16 Türk devleti efsanesini, sayın Tekin Ererin Ocak 1969`da kendi sütununda yazdığı “Türklüğün 16 Avizesi” başlıklı makaleden öğrendim. Bu makalede sayılan 16 devlet arasında Samanlılar gibi Türk olmayan devlet bulunduğu gibi Akkoyunlular, Karakoyunlular, Safeviler, Mısır Kölemenleri gibi büyük ve muhteşem Türk devletlerinden bahsedilmeyişi, hele cihan tarihinin en büyük imparatorluğu olan Çengiz devletinin anılmayışı konuyu daha başlangıçta sakat hale getirmektedir .
Bundan başka 16 devlet telâkkisi bizim millî ülkümüze, büyüklük düşüncemize, süreklilik vetîremize aynı zamanda tarihî gerçeklere de şiddetle aykırı düşmektedir.
16 büyük devlet… Tabii, Karamanoğulları ve daha küçükleri gibi ötekilerini de sayınca bu rakam kabaracak, en aşağı 50 devlet olacaktır. 50 devlet kurmayı bir başarı saymak, ilk bakışta mümkün gürünebilir. Fakat madalyonun ters tarafına dönünce iş tamamiyle değişir. Adama sorarlar: Elli devlet kurdun da neden hiçbirini yaşatamadın? Neden kala kala orta çapta bir Türkiye Cumhuriyetine kaldın?”. Zoraki tarih bilginleri tabii bu sorunun cevabını veremeyeceklerdir. Çünkü tarihî gerçek hiç de öyle değildir. 16 veya 50 devlet kurulmuş değildir. Gerçekte anayurtta bir, nihayet iki devlet kurulmuş, anayurt dışında da buna üç beş devlet daha eklenmiştir. O kadar. Bizi asıl ilgilendiren anayurdumuzdaki devlet olduğuna göre de konu bir veya iki devletin tarihinden ibaret kalmaktadır. Bu iki devlet Türkistan ve onun uzantıları olan doğu Avrupada kurulan devletle bugün Türkiye dediğimiz devletin kurulduğu Önasya bölgesindeki devletten ibarettir ve ikincisi birkaç defa birincisine tâbi olmak suretiyle tarihteki Tek Türk Devleti prensibini devam ettirmiştir. Tek Devlet düşüncesi sembolik de olsa son zamanlara kadar devam etmiş, meselâ Sultan Aziz zamanında Doğu Türkistan”dan Çinlileri atan Atalık Gazi Yakub Han, Türkiye Devletini kendisine metbû tanımıştır.
Herşeyimiz gibi tarihimiz de henüz kesin şeklini almış değildir dedik. Bu yüzden okullarda çocuklarımıza millî tarih terbiyesi verilememektedir. Tarihlerde hâlâ Sümerler”in veya Hititler”in Türk olduğu hakkındaki hezeyan tekrarlanmakta, bunu inanmadan öğrenen çocukta millî tarih sevgisi diye bir şey kalmamaktadır.
Türk tarihi bir bütündür. Devlet denilen nesneler ayrı hükümdarlar, hanedanlardır. Böyle olunca 16 Türk devleti masalı kendiliğinden yıkılır ve birbirinin devamı olan hanedanlarla Türk tarihindeki birlik karşımızda parıldar
Tayt da dar pantolon da dar arkadaşım, tayt daha ince olabilir ama sonuçta ikiside yapışıyor, bence ikiside giyildiği zaman üstüne uzun bişey giyilmeli.
Cevabını siz değerli abi, ablalarımdan öğrenmek istediğim sorudur.
Sonuçta olmuşsa bile adamlar ölmüş, ölenle ölünmüyor ki arkadaş bide niye diğer ülkeler buna bu kadar taktı onlar çok mu masum
inkar edilemez gerçektir. Bende dahil Çoğu yazarı rahatsız eden bir durumdur, bazen o kadar saçmalıyorlar ki çok gülüyorum onlara yine de yazdıkları şeyler içler acısı.
Bu konuyla ilgili açılan başlıklara baktım da tanrı derken marjinal olmaya çalıştığını düşündüğünüz insanlar varmış oysa ben Tanrı deyince marjinal olduğumu düşünmüyorum, tanrı derken tek bir ilahı kastediyorum peki neden mi allah demiyorum ben türk'üm türkçe konuşurum inandığım değerlere de türkçe isimlerini söylerim.
Aşırı derecede bencilce bir davranıştir. Hayvanlar bize hizmet etmek için yok bu dünyada herşeyi geçtim buna göz yuman sözde müslüman insanlar var ki bilmezler mi Allah'ın verdiği canı ondan başkası alamaz, bu can almakda değil tam bir vahşet sadece ABD de sırf biz kipriğimize rimel sürebilelim diye yılda en az 10.000 tavşan kör oluyor neyse ki kozmetik deneylerinde hayvanların kullanılması yasaklandı ama denetlenebildiği kadarı. Tıbbi deneylerde ise aklınızın alamayacağı kadar kedi köpek tavşan Vs ölüyor, bi canlının çıkarı için başka bir canlıyı harcamak ne kadar doğru?
M.ö 800 lu yıllarda yaşamış olan ve bir maymun türü olan Australopithecusun nesli tukenmek üzereymiş dünya üzerinde hiç bir dişi australopithecus kalmayınca erkek olanlar neslini devam ettirmek istemişler ve at essek katır ne bulurlarsa sikmisler 1 yıl boyunca sikmeye devam etmişler ve bir sürü yavru olmuş sonra austalopithecuslar ölmüşler yeni doğan yavrularda kendileri av bulamayınca açlıktan ölmemek için şehre inmişler insanlar bu tipini siktimin yavrularını nasıl begendilerse artık evcil hayvan olarak satmaya başlamışlar. Bu yavrular insanlarla yaşaya yaşaya konuşma yetisi kazanmaya başlamışlar ve kurtce dilini geliştirmişler sonrası malum zaten her evinde yaşadığı insanın hayatını sikmisler ve 2800 yıl neslini surdurmusler