Beni bulastirmamasini bizzat rica ettiğim yazar. Adim niye geçmiş onu da bilmiyorum. Bir hata olmalı. Ve düzeltilirse sevinirim. Kavganızla alakam olmadığını da ayrıca ekleyeyim tekrardan.
Şehit piyade sözleşmeli er. Eşyalarının yüklü olduğu valizi açan annesinin, oğlunun o toz topraklı botunu kokladığı fotoğraf gitmiyor gözümün önünden.
Yarin sabah daha hırsla uyanacağım. Bu sefer şehit ilker Ağçay icin. Ve bu botu her bağladığımda o kıyafeti her giydiğimde tıpkı şehit öğretmen Aybuke gibi tegmen Emre as gibi ilker i düşünerek çıkacağım kapıdan.
Vatanseverlikten daha öte ve bizi ayakta daha diri tutan birsey varsa o da intikam hırsı. Alınacak, üzerime düşen herseyi sonuna kadar yapacağım. Söz !
Ben gemileri yaktım. Bıraktığın gibi biri de değilim. Bilmiyorum aslında cunku ben sana karşı cok farklıydım. Belki de hala ayniyimdir cunku sen ayrıcalıklıydın. Ama suna Eminim ki bazı düşüncelerim senle birlikte geçmişte kaldı. Sana verdiğim ayrıcalığı kimseye vermemekte cok güveniyorum kendime. Fakat bu ayrıcalığı sana vermiş olmanın gercegi karşısında o özgüvenim kaybolup gidiyor.
O Derenin altından cok su aktı sen belki de baska eller tuttun baska dudaklar öptün başkaları ile uyandın sabahlara. Bense hiçbirini yaşamadım. Belki de bu yüzden kendime güveniyorum cunku o ayrıcalığı veremem artık kimseye, sana bile. Lakin... tüm bu gerçeklere ve özgüvene rağmen bir detay var. Sanki birden karşıma çıkıp sarılsan ben sana daha sıkı sarılacakmışım gibi. Hicbirseyi hatırlamayıp kendimi yine sana kaptirabilirim korkusu var içimde. iste senin en büyük ayrıcalığın da bu...
Lütfen, geçen günlerde yaşadığım o şok sonrası kendini anımsatma artık bana. Bir kaç yıl önceki hislerime geri döndürme beni. Çünkü ben artık birini sevemeyecek ve üzülmeye hic niyeti olmayan biriyim. Beni kendini anımsatarak karşıma çıkarak kendimden uzaklaştırma. Yaşayıp yaşamadığını dahi bilmediğim şekilde kal, geri donup ‘iste ben geldim ve bir gün seni üzeceğim’ deme. Çünkü cok sevdin cok sevdim cok üzdün cok üzdüm. Beni bende bırak ki daha fazla üzülmeyelim.
Bu aralar cok sakinim. Kimse ile atışmıyorum ve hatta kardeşim hariç bozuk olduğum kim varsa bir şekilde düzeldi. Bu kadar sakinlik sanki biraz fazla öfkelerim sinirlenmelerim de azaldı. Açıkcası bazen kardeşimi ve yıllardır adini sadece bir kezcik ağzıma aldığım o kişiyi bile affetmekten korkuyorum. Yolda giderken gördüğüm bir kediye bile durduk yere ‘seni de affettim olur oyle ya takma’ diyecek kıvama geldim. Galiba iyice olgunlaşma Ve kendimle uğraşmak ama baska kimseyle uğraşmamak hatta kafaya takmamak konusunda farkında olmadan bir yola girdim.
Gecen arkadasım Funda ya bana 3-4 yıl Sonra evlenecek biri bakabilirsin ama o da bi ihtimal dedim. Ben bu gidişle gider aşık bile olurum. Kendimden korkuyorum valla bu durgunluk hic iyi değil.
insanlar illa ki hata yapabilir. Bu hatalar süreklilik kazanmadığı surece affedilebilir olabilmeli.
Ben inanıyorum ki hepimiz pişmanlık duyduk. Yanlışlar yaptık Ve af diledik yahut affedilmek istedik. Ancak bazen bu redle sonuçlanmış olabilir. Kesinlikle insanların hatalarından birer ders çıkarması Ve bu affı hak edecek hareketlerde bulunmasi gerek. Aksi halde affeden değil affedilenin vicdani huzursuzlukla kaplanmalı. insan olmanın bir gercegi olmalı bu. Verilen bir şans yahut affetmek gibi bir erdemi hoyratça heba eden kişi ayna karşısında muhasebe yapmalı.
Ben insanların doğuştan kötü olduğuna inanıyorum. Tıpkı william golding gibi. Fakat bu kötü ruhun beyni ve zekası olduğunu unutmamak gerek. Hataları ile yüzleşen ve kişiliği oturmamış henüz olgunlaşma evresinde olan insanlar özellikle affedilmeyi daha çok hakeder. Bu tabi ki 20 li yaşların sonlarına kadar kabul görür. Kişilik 24-25 den sonra raylarına oturur. O döneme kadar herkes hatalarından medeni kanuna göre bile sorumlu olsa da, vicdan nezdinde henüz tamamlanmamış bir prototip olarak bakılmalı.
Fakat sunu unutmamak gerek. Bir kere yapılan bir kez daha yapılmaz. Ama birsey iki kez olduysa kesinlikle 3. Kez de olacaktır.
Hatalarınızdan ders çıkarın. Af dilerken yüzünüz özgüveniniz ve cesaretiniz olsun. Affedenin yüzünü Kars çıkarmayın. Cunku o size güvenmiş ve vicdanı size kefil olmustur.
Bir zirve yapılsa da katılsak dedigim şehir. Ama gündüz olursa kalabilirim. illa içmek mi gerek ardından seks mi lazim Kardeşim. Kahve içelim bi kere de.
Uzun cok uzun. Ama galiba bir kadına sırf benim hayatımda zorluklarda Yanımda olmasi icin bile katlanırım. Arkadaşımla konuştuk az önce.
-ihtiyacım yok ki bir kadına
+olur neden olmasın olm
-bir kadına sırf bu yüzden Mi tahammül edeceğim ben ?
+seversen tahammül etmez taparsın
-ben kimseyi sevmem ki ?
+bir keresinde cok sevmiştin
-o bir hataydı. Bir daha kimseye ayni hisleri duyamam.
+şans tanı birilerine. Hayat geciyor yalnız ölme.
Böyle bir sohbet geçti aramızda. Beni hasta olduğumda basımda bekleyecek ve sadık kalıp güven kazanacak biri var Mi bilmiyorum. Birini sevmeden sırf hayatın bir rutini diye evlenilir mi onu da bilmiyorum. Yas 26, yıllar geciyor gerçekten de. Eger bir gün dün geceki gibi hastalanırsam Ve birine ihtiyaç duyduğumda pişmanlık çekersem belki o zaman evlenirim. Cunku bu gece bunu düşüneceğim, dün gece ölmekten beter olduğum icin. Yine de kendi çıkarlarım icin bir kadına tahammül edebilir miyim bilmiyorum. Yıllardır yanlış düşünüyor hata yapıyor olamam. Ama hayatın içinde böyle zor anlar oluyor Ve insan yanında birilerini arıyor. Zaten geçmişte birini sevmiştim ve sırf zor bir anımda yanımda olmasından ötürü ona karşı hisler beslemiştim. Zor günlerden yalniz basıma sıyrılmak adına gücüm her azaldığında pişmanlık duymak istemiyorum sanirim. Belki 2-3 sene birini tanımak icin yeterli olur bilemiyorum.. düşüneceğim. Nefret ettiğim canlıların güzel olabilme ihtimallerini düşüneceğim.
Az önce Uludağ üniversitesi kütüphanesi önündeydim. istemeden şahit olduğum bir konuşma oldu. Kızlardan biri kavga ettiği ve ayrıldığı ama kopamadigi sevgilisi ile barışmak istiyor. Öteki de ‘ben ondan haz etmiyorum gidiyorum’ diyor. Öteki ‘hayır bekle’ diyor. Arkadaşı ise ‘o çocuğun sana zarar verdiğini bile bile...’ diyor. Ve sonuç olarak çocuğa telefon açıp ‘bizim işimiz var zaten görüşüp Ne konuşacağız ki’ diyor. Arkadaşı da telefonu kapattıktan Sonra ‘iyi yaptın’ dedi. Kız Ne mi dedi ? ‘Ama onu görmem gerekiyordu cart curt’.
Sonra neden buraya gelmek istediğimi hatırladım. 2.5 yıl önce aynisini burada yine bir yağmurlu günde yaşamıştım. Ayni boyda ayni iticilikte bir kız yine az önce şahit olduğum olaydaki kızla ayni isimde bir kıza ayni kötülüğü yapmıştı Ve o hikayedeki erkek de bendim.
Yemin ederim allah bazı seyleri tekerrür ettirerek hatırlatıyor. Hikayenin neredeyse ayni olmasi ve kızın eski sevgilimle ayni isimde olmasi. Tesadüflere cok inanırım. Ama yıllar Sonra geldiğim ve sadece 20 dakika kaldığım yerde ayni hikayeyi görmek tesadüften öte birseydi.
UEFA kupası penaltılarında spikerin ‘Tanrı bizim kazanmamızı istiyor !’ Dediğini hatırlıyorum. Sanki Tanrı benim bası seyleri unutmamam Ve aklımı hiçbir zaman yitirmemem gerektiğini anımsatıyor.
Unutulmak gibi bir niyetim hic olmadı. Ama o kadar uzun zaman ayrı kalındı ki hatırlanmamak doğaldır. Tovbekar hacker, kamcukeleyo, tovbekar hacker reloaded ve şimdiki nickimle hayli at koşturduk sözlükte. Eskiler hatırlar biz de onları.
Allahsiz kitapsiz cahil kadin
Kukla
Hobiolarakyaparsin
Protest sanayici
Tarihci76
Hbbia
Bluevelve
Opus magnum
Samsung note 10 plus almak
MacBook Pro almak
40 bin tl seviyesinde bir araba almak
Çıkması muhtemel PlayStation 5 almak
Standart Evden işe işten eve bir hayat sürmek
Orta Avrupa Ve mağrip turu yapmak
Mutlu olmak.
Uzak gelecek ise;
Hayalimdeki arabayı (BMW 3.20) almak
2 daire almak
Fotoğrafçılık Ve piyanoda kendimi geliştirmek
Yalnızca kopegimle ilgilenmek
Mutlu olmak.
Sadece erkekler anlar. Bunun karşılığında bir de Kadınların evlilik hevesi vardır ki bu iki düşünce yapısı illa çelişir.
Neyse ben bir şekilde annemle anlaşmaya gittim. Bir gün senin karşına iste bu benim evleneceğim insan ! Diye birini çıkartmadığım surece Peri kızı olsa evlenmem, dedim. Kabul etti. Bana bıraktı yani.
Ben problemimizi çözemiyorum, medenice konuşup olumlu yada olumsuz bir sonuca varamıyorum, beceriksizim demenin bir baska yolu.
iliskileriniz arkadaşlıklarınız biterken bile anlama anlatma dinleme tartışma yerine küsmeyi tercih etmeniz sizin insan iliskilerinde ne denli kötü ve tecrübesiz olduğunuzu gösterir.
Tanrı istemezse, yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse, insan ölmezmiş
Tanrı istemezse, yaprak düşmezmiş
Tanrı istemezse, insan ölmezmiş
Sen Tanrı mısın? beni öldürdün
Eşime dostuma beni güldürdün
Sen Tanrı mısın? beni öldürdün
Eşime dostuma beni güldürdün
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can, bir can gidiyor
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can, bir can gidiyor
Senin için herkes, kötü söylüyor
Söylemesi kolay, bir de bana sor
Senin için herkes, kötü söylüyor
Söylemesi kolay, bir de bana sor
Seninle yaşamak güzel şey ama
Senden ayrılmayı bir de bana sor
Seninle yaşamak güzel şey ama
Sensiz yaşamayı bir de bana sor
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can, bir can gidiyor
Vicdanının sesini dinle bak ne diyor
Senin için bir can, bir can gidiyor
Babamın olmesinden korktugum icin ona artık seni seviyorum baba diyebiliyorum Ve birseylerimi paylaşabiliyorum, evlenmekten korktugum icin bir kadınla oturup iki sohbet etmekten ve yanlışlıkla aklımı karıştırmasından kaçınıyorum. Korkularımdan kaçıyorum. Kaçabildigim yere kadar iste.
Pardon gece 4:40 da kalkıp yine karanlıkta spor adı altında 6 km falan koşmak zorunda kalmak.
Az önce akşam yemeği sonrası biraz kestireyim dedim. Geçen hafta Harika bir restaurant buldum bir gün akşam yemeğine gitmeyi düşünüyorum. Kesinlikle bir arkadaşımla gitmeliyim ama oraya erkek erkeğe gitmek hoş olmaz. En kötü üniversitedeki kankalarımdan biri izmirde yaşıyor onu bir akşam yemeğine çıkartacağım cunku oraya kesinlikle gitmeliyim.
Neyse rüyamda orayi gördüm ama eski sevgilimle orada yemek yiyordum Ve huzursuzdum. Neden bilmiyorum ama midem bulanıyordu.
Bu rüyanın da etkisiyle kendimi rahatsız hissediyorum.
Yok yok parçasında su kısmını o kader güzel söylüyor ki kimse ondan daha güzel söyleyemezdi. Aslında genel olarak sesi güzel mi bilmiyorum hala karar veremedim. Ama bu kısmı çok güzel söylüyor. Bu arada mehtap kelimesinin ay olduğunu Ve adinin ise ay’in bir evresi olan hilal olması bir tesadüf mu bilmiyorum.
Suan yaşadığım ama artık çok da koymayan şey. Ama şey çok kötü.
Mesela yıllarca yarınımın garantisi olmadan bir ev kiralayıp eşya alıp yerleşemeyecegim. Bu sehre alışmalıyım demeyeceğim yada alışamayacağım. Cunku muhtemelen yıllarca farklı şehirlerde farklı bölgelerde çalışarak Ve kendime ait olmayan yataklarda misafirce uyuyarak geçecek.
insanın evi olmadan yasaması mümkün mü bilmiyorum ama öğreneceğim. Ama sevdiğim bir söz vardır. Birinin seni düşündüğü yer, geri döneceğin yerdir, evindir.
Evime ilk düzenli maaşımla bi hediye tv almıştım en fiyakalisindan ancak bir kere bile görmek ve kullanmak nasip olmadı.
Bir yaz aksamı (Suan olduğu gibi) o tv nin karşısına geçip bacaklarımı uzatıp bir yanımda buz gibi kolam bir elimde ise ps4 kolum, akşam akşam o karanlık odada zevkle oyun oynamak isterdim.
Alternatif olarak; bir kış aksamı ayni pozisyonda ayni tv karşısında kola değil de nescafe 2 si bir arada yada nescafe gold kahvemden yudum alırken oyun oynamak.
Benim yıllardır hayalim zaten ‘iç huzuru’ ile ps4 oynamaktı. Artık iç huzurum var. Sırada düzenli bir hayat Ve konsolum.