yapanlar belli, yaptıranlar belli ama hiçbir büyükbaştan hesap sorulmuyor operasyonda görevli askerlerle uğraşıyorlar emir verenler ortalarda yok ne hikmetse.
kısaltması uha olan, yalan yanlış haberler yayınlayan bir haber ajansı.
işte haberlerinden bazıları.
--spoiler--
* Beşiktaş teknik direktörü Bernd Schuster Konya'yı neden yenemediklerine açıklık getirdi. Alman hoca rakiplerinin 60'lı yılların futbolunu oynadığını, kendilerinin henüz 1930'lu yılların futbolunu oynayabildiklerini, arada 30 yıllık fark olan rakiplerini yenmelerinin kendilerinden beklenemeyeceğini ifade etti.
...
* Fenerbahçe futbol takımının adının değiştirilerek Fenerbahçe Alexspor olacağı bildirildi. Yıllardır takımını sırtında taşıyan Alex'in, adının eklenmemesi durumunda takımdan ayrılacağını söylediği, yönetimin de hemen bu öneriyi kabul ettiği ifade edildi.
...
* Galatasaray Teknik Direktörü Georghe Hagi, Misimovic'i kadro dışı bırakması, Elano ve Kewell'ı da gönderilecekler listesine ekledikten sonra takımın diğer yıldızları Arda ve Baros'un da ipini çektiği ve takımda bir tek yıldız varsa o da benim dediği bildirildi.
...
* Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım'ın kulüp toplantısında hapşırması üzerine tüm yöneticiler hep bir ağızdan üç kere "Başkanım çok yaşa" diye bağırdı.
...
* Her maçta sakatlanan Beşiktaşlı Quaresma'nın artık maçlara bodyguard ile çıkacağı, bodyguardın Quares-ma'ya atılacak her tekmede duruma müdahale edeceği ifade edildi.
...
* Sevgilisi için sinema kapatan Arda Turan'ın işi daha da ciddi boyuta götürerek hayvanat bahçesini kapattığı belirtildi. Yıldız oyuncunun hayvanat bahçesindeki bir aslana fazlaca yanaştığı, bu sebeple yüzünde ciddi tırmıklar oluştuğu, milli futbolcunun maçlara özel maske ile çıkacağı ifade edildi.
(...Ahmet Arkun Bildirdi)
--spoiler--
böylelerini götürüp karanlık bir köşede kafasına tek kurşun sıkacaksın olay kapanıp gidecek. zira sen onun kafasına sıkmazsan o senin gibi onlarca insanın kafasına sıkmak için ilk fırsatı değerlendirecektir.
ne hikmetse bizim göremediğimiz huzur. huzursuzluktan ne yapacaklarını şaşırıyorlar, politik konulara meyledip oradan darwin'in vehimlerine kadar varıyorlar. sorarsın, bunun adına araştırma derler, bilim derler ama bilimi de ideolojileri gibi tornaya benzer. yontar yontar imansız bir insan çıkarır piyasaya. huzur bulmak için la ilahe illallah muhammeden resulullah diyeceksin, sonra bir kadir gecesi'nde camiye gideceksin kendinden geçeceksin, iftar sofrasına oturup ezanı bekleyeceksin. dinsiz olmak huzur verseydi insanlık huzursuzluğu seçmezdi, kolayı seçerdi. biz şimdi kandırılmışız size göre, değil mi? keh keeh kihh.
her siyasetçinin görebileceği bir rüya diyecektim ama onlar için rüya değil. her garibanın görmek isteyeceği bir rüya. uzun zamandır bekliyorum, bilincimin altına da yerleştiriyorum ama bir türlü rüyamda etro markalı beyaz çizgili bir gömlek giyemiyorum. ne bileyim işte, benimki de bir yerde bir heves. belki rüyamda giysem hevesim geçerdi.
benim özel mesajımın kutusunun durumu. uzun zamandır böyle. hiç bir allah'ın kulu da çıkıp demiyor ki şu garibana bir mesaj atayım da yalnızlığı geçsin, deplasmana girmesin.
manda ve himaye yanlısı sözlük yazarlarının görebileceği rüya. üzgünüm ama bu rüyayı başkası göremez.
aynı rüyayı ben de görmüştüm. kurtuluş savaşı yıllarıydı 250 kilo ağırlığında bir top vardı, bu hicbirseyebosunaiclenmeyenadam'a benziyordu görüntü olarak. bunu düşmanın üzerine atmamız gerekiyordu, topu kaldıramadık karnımız aç olduğu için zayıf ve güçsüzdük. o sırada atatürk bizi gördü, yanımıza geldi bana sert sert baktı altıma etmişim o anda korkudan, haberim yok tabi. sonra atatürk oradan uzaklaştı. biraz sonra iki adam geldi beni alıp karanlık bir yere götürdüler, hemen oraya 3 tane tomruktan bir darağacı kurdular. kaldıramadığım topun bedelini canımla ödeyecektim. adamlardan biri diğerinden ip istedi. o da "ip mi bulamadın al sana ip" dedi diğerine. ipi verdi ve benim boğazıma ipi taktılar. ayaklarımın altına amerikan varili koydular tam varile tekme attı bi tanesi hemen uyandım. çok şükür kurtulmuştum.
futbola neden bu kadar ilgi duyduğunuz bayanlar tarafından sürekli sorgulanır.
sen ne kadar futbol yemektir, futbol sudur, futbol aşktır, futbol sadece futbol değildir desende, anlamazlar.
insanlık düşünsel anlamda geliştikçe, medenileştikçe, modernleştikçe geçerliliğini ve dozunu yitiren ihtiyaçtır. ülke yönetirken tüm yetkileri bir elde toplayıp muhalefeti bastıran idareler insanlığın gelişimine bağlı olarak zayıflar, zayıflamıştır. diktatörlük özlemi içinde olanların diktatörle karşılaştıktan sonra diktatörlük karşıtı olanlardan fazla diktatörlük karşıtı olmaları zaten pek çok kez görülmüş, tecrübe edilmiştir. günümüzde türkiye'de, diktatörlüğün tam karşıtı sayılan demokrasi sisteminin mükemmel işlediğini iddia etmek saçmalık. hatta ön seçim sisteminin ortadan kaldırılması, yerine liderlerin sultasını egemen kılan bir sistemsizliğin getirilmesi konusunda bir ton örnek verebiliriz, gerek yok. tüm bunlara rağmen bu ihtiyaç % 1 bile tutmaz. zaten bu ihtiyacın tarafları da marjinal tiplerden oluşur, düşüncelerinin sağlıklı bir temele oturmadığını bir sohbet esnasında hemen gözlemleyebilirsiniz.
"vahdettin hain değildir" diyen ecevit'in başına gelenleri hatırlarsak bu başlığın da nasıl bir infialin ve taaruzun kapılarını aralayacağını tahmin edebiliriz.
bir savaşın zaferle sonuçlanmasını bir insanın askeri ve strateji dehasına bağlamak çok büyük bir yanlıştır. destek verip vermediğini şu videoda açıkça görüyoruz http://video.google.com/v...cid=-5878670054401016801#
lakin bugün arjantin-almanya maçı var. bir taraf galip gelecek. galip gelen tarafın başarısını kime mal edeceğim diye kara kara düşünüyorum. kazanan takımın zaferini teknik direktörüne bağlamak yanlışına düşmeyeceğim. defansta hata yapan olursa ona da hain demeyeceğim.
futbolun vurmak, kırmak, sövmek, saymak olmadığını, yeri geldiğinde tebrik etmenin bir erdem olduğunu bizlere öğretmiştir. iyi bir insandı, o sert mizacının altında yufka bir yürek vardı. allah'ın rahmeti üzerine olsun. hakkında yazılanlara bakınca bu kadar insanın rahmet dileğinin o yüce kapıdan geri çevrilmeyeceğini düşünüyorum.