başım ağrıyor tribinin getirdikleri ve götürdükleri. eğer reenkarnasyon varsa, sırf başım ağrıyor tribi yapıp yataktaki azgın er kişinin sinir ve abazanlık durumunu maksimize edebilmek için kadın olmayı diliycem. şimdiden not ettim.
eski iü sözlük yazarlarından. göz aşinalığının ötesinde kendini okutan bi adam. galatasaray'lı olması ayrı bi helecan kasırgası zaten. sezon açılışında kendisine kocaman bi yumuşak g hediye ederek ne kadar ulu ve yardımsever bi insan olduğumu da cümle aleme gösterip ortamdan ortama akıcam. yapıcam bunu.
izledikten sonra sinemaya tövbe ettiren film. bu kadar dangoz bi filmi çekmeyi kim nasıl becermiş, oynayanlar neden kabul etmiş, bizler neden para verip de bu rezalete katlanmışız? insanoğlunun doğasında var mazoşistlik. gerçi bi bakıma güzel oldu. en az 15 sene sinemaya gitmem, yüzlerce ytl karım olur.
vakti zamanında bir benzin istasyonunda karşılaşmıştım bunlardan bir tanesiyle. adam gerçekten ibretlikti gerçi, diyaloglar da şu şekilde gelişti;
orta yaşlı kadın: şurdan 100 ytl 98 oktan alın lütfen
terli adam: şurdan 30 dizel!
oyk: oöyff.. bu ne koku be adam! böyle mi giricez biz ab'ye?
terli adam: ben girmiyorum abla ab'ye falan. sana güle güle!
oyk: zaten giremezsin ki. almazlar seni. senin yüzünden biz de giremiyoruz. ayı! bikbik de vik.
james hetfield'ın ingiltere'de "talibansın lan sen amua godduum" diye gözaltına alınmasını görmüş bi insan olarak hiç şaşırmadığım operasyon. dünyada değişik bi hava var şu sıralar. yarın madonna pkk'cı, john petrucci ergenekoncu ilan edilirse şaşırmam. ha bi de ak parti'nin kapatılması süreci var tabi. dur hele monako! daha neler görücez bakalım.. helecanla takip ediyoruz ailecek.
ulan yıllarımızı aldı bu adam bizim be. ne zaman devreye girse bi dolu dünya yıldızını kaçırdık elimizden. artık nasıl ikna etmeye çalıştıysa..
kendisinin şu ana kadar devreye girdiği bazı futbolcular; figo, ronaldo, totti, pires, nesta, gilardino, kaka, overmars, saviola, luis enrique, adriano...
şu isimlere bi bak.. allah'tan hagi zamanında yoktu... herhalde eşini tatile götürmek için girdiydi devreye..
yeni albümden şarkılara ağırlık vermeleri durumunda orta sahanın kendi yarı alanıma bakan diliminden fırlayarak trujillo ile maymun dansı yapacağım etkinlik. james'e de balgam atarım. yaparım bunu.
fenerbahçe'de ilk 18'e girmesi ciddi başarı olacak futbolcu. gerçi aragones'in bombastik oyuncu tercihleri ve erken oyuncu değişiklikleri kendisinin rotasyona dahil olmasını sağlayabilir. ama deivid, alex, uğur boral, kezman, semih gibi kalburüstü olarak adlandırılabilecek oyunculardan hangilerini kesebilir, hangilerinin görevini devralabilir, kocaman bi soru işareti. işi çok zor, keşke trabzonspor'u tercih etseydi.
edit: yaradana sığınıp basıyosunuz eksileri de, adamın iyliğini düşünüyoruz olm. gönül adamıyız.
ibrahim üzümlez'den sonra sol bekte ronaldinho efektifliği sergilemiş futbolcu. gel gör ki ibrahim üzülmez hala daha dünyanın en iyi 3-5 bekinden biri olduğunu iddia ederek insanda kendisini duvardan duvara vurma hissiyatı uyandırıyor. hayır kendisi önceki hayatında bostan korkuluğu falan mıydı anlamadım ki..
gayet normal değildir. gerçi listeyi tam olarak incelemedim ama ballack'ın, lahm'ın olduğu listede sabri'nin bile olması şaşırtmaz. neticede arda turan gerek yaratıcılığı gerekse yaptığı spektaküler hareketlerle kimsenin kendisini tanımadığı bi anda avrupa borsasına bomba gibi düşmüş bi futbolcudur.
dediğim gibi. olmaması çok şaşılacak bi olay değil. ama gayet normal de değil.
yaptığım şaşmaz hesaplamalara göre 84.5 yaşında ancak tamamlayabilecek aragones bu yolculuğu. ortalama insan ömrünü baz aldığımız takdirde ise, muhtemelen yolculuğunun 4. senesinde hayata gözlerini yumacak. gönül ister tabi bu yolculuğu tamamlasın, imanla gitsin diğer tarafa ama zor. hele şimdi sıcaklar da başladı ki, kalp krizi riski çok fazla.
tanım: en fazla 1 hafta sonra fenerbahçe'nin başında göreceğimiz avrupa şampiyonu teknik direktör.
üyeliğimi kaldıramayan oluşum. üye oldum, aynı anda site çöktü. verdiği uyarı da "arı sıçtı". sıçayım öyle arıya, ayıp ulan. ağız tadıyla 2 entry yazdırmadınız be.
edit: anlamadığım, siz şimdi bu entryi eksilerseniz site geri mi dönüyo nedir? denedim, hala patlak vaziyette.. ha gayret.
futbola ilgimizin inanılmaz olduğu yıllardı, ortaokul bitmeye yüz tutmuş, suratında tüy gören bıyık bırakır olmuştu. oğuz çetin, ünal karaman, tugay kerimoğlu, sergen yalçın, hakan şükür gibi futbol idollerinin her yaptıklarını takip eder haldeydik. o zamanların en baba hatun düşürme yolu da, sınıflar arası futbol müsabakaları idi zira. maçlara davet edilen hatunlar, hiç bir sorumluluktan kaçınılmayarak ağırlanıyor, maç bitimi rakip takım futbolcularını dövmenin ekstra karizma kattığına inanılıyordu.
akabinde turnuvalar başladı. turnuva öncesi yaptığımız anlaşma gereği yenilen takım dayak yiyecekti. lakin biz hiç yenilmiyorduk. her müsabaka sonrası bi kamyon sopa yememizden mütevellit, okulda ne kadar hatun varsa bize taşakoğlanı muamelesi yaptığı gibi, hali hazırda bulunan sevgililerimiz de daha o yaşta başım ağrıyor tribi yapmaya başladı. ulan altı üstü elini tutucam be, kahpe seni.
derken final maçı geldi çattı. zaten takımdaki herkesin kolu bacağı sarılı, dayak yemekten bitap düşmüş. bi de rakip takım futbolcuları tamamen kasap. sırf dayak yemekten korkan takımların kendilerine maçı satmaları sonucu finale kadar ulaşmışlar. hatta maçın ilk başında kalecileri topu aha ulan bomba bu diyerekten karakola götürmeye bile çalıştı. zor ikna ettik, acıktım dedi topu yemek için çabaladı.. yeni top istedik... derken ceza sahasına doğru bi orta geldi.. bi topa, bi rakip defansa bi tribündeki mini etekli hatunlara bakarken kafa mı vursam roveşataya mı kalksam diye kendi kendime istişarelere başladıydım ki, havada kimsenin çözemedi bi kaç figür sergileyip kafa üstü yere çakıldım. bayılmışım.
yani zor iş futbol. göründüğü kadar kolay değil. 1 ay oynadım, 6 ay hastanede kaldım. parasına değmez.. çocuklar yarı finale kadar gitmiş, helal olsun.
nefis bi ensesi bulunan futbolcu. her maç, istisnasız olarak bi şaplak yiyor. oturduğum yerde kuduruyorum, vuracak ense arıyorum bulamıyorum, özeniyorum.. ulan yolda vurucam bu adama, ondan sonra adımız holigana çıkıcak, bi de mahkemedir, karakoldur süründürecekler. şerefsizim geçtim parasından falan. sırf şu adamın ensesine vurmak serbest olduğu için futbolcu olmak istiyorum.
öehh be abi, adam şunun üzerine ne desin ki? daha güzeli olamaz.. yakında daktır cek de gelir ülkemize can lak da gelir. hatta mezardan fırlar, mistır eko bilem gelir. sopasını da alır, zopaynan dalar.. gerçi hangi hatun kendisinden cesaret edip de böyle bi istekte bulunabilir, biraz muamma tabi. bekleyip görelim, çogacayib işler.
türkiye'ye döndüğü zaman ağzına terlikle vuracağım futbolcu. schalke'de de aynı bokları yediği muhakkak. ama, yetenekli olduğu için teknik direktör ve tüm taraftarları maymun etmek gibi bi hakkı yok kendisinin. canı çok samba yapmak isterse gelsin, bizim oğuz abi'nin meyhanesine gidelim onunla. istemese de çıkışta yapar samba da rumba da çaça da.. öyle de ibne bi şey bu alkol..
programına değil sözlük yazarlarını, mike portnoy'u konuk etse sabahın 6'sında kalkıp izlemem ben. sıkıntı mesut yar'la alakalı da değil, zira tanımam etmem. ama arkadaşım sabahın 6'sında program mı yapılır yahu. nebleyim, çogacayib işler bunlar.
--spoiler--
fantastik dunyanin en yaratici zekalarinin dusundugu karakter tiplemelerinden. en son "angel" adli dizideki vampiri iyi yapan bir ozellikti. ama bu ruhu olan vampir cinsel iliskiye girdigi zaman ruhunu kaybediyordu. bu fikri muslumanlardan aldiklarini dusunuyorum, zina yapinca iman'in ucup gitmesi gibi birsey.
yatağında yüzüstü yatıp telefonla konuşurken bir yandan şekilsiz ayaklarına oje sürmeye çalışıp bir yandan validesinin çağrılarına cevap vermeyen msn delisi serdengeçti hödük kız diye bi başlık açmayı denediydim ben de geçenlerde, mamafih. yapamadım. ama en azından bu başlık biraz iş görür gibi, eheh.
öncelikle şunu belirtmek lazım; insandırlar. çogacayib, çogenderesan değil mi? uvv yea.. işbu sebeple, her yaratılanı seven gönül adamları olaraktan, bu hatunlara da kollarımız köküne açık, dışlamıyoruz hiç birini. ama kişisel gelişim ve salınımları, genellikle tıbbi çevrelerin "normal" olarak adlandırdıkları hatunlarla farklılık arz ediyor.. nedense artık?
ilk evvela bilmemiz gereken, bu hatunların evin tek ve şımarık çocukları olduklarıdır. kardeş derdi yok. doğal olarak herhangi bi eşyasını paylaşmak zorunda kalmayan, genellikle ailesinin fazlaca üzerine düştüğü ve bir dediği iki edilmeyen(zaten 1 nasıl 2 edilebilir lan? hani yoktan var etmek diye bi şey yoktu, salaklar sizi)kımıl zararlılarıdır bunlar.
söz gelimi, ekonomik olarak da fazla yeterliliğe haiz olmayan bir ailenin 3. kızı ile bu kızların durumları aynıdır denemez. hatta diyalogsal bazda bakarsak;
fakir kız(eheh);
fk: babiş, ben bu akşam nagihanlarda kalabilir miyim? ders çalışıciiz?
baba: kır kıçını da otur lan evde. olmadı nagihan gelsin. hem annen dolma yaptı.
fk: ühü, mühü.
şımarık dürdane;
şd: babiş, ben akşam ceankkhhlerla sortiye gidiyorum yhaa. ayol çok bunaldım evde.
baba: aman kızım ya, bugün de evde otur.
şd: ama babişşşşşşşşşş. ama ama ama ama. bak ama ben çok bun......
baba: tamam canım. çık ama fazla geç kalma
şd: aslan babişşşşşşşşş, mucks.
izni koparan ubermensch hatunumuz, bi güzel süslenecek, ortamlarda tozu dumana katacaktır elbette. tabi burada da bazı kıstaslar devreye girer.
1-)mutlaka beyaz converse sahibi olunacak.
2-)konuşurken ağzın gözün yeterli miktarda yavşayıp yavşamadığı tekrar kontrol edilecek, tatmin sağlanamazsa biraz daha çalışma yapılacak ayna karşısında.
3-)dolmabahçe'yi 5 kere badana edebileceğiniz kadar makyaj yapılacak, surat gözükmeyecek.
4-)pantolon kesinlikle düşük bel olacak.
5-)sevgilinin arabasında kesinlikle yiyişilmeyecek. zira bi gören olur. koskoca reina, sorti güzeline yakışmaz araba köşelerinde dilleşmek.
6-)1 adet marlboro light edinilecek.
7-)marlboro light'la telefon aynı elde duracak, telefonun en son çıkan marka olmasına özellikle dikkat edilecek.
8-)bundan daha boş bi hayatı nasıl yaşarım diye gerekli istişareler yapılacak.
evet, işte bu hanım kızımızın, barda damı dötü dağıttıktan sonra eve geldiği akşamdaki halidir başlıkta betimlenen. belki de 1 gün sonrası. zira çılgın gibi tepinip cayır cayır seviştikten sonra ancak toparlar insan kendini..
tayyip erdoğan'ın yönettiği milleti tanımadığının delaleti, talihsiz söz. neden? zira türk erkeği, "karı"yı verimli kullanma ihtiyacından mütevellit gecede zaten minimum 3 kere seks yapıyor. e kardeşim prezervatifin bi kutusu kaç para? 18 ytl. içinde kaç tane var? 12 tane. yani 4 günde bi kutu tüketen insanlarız. vur aylığa? 144 ytl. peki halkımızın refah düzeyi nasıl? çalışan kesimin büyük çoğunluğu asgari ücrete talim. yani? taş çatlasa 450 ytl. e adam bunun 144 ytl'sini şapka bütçesi olarak ayıramaz ki. istese de yapamaz bunu..
peki, prezervatiften geçtik. zaten tuğba ekinci'nin grammy heyetini bile şaşkına çeviren olağanüstü eserinden sonra zengin kesim de bıraktı bu mereti kullanmayı ya, neyse. arkadaş, ileri korunma yöntemleri deniyoruz diyelim. böyle hatun üzerinde parande atmalar, geri çekilmeler, dışarı boşalmalar falan. bu eylemlerin tamamında başarılı olma şansımız nedir ki?
yani işin özü şu; zaten ortalama bi türk ailesinin 8-10 çocuk yapması işten bile değil. allah 4 avrat alanlara yardım etsim, ne deyim.