benim memleketimde (yer önemli değil) benim komşumun çocuğu benim kuzenim benim benim mahallemin çocuğu iş bulamıyorken koloni şeklinde gelmiş bir topluluk (nerden geldiği önemli değil) iş güç sahibiyse (nasıl oldukları da meçhul) ben o iş yerinden alış-veriş yapmamaya dikkat ederim.
dilde birlik fikrinden yola çıkan i. gaspralı'nın çizdiği turan rotasında olmayan ülkelere türkçe öğretme çabası.
tıpkı papağanlara öğretilen üç beş kelime gibidir.
geniş bir daireyi kapsayan türkçe'nin anadolu sahasında konuşulanın adı türkiye türkçesi'dir. türkçe diye bir genelleme yapabilmek için öncelikle dilde turanın gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
türkiye türkçesi olimpiyatlarıdır kendisi. olimpiyat kelimesi "her dört yılda bir, başka ülkede yapılan, yalnızca amatörlerin katıldığı uluslararası spor yarışmaları.
çeşitli spor dallarında düzenlenen yarışma." anlamını içermektedir.
türkçeyi spor olarak kullanan ve ana dillerini arapça kabul eden insanların eğlencesi.
insanın aklına "sen türkiye'de türkçeyi tam olarak öğrettin de dünya insanları mı kaldı bir tek" sorusunu
akabinde
"bu olimpiyatları düzenleyen sistematik emperyalistler size derim ki sizin bu türk okullarınız, afrikadaki misyoner okullarından farklı değildir. şöyle ki daha 3 ay önce tartışılan bir yasa derdi ki dünyanın herhangi bir türk okulundan başarıyla mezun bir vatandaş öss saçmalığına katılmadan istediği bölüme girebilecekti.
şimdi düşünelim bakalım bizim vatanımızın evlatları bu sistemde bir yerlere geldi de bir tek diğerleri mi kaldı" olgusunu
fetullah gülen'in bir zamanlar zaman gazetesinde yazarken yazılarını fetullah dakkah adıyla yazması arap kültürünü islam olarak benimseyip benimisetmeye en güzel örnektir.