japonya'da ortaya çıkan bir olaydır bu, evi olmayan insanlar bilgisayar ve internet olan küçük odaları ucuz fiyatlarla kiralayarak hayatlarını devam ettirirler.
normal apartman dairesiyle kıyasladığınızda hayli ucuz olduğundan, bu insanlar için baya faydalı bir olaydır.
bir dişi kişiyi övmesinden ötürü, destanlar arasında önemli bir yere sahiptir ancak pek bilinmez.
Destandan bir kısmı direk aktarıyorum:
"Ata yurdun elden gitse
Onu geri alacak,
Bağrından çıkan balan yok,
Ana yeri sahipsiz kalsa,
Onu dolaşacak
içinden çıkan irkeñ yok.
Yalnız doğan yalnız özün,
Yalnızlıktan çekeceğin var."
"Ve Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra o isimlerin delalet ettiği şeyleri meleklere gösterip: "Haydi davanızda doğru iseniz, Bana şunları isimleriyle haber verin!" buyurdu." şeklinde olan ayettir.
Talim i esma hadisenin Kuran'da anlatıldığı bölümde yer alan ayetlerdendir. (Bakara 30-31-32-33)
Bu ayet Allah'ın insanı neden yarattığı ve insanın meleklerden neden üstün olduğu ile ilgili bazı sorularımıza cevap vermektedir.
Ayette belirtildiği gibi, Allah Adem peygambere isimleri öğretmiştir. Peki nedir bu isimler?
Burada isimden kasıt dar Anlamda Allah'ın isimleri, daha geniş anlamda ise Allah'ın yarattığı nesnelerdeki güzelliği ve ustalığı görebilme yeteneğidir, tüm cisimlerde Allah'ın üstünlüğünü işaret eden özellikleri görme yetisidir.
işte tam bu noktada insan melekten üstündür; insanlardaki ilim meleklerde yoktur.
Bu noktadan çıkartılabilecek bir diğer sonuç ise, böyle bir ilim ile yeryüzüne gelen insanın muhakkak Allah'a ibadet edeceğidir.
Ama dediğimiz gibi, bu ibadetin kaynağı ilimdir.
Bu açıdan, insanın yaratılmasındaki temel sebebin ilim sahibi olması der isek yanlış yorumlama yapmış olmayız sanırım.
farazi ve kayra'nın hayalet ıslığı albümünün 2. parçası.
sözleri şöyle:
neyin peşindesin bu mabet hangi mabet
ailecek bir kovboy filmi izlemekte saadet
bak bu şehrin şakaları beni bir gün gebertecek
halıda araba gezdiren çocuklar boyuna gülecek
günahı boynuma arada sana da giydirmişsem
pek de kale alma ölüler konuşamaz ki zaten
o gün o küllerin yanında dikildi kaybeden
-seninle iftihar ediyorum böyle yangın görmedim ben-
kumarbazla ahbap kundakçıyla sırdaş
onların bir kini var ki taş üstünde taş koymaz
sermet erkinin o eski smokiniyle
yollarından onlar geçtiğinde aklın varsa gülme
çünkü hepsinin bileklerinde tek bir öfke
merasim eşliğinde şarkı doldu ceplere
dakikalarca dinlenirdi ali tekintüre
evinde patlayınca lamba benden haber bekle
NAKARAT X2
neyin emaresi bu perdeler bu tüller
kim bilir kimin sesiyle tezgahımda kan biler
adı bilinmeyen bir taşradan efsaneler
onlar döndüğünde yıkılacaktır iki yüz evler
kaçın la geliyor sahibi değnek elde
yine mi kaldın arkalarda söyle mümkün mertebe
işte var bir lanet o evin arka bahçesinde
estetik basenle kanımı çektiler gene
sana demiştim sen ölmeden belirttim
oysa dakikasında simsiyah vapurlar izledim
on beşinde suç yirmisinde banker
-seninle iftihar ediyorum böyle vurgun görmedim ben-
tam teşekkül bir rüzgar evine girsin
az buz hainlik değil değil etinden parça kestiğin
koca bir yaz boyunca montun okulun askısında
sana değil ben hala şaşırıyorum bu kalyona
bana inanma cebimde şarkılar var
bir kaç dakika sonra patlar elbet lambalar
sade sen değil gülüyor sermet erkin
sövmeyecektim ancak diyim davetiyeni sikmiyim
NAKARAT X2
neyin emaresi bu perdeler bu tüller
kim bilir kimin sesiyle tezgahımda kan biler
adı bilinmeyen bir taşradan efsaneler
onlar döndüğünde yıkılacaktır iki yüz evler
evet artık bu ülkede kendimi güvende hissetmiyorum ve bu yazıyı da hiçbir siyasi amaçla yazmıyorum; kimseyi karalamak gibi de bir derdim yok.
Ancak ben bu vatanın bir evladı olarak artık sabah kalkıp okula binerken, dışarıda gezerken, metroya binerken kendimi güvende hissedemiyorum.
Ankara'nın kalbinde bomba patlatan kişilerin Türkiye'nin her tarafında eylem yapabileceğine inanıyorum.
ve birilerinden artık bu konu hakkında hesap sorulmasını istiyorum. artık yeter.
Beni bu hainler öldürdükten sonra yine yetkililer birilerini mi kınayacak, yine teröre lanet etmekle mi kalacaklar.
Bir daha böyle bir olay olmayacağına dair yetkililer garanti verebiliyor mu? veremiyorsa neden bu işi yapıyorlar? merak ediyorum.
Ben öldükten sonra yine güvenlik açığı yok diye mi geçiştirilecek? Bu mudur olay?
Ülke yaşanmaz hale gelmiş, kimi kandırıyorsunuz?
Ne zaman nerde bir şey olacağı belli değil. böyle ülke olmaz.
Bir bir ölüyoruz, kimse kılını kıpırdatmıyor, yazık çok yazık.
Suçumuz nedir? Türkiye'de doğmak mı? Ben Türk olmaktan gurur duydum hiç bir zaman terörist faaliyetlere destek vermedim, destek verenin Allah belasını versin.
Ancak gücü olup da bu hainlere ders vermeyen varsa, kişisel çıkarını düşünenler varsa onlarında Allah belasını versin.
1929 yılında yayın hayatına başlayan dergi. türkiye'den ve türkistan'dan meydana gelen bir grup öğrenci tarafından çıkarılan derginin en önemli ismi hiç kuşkusuz mustafa çokay'dır.
Mustafa çokay berlin'de çıkardığı bu derginin türk dünyasının geniş bir coğrafyasında yankı bulmasını ve anlaşılabilir olmasını istemiştir.
Aynı sebeplerden ötürü, derginin dili türkçe, kazakça, kırgızca, özbekçe gibi türk dillerinden oluşan kelimelerden beslendi.
*Yobazlığın tdk sözlüğünde tanımlarından birisi şöyledir: Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan (kimse).
*Şüphesiz bu düşünce toplumu ilerletmek yerine geriye götüren, tarihi geçmiş gereksiz bir düşüncedir.
Bugün Türkiye'de din üzerinden insanları yobazlıkla suçlayan (ki haklıdırlar) komünist ve komünizm sempatizanı kişiler, 2015 yılının ortasında Kızıl bayrak'la dolaşmayı nasıl açıklamaktadırlar?
Yeşil bayrak açmakla kızıl bayrak açmanın arasında ne tür bir fark vardır?
Işid ile komünizm teröründen beslenen örgütlerin yobazlığı arasında bir fark var mıdır?
Bunların hepsi gerici unsurlardır.
Hepsini ezmeliyiz, hepsi ezilmeli ve bitirilmeli.
*Açılacak tek bayrak şanlı ulusumuz bayrağı olan Türk bayrağı'ndan başka bir şey olamaz olmamalıdır.
Ülkemizin başına son senelerde gelen durum. Az sonra açıklayacağım listede bu güzel ülkede nasıl güzel bir entelektüel(!) olur göreceksiniz.
Neden yazıyorum bu listeyi? Çünkü Bunları ifşa edeceğiz, bunları ifşa edeceğiz ve bunları ezeceğiz.
Ana Şart: Ülkemizde milli olan ne varsa hepsiyle dalga geçiniz.
1- Atatürk ve atatürk devrimlerine sallayınız, sallayınız ki iyi bir aydın olduğunuz anlaşılsın.
2-Temiz dindar insanları "koyun" diye yaftalayınız, yaftalayınız ki ülkeyi kutuplaştırasınız.
3- Efendim teröristler aslında özgürlük savaşçılarıdır diyiniz, arada ecnebi bir kavram olarak aktivist de kullanabilirsinz.
4- Sol bir hayat görüşüne sahip olun, işçi hakları falan diyin ama kötü giyinen bir işçi-madenci veya karısı-çocuğu görürseniz aşağılayın, pis kokuyorlar diyin, istanbulda izmirde bunların ne işi var diyin- bu madde önemli.
5-Arada okuduğunuz iki üç kitabın resmini alın sosyal medya hesaplarında paylaşın, beğeni almak önemli.
6- Siyasi görüşün bir devamı olarak hdp'ye oy verin. Nasıl olsa onlar özgürlükleri falan savunuyorlar.
Bu liste uzayıp gider, işin özü yavşak ve hain olmanız yeterlidir.
Gözümüzün içine içine sokulan kimsenin umursamadığı gerçek.
Soruyorum:
1- Doğu illerinde üniversiteye giriş sınavları ne şartlar altında yapılmaktadır?
2- Daha düzgün Türkçe konuşma kapasitesi olmayan ayrıca sabah akşam eğitimde eşitsizlikten yakınan bu hain sürüsü nasıl oluyorda üniversitelerimizde iyi bölümlere girebiliyor?
3- Türk çocuğu ve ailesi çaba sarf ederken, kendi vergilerimizle yürütülen üniversiteler birilerine peşkeş mi çekiliyor?
4- Bu durumun sorumluları kimlerdir?
Bu şerefsizlerin elbet bir zaman üniversitelerden silineceği bilinciyle sizleri biraz daha duyarlı olmaya davet ediyorum.
why should i blame her* that she filled my days
with misery, or that she would of late
have taught to ignorant men most violent ways,
or hurled the little streets upon the great,
had they but courage equal to desire?
what could have made her peaceful with a mind
that nobleness made simple as a fire,
with beauty like a tightened bow, a kind
that is not natural in an age like this,
being high and solitary and most stern?
why, what could she have done being what she is?
was there another troy for her to burn?
irlanda'nın şiirin yazıldığı dönemde, 1912 yıllarındaki politik durumunu
Helen ve Truva'nın hikayesini
Maud gonne ve yeats'in ilişkisini
öğrendiğinizde müthiş bir şiir olduğunu anlarsınız.
"was there another troy for her to burn?" sorusunun cevabını zaten vermiştir yeats: No second troy.
muhtemelen sözlük formatına uymadığından silinmesi beklenen entry, ama yine de bunu silenin vicdanına bırakıyorum.
merhaba moderasyon
biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde acı bir olay yaşandı ve bu olayın akabinde sözlükte iğrenç bir entry girildi: (#25671737)
"kızın gözyaşlarından sorumlu annesidir, kız mini etek giyerse tacize uğrar" gibi ancak bir arap dölü hainin ağzından çıkabilecek laflar.
ve ben bunun karşısında verebilecek tek cevabı verdim; yine veriyorum çünkü bu sözlüğü siz bu kafayla yönettikçe sikleyecek değilim; zira kimse de siklemez.
o yavşağın entry'sine cevaben girdiğim entry;
@1 "olan istenmeyen olaylardan sorumlu annedir."
bu entry'i giren arkadaşın gelmişini geçmişini sikeyim; bu bir
bu arkadaşı burda yazdırmaya devam ettiren moderatörün de amına koyayım bu iki.
bu entry'i silenin de ellerini sikeyim bu da üç
sikerim sözlüğünü de yazarlığını da , azcık adam olum adam.
Şimdi, siz, bu yavşağın entry'sini ordan kaldırmayıp, gelip benim bu haklı entry'ime ayar vermeye kalkarsanız size de çok net bir cevabım var.
"ben sizin de vicdanınızı sikeyim, zira o yavşaktan geri kalır yanınız yok".
Kendinden haberi olmayan sapık islam ahlakı diyorum, genelliyorum ki genellemeler de elbette istisnalar bulunur, duyarlı arkadaşlarımızın için söz meclisten dışarıdır.
Türk toplumu ahlakı, nerede yaşıyoruz arkadaşlar hatırlatayım.
1- Çocuk evliliklerinin yıl geçtikçe arttığı bir toplumda yaşıyoruz, bunlar 7-12 yaşında, okula gitmesi gereken kız çocuklarımız, 70-80 yaşında müslüman sapıklarca satın alınıyorlar. unutmadık.
2- Ensest ilişkinin bu toplumda ne kadar yaygın olduğunu biliyoruz.. unutmadık.
3- Google porno arama için türkiye'de en çok çıkan kategorilerin; " mom, sister" olduğunu biliyoruz, unutmadık.
4- Kuran kurslarındaki kızlara taciz eden hocayı, okuldaki kız çocuklarına tecavüz eden din hocasını duyduk, bunların birçoğu ne ceza aldı ne bir şey, elleri kolları dışarda taşak taşak geziyorlar. unutmadık.
bu liste uzar gider ama sonuncu olarak, hangi dinde pedefolinin yaygın bir hastalık olduğunu hepimiz biliyoruz, söylemeye gerek olduğunu düşünmüyorum.( 9 yaşındaki kız çocuktur beyler bayanlar.)
Şimdi eğer sen, bu toplumda bunların hepsine göz yumup, 14 yaşındaki kızı yerin dibine gömersen, yaftalarsan hayatını karartmaya çalışırsan, olmaz, çünkü sen ikiyüzlüsün arkadaşım ve senden iğreniyorum.
Hepimiz bu toplumda yaşıyoruz, ahlak değerimiz çok yüksek gibi bir algıya düşmeyin müslümansınız diye, toplumun çoğu sapık. çok net.
Bu yüzden olayları yorumlamadan önce biraz düşünüp yorum yapın, evet kız bir hata yapmış ama kimsenin kendisini toplum içinde günah keçisi ilan etmeye hakkı yok, hele bizim ülkede.
Not: o videoyu oraya atan piçide bana getirin, ki asıl piçlik çocuktadır, onu bir güzel pataklayayım, hayatı boyunca unutamasın.Hadi eyvallah.
Eylem akımı da denir. Kas kasılması veya bir sinir palsının iletimi gibi fizyolojik bir etkinliğin yol açtığı 'ya hep ya hiç' ilkesine göre çalışan elektrik potansiyel yükü. Hücrenin içi ile dışı arasında bu yolla sağlanan potansiyel farkı, sinaps içine sinir iletici maddelerin salgılanmasını sağlar.
Tarihini bilen, Türk Tarihini osmanlı ile sınırlamayan bilgin kişiliktir, türkler'in kılıç zoruyla müslüman olduğunu, türk melikelerine neler yapıldığını bilir.
Daha sonrasında, tam yüzlerce sene ekmeğini yediği vatanı arkasından vuranların kim olduğunu bilir, nitekim 1 . Dünya savaşı'nda osmanlı devleti ortadoğu cephelerinin hepsini kaybederken, balkanlarda başarı elde etmiş veya cepheler uzun süren savaşlar sonucu kapanmıştır.
Türk Arap değildir, Türk'ün tarihi müslüman da değildir,
Tarihini bilen Türk buna göre tavır alır ve bu tavrın sonucunda elbetteki araplaşmayan az sayıda türk'ün yanında yer alacaktır.
tam 13 dakika 55 saniye suren gorusmedir.
hafif kisik,alto sesli biriydi..
anlattim hocam hikayemi her ne kadar kisa ve boktan olsa da.
fark ettim ki, ben hikayemi anlatırken kendime uzuluyorum, iyi hissedeceğime.
gizli numaradan da ararim coktan, insanlar mutsuz arkadas, bir seyler eksik ama bilmiyorum o kadar okumadim.
o da anlatti bir seyler, bana nazaran az anlatti, onun hikayesi daha guzeldi en azindan.
neyse iste bu kendisine teşekkur yazisidir,
biraz daha yasadigimi hissettirdigi icin, paylasirken hissediyor insan.
evet, rekabetten ibarettir bu hayat ve bu nedenledir ki canımı sıkmaktadır, bu nedenledir ki boktandır benim adıma.
artık bu (bkz: survival of the fittest) prensibini görmekten bıktım, okulda görmekten , yolda görmekten işte görmekten bunaldım.
insanların numaralarla değer görmesinden utanıyorum.
rekabet etmekten bunaldım, daha kötüsü çocukların rekabet ettiği bir dünyadan usandım artık, her tarafta sevgi yerine nefret aşılayan sistemden usandım.
her tarafta bir rekabet bir yarış, şimdi biri çıkıp diyebilir ki rekabetin sağladığı motivasyon olmaksızın gelişim nasıl sağlanabilir? sağlanamaz evet.
ama bu kadar gelişmiş olmaktansa, keşke daha basit kalabilseydik, ama nerde bizde o şans.
twitch tv' de en çok kullanılan yüzün(Kappa- genellikle cümlenin sonuna, ben bunu taşşağına söyledim gibi bir anlam katar, ancak trolluk yaptıktan sonra kullanırsanız daha makul olur) sahibi olan insan,
Bir sabah kalkıp aynada Kadın olduğunu gören ve 1 gününü böyle geçiren Ömer'in(Ayşe mi demeliydim?) hikayesini anlatan bir buket uzuner öyküsüdür.
"Paniğe kapılmamak için bütün iradesiyle direndi, diren¬dikçe de paniğe kapıldı. Ne yapması gerektiğini düşündük¬çe buz kesti. Bir kâbus muydu bu? Bir kötü şaka mı? Biraz beklerse eski haline döneceğini düşündü, uyursa, yeniden eskisi gibi uyanacağını umdu. Hemen yatağa girdi, ellerini yastığın altına sımsıkı hapsetti, gözlerini yumdu. Gözlerini yummasıyla simsiyah bir fon üzerinde iri puntolarla şu cümle belirdi:
KADIN OLMAK KÖTÜ BiR ŞEY MiDiR?"
"Yeşim zınk diye durdu. Dönüp alıcı gözüyle baktı. Karşı¬sında bakımsız ama güzel, alımlı, genç bir kadın gördü. Ömer'in filmlerde, reklamlarda, moda dergilerinde beğenip gösterdiği gibi, kumral, yeşil gözlü, dolgun göğüslü, uzun bacaklı. Kendi kısa, parlak siyah saçları, ela iri gözleri, kü¬çük göğüslerini düşündü. Bir an içi burkuldu, ama çabucak toparlandı, gururla burnunu dikti.
"Siz Ömer'le mi çıkıyorsunuz?"
"Ben mi? Hah ha ha! Hayır, bu teorik olarak olanaksız, ayrıca, hah ha ha, pratik olarak da."
"Kimsiniz siz? Ne istiyorsunuz benden?"
Yeşim'in sesindeki öfke Ömer'i şaşırttı. 'Bu kız ölür de kimseyi kıskanmaz sanırdım,' diye düşündü. Gülmesini bastırdı, ciddi olmaya çalışarak:
"Sandığınız gibi değil, size her şeyi anlatacağım, gelin benimle lütfen."
Pierre Loti kahvesine girip kahve ısmarladılar. Karma¬karışık bir ifadeyle duydukları karşısında apışıp kalan Ye¬şim, Ömer olduğunu söyleyen güzel kadına hiç de inanmış görünmüyordu.
"Bana inanmıyor musun Yeşim? Bir şey söyle lütfen. Çıl¬dıracağım, korkuyorum..."
Uzun bir sessizlikten sonra bilinmez bir gezegenden ge¬lir gibi konuştu Yeşim:
"Biyolojik olarak imkânsız bu!"
"Evet ama, oldu işte."
"Olsa bile... Allah kahretsin! Olsa bile, neden Ömer'e ol¬sun bütün bunlar?"
"Yeşim, güzelim..."
Not: öncelikle bu kavramla ilgili başka başka fikirler var ancak ben kendi fikrimi yazacağım.
Ülkemizde müslüman olmayan kişilerin içinde bulunduğu durumdur, öyle ki muhafazakar bir çevrede yetişir ve büyürsen, inanmadığın takdirde iftar yemeğine gidersin, cenazeye mevlüde katılırsın.( ki katıl abicim, insanlardan soyutlama kendini, büyüklerine de saygılı ol)
Bu gruba dahil biri olaraktan, ben daha fazlasını yapmaktayım, bir esnafa girdiğim zaman selamun aleykum diyerek güler yüzle girerim,ben inanan bir insan değilim belirttiğim gibi, ancak burada insanlara selam vermek için müslüman olmaya gerek olmadığını düşünüyorum, tıpkı bayramlarda el öpüp küçüklermize para verdiğimiz gibi.
Güzel şeyler lan bunlar.
Yani, bir insan hem ateist hem kültürel bağlamda müslüman olabilir.