müslümanların ekşi'den uçurduğu entelektüel kişilikli eski yazar. dediklerinin altına (özellikle islam ve orta çağlılar hakkında) kolayca imza atılabilir.
inglizce dilinde 'din insanların afyonudur' anlamına gelen cümle ama daha önemlisi, aynı zamanda oldukça kaliteli bir ekşi sözlük yazarının sahip olduğu nick.
anlamıyorum ki pepe'ye bugün söylediği şeylerin kendi yaptıklarıyla çeliştiğini anlayamayacak seviyede mi. harbiden o tweet'i atarken bunu düşünmüyormusun be adam ?
1. kalite müslümandır. günümüzde onun kadar müslüman olmak bizim ülkemizde mümkün değildir. onun yaptığı ve kahverengi kitaba yazdığı birçok şeyi yapmanıza yasalar izin vermez. iyi ki de vermez.
şahsım da bunlardan biridir. sizin inançlarınıza kimsenin saygı duymak zorunda olmadıgını ne zaman kavrayacaksınız merak ediyorum. sizin dininiz bize ne kadar saygı duyuyorsa biz de ona o kadar saygı duyarız. şimdi otur düşün bunu. bir tevbe suresini falan karıştır bak bakalım.
tanrı'nın varlığına dair herhangi bir inanca sahip olmama durumu.
2011 yılında pek az ideoloji kendisine bağlı olmayanların ölmesini emretmektedir. bütün medeni insanlar kadın döven insanları 'aşağılık birer pislik' olarak nitelendiriyor günümüzde. günümüzde dünyanın düz olduğunu iddia edene acıyarak bakıyoruz artık. kadın-erkek eşitliğini kavrayamayanlar birer birer eleniyor modern dünyadan. artık savaşmak istemiyor insanlar, savaşı öğütleyen şeyler de yine tek tek çağdaşlık süzgecine takılıyor.
günümüz bilgi çağı. internet hüküm sürüyor. artık dinler hakkında geniş bilgiye ulaşmak çok kolay. artık doğru yolu bulmak, dinsiz olmak sadece bir adım ötede. ama eskiden böyle miydi ? insanların dünyası kendi mahallesinden, kendi çevresinden, kendi toplumunun dininden ibaretti. ama o günler bitiyor. bitmedi ama bitiyor. bitmedi ama bitecek. bilginin hüküm sürdüğü bu çağda dininden büyük ölçüde kurtulanlar ilk önce avrupa'lılar oldu. bilimin ışığında ilerlediler. medeniyeti tattılar. yüksek standartlar da yaşadı, yaşıyorlar. dindar tarafta ise düşük standartlar, savaş, çocuk istismarı, sömürülme, sağlık sorunları, baskıcılık, terörizm almış başını gidiyor. e bilgiye bu kadar kolay ulaşılan bu çağda insanlar bunu göremeyecek mi sanıyor bazıları ? sanmam. öyleyse bile yanılıyorlar.
uzun lafın kısası, ateizm dünyanın kültürlü, medeni , bilinçli, kaliteli ve donanımlı insanlarının çok önemli bir kısmı tarafında benimsenmiş bir şeydir. tabi agnostikler ve deistler de var. kısaca tüm dinsizler diyelim. bu yöne gidiyoruz. bir gün dünyanın çok önemli bir kısmı bu tarafta olacak. o günleri göremeyecek olsak da, o günlerin gelecek olduğunu bilmek gerçekten harika.
dudağımın üstüne yapılan şey. iki tane ben aldırmak için gitmiştim. anestezi için yapılan iğnenin verdiyi acıyı daha önce hayatımda çekmedim. acır efendim kendinizi hazırlayın. yani dudak üstü acır en azından ona eminim. hem de sadece battığı yer değil, kafanız komple acır.
nereye gidiyoruz ? nüfus müdürlüğüne. (adana'da kaymakamlığın içinde. o da süleyman demirel'de.)
ne yapıyoruz ? bir boş kağıda memurun bize söylediklerini yazıp imza çakıyoruz. sonra 1 dakika bekliyoruz vee yepyeni kimliğimiz hazır. artık din hanesi boş.
tüm bunlar toplamda 2 fotoğraf, 5 lira ve yarım saate mal olur.
herkesin durumuna uygun olacağı şekilde para göndererek katılacağına inandığım kampanya.
işte fırsat. sabahtan akşama burada inançlara, görüşlere sövülüyor.
bu kampanya tüm farklı görüş mensuplarının yüreğine umut dolduran, onları ortak paydada buluşturan nadir şeylerden.
para yerine gider mi demeyin. birleşmiş milletlerin görevidir bu demeyin. sözde barış ve yardım için kurulmuş emperyalist zımbırtılardan yardım eli beklemeyin.
evet onlar yapmıyorsa(ki yıllardır yapamıyorlar), biz yapıyoruz.
hep olmasını istediğimdir. olaylar şöyle oldu. eskiden müslümandım. babamı da müslüman sanardım. taa ki düne kadar. kendisi nadiren içer. dün de içmişti. bir kaç duble sadece. ama düşünceleri ifade etmeyi kolaylaştıracak kadar. bilirsiniz o seviyeyi. şöyle bir diyalog yaşandı:
(diyalog biraz daha uzun ama özetliyorum.)
- etrafındaki insanlar inançlı iken dini yermek zordur oğlum.. bir de bunlar aile fertleri ise üzülürler.
- e benim yanımda konuşmanda sakınca yok, biliyorsun zaten dinsizim.
- konuşacak ya da birbirimizi ikna edecek bir şey yok zaten.
- nasıl yani sen dinsiz değilsin ki ama.
işte o an ondan en çok duymak isteyeceğim cümlelerden birini söyledi belki de:
- kur'an dediğin kitap birkaç çöl (...) nin yazdığı bir kitap, bunu anlamak oldukça kolay.
şok oldum. pek dindar değil diye bilirdim ama kur'an'ı yazanlara küfrettiğini görünce yanıldığımı fark ettim. resmen mükemmel bir andı. ve ona minnettarım. diğer bir çok baba gibi küçüklükten bana din öğretebilirdi. dinsiz olmamı zorlaştırabilirdi. belki de ömrüm boyunca olmam gerektiği kadar rasyonel olamayacaktım. o an fark ettim ki çok şanslıymışım.
ayrıca kendisi ateist değil belki de bilemem ama dinsiz olması benim için kafi.
her yerde farklı sürede tutulur. allah var olsaydı buna allah'ın hatası derdik.
her ramazan geldiğinde orucun ne kadar saçma bir şey olduğunu anlatmaya çalışan entrylerden gına geldi. zaten islam'da her şey mantıklı bir bu kaldı.
boş verin. adam kendini iyi hissediyor işte. mutlu hissediyor. birine zararı var mı ? yok. bize ne ? olur da yine birilerini döverlerse o başlığa bunla ilgili tepkileri koyarsınız.
islam hoşgörü dini değildir. bu demek değildir ki müslüman olmayan bizler de hoşgörüsüz olalım.
insanların ekseriyetinin düşündüğünün aksine, takipçileri tarafından, mükemmel bir şey olduğu için değil de gerçek olduğu için benimsenendir. zira pek çok zaman da acıdır. bu şiir demek istediğimi daha iyi anlatacaktır.
sözlerini de yazayım tam olsun :
atheism offers nothing to me,
it never has and it never will,
it doesn't make me feel good or comfort me,
it's not there for me when i'm sick or ill,
it can't intervene in my times of need
it won't protect me from hate and lies,
it doesn't care if i fail or succeed,
it won't wipe the tears from my eyes,
it does nothing when i have got no where to run,
it won't give me wise words or advice,
it has no teachings for me to learn,
it can't show me what's bad or nice,
it's never inspired or excited anyone,
it won't help me fulfill all my goals,
it won't tell me to stop when i'm having fun,
it's never saved one single soul,
it doesn't take credit for anything i achieve,
it won't make me get down on bended knee,
it doesn't demand that i have to believe,
it won't torture me for eternity,
it won't teach me to hate or despise others,
it won't tell me what's right or wrong,
it won't tell anybody not to be lovers,
it's told nobody that they don't belong,
it won't make me think life is worth living,
it has nothing to offer me, that's true,
but the reason atheism offers me nothing is because i've never asked it to,
atheism offers nothing because it doesn't need to,
religion promises everything because you want it to,
you don't need a religion or to have faith,
you just want it because you need to feel safe,
i want to feel reality and nothing more,
soatheism offers me everything,
that religion has stolen before.
din tabularını yıkmak isteyenler için mükemmel bir kitap serisi. hiç gerek yok efendim dawkins'e falan bulaşmaya. zaten orada islam hakkındaki bilgiler az. burada ise temel öğe islamiyet. kitap serisindeki bulunan önemli hemen her şey kaynaklarıyla yazılı. her bir sayfasında ağzı açık bırakan yeni bir 'yanlış bilinen(ya da bize yanlış öğretilen) doğru' var. zaten bu kitap serisine karşı yazılan gerçek din bu kitabını okuduğumuzda, bu kitap serisinin yanında ne hale düştüğünü görebilmekteyiz. aynı zamanda bitirdikten sonra yakın çevremdeki kişilerin okuduğu ve onları da 1400 yıllık tabudan kurtaran kitap serisidir. belirtmek lazım, 20 küsürüncü sayfasında 'tövbe tövbe' deyip elinden bırakan tanıdığım da var.
alternatif tanım: tabuları yıkmak isteyenlerin kaynağı. istemeyenlerin, korkularını bir kenara bırakıp özgür birey olma yolunda önemli bir adım atması gerektiğini bana düşündürmüş olan kitap serisi.
islamdaki çelişkileri ve aklın almadığı şeyleri ortaya çıkaran hayatımın kahramanı. kendisi bizi aydınlatmak için öldü. kimileri kabul etse de etmese de. onu kafirlikle suçlayanlar da iyi bilmelidirler ki ülkemizde islam'ı kendisinden daha iyi bilen kimse yok. yok arkadaşım işte yok. adam aklı erdiğinden beri bu din hakkında bilgi toplamış ve ölmüş. bizim için anlıyor musunuz ? karanlıktakiler için. eserlerine okumadan kendisi için şimdi cehennemde demek en kolayıdır. zaten bir müslüman iken yaptığım şey de buydu. kendisinin nasıl bir islam alimi olduğunu anlatmak için şunu söylemem yeterlidir: hayatı boyunca diyanet işlerinden insanlara açık bir ortamda kendisi ile tartışacak bir allah'ın kulu çıkmadı. bu herşeyi özetliyor aslında, anlayana.
habertürk'e göre 52 bin esnafın işini bitiren yapılardır. günümüz sisteminde eğlencenin ve alışverişin merkezi olarak dikkat çekseler de geriden şöyle bir bakınca, sistemin vahimliğini gün yüzüne çıkarıyorlar. batan esnafları ve onların beslediği aileleri düşündükçe insana saplanıyor adeta bu vahimlik durumu. eşitsizliğin böylesine pes dedirtiyor. kısacası günümüzdeki sosyal düzenlerin yanlışlığının, alışveriş çılgınlığının simgeleridir bunlar.
zorlama yoktur ama inanmazsan cehenneme alacağım seni ! birbirimizi kandırmayalım. kur'an da 'kafirleri bulduğunuz yerde öldürün' de yazar 'dinde zorlama yoktur' da yazar. siz dersiniz ki bakın 'dinde zorlama yoktur' yazıyor, biz de deriz ki 'bu ne arkadaşım? bu kitabı tanrı yazmadı mı? ne bu çelişki? tanrı çelişir mi yahu ?'. çelişkilerin de yola çıkarak ayrı bir kitap yazılabilecek bir kutsal kitaptan bahsediyoruz. cihad diye bir şeyi bize sunan kitaptan bahsediyoruz.bir yandan zorlama yoktur deyip bir yandan da insanları, müslüman olmayanları öldürmeye teşvik eden bir kitaptan bahsediyoruz. bir de kalkmış hoşgörü mü diyoruz ? zorlama yoktur mu diyoruz ? yapmayınız lütfen.
tanım: bulunduğu kitabın derin çelişkiler içermesinden ötürü doğruluğu kabul görmeyen önerme.
ekleme: ayrıca dini en başta yayan kişilerin kılıç kullanarak bunu yapması, hoşgörü ile uzaktan yakından alakaları olmadığını gösteriyor. bahsettiğimiz kişiler tanrı'nın elçisi ve ilk müminler.
doğru önerme. bu olay dine saldırı gibi algılanmamalıdır. aslına bakarsanız dinsizlerin teistler ile münakaşa etmesindeki temel amaç dinsizlerin teistleri aydınlatmak istemesidir. inandığı tabuların yanlış olduğunu gösterme sevdasıdır. dinin afyon olması da şundandır: adam seni sömürür, adam kadını öldürür, adam işkence eder, adam insanlık dışı davranışlarda bulunur, adam içkili araba kullanıp aileni katleder, adam eğitmez, adam süründürür, adam soykırım yapar vb. sen bunları televizyondan seyredersin, kendini çok çaresiz hissedersin. yapacak bir şey yoktur bu zülumculara karşı. ve onu tanrı'ya havale edersin. artık her şey güzeldir. tanrı onu cehenneminde yakacaktır. oohh mis vallahi çare bulundu. işte bu son bahsettiğim düşünceler, onların sizin aklınızda bulunmasını istedikleridir. sorumluluk duygusunu azaltır. bir anlamda uyutur. bir taraftan onlar bilmektedir ki ölünce toprağın altına gireceğiz. tabii bu süreçte adamlar bölünmüş, uyutulmuş toplumu istedikleri gibi yönetmiş olacaklardır. biz de diyoruz ki : uyanın ! artık sorumluluk almamız lazım, bu pisliklerin hepsini yalnızca biz düzeltebiliriz. üstelik sadece bu dünyada ! dindarların, 'ya tamam sen dine inanmıyorsun ama inananlara da saygı duy' demesine de tepkimiz bu yüzdendir a dostlar !
masumane şirin bir kasaba...mı acaba ? türkiye'nin nato üyeliğinden sonra açılmıştır. emekli peder orada itfaiyeci olarak çalışmaktaydı. küçücük yere yapılan devasa itfaiye istasyonunu görünce hiçbir bilgisi olmayan insan bile ''bu ne lan ? '' demektedir. neden ? çünkü orası harbiden de küçücük bir yerdir ve evlerin hemen hepsinde otomatik yangın söndürme sistemi vardır. peki o zaman neden bu kadar büyük ? tabii ki bu istasyon sıradan yangınları söndürmek için değildir. olası bir yangın halinde toprak altında bulunan nükleer silahların patlamasını önlemek için var olmuş olabilir mi mesela ? itfaiye istasyonun içinde bulunduğu yerin dev gibi bir askeri havaalanı olması, buranın ne tür amaçlara hizmet ettiğini açıkça ortaya koyuyor sanırım. kimi ülkelerin abd tarafından bombalanmadan önce buranın son durak olarak kullanılması da bir fikir verebilir. keşke güzide adanamız böyle bir yere ev sahipliği yapmıyor olsaydı.
en fazla cemaate sahip hıristiyanlık mezhebi katolikliktir. bu da onların ibadethanesidir anlaşıldığı gibi. benim fikrime göre (ki çoğu kişi katılıyor), insanlık tarihinde insanlığa en fazla zarar veren kurumdur. tamam, bütün dinler kötü ama islam bu kadar örgütlenememiş, belli bir alanda ortaçağ aktivitelerini sürdürmüş ve sürdürmektedir. örgütlenebilse o da beterini yapardı yani. gelelim neden bu kurumdan nefret ettiğimize ;
1- kondomu yasaklayarak afrika'da aids yayılmasına sebep olması.(nasıl bir cahillik bu?)
2- kök hücre çalışmalarına 20 yıl civarı bir süre boyunca engel olması. (bugün kanserden ve diğer birçok hastalıktan kurtulmuş olabilirdik.)
sadece güncel iki sebep yazdım. yazmadığım günceller, güncel olmayanlar ve öldürülen bilim adamlarından bahsetmiyorum bile. orta çağdaki vahşilikleri hepimiz biliyoruz. cia'den bir temsilcinin periyodik olarak papa ile görüşüyor olması günümüzdeki güçleri hakkında da biraz bilgi veriyor sanırım. öyle değil mi ?
''hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, kafasını tuğlaya çarpınca ölmeyip, kaplumbağaya değince ölen mario'dan öğrendim.'' cümlesinin bir örnek oluşturduğu durumlar.
