mantıkta imkansız olay neyse dünyada rüyaları gerçekleştirme odur.
önce rüyaları farklı bakış açılarıyla yorumlayalım.
dinci biri rüyaları allah'ın bize gönderdiği mesaj olarak algılar.
realist biri rüyaların bilinçaltımızın bir yansıması olarak algılar.
hurafelere inanan biri rüyalarda ne görüyorsak onun tersi gerçek hayatımıza yansır der.
bunlardan sadece birinde rüyalar gerçekleşebilir o da dini bakış açısında.
geçmişimize gidelim çok dejavu yaşadık mı? çok fazla değil o halde bunun olma olasılığı var. ama hatırladıklarımız arasında gerçeğe yakın rüyalarda böyle bir olay oldu mu? hayır.
örnek verecek olursak. lise 3'te trigonometri sınavından bir gün öncesiydi. rüyamda sınavı gördüm her olayı hatırlıyordum. sınavın iyi geçtiğin o zamanlar sınıfın en güzel hatununun ön sıramda oturduğunu. rüyalarımı tüm detaylarıyla hatırlıyordum. sınava bir girdim. o kadar çalışmama rağmen 25 alıp çıktım ki zaten sınıfta bi tane 85 alan vardı bir tane 65 alan gerisi hep 1 ya da ikiydi.(sınıftan 8 tane tıp çıktığını belirtmek durumundayım) o halde nooldu şimdi. dini bakış açımız elendi aynı zamanda hurafe bakış açımız güç kazandı. e dejavu? dejavu olmak arada kaldı o nolacak. paradoksa sürüklendik şimdi de. bu ikisi kapışırken en mantıklısı realist kendini aralarından sıyırdı ve bilinçaltının yansıması bunlar.
selçuk üniversitesinde sağlık bilimleri fakültesindeki duvara yazılmış olan felsefi söz. yıllardır çözemedim. buna kafa yoranların eline fizik kitaplarını verseydik şimdiye çoğu prof. olmuştu.
evet yıllardır yakışıklı olduğumu biliyoruz kah görüyorsunuz kah muhabbetim geçiyor bi şekilde öğrendiniz. kendime gülümsemeyi yıllardır yakıştırmışımdır ama bişeyi farkettim bi gün. ben gülümserken kimse bana bakmıyor herkes sağa sola dönüyor. bu benim kafamı kurcalamaya başladı acaba niye böyle yapıyorlar diye. bi gün pantene reklamını izlerken tipi benim tipi andıran adam gülümsemeye başladı ve tüm kızların ağzı açık kalıyordu.
dedim ki işte kendimi denemem için güzel bi fırsat. gittim en yakın marketten pantene aldım. hemen hızlıca duşumu aldım. saçlarımı bile kurulamadan dışarı fırladım. bakalım bu sefer ne yapacaklardı.
bana bakıyorlardı kızlar evet bildiğin bana bakıyorlardı. ben de gülümsedim hayal ettiğim gibi. gülümsediğim anda yüzlerini çevirmeye başladılar. acaba sorun ne diye kendimi bi de aynada göreyim dedim en yakın lavaboya gittim.
aynaya bakmamla aynaya yumruk atmam arasında saliseler vardı. yansımamdan bile daha hızlıydım. o andan sonra ciddileştim. ve tekrar aynaya baktığımda yakışıklı adam tekrar karşımdaydı. belki kırık camın etkisi belki sadece ben..
bunu söyleyenin nesline bakmalı.
hep bu olaylar böyle oluyodu.
mesela incide 3. nesildim gerçi hala 3. nesilim de pek girmiyorum.
inci sözlük bozmuş, inci sözlük yarra yemiş diyenlerin %80 i bebişinci analtıncı nesildi.
gerçi cidden bozulmuştu ama bozanlar zaten bebişinci analtıncı nesildi.
dötüncüler orta düzeydi. şimdi de yemişinci çıkmış sanırım.
sonuç olarak ya kardeşim daha entry sayın 200 olmamış gelmiş burda tespit sıçıyosun aklın sıra denmeli.
beğenmeyen siktirsin gitsin efenim.
edit: en baştaki entry silindi.
sevgiliden ayrıldıktan sonra her işin kötü gitmesinden sonra duyulan histir. hiçbirşey yolunda gitmez sürekli aksilikler lur. bunun nedeni de birinin ahını aldığınızı düşünmenizdir.
tabi ben değil benim eski hatundan gelen mesajı direk aktarıyım. bu arada benim hatun kezbanmış rıfat abi.
ukala man merhaba, ben senle olanlarla ılgılı suclu oldugumu düsünmüorum ama basıma hep biseler gelio .s belkıde ıstemeden seni üzdügüm icindir .s ben hatalı olmadıgımı blıorum ama yınede özür dılerım kusura bkma
not: mesajı isim dışında olduğu gibi aktardım.
buna verilecek en olgunca cevap sanırım; "hakkım helal olsun sorunum yok senle."dir.
bollywood filmlerinin gözlemlediğim kadarıyla klişeleridir.
-bi tane imkansızı başaran sempatik ama zeki bir çocuk.
-başroldeki çocuğun sevgilisi de vardır ya da ulaşmak istediği bi aşkı vardır
-kardeş kıskançlığından dolayı oluşan bi dram
-anne babanın aşırı bağlılığı.
-ve tabii ki klasik hint şarkıları..
ya üniversiteye evlenmek için giden ya da okuyum da üniversite okumamış cahil insan demesinler mantığındadır.
halbuki eşşekliğin baki kalacağının bilincinde değil.
ya 2 yıllık bi bölüme gider ya da 4 yıllık bölümlerin en düşüğüne gider. araştırmadan bilgi sahibi olmadan. boşuna devlete yüktür.
üniversiteye gidin tabi ama bişey öğrenme amacınız olsun. kendinizi tatmin etmek için değil. okumak için bilgilenmek için gidin.
lan ayı kaç tane icat yaptın da zekadan bahsediyorsun?
küçük bi kitlede götünü kaldırıyolar diye bu havalar ne?
gözü açılmamış aptal insanların dramıdır.
ancak akdeniz ikliminde veya yazın görülebilecek olaydır. sigara içmeye çıktığımda farkettim. artık üşüdüğümde dışarı çıkıp ısınacam. kışın ortasında coğrafya kurallarını alt üst ediyor bu olay.
not: pencerenin birini açtım. içeri sıcak hava girmesini hissediyorum.
beynin sağ ve sol lobunu geliştiren bardaklarla oynanan oyun. ilk olarak 80'li yıllarda amerika'da uygulanmaya başlanan bu oyun şu aralar türkiye'ye yayılmaya çalışılıyor.
alnının köşesiyle tokalaşan kızdır. *
evet efenim bugün başıma geldi.
bugün eski arkadaşlarla buluştuk öyle takıldık filan . neyse ayrıldık cafeden tokalaşma merasimine geçtik. yanağımı yaklaştırdım bi baktım kafa tokuşturmaya çalıştı. rolleri mi değiştik diye kendi kendime hayıflandım. garip bi duyguydu. normalde erkek kafa tokuşturmaya kalkar kız yanağını uzatır.
osmaniyedeki lise kampüsünün içinde bulunan okul. biraz muhafazakar bi müdürümüz vardı iyi adamdı belediye başkanının kardeşiydi falan.
eğitimi çok iyi değildi sanki çünkü bizim ordaki her 20 erkekten 2si tıp'a gitti geri kalan 18i yeniden sınava girdi. yani abartıyorum da 15 i yeniden girmiştir ama. kızları yatılı kalıp daha iyi imkanla çalıştıkları için bu oran daha da yüksekti.
sosyal olarak cidden diyorum çoğu üniversiteden iyidir ama. gerek halı sahası, gerek basketbol sahaları olsun öğrencilerin bütün spor ihtiyaçlarını karşılıyordu.
samet aybaba'nın babası için yaptırdığı okuldu ayrıca. evet gerçekten sohbetimiz olmuştu samet aybaba'yla. gerçi görse tanımaz çok değiştim sakallarım falan uzadı. *
her üniversitede bulunan tiptir. gerek şehrin yapısının kendine uyduğunu düşünmez gerek derslerin zorluğundan yakınır.
çevresindeki insanlar tarafından az gezdiği düşünülse de tüm şehri ezbere bilme ihtimali vardır.
eğer geçiş yapamazsa sike sike okuyacaktır bu bölümü.
not: küfür orada olmak zorundaydı.