Radikal gazetesinde çıkan haberden sonra iyice kafaları karıştıran durum. hakan şükürü kadrosuna kattığı söyleniyor, şuan orta sahaya takviye arıyorlar.
yönetimden talepte bulunan insanların %99unun sonuç alamadığı eylemdir. ben başardım vesselam. 7 sezondur liverpool u fırtına gibi kopararak başardım. önce 55000 e yükseldi kapasite. stad istedim 2-3 sezon yapmadılar. bu sezon sonunda yeni stat projesi açıklandı ve benim soyadımı verdiler oyun süprizlerle dolu amk!
bu nedir yahu. bir de buna inanan var. kardeşim, güzel insan, senin sigarandan çıkan gaz flor mu ki yeşil renkli çıksın ya. manyak mısınız bir de diyor ki sigarayı boyadım dumanı değişmedi. ulan öküz, ulan cahil, ne absürt insanlarsınız ya. acıyorum size amk tütünü boyasan yine aynı rengi verir ulan karbon monoksit o amın evladı!
nasıl bir ergenliktir? şahsen beni sözlüklerle tanıştıran cümledir bu, kardeşim geldi bir gün, "abiyyyyy ekşi sözlüğü biliyo musun fenerbahçe yazınca dünyanın en iyi kulübü yazıyor!!!" dedi, bir merakla girdim baktım, yaklaşık bir 8-9 sene önce.
yahu kardeşim, siktir edelim benim tanışma merasimimi. ama bu nasıl bir ergenliktir ya. ilerde senin çocuğun orda entryni görüp "bak amına kodumun salağına bak bir de baba olacak!" demez mi? fanatik ol her bok ol ama bu kadar ergen olma yahu, ayıptır, utanmasan bandırmasporu "şampiyonlar ligine katılması an meselesi olan takım" diye tanıtacaksın. edep yahu!
ben orta insanıyım kardeşim. ben ne kemalist ne şakirtim, ben milletçi bir insanım, kafir mustafa kemal diyeni de sübyancı muhammed diyeni de yakasım geliyor.
sizi bilmem ama benim çevrem sadece orospu çocuğu diye haykırmak istiyorum. ulan herkes mi birbirinin arkasından atar. kızın babası vergi levhası bile olmayan kaçak bar işletir bu koduğumun kayserisinde, kız der ki ben kafeye falan gitmem erkek vardır. sevgilime gidip ayrıl o şerefsizden derler gelir yüzüme kardeşlerin bitanesi nasılsın naraları atarlar. bıktım anasını kemireyim ya.
erkek denilen olgu, bırak yüzyılları yaradılışından beri uçkur peşine düşen olgudur. sikinin dikine gitmek tabirini son nefesine kadar da uygulayacak canlıdır. nerden biliyon derler adama, ulan ben de erkeğim, kaç erkek biliyorsam da hepsi aynı.
kızlar şimdi bu yazıyı okuyunca, en yakın arkadaşlarınızı bi gözden geçirin, size sarılan erkek, elini omzunuza atan dalyarak zihinsel bir ereksiyon geçiriyor, eve gitti mi babacım, evde de fizyolojik ereksiyon. kan bağı olmayan erkeğe karşı cinsinden kardeşim o yaaaa diyen kız da ya çok saftır ya da aranıyordur abicim.
ben neler gördüm, bana gelip kanka kardeşim o yaaaa muhabbeti döndürüp ortak erkek muhabbeti olduğunda ulan o kucakta ne hoplar beee diyenler, zihinsel ereksiyonun doruklarında tura çıkan maneviyatsızlar.
şimdi okuyanların çoğu da diyecek ki ulan godoş biz zaten bilmiyor muyuz bunları. biliyorsunuz babacım, içim sıkılıyor anlatmak istiyorum ben. geçmişte yediğim kazıklar aklıma geliyor anlatıyorum. erkeğe güvenilmez lan, erkek erkeğe güvensin ama kız erkeğe güvenmesin, etmeyin lan. beyni sikinde olan bi canlıya nasıl güveniyosunuz.
sözlük moderasyonu karşıt görüşlü bir yazarın konu ile ilgili herhangi bir entrysini görüp direk siliyor. bu kadar da şahısçılık bu kadar da ego fazla kardeşim. gereğini yapın, buraya gelip uluorta 3. şahsa küfür etmeden ırkçılık yapmadan hakaret etmeden güzel ve karşı görüşlü entryler giriyorsak bunu silmeye hakkınız yok. bazı mankafalara sesleniyorum gidin götünüze pamuk sokun selanızı ben okuyacağım. kafasına göre entry silen modlarla ilgili gereğinin acilen yapılmasını arz ediyorum.
türk dizilerinde klasikti önceden. işte 18lik çıtır kız alıcam falan diyen lavuklar vardı. ama çıkardıkları kadınlar folloşluktan tövbe estağfurullah genital bölgesi dizine kadar inmiş 25 26 yaşında kadınlardı. 18 yaş dediğin yeni liseden mezun olmuş kızdır. %99unda öyle dolgun ve düzgün göğüs möğüs olmaz. olanların %99u da öyle filinta gibi değildir, şişmanlıktandır. filinta gibi olanlar da allahın hikmetidir zaten.
liseden yeni çıkan kız abazalığın ve ergenliğin doruklarında bile olsa 45 yaşında bi adamla kaçmaz, ilişki kurmaz, ilişkiye girmez. halkımızı böyle oyaladılar, beyin yıkadılar. şimdi arkadaş kız arkadaşını anlatıyor, 18 yaşında diyor benim aklıma seneler önce çocuklar duymasında bir sahneye katılan, pınar altuğun babasını canlandıran müsteşar beyin sözde 18 yaşındaki motor pardon motorcu sevgilisi aklıma geliyor, kızı bir görüyorum alakası yok bildiğin liseli, siyah çorap dizde etek belki daha yukarıda, beyaz okul gömleği içinde 80-85 beden sütyen. evet galiba arkadaşımın sevgilisini kesiyorum böyle bir kanıya vardım. ama diyeceğim o ki beynimizi çok yıkadılar, halka abazalığı soktular. oyuna gelmeyelim.
türkiyede yapılan din ve inanç araştırması sonucu yazıyla üçyüz bin ateist barındırıyor ülkemiz, bana gelip de kimse sormadı nesin sen diye ama olsun. lakin bu 300.000 lik nüfusun babasıyla birlikte cumaya bayram namazına giden liseli kısmını, klavye ateistlerini çıkarmak gerekirse sayı muhtemelen 50.000 i bulacaktır.
büyük ihtimalle önümüzdeki yüzyılda deyimler arasına karışacak bir benzetmedir. nihat doğan isimli yurdum sanatçısı, amatör küme teknik direktörü, saçmalamalarıyla bizi kahkahaya boğan insan, ssg yi rezil edeceğini, yapamazsa da etek giyeceğini, uludağ sözlüğün kapanacağı iddialarını ortaya atmıştır, elinde hiçbir kanıt olmadan böyle büyük iddialarla gündeme gelmeyi deneyen nihat doğanın dikkat çekme çabasını tebrik eder, ismi nihatın bir çok platformda, türkçe microsoft wordde bile kırmızı çizgiyle altının çizildiğini hatırlatırım, saygılar sayın nihat doğan.
Yazacaklarımın yorumlanması için lise felsefe dersini bir iki defa dinlemiş olmanız bile yeterli olacaktır. asla amaç bir inanca saygısızlık etmek veya herhangi bir şahsın beynini yıkamak değil, sadece felsefeyle içli dışlı biri olarak saptadığım birkaç düşünceyi ve olguyu aktarmak.
insanlar varlığı ve genel kişilik özelliği olarak pragmatisttir. yani kimse işine yaramayacak bir şeyi, fayda sağlamayacağı bir şeyi asla yapmaz. eğer düşünürseniz bunun ne kadar doğru olduğunun farkına varacaksınız. peki madem, ateistlerin inancı ya da daha doğrusu inançsızlığı, tanrının olmaması düşüncesi insana bir fayda katar mı? katmaz. tanrının varlığından ona inanmayan biri asla etkilenmez. insanın amacı dünya hayatının tadını çıkarmak yani istediğini yapmaktır, inanmadığı tanrının varlığı onu alakadar etmez. inanmamasına da gelince benim düşünceme göre insanın inanmamasının bir sebebi olabilir, tanrıya inanıyorum ama kuralları beni bağlamaz demek yerine tanrı yoktur ki ne kuralı demek. sadece ve sadece pragmatizmden ibarettir insan, müslüman da ahiret inancına göre diğer tarafta rahat etmek için tanrının kurallarına uyar.
aslına bakılırsa hiçbir felsefeyi eleştirmek hoş değildir ancak ateizm bana ve benim felsefeme göre kendi içerisinde son derece tutarsızdır. yani ateist olmaktansa deist olmak insana bir şey kaybettirmez, bir şey de kazandırmaz.
not: olumlu veya olumsuz herhangi bir eleştiri, yorum vs. yapmadan önce felsefi bilginizin cidden var olduğuna emin olmanızı arz ederim.
bir erkek ismiymiş, tekirdağlı bir eleman yeni tanıştık. çok güldüm ismine aranızda ismi orhal olan tekirdağlı şoparların olup olmadığı bende büyük bir merak konusu. merhaba orhal kardeş eksi at.
en basit örneklerden biriyle ben başlayayım. gerek burdaki gerek başka bir bayan olsun burada benim yazdığım küfürlerden birini görünce "hiiiiğğğh terbiyesiiiz" falan demiyorlar, demeyecekler. onlar da gülüyorlar sanki hiç mi küfür bilmiyor insanlar yapmayın allah aşkına. bu kadar saf temiz aile çocuğu rolü oynamayın erkek yazar arkadaşlar.
bir takım olaylarda verilecek değişik tepkiler veya iç konuşmalardır. mesela kendimden örnek verecek olursam, hamile bir bayan görünce "ulan şu işe bak kocası ne biçim patlatmış" diyorum. örnekleri çoğaltmak mümkün, aman uzak duralım.
eksi atmamak için kendimi zar zor tuttuğum entrydir, elbette ki kezban kızlarımız vardır ve dalga geçme hakkına sahip olmasa da dalga geçen erkeğimiz bulunur lakin anneye vs. laf etmek küfürü hak etmektir sayın bayan çaylaklığa düşmeyeceğimi bilsem size burda ana avrat söverdim, eksinizi atabilirsiniz, iyi günler
Çocukluğuma rastladım dün sabah. Yarısı harabe görünümlü eski bir mahallenin kaldırımlarına oturmuş vaziyette. Kısacık sacları, yaşlar akan gözleri, kahverengi kadife pantolonu ve sarı bozması gömleğiyle tanıdık geldi bana.
Yitirdiklerini düşünüyor gibiydi. Tamamen yalnız bir vaziyette. Kaybettikleri ve elinde tuttukları arasında gidip geliyordu. Sık sık burun çekip iç geçiriyordu. Benim küçüklüğümün duyguları bunlar. Cebinden eski bir kumaş peçete çıkardı. Gözlerini sildi ve arkasındaki poşete uzandı.
Birden yükselen duygular gibiydi, ayağa dikildi. Ok gibi fırladı yerinden. "Abla peçete alır mısın?" diyordu ancak peçete değil de kendi umutlarını satıyor gibiydi. Kim bilir daha kaç gözyaşı döken ufaklığın gözlerini silecekti.
Köşe başında üç kişi belirdi. Bu sefer umutlandı çocuk. Yanlarına yanaştı. "Abi, abla peçete alır mısınız?" dedi. Ters ters bakan kız son derece utanç verici sözler sarfetmeye başladı. Küçük çocuk aşağılandı. "Önce kendi burnunu sil Allah'ın züğürdü lafını duyar duymaz "haklısın abla" dedi. Gözlerinden yaşlar aktı. Ve koştu ufaklık mahallenin içine doğru.
Küçüklüğüm yeniden yok oluyordu. Bu sefer izin vermeyecektim. Gittim peşinden. Soba dumanından sis ve koku bürümüş mahallede sessiz çığlıklar attı ufaklık. Yoruldu, yorgun düştü. Yavaş yürümeye başladı. Ürkekti, sürekli etrafını kontrol ediyordu. Ezilmenin verdiği his resmen yok etti onu. Kapısı kırık bir barakadan içeri girdi, yüreğinin arka odasında dolaşıyor gibiydi. Sevdiği insanlar oradaydı, morali düzeliyordu.
Bir süre sonra yırtık bir kabanla dışarı çıktı. Bir araba gördü, bekliyordu kenarda. Son umuduydu, yapıştı cama. "Abi!" dedi, "peçete vereyim." Aldırış etmedi arabadaki. Sonra ellerini cama vurmaya başladı çocuk, sabrını taşırdı içerdekinin. Yavaşca gaza bastı şoför, çocuk da onunla yola fırladı. Yola fırladı hiç düşünmeden, umutları uğruna. Ve o sırada başka bir araba çocuğa çarptı.
Çocuk anında yere düştü. Yardım etmek istedim, yola doğru yaklaştım ancak yerdeki beden sarı küllere döndü, etrafa uçuştu. işte o an farkettim ki, giden geri gelmiyor, ben çocukluğumu çoktan kaybettim.
her şeyden önce bu yazıma hem incisözlük hem de uludağsözlük yazarı olduğumu belirterek başlamak isterim. bilesiniz ki olay asla bilmeyen bir kişinin yazdıkları değildir.
incisözlük, halk tarafından kötü insanlar olarak nitelendirilen insanları barındıran kocaman bir ailedir. herkesin içinde bazı şeylere karşı çıkma isteği vardır, kimse açığa vurmaz bunu, bastırır. ancak incisözlük yazarları bu anarşiyi dillendirmiş insanlardır. halk tarafından vatan haini olarak bile nitelendirilebilirler. ki bunun sebebi, uluslararası bir hacker grubu olan anonymous un tib ve diğer bir takım devlet sitelerine saldırısını incisözlük grubunun desteklemesidir. karşı çıkan olmamış mıdır peki?
ben gibi birçok milliyetçi yazar buna karşı çıkmıştır, çünkü açıkçası aklımız ermemiştir. tamamen özgür olmanın gereksinimidir çünkü bunu yaptıran, düşünce özgürlüğü kısıtlanmaktaydı çünkü.
aynı zamanda incinin temel felsefelerinden birisi de ortak ahlaki bir yargının bulunamayacağıdır. bu yüzden inci topluluğunun tek ayıpladığı terbiyesizlik, kutsal birer unsur olan vatan, ana-bacı, bayrak ve dile hakarettir. din unsurunu elbette katamayız içine. incinin içinde her platformdan fazla ateist-deist yazarın olması sebebiyle din konusunu karıştıramıyoruz. yalnız incide dine edilen hakaret "dini karıştırma oç admin" şeklinde protesto edilir.
he, evet. oç denilen olay %80lik kısmın sandığının aksine açılımı bulunmayan bir kelimedir. "oç, piç, zanza, çaça, panpa" ve daha birçok hitap biçimi bulunmaktadır incide. inci sözlük yazarlarına bu gözle bakınız. her biri toplumdan dışlanmaya yüz tutmuş yazarları ancak bu biçimde anlayabilirsiniz.
inci sözlük aleyhine yazılan, çizilen bir çok haksız figür bulunmaktadır. ancak "susmak da bir erdemdir." der karışmaz inci sözlük... sözlüğün "liseli" tabiriyle aşağıladığı bir takım insanlar bulunmaktadır. bunlar ise genelde türkçeyi katleden, ve kimi zaman insanın içini sıkan, biraz da zeka özürlü şahıslardır. inci sözlük son dönemde "liseli" barındırmaktan geri kalmamıştır elbet. yazar nicklerinin sonunda 1999 yazanlar bile vardır.
inci sözlükteki bu liseli sayısındaki artış, ben de dahil bir çok yazarın canını sıkmıştır. hatta bazı yazarlar kendilerine yeni sözlük açıp ortamı ferahlatmayı denemişlerdir. avare.be, güvercin, sıfır sözlük bunlardan bazılarıdır. sözlük formatı hepsinde aynıdır, forum/chat tarzı entry girmek serbesttir. saçmalamayanlara küfür edilir. anarşi demiştik ya, incide dalga konusu yapılmayan bir olay bulmak zordur.
şimdi gelin inci sözlük ailesine bu pencereden bakın. hepsi bu çağın inci yürekli abazalarıdır, bunu siz de görebilirsiniz.
tüm sorumluluğu üstlenerek teşkilat ortamını oluşturmayı kabul eden yazarlarımızdan oluşan bir teşkilattır. ülkücüler ve ülkücülüğü merak eden yazarlarımız katılabilir. katılmak isteyen yazarlar isteklerini belirtsindir.