hiçbir içeriği bulunmayan girileriyle adeta "beni eksileyin lan!" diye çağrı yapan, genellikle trollerin başı çektiği ibnedir. üyesi sayısının daha az, herkesin istediği gibi at koşturduğu sözlüklerde daha faaldirler.
sözlüğü deşarj olmak için kullanırlar.
bütün suçu seri eksi veren ibne'ye atsa da bu da az şerefsiz değildir.
formattan bihaber gibi davranır.
işin garip tarafı ise devamlı boş başlık sıçan bu kitlenin "başlık/entry sayısı yükseltiyorlar" denip ilgili sözlük yönetimi tarafından hoş karşılanmasıdır.
resmin bütününü görememek, bir menüde sadece salatanın ne olduğunu öğrenebilmek gibidir.
ayrıca kahvehane, esnaf muhabbetlerinde yapılacak ekonomik yorumların altyapısını hazırlamaktır.
yine de sadece spor gazetesi ya da spor haberi okumaktan hallicedir.
süper mario'nun güzelim tulumu ve bıyığıyla bir emekçi olması ve her level'in sonunda kaleye kızıl yıldızlı bayrak çekmesiyle ortaya atılmış iddiadır.
fakat aristokrat bir sınıfa mensup prensesin peşinde o kadar level niye koştuğuna dair belirli kuşkular oluşmuştur. yetkililerin aklına gelen senaryolar ise söyle:
senaryo 1: mario proleterya* içine bizzat kral tarafından konulmuş bir casustu. aslında prensesin peşinde koşmuyor, açığa çıktığı için kaçıyordu.
senaryo 2: gönlünü prensese kaptıran mario'nun arkadaşları, lider gözüyle baktığı mario'nun davayı satacağını düşünerek prensesi kaçırdılar. mario bunu gururuna yediremeyip 'ya allah' diyerek yollara düştü.
senaryo 3: o sırada kalbini kaptırmış olduğu leonidas'a varmak için evden kaçan abazan prenses ormanda kayboldu. garibanlıktan bıkan mario, kralın gözüne girip sınıf atlamak için kaçak gelinin peşine düştü.
senaryo 4: demir ökçe'de olduğu gibi varlıklı prenses, işçi sınıfının ezildiğini görüp babasına sendika kurulması için resti çekti. istediği cevabı alamayan prenses saraydan kaçıp süper mario'ya varmak isterken ormanda kayboldu. bunu duyan hissiyatlı mario abimiz kendini prenses uğruna yollara vurdu.
senaryo 5: süper mario, ergenekon tarafından oyuna yerleştirilmiş gladyonun adamıydı. iskender'le buluşmaya giderken kendine prensesin peşindeymiş süsü vermek için böyle bir yol seçti. malum polat ve adamları her yerde.
senaryo 6: mario abimize oyunda boş boş koşturmasın diye bir amaç gerekiyodu. oyununun yapımcıları da olaya romeo juliet havası vermek için hemen kaçırılmış bir prenses yarattılar. e şimdi mario el bimbo eşliğinde ricky martin için mücadele vermesini bekleyemezdik. (belki bekleyenler olmuştur)
durum böyle, iddialar ciddi.
belki de mario da bir kitap yazar ve bizi aydınlatır.
annesinin, babasının düğün organizasyonunda aile dostlarıyla muhabbete dalmasından faydalanmış, ayak altında gezip ortalığı birbirine katan kitle.
garsona bela olan mı istersin, birbirini kovalayıp saçını çeken mi yoksa koşarken kafayı gözü yarıp ailesinin gecesini zehir eden mi.
aslında bunları salon düğününe değil, kır düğününe çağıracaksın. salacaksın açık havaya koşturuyoz, ebelemece oynuyoruz diye ormanda sırra kadem basacaklar.
neyse harekat planı şu:
ben şu pistin ortasında burnunu karıştıranı alıyorum,
sen şu köşede çiçeğe işeyeni yakala,
siz tabakların başında kalın (pastayı elletmeyin)
siz de beni koruyun!
winzip veya muadili programlarda bile görülmeyen mükemmel yetenektir.
söz konusu şoförler, özellikle hafta içinde sabah ve mesai çıkışlarında taşıtın kapasitesinin bir hayli fazlasını içeriye alabilirler.
bir de klima kapalıysa ya da yaz günü ceket ve hırkayla gezen bir yaşlı amca "ben üşüyorum evladım kapatın klimayı!!" diye salık veriyorsa aman sabahlar olmasın.
sizi sahibi olarak gören köpektir. bir de sabidir, yazıktır diyip, acıyıp şöyle kafasını okşadıysanız şıçsanız peşinizi bırakmaz.
en tehlikelisi, sevgilisiyle gezerken köpek fobisi olan erkeğin peşine takılanıdır. bu tür köpekler karizmanızı çizmeye birebirdir.
koşarsınız, oyun oynuyosunuz sanıp gelip üstünüze atlar, kız arkadaşınızın "hımm, arkadaşsınız galiba, seni pek bi sevdi, hahaha" demesiyle karizmanız son demlerine girer.
"hoşt, siiieee" felan dinlemez, gitmez. (daş yok mu lan daş?!)
yolda giden bir köpek meraklısının "oğlum, geeaah" diye köpeği çağırdığı an, sizin en mutlu olduğunuz andır.
toplu taşıtta kimsenin yer vermeye niyetli olmadığı yaşlı amcanın/teyzenin son girişimidir.
bu da etkili olmazsa, dileği yerine gelmeyen ilgili zat "gençliğe bak, biz böylemiydik?" gibi cümlelerden başlayarak bedduaya kadar ulaşan cümleler demetini sunmaktan çekinmez.
ayrıca yaşına istinaden, karşısındaki kişinin alttan alacağını düşünerek alenen hakaret edenleri de mevcuttur.
sesini çok yükseltirse mp3 çaların sesini yükseltiniz.
olmadı, ölü taklidine devam.
fiili gerçekleştiren kişinin ruh sağlığında bazı sorunlar olduğunun göstergesidir.
belki de kişi bir köpek sahibi olmak istemiş fakat ailesinin izin vermemesi, bakım masrafı veya zorluğu sebebiyle onun yerine kuşla yetinmek zorunda kalmıştır.
kuşun duruma nasıl bir tepki vereceği ayrıca merak konusudur.
- maviş getir oğlum onu buraya!
- .....
- öldün mü lan yoksa?
zekilikte zihninin düz duvarlarına düz tırmanan bünyenin bilgisayara oyun ya da program yüklerken "lan yer çekimini niye daha önce düşünemedik?" diyerekten monitörü, olmadı dizüstü bilgisayarı sağa yatırmasıdır.
aynı kişinin uninstall olayına sol yanı da olaya katacağı aşikardır.