28 nisan'da vizyona girecek olan yerli yeni korku filmimiz. Mevzu yine 3 harfliler...
konusu şöyle:
sinema öğrencisi dört kişi gerçek olay ve söylentilerden hareketle tamamen boşaltılmış bir köye ziyaret yaparlar. köydeki tüm bu yaşanan olayları sadece bir kamera ile kaydetmeyi bir nebze olsun başabilirler. daha sonra bir ihbar üzerine olay bölgesine giden polise teslim edilen bu kayıtlar, hikayenin ana unsurunu oluşturarak olayların aydınlanmasını sağlayacaktır.
terrence malick'in 2017 de vizyon yapacak olan filmi.
kadrosuna bakınca insanın aklı gidiyor resmen.
benicio del toro, christian bale, cate blanchett, natalie portman, ryan gosling, haley bennett, michael fassbender, rooney mara
the martian (marslı) filmine nazaran tam ters bir konuya sahip olan film.
"marslı" filminde dünyadan marsa gidip orada yaşam mücadelesi vermeyen çalışan birisini "the space between us" filminde ise marstan gelip dünyada yaşam mücadelesi içinde olan birisini görüceğiz.
tam olarak yorucu bir film diyebilirim. bir yerden sonra kısır döngü gibi gözüküyor. beklentiyi yüksek tutarak izlediğim filmlerin hemen hemen yarısı böyle oluyor. kötü film değil ama sanki önemli bir şeyler eksik gibi.
4. nesili pek beğenmeyen sıradan bildik sözlük yazarlarıdır.
tanımıda yaptıktan sonra ilk üç nesile birden sataşarak (belki bir gün ünlü olurum psikolojisi ile) hem polimik başlatma edası ile hemde tümden gelim metodu ile vardığım sonuç neticesinde uludağ sözlüğün değnekcileri diyebilirim.
ben böyle bişey görmedim kardeşim, hadi birinci nesil dayılık yapar anlarız, ikinci nesil ona uyar oda eski der onuda anlarız ama üçüncü nesilin bile bu kadar kalkık (nesi kalkık anla işte) olması, her yazılanlarda her nesil başlıkların altında böyle bir havanın böyle bir edanın çıkması hem komik hemde gayet resmi olmasından dolayı ürkütür insanı. okul mu lan burası, bir insan bir yıl önceden beri yazıyor diye daha üstün olsun? her bir yılda kadememi atlanıyor ne oluyor ne iş? dallama değilizya bir beynimiz var, bir düşüncemiz var yazıyoruz işte. kıskanclığın, hasetliğin anlamı yok.
karışık konunun özeti şöyle olmakta; ilk üç nesil biraz megoloman olmakla beraber biraz kendini beğenmiş biraz şımarık olmakla beraber, biraz torpilli olduğunu düşünmüş. 4. nesillerin onlara "tamam baba, büyüksün, b.kunu yerim senin" diyeceğini sanmakta. yok olum öyle bişey.
oyun performansı ile tatminkar olan fakat HD video meraklılarının yüzünü güldürecek bir medya performansına sahip ATI'ın HD 2600XT grafik yongasını kullanan 512MB GDDR3 bellekli ekran kartı.
fiyatının standart fanlı modele göre daha uygun oluşu en büyük özelliği.
çok garip bir açıklamada bulunan Japonya Savunma Bakanı.
ne demiş peki, neden garip bir acıklama yaparak dünya gündemine girmiş bu insan? şöyle kestirmeden anlatayım biraz :
ikinci Dünya Savaşı sonunda ülkesine atom bombası atmasından dolayı ABD'ye kızgın olmadığını, hatta neredeyse amerikanın en mantıklı en hayırlı işini yaptıgını söyleyecek tarzda garip bir kişilik.
verdiği demeçin en önemli ayrıntısı şöyle : "Nükleer bombalar savaşa son verdi. Bu, kaçınılmazdı. ABD Hiroşima ve Nagazaki'ye Japonya'nın er ya da geç savaşı kaybedeceğini bile bile bomba attı. Ama Amerikalılar, atom bombası atmanın Japonya'nın teslim olmasını hızlandıracağını ve Sovyetler Birliği'nin Japonya'ya savaş ilan etmesini önleyeceğini düşünüyordu. ABD'ye kızgın değilim"
acaba orada ölen insanların hangi şekilde ve nasıl öldüklerini gördü mü? yada sonradan doğan insanların nasıl mutasyona uğradıklarını. ama yok siyasi düşüneceksin, ordaki insanları neden s.kleyesin ki, ülke çıkarlarına bakacaksın..
akp li insanların mitinglerde bağırarak söylediği slogan..
(entry tamamen bilgi içiriklidir, akp li falan değilimdir, sonradan hakkımda dedikodu çıkmasın diye birde böyle ekstra not düşüyorum artık)
almanya nın "Gelnhausen" ve "Renchen" kentleriyle Hessen ve Baden-Württemberg eyaletleri tarafından başarılı yazarları teşvik etmek amacıyla 2 yılda bir ortaklaşa verilen ödüldür.
"leyla" isimli romanıyla, Almanya'da iki yılda bir verilen 10 bin Euro'luk "grimmelshausen odulu"nu alan insan.
ödülü veren kurum şöyle bir açıklama yapmış kitap hakkında : "misafir işçi kuşağının anlaşılması açısından harika ve heyecanlı şekilde yazılmış bir metin".
ingiliz araştırmacılarının yaraların daha cabuk iyileşebilmesi için uzun zamandır üzerinde çalışıp sonunda buldukları şey. araştırmayı "Intercytex" şirketi üstlenmiş (ingilterede bu şirket haliyle).
bir an kendimi çocukken öyle mal mal baktığımız bilim kurgu filmlerinin gerçekleşiyormuş hissiyle yakaladım. hayırdır inşallah.
bankacılık sektörü için düşük enflasyonun büyük bir büyüme potansiyeli anlamına geldiğini belirterek, faiz oranlarının düşmesinin kredi piyasasında canlanma getireceğini, dolayısıyla reel sektörün daha fazla borçlanabilmesinin yolunun açılmış olacağını ifade etmiştir.
"TÜRKiYE-BULGARiSTAN-ROMANYA-MACARiSTAN DOĞAL GAZ BORU HATTI PROJESi" olarakta bilinir.
Çeşitli uluslararası kuruluşlarca gerçekleştirilen projeksiyonlara göre, Türkiye üzerinden Avrupa'ya artan miktarlarda Hazar ve Ortadoğu gazı taşınacak, bu miktar 2010'lu yıllardan başlamak üzere özellikle 2020'lerde oldukça büyük miktarlara ulaşılacaktır. Bu olgu Avrupa'ya gaz taşıma stratejisi kapsamında Yunanistan'a açılımımız ile birlikte başka açılımlar üzerinde durulmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda geliştirilen yeni bir proje ile Bulgaristan'dan başlayıp Romanya ve Macaristan güzergahını izleyerek Avusturya'ya ulaşılması planlanmaktadır.
Proje ile Bulgaristan'ın Bulgargaz, Romanya'nın Transgaz, Macaristan'ın MOL ve Avusturya'nın OMV Gas firmaları ile ortaklaşa çalışmalar yürütülmektedir. AB TEN programı fonundan fizibilite için hibe kredi almak amacıyla OMV Gas tarafından başvuru yapılmış ve 15 Temmuz 2003 tarihinde fizibilite çalışmasının yarısının TEN fonundan karşılanması şeklinde karar alınmıştır.
Avusturya'ya ulaşacak güzergah ile ilk etapta Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti gibi yeniden yapılanan ekonomilerin gaz ihtiyacı karşılanıp, diğer ülkelerin gaz talep gelişimlerine göre takip eden yıllarda Avusturya'nın Avrupa'da önemli bir doğal gaz dağıtım noktası olma özelliğinden faydalanılarak batı Avrupa'ya ulaşılması planlanmaktadır. AB ülkelerinin sona erecek gaz kontratlarının yerini ülkemiz üzerinden taşınacak gazla ilgili anlaşmalar alabileceği gibi, AB'nin hedeflemiş olduğu serbest gaz piyasası koşulları oluştuğunda, Avusturya dahil söz konusu ülkelerin devam eden alım kontratları, rekabetçi fiyat koşulları dahilinde yine doğumuzdaki gaz kaynakları ile yer değiştirebilecektir.
Projenin pazar ve modelleme çalışmalarının tamamlanmasının ardından, Teknik fizibilite çalışmaları başlatılmıştır. Proje ortaklarınca Haziran 2004 tarihinde, projenin finansman ve boru hattı taşıma kapasitesinin pazarlanması işlerini yürütmek üzere Nabucco Company Pipeline Study GmGH (Nabucco Boru Hattı iş Geliştirme Şirketi) kurulmuştur. Şirketin merkezi Viyana'da dır.
Projenin Yönlendirme Komitesi kararı uyarınca; her ülkenin kendi sınırları içinde kalan boru hattı kesimi çalışmaları için alt-taşeron seçmeleri gereği; Projenin Türkiye Kesimi mühendislik çalışmasının ihalesi yapılmış ve ihaleyi kazanan firma ile Temmuz 2004 tarihinde sözleşme imzalanarak, firma çalışmalarına başlamıştır.
kaynak :botas.gov.tr
sözlüklerde oy kullanımından doğan "karma" sistemleri bulunmaktadır. yani bir yazarın toplamda aldığı eksiler ile toplamda aldığı artıların ortalaması olan bir sonuç. uludağ sözlüğün en büyük eksikliklerinden bir taneside bu. tamam artı oylanan entryler ve eksi oylanan entryleri görüyoruz ama genel olarak bu o yazarın bütünlemede ki kapasitesini yansıtmıyor. böyle düşünen bendeniz gibi yazarlarda şu an ki oylama fasalitesini bir nebze olsun s.klemiyor.
fakat sözlüğün en tepedeki adamına bir zamanlar sormuştum bunu, bir iki ay içinde gelecek dedi. bakalım o da devlet dairelerinde ki gibi sallıyor mu yoksa harbiden gelecek mi bu sistem. (2 hafta önce sormuştum, yani 1 ay 2 hafta zamanları var)
birisinden ayar yiyen yazarın, kendi nick altından öylece ulu orta bir yazı yazıp, 5 dakika önce ayar yediği yazara sözde göndermek istediği mesaj olmaktadır bu.
peki neden bir yazar kendi nick altından durumu belli eder? çok basit aslında bu sorunun cevabı, fazla düşünmeye gerek yok kısaca açıklayayım :
- ilk olarak kendi nickinin altına yazar ki tüm kankaları görsün bunu, destek versin ona, hem formatada aykırı değil böyle yazmak, ohh ne güzel. üzerine alınacak olan yazar (düşman, pis, kaka) zaten biliyordur onun kendisine yazıldığını. yaw söylemek istemiyorum ama bariz korkakca bir yoldur bu.
- ikinci olarak, kendi nick altına yazar ki, böyle tiplerin nick altı doldukca bir orgazm olma, sevinçten ne bok yiyeceğini şaırma durumları vardır, şu güzelim sözlükte en önem verdikleri durumda budur zaten. hep ben hep ben. ne güzel dünya..
- son olarak, tabiki herbir öngörüyü içinde bulunduran popülarite (nasıl yazılıyordu lan bu). hep önde olmak, göz önünde bulunmak. vs vs vs. aslında bu bir hastalıktır , acilen bir psikolok tarafından tedavi edilmesi gerekir.
aslında başlığı "kendi nick altindan yazarak ayar gonderdigini sanan yazar" olarak açmak lazımdı ama sığmadı. sağlık olsun.