduğunu kitap da oldukça faydalı oldu, orası ayrı.
1964 yılında doğan Mehmet Ali Yalçındağ, 1989 yılında American College in London'dan üstün başarıyla mezun olmuştur.
Profesyonel hayatına 1990 yılında Doğan Dış Ticaret'te başlamıştır. Yalçındağ, 1992 yılında Milliyet Gazetesi Genel Müdür Yardımcılığı'na atanmıştır. 1996 yılında Doğan Grubu'ndaki medya şirketleri Doğan Yayın Holding çatısı altında birleştirilirken, Yalçındağ, öncelikle bu kuruluşun icra Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini, 1999 yılından itibaren de Başkanlığı görevini üstlenmiştir.
son olarak da bugün itibariyle yandex türkiye ofisi'nin başına getirilmiştir.