öncelikle zevkler ve renkler meselesi elbette afiyet olsun. cevap için teşekkür ederim bikbik.
fakat ortadan ikiye bölerek yapılan zeytinyağlıları biliyorum pek bizim kültüre uymuyor. kalın buluyoruz. artık ben inceden devam edeceğim gibi duruyor. inşallah bir gün misafirimiz olursun.
çok sevdiğim ve genellikle soğuk yenilen kolay bir yemeğimizdir.
arkadaşlar şimdi cıvıtmadan gerçekten görüşlerinizi duymak istiyorum.
bildiğiniz gibi "zeytinyağlı" yemeklere salça koyulmaz. salça koyulan yemekler zeytinyağlı değil sulu yemek olur.
size sorum şu: zeytinyağlı fasulye nasıl ayıklanmalı?
ipince uzun şekilde mi keyif alıyorsunuz? yoksa ikiye kesilmiş daha etli bırakıldığında mı?
şahsen ben egede büyümüş bi bebe olarak ipince ayıklamayı görüp yaparak büyüdüm. ince görüntü daha güzel ama etli bırakıldığında da tadı daha yoğun geliyor haliyle.
thierry henry'nin dediği gibi galatasaray feneri resmen aşağıladı.
oyuna dair; yunus harikaydı, mertens osimhen ikilisi şahaneydi. sara çok iyi transfer olmuş bize, fred e nefes aldırmadı. yine de oturması gereken şeyler var takımda, eksik oyuncularımız var falan filan. daha iyi olacağız.
babamla maç sonu acun'un (bi maç kaybetmek abartılmamalı, bi maçla şamp kaçmaz benzeri) açıklamasını izlerken, "iyi toparladı ağlamadı en azından" dedi.
hayır. ben kişisel değil camia olarak bakıyorum ve bu camia daha geçen sezon derbi kaybettiniz nasıl sevinebiliyorsunuz asıl şampiyon biziz gibi saçma açıklamalar yapıyordu. ayrıca bir maç değil derbiden bahsediyoruz. samimi değiller.
yıllardır 0 başarı ama adama sana muhtacız sloganları atılıyor. komik. şunu ekleyeyim;
Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki en temel fark Galatasaray’da başarısızlığın nedeni değil bedeli olur.
oldum olası böyle yaratıcı fikir adı altında farklı tatların karışımı yemekleri çok gereksiz ve biraz da namodern buluyorum.
yoklukta mıyız mesela neden böyle bir şey denediniz ki ilk etapta?
sushi çiğköfte? veya sosyal medyalarda foodporn sıfatıyla tostların, dürümlerin, tatlıların içeriğini patlarcasına doldurmanın çok gereksiz olduğunu düşünüyorum.
oruç tutan insanın önünde yememeye içmemeye çalışma zihniyetini anlayamıyorum bir türlü. yahu orucın amacı aç insanları anlayabilmek, nefsini terbiye etmek değil mi? aç tonlarca insan var onların karışısında yemek yemiyor musunuz?
aç olan çoluk çocuklar/insanlar gelip sözel veya fiziksel saldırıyor mu? en ufak bir tepki veriyorlar mı?
üstelik onlar ne sabah namazına kadar tıkınıyor, ne de iftar adı altında ziyafet çekiyor.
çok ödlek biriyim. her şeyden korkarım ama korku filmi izlemeyi sevdiğim için izleyemeyen biriyle birlikte olmayı hiç istemem.
bir de filmlerden dizilerden korkan erkeği sanırım biraz feminen buluyorum. doğru bir tespit demiyorum ama bana öyle geliyor. içgüdüsel olarak filmden korkan beni nasıl korusun diye düşünüp yanında güvende hissedemiyorum.
duyar kasan tayfa gelmeden belirteyim: evet kimsenin beni korumasına gerek yok. içgüdüsel diyorum. evet