last seen benim için, "en son ne zaman girmiş, kimlerle konuşuyor acaba" değil, "numarası değişmemiş, online olacak kadar sağlıklı." demekti. fakat bu kontrolün takıntıya dönüştüğü anlamına da gelsin.
canım sıkıldığı zamanlarda listemdeki herkesin last seen ine bakıp aynı olanları eşleştirdiğim de oldu.
kontrol ettiğin gibi kontrol edilme durumu da vardı tabii bir de. "girmişsin ama görmemişsin. görmüşsün ama cevap vermemişsin." diye ölümüne trip atan insanlar. ulan bi susun. demek ki konuşmak istemiyorum.
neyse. bittabii bu durumdan kurtulmanın tek yolu last seen i kapatmaktı. mavi tiki de unutmamak gerek.
ışk kökünden gelir. ışk, sarmaşık demektir. yani sarmaşık gibi sarmak bir kalbi, bir ruhu, derler. kalbini, ruhunu özgür bırakmak, bırakabilmek. mümkünse hâlâ.
dolunay vardı. denizde yakamoz. ay ışığı bütün yıldızları söndürmüştü sanki. sanki yol gösterici bir büyücüydü. sıcak yaz esintileri hissettiriyordu kendini. her şey o kadar dokunulmazdı ki. bir daha göremedim öyle ayı, öyle geceyi ve öyle yazı. şimdi karanlık daha sıkı sarılıyor bana.
"fakat, allah kahretsin, insan anlatmak istiyor albayım. böyle budalaca bir özleme kapılıyor. bir yandan da hiç konuşmak istemiyor. tıpkı oyunlardaki gibi çelişik duyguların altında eziliyor. fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım? yok. peki albayım. ben de susarım o zaman. gecekondumda oturur, anlaşılmayı beklerim. fakat albayım, adresimi bilmeden beni nasıl bulup anlayacaklar? sorarım size, nasıl? kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum. tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan. bir yandan da kılına zarar gelsin istemiyor. küçük oyunlar istemiyorum albayım."
insanlardan nefret ettiğim için tüm gün uyudum. uyandığımdaysa herkesi kucaklamak istedim. insanları kırmak istemediğim için kimseyle konuşmadım. -kafamın içinde yaşayan bir canavar var sanki. kontrol edemiyorum.- konuşmaya başladığımda da susmadım. gitmek istiyorum bu şehirden ama bir o kadar da hiçbir yere gitmemek. daha önce, gitmek istediğim yerde bulunmak isteyip istemediğime de emin değilim. üç dakika önce ne kadar da mutluydum. şimdi ölmek istiyorum.