geçen gün yaşadığı yavaşlık sorununu anlayışla karşıladığım, ancak sabahtan beri 10 dk'da yüklenmeye başlayan, üstelik de çoğu görsel yüklenmeyince terk eylediğim site. turkcealtyazi.org akar...
20 dakikalık vasat amerikan komedilerine inat sıkılmadan izlenebilen tek amerikan komedi dizisidir. her bölümde daha çok güldürür. salt komedi değil psikolojik komedidir. 4. sezonu devam etmekte olup, 4x10'da final yapacağı için içten içe üzmektedir.
fenerbahçe a.ş yönetim kurulu başkanıdır, sevdalısı olduğum takımın başkanı değil.
bu adama yapılanlara gerçekten üzülüyorum, ama ne zaman bu adama destek olmam gerektiğini hissetsem bu adam o zamana kadar desteklemiyor olmamı haklı çıkaracak bir hareket yapıyor. öncelikle söyleyeyim, ben çocukluğumdan beri tribündeyim, münferit bir fenerbahçeliyim. her gruptan arkadaşlarım var. olaylara kurumsal baktığım zaman, aziz yıldırım'ın üzerine kurulan tezgahlar açık, bu yüzden destek vermek istiyorum. ama taraftar olarak bi bakıyorum, bu adam beni kölesi, müşterisi olarak görüyor, sikerim kurumsallaşmasını diyorum.
1-2 somut hatasıyla geçeyim.
en başta bu adam alex krizini çok kötü yönetti, alex peygamber değil tabii ki, belli ki karşılıklı hatalar var. ama sen kulübün patronuysan bu işi halledebilmen gerekiyor. baktın ki halledilecek gibi değil, kulübe 10 sene layıkıyla hizmet etmiş futbolcuyu tekme tokat yollayamazsın. karşılıklı gönül alınacak şekilde gönderilebilirdi alex. ama yapılmadı, üstüne üstlük bayan taraftarlar azarlandı, protestoları engellendi, adamın fotoğrafları koridorlardan kaldırıldı. bu yüzden alex konusunda başı her zaman ağrıyacak.
bu adamın paralı köpekler diye çemkirdiği topluluğun içindeydim. ve tüm samimiyetimle söylüyorum, aziz yıldırım'a en ufak tepki olmadı. tüm futbolcuların ismi anons edildikten sonra alex'e de selam çakmak adına 'i love you alex' şeklinde bağırmaya başladı telekom c blok. bakın gfb'nin bulunduğu e blok değil, vamos bien, ck ve unifeb'in bulunduğu c blokta başladı tezahürat. (gfb savunucusu değilim, yıllar önce üyeydim, ancak gruptaki rantı, karaborsayı, uyuşturucu ortamını görünce soğudum. 2010'dan beri münferitim.) c bloğu da suçlamıyorum, aksine takdir ediyorum. çünkü alex bu tribünün efsanesidir, ve bu kimsenin zoruna gitmemeli. tezahürat aziz yıldırım'ın ismi anons edilmeden önce başladı, yani aziz yıldırım'ın çıkacağını bilerek mi başladı c blok? telekom tribününe gittikçe yayıldı ve bütün tribün bağırmaya başladı. ancak aziz yıldırım'ın yarası acımaya başladı, 'paralı köpekler' dedi bize. sanki otoparkçı ibrahim gümüştekin'e para ve bedava kombine yağdırıp anadolu yakası gfb'yi kurduran benmişim gibi *
bu adam kendi istediği müşteri profilini çoktan yarattı. 'numaralı ayağa' diye bağırdığımızda purosunu ağzından çıkarıp bağırmaya tenezzül etmeyen, içkisini yudumlayan adamlar 'büyük başkan' diye bağırıldığında, 'hükümet istifa' diye bağırıldığında kalkıyor. 'biraz da fener için bağırın' dediğimizde yuhluyorlar, 'bağıran biz haykıran biz deplasmanda aç kalan biz, fenerbahçe uğruna da ölecek olan biziz' diye bağırdığımızda rantçı diyorlar okul açık tribününe. stadda sırf erdoğan'a tepki olsun diye ali ismail korkmaz için tezahürat yapanların çoğu ali ismail korkmaz yürüyüşü konusunda umarsızdı. aziz yıldırım ayağını sehpanın köşesine çarpsa cadde'de 50 bin kişi toplanırdı, ali ismail için birkaç yüz kişi toplanabildik. üstelik yarımız galatasaraylı, beşiktaşlı arkadaşlardı.
örneğin hile yapmadığınız sürece fifa indirmk günah değilken, içerisinde zinadan kumara, alkolden uyuşturucuya türlü türlü edepsizlikler içeren grand theft auto serisini indirmek günahtır.
1982'de batı almanya'yı 2-1 şili'yi 2-0 yenmeyi başaran, ancak almanya ve avusturya'nın hatır şikesi yapmasıyla tarihinde ilk kez gruptan çıkma şansını kaybeden cezayir'in kazanmasını istediğim maçtır. 2010 dünya kupası'nda 0-0 biten ingiltere maçında o direkleri döven cesaretini gösterirse almanya şoka uğrayabilir.
şarkılarındaki her bir kelimede sıcaklığını, sevecenliğini hissettiğimiz adamı hiç yakından göremedik, anılarımız hep hayal meyal. bizi hiç görmedi o da, ama öyle işledi ki içimize, onun o büyük babacanlığını yakından görmek istedik hep. en fazla kasetlerle cdlerle dokunabildik o en güzel adama. diyorum ya; yine de işledi içimize. o derin bir ah çekti, bizim içimiz yandı. o artık sigarayı üç pakete çıkardı günde, biz dördüncüyü açtık. terk edildik; 'gözlerime ağlamayı öğrettim' dedik. annemizi özledik; 'saçlarına yıldız düşmüş koparma anne, ağlama' dedik. babamızı özledik; 'sana gelmek istiyorum, kovma beni dergahından' dedik. fark ettik ki biz kalbimiz olduğunu ahmet kaya şarkılarıyla anlamışız. ve anladık ki onu bizden koparmaya çalışanlar sadece kendilerini ondan mahrum edebilmişler, bizi daha da çok bağlamışlar ahmet abi'ye...
'yılmaz erdoğan' referansının yine yanıltmadığı filmdir. oscar aday adayı da olmuştur. mutlaka izlenmesi gerekendir. dram filmi olduğu kadar dönem filmidir.