Kanun tarafından özel olarak düzenlenmiş emre yazılı senetlerde, senet içinde bulunan hakkı devretmeye yönelik yazılı bir irade beyanıdır. Ciro çekten doğan hakları devreder, ciro edilen kişi bu hakları şartsız ve devren iktisap eder.
firmaların mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak vadeli, fatura veya fatura yerine geçen bir belgeye dayanan alacakların(çek, senet) faktoring şirketi tarafından temlik alınması yoluyla, finansman, garanti ve tahsilat hizmetlerinin sunulduğu bir finansal kurumdur. En genel anlamı ile, mal ve hizmet satışlarından doğan vadeli alacaklar'ın temlik yolu ile bir faktoring kuruluşuna devredilmesi ve bu alacakların faktoring kuruluşu tarafından yönetilmesidir.
dumansız hava sahası mevzuuna sigara içenlerin koluna damga vurarak çözüm getiren mekandır.
dışarı çıkıp sigaranızı içiyorsunuz sonra kolunuzdaki damganızı görevliye gösterip, girip eğlencenize devam ediyorsunuz.
damgalı eşşek gibi hissediyor insan kendini. ilginç olmuş tabi.
toplum içinde bu şekilde yer edineceğini düşünen kişiliği oturmamış bünyedir.
ayaklarından tutup başaşağı sallasan bu genci, ceplerinden dökülen para içtiği sigaranın parası kadar bile yoktur.
anasına babasına yazıktır. tedavi edilesi, kişiliği düzeltilesidir.
yanlış bu sözcükler,
yanlış bu dokunuşlar,
yanlış bu anlaşılma isteği.
bir sokaktan,
kendiminkine nasıl geçmeliyim. sınırlarımı böyle yitirmişken...
inan bıktım bu sözcüklerden;
karanlık, gece, çocukluğum,
korku, yeni sevgilim.
afrika, çilek tanrıçalar ve
çalan telefon zillerinden bıktım.
bir de kırmızı rujdan.
kendi fotoğrafına gülümseyen, kendi içkisinde boğulan, kendi annesinin celladıyım.
buyum işte, başka türlü nefes alamam. çocuk da doğuramam.
hadi nefes al !
cuma geceleri mojo da sahne alan, ilk dinlenildiğinde kendilerine hayran bırakan, daha sonrakilerde can sıkan gruptur. zira hareketler, repartuar aynı. şarkıların sırası bile, o derece.
işinizi sevebilmeniz için en iyi etkendir.
sabahları daha bir özenle hazırlanırsınız. şiş gözlerle karşısına çıkmamak içindir ki kuşluk vakti uyanır, gardırobun önünde onu giyip bunu çıkarırken işe mütemadiyen geç kalır, patronunuzun hain bakışları altında masanızdaki yerinizi alırsınız. şevkle çalışır, akşam olmasın istersiniz. patronunuzu bile seversiniz o derece...
(bkz: ben bugün bunu gördüm)
her gittiğimde cam kenarı masaların rezerv edilmiş olduğunu görüp dumur olduğum, kıyı köşe masalarda vakit geçirdiğim, gecenin sonunda bu masaların halen boş olduğunu görüp sinirlendiğim, ukala garsonlarına ve bu kadar olumsuzluğa rağmen gitmekten vazgeçemediğim muhteşem istanbul manzarasına sahip mekan.
(bkz: kumbaracı yokuşu)