kürtçenin serbest bırakılması ülkem insanının faydasına mıdır? bilinmez ama şunu net anlayabiliyorum ki, minibüslerde konuşulan kürtçeyi anlamayan insanlar bile değiştiyse ben yobazım ben faşoyum kardeşim.
kürtçenin serbest bırakılması bir patlamaya da neden oldu; ki iki üç gündür tv'de bir ahmet kaya fanatikliği patlak verdi. nedeni de yusuf hayaloğlu 'nun vefatı. kayın biraderi yasaklı bir sanatçı olmasına rağmen zamanında, kendisi öldüğünde düğümleri çözen de bir şairmiş bilememişim.
hani kürdistan (sınırı çizilen) diye bir yer olamaz dı ya, hani ahmet kaya bunu savunduğu için yasaklandı ya, hani? madem bu kadar gebeydiniz (sözde) kürdistan'ı savunanlara, biz karşı çıkarken, neden sizde bize karşı çıkmadınız?
diyorumya kardeşim, ben değiştim, ülkemi içindekilerle seviyorum artık, parçalanmaya çalışılmadıkça.
22 ekim 2007 saat 19 sularında katılım göstereceğim, bursa merkezinde halen devam eden teröre tepki protestosudur. herkes katılmalıdır, yoksa hükümet asla uyanmayacaktır.
gönüllü olarak, askere gitmek isteyen vatan evlatlarının haykırışı. 10 yıl olmuş askerden döneli, ben de gidip orda mehmetçiğe yardım edeceğim, onun yanında olacağım insanıdır. saygı duyulası, herkesin aynı şeyi yapması gereken ve bu konuda örnek alınası insan.
DTP'li Sırrı Sakık, akan kanın durdurulabileceğine inanıyor. Bunun için devletin iki adım atması gerektiğini söylüyor. Birincisi, Anayasa'da tüm halkların adının geçmesi... ikincisi ise tümüyle silahları susturacak bir genel af...
"Yani Öcalan'ın da içinde bulunduğu bir genel af mı?" sorusuna ise şu yanıtı veriyor; "Tabii ki alt zemini hazırlanmadan bunu söylemek bir anda ürkütücü gelebiliyor. Ama ne yazık ki, Türkiye’de bazı realiteler çok zor kabul ediliyor. Kürt realitesi de onbinlerce insanın ölümünden sonra kabul ediliyor" dedi.
"Bizim çocuklarımız da askerlik yapıyor" diyen Sakık, "Ölen askerlerin arasında bir sürü Kürt çocuğu da var. Sadece Türkler'in çocukları değil, hepimizin çocukları ölüyor. Asker ailelerinin acısını biliyoruz. Ama diğer taraftan da 30-40 bin insan ölmüş. 20 bin faili meçhul cinayet var. O insanların acısı yok mu? insanlar deli miydi, silahlanıp dağa çıktılar? " diye konuştu.
Seçimlerde uygulanan yüzde 10 barajına değinen Sakık, "Nedeni Kürtler'di, bizdik. Biz bu ülkenin vatandaşıyız, sorunlarımızı Ankara'da çözmek istiyoruz. Ama yüzde 10'luk barajın tek nedeni de biziz. Böyle bir demokrasi olur mu, böyle bir kardeşlik olur mu? "dedi.
Kürtlerin "devlet talebi" olmadığını vurgulayan Sakık, "demokrasi" istediklerini söyledi.
Bizim yönümüz K. Irak değil istanbul
Kuzey Irak'taki Kürtlerle gen bağları olduğunu belirten Sakık, "Bizim yönümüz istanbul'a dönük, bizim yönümüz Ankara'ya dönük. Niye istanbul'a dönük? Çünkü istanbul, Türkiye'nin Avrupa'ya açılan kapısıdır. Niye Ankara? Çünkü Ankara parlamenter demokrasiye inancımızın bir belirtisidir. Biz sorunlarımızı burada çözmek istiyoruz. Gerisi bizim dışımızda. Bizim orada işimiz yok. Bizim oradaki insanlarla kan ve gen bağımız var. Ama Türkiye halkıyla da duygu bağımız var. Bence en kutsal bağ da duygu bağıdır. Biz onun gereğini yapacağız" dedi.
tanım: gerzeklik ifadesi olarak kullanılabilecek kelimeler grubu.
şimdi türk milleti böyle bir şeyi kabul etmez kardeşim, sen ne dediğinin farkında mısın? millet seni pkk yandaşı belledi, özünü anladı, kim olduğunuzu biliyoruz zaten başından beri, demokrasiyi, anayasayı o piç emellerine alet ederek terörizmi yasal hale getirelim diyorsun. yermi ulan anadolu çocuğu?
ipinizi çekmeye az kaldı, şansınızı bence fazla zorluyorsunuz der insan, son türk kalana kadar çoktan soyunuz tükenmiş olacak.* o yüzden endişelenmiyorum.
uçağın binaya çarpması esnasında kanatlarının ve kuyruğunun kopmadan olduğu gibi binaya gömülemeyeceğini kanıtlayan haberde video görüntüsünü slow motion izleten kanal bu bilgiyi yine bir amerikalı vatandaşın ortaya çıkarttığını öne sürdü.
binanın çelik kolon iskeletten oluşan iç konstrüksiyonu ciddi anlamda kolay yıkılamayacak bir sistem. dolayısıyla uçak eğer binaya çarpsaydı kanatları yada kuyruğu ilk darbe sırasında kopar ve aşağıya düşerdi, ama uçak olduğu şekilde yarıya kadar binaya gömüldükten sonra, uçak görüntüsü kaybolup, 1 ya da 1.5 saniye sonra patlama ortaya çıkıyor. mantık ve fiziki olarak, nacizane bilgime dayanarak bu durumun sahteliğine inanıyorum.
asıl adı manisa lalesi olan anemon'un mavi olanıdır. anavatanı anadoludur. anemon zengin renk ve çok farklı çeşitlere sahiptir. cinsine göre şubat'tan eylül'e kadar çiçek verir. boyu uzun değildir. 15 ila 20 santimetre uzunluğunda olan bu çiçek güneş ve ya hafif gölgede yetişebilir. cinsine göre ilkbahar ve ya sonbaharda dikilir. pençe olarak tabir edilen soğanları 5 santimetre derinlik ve 10 santimetre aralıklarla dikilmelidir.
maneviyatta beklenti ve umut anlamında hediye olarak kullanılan bu çiçek, aynı zamanda tazelik ve gençlik anlamına da gelir.
anlam verilemeyen, kimi kesimler tarafından kanıtlanmış iç çamaşırının mıknatıslık özelliği.
esasında böyle bir anlam yüklemek yanlış olabilir fakat, kalpli don giyen erkekler kendilerini içine girdikleri don sayesinde seksi hissediyor ve bu elektriği karşısındaki insana da yansıtması sonucu böyle bir genelleme ortaya çıkmıştır.
sözlükle bütünleşmiş yazar kişilerinin ebeveynleriyle sözlük formatında konuşmasıdır.
örnek:
+ bu gün okuldan aradılar.
- amaç değil araç olması gereken betonerme mekan.
+ tımar zamanın gelmiş dediler.
- ultimatom değil ukte vermelidirler.
+ neyse sene sonunda soracağım sana.
- düzeltilesi kırıklarla karşılaşınca söylenecek, erken sylenmiş söz.
umutların tükendiği an söylenen uyarı cümlesidir. etraftakileri uyarmak anlamında yada direkt olarak kişinin kendi iç sesi ile hadi kalk gidelim bari demesine eşdeğer söylemdir.
iki ayaklı olan insan için varedilen söylemlerden bir tanesidir. iki ayaktan birine bir zarar geldiğinde tek ayak üzerine yüklenerek diğer ayağın kullanılmaması yada az kullanılması durumudur.
seksenli yılların kültür seviyesi ile karşılıklı konuşmalarda saygı ve sevgi mükemmeliyeti korunurken, bu dönemde g.t etme tekniklerinin de farklılık göstermesi durumudur. esasında pek rastlanmayan bir durumdur. çünkü seksenlerde göt etmek tabiri henüz peydah olmamıştı denecek kadar az kişi tarafından biliniyordu.
metal müzik dinleyicilerinin bir çok klana ayrıldığı şu dönemde, her metal müzik severin ağzından duyduğumuz kendini sınıflandırma ibarelerinden sadece biri.
lehçe ya da aksan karışkılığına maruz kalan türkçe'nin tek sorunu.
başka dillerden türkçe'ye giren kelimelerin türkçe ile özdeşleşmiş kelimelerin yerini almasından tutunda, argolaşmasına kadar giden ayağa düşürme olayıdır.
türkiye'de kullanılan tek ana ve yerel dil olan türkçe'ye, diğer dillerden giren kelimelerin, türkçe'de anlam ifade eden kelimelerin yerini alması olayıdır esasında. lazcadan, çerkezceden, gürcüceden, yörükçeden, kürtçeden, arnavutçadan, ingilizceden, finceden, en eskisi ile farsça ve osmanlıcadan türkçe'ye girmiş kelimlerle aynı ya da anlamda kullanılan halleri türetilip kullanılmasıdır.
örnek:
şarküteri; fransızcada domuz kasabı şemsiye; türkçe'ye arapçadan girmiştir, kelimenin kökü şems'dir. güneş anlamına gelir. seyyar; türkçe'ye yine arapçadan girmiştir. değiştirilmiş olan bu kelimenin asıl yazılışı "seyyarat" ya da cümlede kullanıldığı yere göre "seyyarah" olup, arapçada kara taşıtı ya da araba anlamına gelir.
üyelik sistemi ile çalışan web sitelerinde kullanıcıya ya da ziyaretçiye sitenin tümünden yararlanması için üye olması konusunda yardımda bulunan uyarı ibaresi, aynı zamanda link.
aslı database management system olan internet üzerinde yada lokal kesimde kullanılan bilgilerin depolandığı veritabanının yönetimi, geliştirilmesi, değiştirilmesi, eklenmesi yada silinmesi için kullanılan yönetim arabirimi, yazılımı.
aslı kurallar çiğnenmek içindir olması gereken saçmalık. kişi trafik kuralını çiğnediğinde pişkinliğine yenik düşüp bu söylemi gerçekleştirir. ya da çimlere basmayınız tabelasının yanından çümlere basarak geçen kimsenin söylediği cümledir.