abi en basitinden iki örnek verelim:
-telefonlarımız dinleniyor, özel hayat kalmadı,
-ygs'de şifreleme oldu, sonuçlarda bilerek ya da bilmeyerek hatalar oldu, ales'te de hatalar oldu, ösym'nin yaptığı sınavlara güvenirlik azaldı, kopyalar arttı.
ekonomidir, kürt meselesidir, akp'nin amacıdır, şehitlere kelle apoya da sayın demesini geçtim, bunları bari göz önüne alın mına koyim. hiç mi sınava giren akrabanız yok, siz girmediniz mi bu sınavlara, ne kadar emek harcandığını, çocukluğunuzun sınavlar yüzünden eve kapalı geçtiği olmadı mı hiç?
el insaf arttık. mantık yok, zihniyet sabit, düşünece yok... körü körüne futbol takımı tutar gibi akp'yi desteklemeye devam edin.
ülke yönetiminin samimiyete teslim edilemeyecek olmasından mütevellit kaale alınmayacak olandır. gerçi rte beyden iyidir orası ayrı konu. en azından gemi almaz gibi duruyor oğluna bu.
platonik kelimesi basit kalır bunun yanında. platonik nedir; birinden hoşlanmak ama karşılık görmemek. bu ise bambaşka bir şey. içten içe öldürür insanı. çok sevmişsin bir kere, nasıl koymasın...
sevmek, aşk filan saçma şeyler. acı veriyor mına koyim sadece. bu iki soyut hede hödönün de ta mına koyim.
bak bak bak, allah'ın hanzosu seni. oğlum, kızların seviştikten sonra çenesi açılır lan, az otur, iki muhabbet et filan... yok anam yok, bizden adam olmaz. sonra elizabeth taylor filan.
o değilde candır lan can. seviyoruz, içiyoruz, laf etmeyin bir kere.
yaktım sigaramı, ne güzel çekiliyor bak. oturdum bilgisayarın da başına, açtım müziğimi, hayat bu lan.
tanım: aç karna içilen sigara gibi içince zevke getiren yakmadır.*
doğrusu dest-i izdivaçtan birini beğenip evlenmek olsa bile; bana göre doğrusu mal beğenmektir.
efenim, çıkıyor oraya biri, şartlarını sayıyor; bu tıpkı pazarda domates kaç para dediğinizde iki lira abla demesi gibi bir şey. velhasıl sonra bakıyorlar uygun geliyor, tamamdır hadi evleniyoruz.
he mına koyim o kadar kolay evlenmek. malın iyisini de seçtin, hadi iyisin.
la ne manyak insanlar var yeminle. ne işin var müge anlı'da kardeşim. varsa bir sorun, devlete başvur arkadaş. nedir bu herkesin gözü önünde; yok beni siktiler, yok ben dolandrıldım, çocuğumu kaçırdılar... ulan oraya çıkıp salaklığını mı gösteriyorsun herkese. ayrıca müge anlı hakimde biz mi bilmiyoruz lan!
yarın müge anlı'ya başvuracağım. bu insanların psikolojileri bozuk diyerekten sükse yaratmayı düşünüyorum.*
-anne işletmeci buldum
+olmaz kızım, her gece yorgunluğunu senden çıkarır
-pff
-anne doktor buldum
+her tarafını inceler o da. sakat sakat
-oldu o zaman kamyoncu mu bulayım?
+bir taraflarını dağıtır eline verir kızım o da
-anne kaçış yok öyle ya da böyle sikecek biri beni. dağıtacak... sen gör çobana vercem ben...
+onlar da harbi sapık ha. fena dağıtır.
-anne sen bunları nereden biliyorsun?
+tamam kızım git kime veriyorsan ver, kurcalama oraları
tanım: çok sevdiği çocuğunu paylaşamamasından ileri gelen durum.
sevmenin ağır cezası. aradan zaman geçer, aylar belki de yıllar geçer ama bir şey geçmez. işte o özlemdir, sevgidir. ne kadar çok seversen o kadar çok özlersin. hele ki platonik bir aşksa bu çekilmez bir hal alır sizde. hakkında yazılacak çok şey var bu konuda ama ne gerek var ki...
an itibariyle sigarasını tüttürüp, çayını içen adam. evden çıkmak zor gelir şimdi ah bi yatsam diye düşnür... şaka lan şaka. öğrenci değil ki uykuya düşkün olsun adam. o daha çok sanayi kültürünün etkisiyle karıya kıza düşkün. parası da vardır. bakmayın sanayide varolduğuna sahilde kum rıza emmide para.
milliyet gazetesinin haberi. yazı okunduğu zaman gelen rumların talepleri de var. iş istiyorlar, vergide hafifleme ve askere gitmeme konusunda yardım istiyorlar. ilk istekleri bunlar!
konu hakkında bir iki şey söylemek zorunda kaldım bu haberden sonra.
gelen rumlara;
gelin, açtık kucağımızı sizi bekliyoruz. işleriniz hazır. hatta bir kısmınıza koç, sabancı, boyner gibi şirketlerden hisseler bile vereceğiz. askerlik yok, çalışma yok, vergi yok... üstüne bir de g.tümüzü veriyoruz!
gelen azınlığız diyor hak istiyor. biz azınlık değiliz diye neden hep sikilen biziz. vergi hafif olacak, askerlik olmayacak vs osmanlı mı burası. madem bunları istiyordun niye osmanlıyı böldünüz, niye siktir olup gittiniz, niye bu topraklarda bizi katletmek için elinizden geleni yaptınız?
gelmeyin, azınlık hakkı isteyecekseniz gelmeyin! yeter zaten azınlık hakkı diye diye yıllardır itilip kakıldığımız. siz ne sanıyorsunuz amerikan ekonomisi kadar para mı var burada?
bak kardeşim anlatayım sana ülkeyi; kürtler var eziliyoruz deyip de bizi ezen, işçiler var ezilmesine rağmen gidip de ezenlere oy veren, bok gibi parası olanlar var ezilenlerin partisine oy veren.. burası garip bir yer. şimdi sen gelirsen ve askere gitmezsen, vergide hafifleme olursa ben niye askere gideyim? ben neden senden daha fazla vergi ödeyeyim? hem bu ülkeden değilsin hem de geliyorsun benden daha iyi şartlarda yaşıyorsun! sonra bir de ezilmiş ayağı yaparsın sen.
aşık olunan ya da sevileni görünce olabilecek veya hissedilebilecek durum.
yolda yürüyorum bugün. arkadaşımın sevgilisi gelmiş, guitar hero oynamışız keyfim yerinde derken, karşıdan bir ses iyi akşamlar deyiverdi. bir baktım ki o da ne aşık olmaktan korktuğum fakat olmaktan kaçamadığım kız... şimdi ne yazsam ki?
bu tarz yazılar mı yazsam tekrar? ya da gitsem de denize mi atsam kendimi? çözüm mü bunlar? cık değil... sevdik ama olmadı malesef. bundan başka ne desek boş.
liberal olduğunu idda edenler malesef ki liberal değil diktatör bir yönetim anlayışı izlemektedir. bir iki örnek verelim hemen... tap tazae bir konu başbakan gidiyor istanbul'a protesto etmek isteyen öğrenciler polis tarafından bir güzel dövülüyor. başbakan ise liberal! aldığı oylar ise liberal kesimden. peki sormazlar mı adama nerede sınırsız özgürlük, nerede sizin liberalliğiniz!
komünist olduğunu idda edenler ise komünist değildir tam anlamıyla. yani bir che olma durumu yok hiçbirinde! hepsinde convers, bershka, adidas, puma ayakkabı ve kıyafetler, sonra kahrolsun kapitalizm, kahrolsun amerikan emperyalizmi! ee bu mu şimdi komünizm? bunların çoğu yalan şeyler! yok öyle komünizmle halkın mutlu olması diye bir şey. faso fiso...
faşist olduğunu idda edenlerin ise büyük kısmı ırkçıdır. faşizmle ırkçılık arasında ince bir çizgi vardır. henüz bunu kavrayamamış bireyler geliyorlar:" şu mına koduğum pkksı bitmedi gitti, bütün kürtler pislik, bunların hepsini yok etmek gerek" diyerek ne kadar faşist olduğunu kanıtlamılardır. faşizmde ise durum bu değil. ayrıntılı bilgi içinse:
kemalist olduğunu idda edenler var bir de... bunlar yüzünden atamızın adı kirlenir oldu artık. inkılapları araştırmadan konuşanlar içinse diyebileceğim tek söz yok. bak şimdi liberal arkadaşım, atatürk senden daha liberal. nasıl mı? atatürk sadece din ve devlet işlerini birbirinden ayırmıştır. bu da o dönemin etkisinde olması gereken durumdur. önce döneme bak, ondan sonra eleştir. günümüz şartlarıyla eleştirmek kolay. sahi eleştirmekten başka ne yaptı bu toplum? atamız öldükten sonra ne yaptı? velhasıl o dönemde ayırması gerekti çünkü; hala osmanlı'yı isteyenler mevcuttu, hilafeti isteyenler mevcuttu, şeyhler, hacılar, hocalar, tarikatlar ve bunların destekçileri bir hayli fazlaydı. gerçi bunlar malumunuz şimdi de fazla! şimdi dönelim bakalım osmanlıya; 1600 yılından sonra din nasılmış osmanlıda, 1600 öncesi nasılmış... 1600den sonra yozlaşma olmuş malesef. bu yozlaşma dinsizliği getirmiş! açıklayıcı olmak adına şu örneği vermekte fayda var;
hüseyin üzmez beyimizi bilmeyen yoktur heralde. şimdi bu adam 12 yaşında bir kıza tacizde bulunmuş ve yargılanmıştı. hüseyin üzmez bey diyor ki bu kız ergenlik çağında ve artık olgun kabul edilir dinimizce. yani benim taciz etmem günah değil ve bu kız benim helalimdir artık. mantık bu adamda. dinimizde de diyor ki borcunuzu öderken ve kızınızı verirken çabuk davranın. 12 yaşında bir kızla evlenmek caizmidir şimdi. çocuk lan bu daha. çabuk verin dediyse çocukken verin dememiş ki! ayrıca hangi mantıkla bu kıza bu gözle baktın. örnekte de anlaşılacağı üzere 1600lerden sonra yobazlaşmış din derken bundan bahsetmiştim işte. misal osmanlı da 1600 öncesi cami önlerinde sadaka taşı diye bir şeyden bahsediyorlar. durumu iyi olanlar camide namaz kıldıktan sonra buraya bir miktar para bırakır, durumu iyi olmayanlar ise buradan karnını doyuracak kadar alır. lan ne güzel bir şey bu! eğer böyle olacaksa hilafete karşı olan ucankacankelebeği siksinler. 1600lerden sonra ise o taş malesef halkın bozulması sonucu kaldırılmıştır.
nerelere geldik mına koyayım ya. neyse toplayıp bırakıyorum. atatürk kadınların kapanmamasını istemiş evet. peki gidinde anadan doğma mı gezin demiş. onlar öyle geziyorsa(ki liberalsin sınırsız özgürlükten bahsediyorsun karışamazsın) atatürkün suçu ne? atatürk halkçılıkla şimdiki liberal olan hükümetin yaptıklarını yapılmasını söylemiş. yalnız bir farkla o sadaka verin dememiş, bu devletin yapması gereken bir şey olduğunu söylemiş.
bu yazımda kimse küçümsenmemiştir. illa ki çoğu kesime aykırı gelen bir yazı olmuştur. çünkü gerçekler bunlardır ve çoğu kişi için gerçekler acıdır. ben her zaman harbi bir komüniste, liberale ve varolan görüşlere saygı duymuşumdur. şimdi bu yazı muhtemelen eksi manyağı olacak. umrumda mı? sizce.*
not: aslında yazacaktım daha da ama okunmaz diyerekten yazmayı yarıda kestim. okunma durumuna göre ilaveler gelir.
tanım: bilmemezlikten ileri gelen durum.
edit: yazımın silinmesini göze ala ala söylüyorum: bir iki orospu çocuğu var başlığa bakıyor, yazının başına bakıyor eksiliyor. ulan oku mına koduğum oku. oku da öğren!
kendi kendini riske sokmatır. sizin yüzünüzden bunalıma girebilir, intihar edebilir vs olaylar meydana gelebilir. bir de sizin inandırdığınız, savaşmaya zorladığınız şey gerçekleşmezse eğer ihale sizde kalır. vay efenim senin yüzünden, her şeyi sen soktun aklıma...
başlık açık ve net umut yoksa hayatın anlamı da yok. bu ikisi ayrıştılamaz ikilidir. umutlar olduğu müddetçe hayattan zevk alınacak ve hep bir şeylerin peşinde koşulacaktır. bu da hayatın gerçeklerden ibaret olduğunu gösterecektir kişiye. fakat tam tersini düşnürsek umudu olmayan birinin ne hayali vardır ne de peşinden koşmak isteyeceği bi şey. yani ona göre artık hayat anlamını yitirmeye başlamıştır. nihayetinde de intihar gibi sonuçlara neden olmaktadır. umut bireylerin hayata sağlıklı bir şekilde devam etmesi için gerekli olan bir şeydir.
sanma arkadaşım sanma denilesi durum. kemalizmde darbe yapmak gibi bir şey yok mına koyayım! okumadan, araştırmadan bi şeyi konuşmayın. yok ben liberalim, ben komünistim, ben faşistim... lan duyduğunuz iki terimle ne olduğuna nasıl karar verdin? komünizmin aslında içten içe milliyetçilik olduğunu biliyor musunuz? faşizmin ırkçılık olmadığını yalnızca devlete baş kaldıranlara karşı düşmanca tavır güttüğünü biliyor musunuz? kominizm için örnek kuzey kore, faşizm yazdığınızda da faşizmin ne olduğunu görürsünüz.
velhasıl bu sanmalar sıktı artık. ne cahil adamlar var ülkede! bir de bilmeden konuşmaları yok mu delirtir insanı.
galtasaraydır efenim. iyi ki kötü bir dönemden geçiyoruz da eğleniyorlar kendilerince. bende kızdım, sinirlendim, küme düşsün dedim, kasımpaşa maçına önemli derbi dedim... ama bunun da bi sınırı var arkadaş. kimse meraklanmasın biz küme düşmeyiz...
ha hatırlatma her inişin bir çıkışı vardır. elbet çıkışa geçeceğimiz zaman gelecek. işte o gün sakın düşmeyin! yoksa dilimizden çekeceğiniz var...
kadrosunda bulunan oyunculardır. her hafta artık toparlanmalıyız diyen oyunculardır.
evet efenim şu an sinirle yazıyorum. içimden hepsine sövüyorum. elim ayağım titriyor onlar sayesinde. bizi nerelere getirdiklerini görmüyorlar mı? yeter lan yeter mına koyayım. bırakın alt yapıdaki çocuklar oynasın, biz beceremiyoruz deyin...
gidin mına koyayım nere gidiyorsanız gidin! kaptanınızı da alın hepiniz gidin! bize çıkıpta artık toparlanmalıyız demeyin! toparlan o zaman lan derler adama! konuşmayın toparlanın ya da gidin takımdan! bizim sinirimizi hoplatmayın!
unutmayın bu takım küme düşer hepiniz gidersiniz ama biz gitmeyiz!
ucankacankelebek diyerekten söze başlamak istiyorum. artık tek bir entry bile oylamayacağımı hatta ve hatta sadece yazıp çıkacağımı söylemek isterim. aslında bu herkesin yaptığı şey değil mi? gir, yaz, çık. şimdi ne edelim diyenler olacak onlarada şunu demek istiyorum: kapa çeneni dostum, geç köşene otur, yaz ama okuma emi.*
karakter sığmadığından orjinal başlık olmadı malesef.
orjinali: "hoşlanılan kişinin tam sevgili olmak üzereyken başkasıyla çıkmaya başlaması" olacaktı.
velhasıl tanım sorununu da aştık mı tamamdır. ikili oynamanın güzel kötü sonucudur.
birinden hoşlanıyorsunuzdur, içten içe kıpırtılarda var, karşıdaki de pas veriyor* derken facebooka bir girersiniz ki o da ne? ilişkisi var! hemde direk x şahisyetiyle...
jeton düşer karşıdaki tek senle değil başkalarıylada görüşüp kendince eleme sistemi uygulayıp başkasıyla çıkmaya başlamıştır. kısaca oyuna geldin.