100. yıl için yeterli mi bence değil ama daha iyisi yapılana kadar en iyisi olan marştır. emeği geçen herkesin ellerine, yüreğine ve tabii ağzına sağlık.
parla hilal ve yıldızım
parla beyaz ve kırmızım
türk'ün yolu cumhuriyet
parla 100 yaşındasın!
o ne lan çıkarken odayı havalandır der gibi. bunlar önceden konuşulur, ben sert severim ya da bdsm sever misin gibi. ben böyle diyen birine hiç rastlamadım.
ayrıca böyle diyen bir kadını giyinip oracıkta yüzüstü bırakmak en büyük ceza olacağına göre ne istediğini bilmeyen kadındır.
sol frame'de sürekli karınızın mini eteğini kuru fasulyeye bandırır mısınız ya da kocanızın yanında amuda kalkıp beyran çorbası içer misiniz tarzı başlıklar görmek enteresan. bu yazarlar arasında popüler bir eylem ya da bir başkaldırı veya bir yere gönderme ise de ben bilmiyorum.
beğenmiyorsan bak şuradan s.ktir git diyebilirsiniz elbette ama bu nihai çözüm değildir. sözlük bitmiş biz de dalgamıza bakıyoruz diyorsanız da belki kaliteli başlıklar açarak bu durumdan kurtulmak mümkündür bilemiyorum.
Şu garip nikimden bilen, işveli nazlı
sözlük hep seni arıyor, neredesin sen?
Tatlı dillim, güler yüzlüm, ey ceylan gözlüm
sözlük hep seni arıyor, neredesin sen, neredesin sen?
rakip yarı sahada çok hızlı hareket edip ceza sahasına konuşlanabiliyorlar. bu sene bir galatasaraylı olarak beni ürkütüyorlar. umarım konferans kupasını alıp ülke puanını yükseltirler.
...dolabında sadece üç günlük erzağı kalmıştı. ne yapıp edip akşamki baloda verislav'ı kumara ikna etmeliydi çünkü gri ve yağmurlu havalarda şansının daha çok olduğuna inanıyordu.
-hava ne kadar güzel değil mi verislav?
verislav bir elinin parmaklarını yağlı saçlarında gezdirirken diğer eliyle kvasından bir yudum alarak dimitrev'e döndü:
-bu akşam beni kandıramayacaksınız sevgili dimitrev. daha geçen ay size bin ruble kaybettim. skmişim yağmurlu havaları.
(son cümle bir cümlenin koca paragrafı nasıl ayağa düşürdüğünü, kasveti yok ettiğini göstermek için yazılmıştır.)
esenler-bağcılar kıskacında kalmış, ağaç ve park olmamasından mütevellit yaşam savaşı verip, arada meşhur kebapçılara gidip kendini ödüllendiren bir yazar.