çok bilmiş yazar kişisinin işidir. öyle kız şöyle erkek böyle gay diye uzar gider liste. yapılması gereken o yazar kişisini teoride olduğu kadar pratikte de iyi mi diye test etmek. nasıl mı? (bkz: cinsiyet değiştirme operasyonları)
insanların beğenmedikleri ya da sahip olamadıkları durum karşısında anlamlandırabilmek adına kendince kötüleyebilecek çeşitli etiketler üretip egosunu tatmin etme çabasıdır.
**
dile getirilmesi halinde sosyal medya ya da her hangi bi araçla farketmeksizin her türlü hükümetin peşinize düşüp bilmem kime hakaret bilmem kime asılsız suçlama vesaire sebeplerle kendinizi içeride bulabileceğiniz mevzudur.
kuzenimin bizzat dillendirdiği hadise. cümle aynen şöyleydi:
"kızım bildiğin gibi değil hayvan gibi seviyoruz birbirimizi ya.. öküz gibi seviyoruz bi o kadar da tiksiniyoruz anlıyo musun?"
şimdi arkadaiım anlıyomusun derken ben kimseyi sevmemiş bir insan mıyım ki anlamayayım diycem diyemiyorum! nasıl anlayayım? *
hiç bir geyik malzemesini kullanamayacak kadar donuklaşmakla başlar. lan niye yapamıyorum niye oluyo ya diye dolan gözlerle başlıkları gezinmekten başka çaresi yoktur.. game over olmuş maymun olmuştur.. acıdım kendime biliyomusunuz.. şimdi gidip ağlıycam.. hiç bişi çizemiyorum.. yazamıyorum da zaten.. aklıma bişi gelmiyo ya.. hay sıçiim be.. size ne bundan di mi? eksi verin ne bilim yazdım işte..
misafir uğurlarken kullanılır ama pek ciddiye alınası bir deyiş değildir. neden derseniz her ev sahibi içten söylemez. sizin cin olup lan bi afra bi tafra gelmeyin bi daha mı diyo bize diye otururken işgillenmeniz lazım ki samimi mi değil mi anlayasınız.. ben mesela çok yaparım bunu.. tam çekmişim pijamalarımı tv karşısında uyuklaya uyuklaya mayışmışım.. tak tak tak.. ahanda misafir geldi işin yoksa kalk üstünü değiştir bi kek çırp hemen çay servisi yap ve o sevimsiz insanlarla muhabbet etmeye çalış.. oluyo yani arada.. ben de baya dolmuşum anlatçak yer arıyomuşum.. buldum allahtan:D
* şaşılmayan durumdur. genelinde bir marka çılgınlığı, bir tüketim sevdası, "aman kendi değerlerimizi küçümseyimde batının değerlerini yücelteyim daha batılı olayım daha havalı olayım" nidaları, hep içllerinde bir özenme bir heves, ne bileyim bir bananecilik..
kafalarını kaldırıp da "nerde yaşıyoruz? noluyo? nereye gidiyoruz? lan bu hükümet nabıyo?" demek yok.. varsa yoksa adidas, converse,kentukcy chicken friends..
işte böyle..
edit büdüt: her genç için geçerli değildir yukarıdaki yazdıklarım.. emeğin değerini bilene saygım sonsuz.. zira bende gencim fakat yukarıda belirttiğim kesim gibi değilim..
öncelikle şuna karar verilmelidir: azına mı sıçacaksın sana gelmesini mi isteyeceksin..
ilk aşama:
bara gidilip sağlam içilir konuşma sonrasına nevale hazırlanır..
ikinci aşama:
mevzuyu açmak için önce biraz beklenir.. baktın açılmıyo bodoslama girilir..
üçüncü aşama:
eve gidilip alınan nevale tüketilir.. ağlanır ve uyunur..
bunları yapmak için gereken tek malzeme ise cesarettir. rahatlatır kesinlikle fakat içinde açılan derin boşlkuğu kapatabilmek zaman alır..
Biz kaç kişiyiz hareketinde üye sayısı 350 bini aştı... 12 Eylül 2007'de Tuncay Özkan'ın çağrısıyla başlatılan hareket bir toplumsal muhalefet eylemi... Sivil bir platform... Amacını Tuncay Özkan şöyle anlatıyor:
"ilk aşamada 1 milyon kişiyi hedefleyen hareket AKP'nin dayattığı yeni anayasanın ülkemizi taşımak istediği karanlığa karşı el ele, cesurca tavır göstermeyi amaçlamaktadır."
Bu demokrasi eyleminde "Ben de varım" diyenyurttaşlar internet üzerinden "http://www.bizkackisiyiz.com" ; adresine girerek daha fazla bilgi alabilir, üye olabilirler.