türkiye eğer modern ve güçlü bir ülke olmak istiyorsa bu düşünceyi kucaklamak zorunda.
zira diğer tüm düşünceler bilimsellikten uzak duygusal, tinsel, ütopik düşünceler ve politikalar üretiyorlar.
ancak siyasi partiler ne yapıyor derseniz onlar tam tersini yapıyorlar.
bilimsel mantığın temeli yanlışlamadır; bilimde bir şeyi kabul ederek değil yanlışları ayırt ederek doğruya ulaşırsın.
kendimden örnek vereyim ben kendimi milliyetçi olarak tanımlarım, benim içinde milliyetçilik ileri gitmektir. (tanımlarıma kimse uymak zorunda değil)
ancak partiler ne yapıyor, millete gaz vermekten bir şey yapmıyorlar, biz şöyleyiz böyle bir milletiz v.s
böyle şeyler yanılsamadır, hiçbir ilerleme getirmez.
siyasi partinin asli görevi budur işte millete gaz vermek, yürüyün koçum demek.
faydaları ise sıfıra yakın.
beyninizi uyuşturmaktan ileri gidemez.
dikkat ederseniz bu tür insanlar beyinleriyle değil sloganlarla düşünür, sloganla düşünen adamdan da düzgün fikir çıkmaz.
bir fikrin savunucusu olmak beyninizi köleleştirmek durumuna hiçbir zaman gelmemeli.
ayrıca insan kendi savunduğu düşüncenin de doğrularını her zaman sınamalı, yanlışları varsa düzeltmeli.
ancak bu şekilde bir şeyler hakkında düşünce sahibi olunabilir.
öncelikle belirtmem gerekir ki morrissey aşmış bir adamdır, öyle herkes gibi değildir şair adamdır. herkesin sevmemesi normaldir, ancak ben bayılıyorum bu adama.
içindeki tüm şarkılar güzel olan bir albüm arıyorsanız, o albüm bu albüm işte.
Yaratılış destanımızda Kayra Han'a yaratma fikrini verendir. bazen ürüng ene diye de geçiyor kafa karışıklığını gidermek için belirtelim.
Bu da Yaratılış destanının en başı:
"Her şeyden önce su vardı. Yer, ay, gök, güneş yoktu. Sadece Tanrı Kayra Han vardı, ancak yalnızdı ve canı sıkılıyordu, sudan gelen bir ses ona "yarat" dedi.O da kendi gibi birini yarattı ve ona kişi dedi. "
"Türk milleti Asyanın garbında ve Avrupanın şarkında olmak üzere kara ve deniz sınırlariyle ayırt edilmiş, dünyaca tanınmış büyük bir yurtta yaşar. Onun adına Türk Eli derler." M.Kemal Atatürk- Medeni Bilgiler.
medeni bilgiler kitabı tüm milliyetçilerin giriş kitabı olarak okuması gereken bir kitaptır; içeriği bilinmeden milliyetçilik yapılması boştur.
"Türk milliyetçiliği, terakki ve inkişaf yolunda ve beynelmilel temas ve münasebetlerde, bütün muasır milletlere muvazi ve onlarla bir ahenkte yürümekle beraber Türk içtimaî heyetinin hususi seciyelerini ve başlı başına müstakil hüviyetini mahfuz tutmaktır."
bunun dışında herhangi bir milliyetçilik düşüncesi- ırkçı, dinci, istilacı, veya başka- türk milliyetçiliği kapsamına girmeyen, milliyetçilikten anlamayan topluluklar tarafından kurulmuş olan safsatalardır.
türk milliyetçiliği bir uygarlık, ilerleme ve akıl mücadelesidir; gelişirken kendine öz değerleri kaybetmemektir.
türk milliyetçili türk dilini koruma, ekonomik gelişme, dünya bilimine katkıda bulunma mücadelesidir; türk kadınını hakettiği yere getirme mücadelesidir.
ama atanın fikirleri bazılarına fazla gelmiş olacak ki böyle bir milliyetçilik türkiye'de hiç bir zaman kabul görmedi, rafa kaldırıldı.
insanımıza cahillik, beynimize gericilik, kadınımıza mahkumluk uygun görüldü.
"Şu hakikati kendi hayatım bana öğretti: insanoğlu insanoğlunun cehennemidir." diye bir cümlesi vardır bu kitabın.
doğrudur, başkaları sizin için o denli önemli oluyor ki kendi benliğinizi başkalarından bağımsız şekilde tanımlama şansınız ortadan kalkıyor; işte insanın doğası bu:
kendini başkasının gözünden değerlendirmeye mahkum olmak- hele de bu denli her şeyin görünüş üzerine yoğunlaştığı bu yüzyılda-
insan ne kadar kendinden emin olursa olsun kendini bu şekilde değerlendiriyor; varoluşçu felsefe de görecelilik kavramı var mıydı, olsa buraya cuk otururdu ha.
tanpınar kitapta bu durumu mu anlatıyordu kafam o kadar bulanık ki onu bile hatırlamıyorum.