sözlükte sayısız kere yapılmış olan saçma salak bir hareket. cidden komik falan da değil. adamın nickine akrostiş yapanlar bile var. yazık lan! yapmayın ne olur.
bir iddiadan ziyade bir gerçekliktir. şöyle bir göz gezdirdim... hım... ciddi ciddi zeka sorunları olan yazarlara başladım. salak salak başlıklar açmalar, herkesin bildiklerini sanki yeni keşfedilmiş gibi piyasaya sürmeleri falan... cidden can sıkıcı. bakın bu bir genelleme falan da değil ha! bazıları dedim. ama elbette gerzek olanlar bunu genelleme gibi algılayacaktır.
beladır. fenadır. biyoloji bilimine aykırı gibi dursa da üzülerek söylemem gerekir ki bir arkadaşımın başına gelendir. arkadaşım tam üç yıldır dişi sineğe bile vuramadı. bu da yetmezmiş gibi kendisi "ben 31 çekmiyorum" triplerine girdi ve bunu arkadaş meclisimizde gururla anlattı. sonuç bu.
tam olarak ne mi oldu?
çocuğun penisi ne zaman kalksa acı çekmeye başlıyor. üstelik tam anlamlıyla bir ereksiyon söz konusu değil. yarım yamalak kalkıyor yani.
arkadaş- turkonazi bana yardım et.
ben- o penis intihar etmedi ya sen ona şükret.
arkadaş- ama ben 31 çekerek kendimi kandıramam.
ben- ya siktir git. penisin gitti halen rol kesiyorsun.
acımayın böylesine kızlar. gülücük bile atmayın.
bağırsaklara sıkı sıkı sarılmış dışkının anüsten dışarıya ilk adımını attığı anda ağır çekime alınmış hayatını otomatik market kapıları kadar lüks bir konfora getirme arzusuyla belirmiş fikriyat.
dışkı anüste sallanırken bunu fark eden sensör, kapağı açacak ve diski, iğrenç halk dilinde bok yolu olarak tabir edilen yolda hayatına devam edecektir.
sonuçta bok, sıçıldıkça büyür.
az sonra gözlerin kısılacak ve inlemelerin bu dört duvar arasında nüanslanacak, bacak aralarında dalgalanan bir çok sinirsel hareket sayesinde meme uçlarında biriken kar tanelerini soğumak için dil ucumla dokunacağım...
ve sonra biteceğiz. kolun kanadın düşecek, öylece avuç içleri fezaya bakacak, demenin 1- 2 saniyelik göz ucu tavsiri.
dünyanın dönüş hızında yürüyorum... böyle olması gerekiyor ki yorulmayım. dünyaya dünya gibi davranmalı insan, kadına kadın gibi yaslanmalı, gölge etmeyecek bir ağacın yemişinden tatmak, adem' in yasak elmasını ortasından delip mastürbasyon yapmaktan farksızdır. kadınlar sevişmek için vardır, erkekler de öyle. bu dünyaya sevişmek için geldik. işteş fill.
karşı gelen mi var he ?
hah ! sizler... ancak resmiyete düşen bir diasporayla yaşıyor, evlilik denen bu koca aldatmacanın içinde kadınlarınıza ömrü boyunca tecavüz ediyorsunuz.
günün yorgunluğu gözlerine yüklemiş nice dilekler hazinesiyle dağları, dağların üstünde tüten bulutların eşsiz semasını izlerken iki dağın arasında bariz olarak penis şekli alan kara bulutun popoya benzeyen dağların arasında gidip gelmesidir.
yahu dedim, dünya bir sağa dönüyor bir sola her halde. sonra avuttum kendimi, doğanın da bazı ihtiyaçları var... o da orgazmı anal seksin faydalarını bilmeli...
sonuçta tanrı zencidir. kara bulut olmasının nedeni de bu olsa gerek.
saygısız biri. henüz üniversite öğrencisi iken tanıştığım ve unutmak için nice geceler içkiye sarıldığım akademisyen. bakışları ile beni yiyen bu seksi asistan baltayı taşa vurduğu gerçeğini kabul etmedi gitti. olan benim eğitim hayatıma oldu.
bir gün panoda adımı gördüm. hemen falanca asistanın odasına git yazıyordu.
asistan- hoş geldiniz turkonazi bey.
ben- buyrun hocam beni emretmişsiniz.
asistan- estağfurullah. sadece rica ettim. beni bi'siker misin?
ben- nasıl yani?
asistan- bir kadın olarak seni arzuluyorum.
ben- bu normal ama bunu yapamam.
asistan- nedenmiş o?
ben- yataktaki performansımdan çok etkilenip bana fazla not verebilirsiniz. ben hakkım olmayan bir şeyi almam.
asistan- okul bitene kadar bekleyemem ama.
ben- olmaz demek olmaz demektir. sizi sikemem hocam.
elbette kadın normal karşılamadı. beni bıraktı o dersten. o yiyici bakışları hep yaşadı gözlerinde. gayet seksi idi ama prensiplerm gereği yapamadım bunu.
hem sevgilim vardı o sıralar. sevgilimi de aldatamazdım. gerçi o beni en yakın arkadaşımla aldattı ama olsun.
başarıdır. bir arkadaşımın bana ballandıra ballandıra anlattığı ve benim bir türlü anlam veremediğim bir şey. olay anladığım kadarı ile okey oynama kisvesi altında seks partneri aramak gibi bir şeymiş.
ben interneti partner bulmak için kullanma olayına karşıyım. sonuçta dışarıda istediğim hemen hemen her kızı elde edebilecek karizmaya sahibim. ama ne yazık ki bu ayaklara bulaşan arkadaşlarım yok değil.
arkadaş- turkonazi oğlum ne yaptım bil.
ben- gerçekten umurumda değil ve bana bir daha oğlum diye hitap etme.
arkadaş- kanka face okeyden kız düşürdüm ve götünden siktim. üstelik işim bitince de kızı evden kovdum. daha sonra ise facede duvarına nasıl siktim o götü yazdım.
ben- müsadenle facebook hesabımı kapatacağım. sizin gibi tek hücreliler ile aynı ortamda barınmak istemiyorum.
sonrasında facebook hesabımı süresiz dondurdum. sanırım bir daha da açmam.
az önce bir arkadaşımın msn'de yaptığı hata. korktum elbette. turkonazi- neden paylaştın o salak videoyu?
arkadaş-geyliğime turkonazi- anlamadım.
arkadaş- geyiğine pardon turkonazi- tamam siktir git şimdi.
arkadaş- gay olsam siker miydin beni? turkonazi- hayır.
arkadaş- siksene beni. turkonazi- olmaz.
arkadaş- gayim ben. turkonazi- ok. siktir git.
mutluluk insanın hayatı boyunca aradığı ve uğrunda nice mesailer -hatta ömür- harcadığı bir his. aidiyet ve huzur insanı güzel hissettiren ve geceleri rahat uyumayı sağlar. nice geceler bir kara delik ile sabahlara merhaba demişizdir değil mi? nice geceler bilinçaltımızın bize yaptığı şakalar ile sıçramışızdır yatağımızdan.
huzur, başka elleri annemizin ellerine tercih ettiğimiz gün bizi terk edecektir ve ömrümüz onu tekrar yakalama uğraşı ile geçecektir. iş, para, yuva... hepsi ama hepsi yaptığımız bir hatanın neticesine zorunlulaşmış gereksizlikler.
mutluluğu bulmuş bir kız işte. gözlerinde uzun süredir uzaklarda olan bir ışık ve yüreğinde özlemini çektiği güven. bunlar güzel şeylerdi onun için. artık nefessiz kaldığı günlerde başını yaslayabileceği bir omuz vardı.
ilişkiler ilk başta platonik başlar. bakmak, dokunmak ve bilmek... bunlar yeterlidir ilk etapta. sonraya doğru işin rengi değişir amiyane tabirle. evet artık bedensel birleşme ve vücut alışverişi vaktidir. ancak toplumumuzda tabu olarak varlığını sürdüren ve kadınların haz dünyasına düşmanca bakan şeyler ne olacak? şimdi yaşadığı ve güzel kokan bu huzuru evlendiğinde de bulabilecek mi? bekaret evet... bir kadını kafese koyan ve hazlara bakmakla yetinmesini isteyen bekaret.
erkeği mutlu olmalı ki mutlulukları daim olsun. daha doğrusu nasılsa bir gün bitecekse ve bugüne kadar hep böyle olmuşsa en güzel şekilde bitsin.
bekaret ile hapsedilmiş bir kadın mı suçludur yoksa onu bu kafese tıkan köhne zihniyet mi?
a-bunu yapmak zorunda değiliz! canın yanar ve ruhun kirlenir.
k-ruh dediğin şeyi kaybedeli çok oldu. toplum buna zorladı beni ve ben büyüdükçe ruhum yok oldu.
a-bunu yapmak zorunda değiliz. güzel anılarımızı bununla kirletmek?!
k-bunu yapmak zorunda değiliz ama yapacağız! ve iyi hissedeceksen söyleyeyim, suçlu olan biz değiliz.... tek suçlu o var etmek için her gün kendimizden tavizler verdiğimiz toplum.
fedakarlık nedir? tanımını tam olarak ne şekilde yapabilirsiniz? canının yanması pahasına erkeğini mutlu eden kadındır fedakar! ve sanırım fedakarlık kadınlara has bir özellik. anne olan da onlar değil mi?
sanırım biz erkekler kadınlar kadar düşünceli olamayız. onlar kendilerinden önce 'biz'i düşünür. biz ise kendimizden başka kimseyi düşünmeyen ancak kadınları bencillikle suçlayan aciz insanlarız.
bir kadının ağlaması ile gözlerinin yaşarmasını karıştıran erkekleriz.
bir dayatmadır. insanın vücudunu nasıl kullanacağına dair bir dayatma. hayatın zevklerinden mahrum bırakılmak gibi bir şeydir... düşünsenize! sigara, alkol ve güzel yemekler yok. ama ne var? uzun yaşam? peki güzel şeyler yeyip, güzel şeyler yapmayacaksak ne anlamı var fazla yaşamanın? şahsen ben sağlıklı yaşam dayatmasına karşıyım. istediğin gibi yaşamak olayı daha çok bana göre... anı yaşamak ve asla pişman olmamak... işte bahsettiğim şey bu.
sigara, kırmızı et ve alkol... işte benim aradıklarım bunlar. isteyen ot gibi yaşayıp kendisine saygısızlık yapabilir.