instagram çıktı çıkalı, eski günlerini mumla arayan başlıktır.
Keşfet'e sütun gibi hatunların düşmesine rağmen rağbet görmediği günümüz sosyal medya dünyasında, hala umuttan başka ekmeği olmayan sözlük yazarları, halen arada bir "ekmek çıkar mı" diye göz gezdirmektedirler.
Sığındığım gölgenin adına dünya
Uyandığım o düşe mısra
Adımı bilen; tohumdan toprağa
Ve kabristan uğultusundaki tabutlara
Yenilmedim.
Düşmedim...
kendim geldim.
Ülkelerin ve milletlerim toplumsal ritüelleri vardır. bu ritüeller sanıldığından daha kompleks ve köklüdür.
Ezan tek başına bir olgu sayılmaz. Minareden okunan bir çağrıdan fazlasıdır.
Tarihin ile bütünleşmiş,bağımsızlık miti ile özdeşleşmiş, mimari hafızana yerleşmiş ve kültürel bir nüans haline gelmiştir.
Ezanı sadece dini bir öğreti üzerinden okuyarak, bu sesten rahatsızlık duyma durumunu ele alamayız.
Cemaleddin Afgani'nim anılarında okumuştum. 1800'lerin sonunda Fransız seyahati esnasında bir fransız aristokratın "sizin toplumlarda eşcinsellik fazla hoş görülüyor" diye bir nutuk çekmiş. O dönemin fransasında aristokrasinin bakışı bu.
Şimdi 2020'deyiz.
Garip.
Bu gece 03.00 itibariyle sistemleri tamamen çökmüştür.
Büfeden alışveriş yaparken pos makinesi reddetti.
Dedim gidip atm'ye çekeyim. Atm para vermedi. Başka banka atmsini denedim "bankanız bu işleme izin vermemektedir" dedi.
Cep şubesine girelim dedik ona açılmadı.
Müşteri hizmetleri de mesai dışı diye işlem yapmadı.
Acil bir durum olsa paramıza dokunamayacaktık resmen.
Şimdiye dek sorunsuz kullandığım hesabımı gözden geçirmem gerek. Bu kadar teknik aksaklığı aynı anda yaşatan bir sistemleri varsa korkuttu bu beni.
iş tanımlarından biri de firmalara pazarlama danışmanlığı yapmak üzerine. ve bir süredir "ben firmalara belli ücret karşılığında sattığım fikirleri neden kendim yapmıyorum" diye sorgulamaya başladım.
bırakın millete işlerini geliştirme konusunda fikir veren bir zeka olmayı, salağın önde gideniymişim.
yıllarca resmen saçma bir çamur deryasında debelenmişim.
Keşke, "Danışanlarıma verdiğim fikirleri ve tecrübelerimi neden kendim hayata geçirmiyorum" sorusunu yıllar önce kendime sorsaymışım.
Bir kaç aydır hayata geçirdiğim iş planlarıma yıllar evvel başlamalıymışım.
Son zamanlarda kazandığım paraları yıllar önce kazansaymışım.
neyse. Kendime kızgınım.
Vücudunun seksapalitesine bir anlam yükleyen ve farkında olan kadınlar genel olarak zihinsel konularını geri plana atarlar.
görüntü öne çıkar. Vücut bir dile sahip olur.
zihinsel atraksiyonlar ve yetenekler pek gün yüzüne çıkmaz.
aptal sarışın imgesi biraz bu duruma dayanır.
ama boobss zihinsel yetilerini kullanma konusunda ekstrem bir örnek.
Durumunun farkında.
tek başına bir popo, göğüs yada vücuttan ibaret olmadığını biliyor.
--spoiler--
Şöyle ki insan zihninin ilginç bir sınırı vardır.
Zira belli bir kültürel seviye, bedensel gösterileri anlamsız ve bayağı bulduğu için ret eder. Ancak bu kültürel seviye vasatın üstü bir zeka tarafından beslendiği takdirde ortaya belli ahlaki normları bayağı bularak bu normları hedonist düzleme çekebilecek yetiye sahip bir karakter ortaya çıkar.
--spoiler--
Boobss vücudunu sergilemekten utanacak yada kendini ayıplayacak kadar salak değilken aynı zamanda da vücudunu sergilemenin onu o yapan tek özellik olmadığını idrak edecek kadar akıllı.
Vücudunun ön plana çıkan detaylarını kullanıp, zihnini de farklı yönlerde devreye sokarak burada harika zaman geçiriyor bence.
Onu izlemek keyifli. Sözlük yazarlarının adeta homojenleşerek bir vücut ve fikir üzerinde hormanlarının ittirmesi ile ve son derece cinsiyetçi sayılabilecek söylemlerle ona yaklaştıklarını izlemek ise ilham verici.
(bkz: swh)
Dini perspektifte ve bazen de rüya tabirini farklı yollardan yapan insanlarda bu kıyafetlerin rengi ve duruşu bile bir anlama gelebilmektedir.
Rüyada seslerin olmaması gibi aslında rüyada kıyafetleri de tam olarak seçemeyiz. Sadece bedenin varlığını hisseder ve ona bir kıyafet giydirme ihtiyacı hissederiz.
Onun için rüyada en az hatırlanan şeylerden biri, kendinin değil lakin karşımızda gördüğümüz kişinin kıyafet türü ile rengidir.
Yıllar evvel yanlışlıkla böyle bir şeyi ben yapmıştım.
Askerdim. Tunceli'de. 2700 rakımlı bir dağ karakolu.
Karakol içinde bir hoparlör sistemi var. Eskiden aşağıda bulunan terk edilmiş mezraya duyuru için yapılmış.
Bir gün komutan "müzik çalar bağla marş çalsın hoparlörden" dedi.
Bende ipodu ayarladım. Liste oluştırdum. Taktım. Bangır bangır izmir marşı, tuna nehri çalıyor.
Sonra sanırım alet kafayı yedi yada benim diğer listeye geçti.
Üst bölgesinde oturmuş "şu dersimin dağları" diye mırıldanıyorum.ulan meğer hoparlörden çalıyormuş.
Fark etmemle koştum. Karakol karışmış. Cemo dan önce çav bella da çalmış herkes müziği kapamaya çalışıyor.
Düşünsenize karakolda "alnında yıldızlı bere elinde mavzerinle çıkıp dersim dağlarında türkü söylemek var ya" çalıyor.
:)
Yine ucuz yırttık. ipod benimdi ama "emanet kutusundan aldım. Eski askerlerden birinindir" dedim.
Velhasıl.
Jandarma karakolu hoparlörlerlerinden dersim dağlarına çav bella ve cemo dinletmişliğimiz var.
iletişimcilere göre trumph'ın göreve gelmesi ile başlamıştır.
Bu gerçek olamaz. Bu artık gerçek üstü bir durumdur.
Son 30 yılımızı tanımlayan simülasyon kuramı artık yetersiz kalmış ve gerçeküstü dönem başlamıştır.
Artık gerçek simüle edilmez. Simülakr'a ihtiyaç duymaz
Diyanet işleri başkanı kendi alanı ile ilgili teknik bir açıklama yaptı.
Hristiyan ve yahudilik içinde geçerli o söyledikleri. Ki orada da hahambaşları, kardinal hatta papa'lar da bu açıklamaları yapıyorlar arasıra.
Erbaş, dini öğretiyi yok sayıp konuşamaz.
Onun eşcinsellik hakkında söyledikleri çok doğaldır.
Zira söyledikleri diyaneti bağlar. Türkiye yasalar ve laik sistemle kurulmuş cumhuriyete tabi. Diyanet'in sözlerine ve görüşlerine bağlı değil.
O açıdan diyanet işleri başkanın söyledikleri bir dini ritüeldir. Devletin görüşü değildir. Devlet birinin eşcinsel olmasını yasaklamaz. Birinin eşcinsel ilişkide bulunmasını engelleyemez.
Bireyler özgürdür ve anayasal haklarını kullanırlar. Bundan dolayı diyanet işleri başkanına gereksiz bir tepki var.
Erbaş, modern dünyanın dayattığı ideolojik zeminde değil, temsilcisi olduğu dinin düzleminde konuşabilir.
Çağın ideoljik tasavvuruna uygun hareket etmesi gereken yasalardır. Diyanet eşcinsellikle ilgili görüşlerini elbette söyleyecektir. Ancak devlette hem diyanetin sözlerini bir "uyarı" olarak görüp dikkate almayacak hem de eşcinsel bireylerin hakkını herkesle eşit koruyacaktır.
Ürün gamı konusunda a101'in gerisinde kalmaya başlamıştır.
Marka modelinde nokia örneği gibi, lideri olduğu pazarda kendini yenileyemezse büyük bir tehlike kapısında.
Zira bim yıllardır aynı ürün çeşitliğinde ve aynı konseptte. Değişime ayak uydurmakta zorlanıyorlar.