Gates, açıklamada neredeyse tüm ülkelerin 2035 itibarıyla en az orta-düşük gelirli veya daha zengin olacaklarını ifade etti. Bill Gates bu ülkelerin daha üretken komşularını örnek alıp, yeni aşılar, daha iyi tohumlar ve dijital devrim gibi inovasyonlardan faydalanacaklarını belirtti. "Gerçekler iyimserlerin yanında" diyen 58 yaşındaki milyarder, "insanların sadece kötü haberlere odaklanıp, katettiğimiz yolu görmemeleri tehlikeli. Bu en iyi uygulamalara bakmadıklarını gösteriyor ve onları daha az cömert gösteriyor" şeklinde konuştu.
enteresan bir nesildir. Yapacak milyon tane şey var şu sanal alemde (reelden bahsetmiyorum bile) hacker ol, twitter fenomeni ol, git yazılım öğren, blog yaz, ingilizce öğrenip yapabileceklerinin sayısını arttır, sadece sana faydalı olacak bilgileri bir klasöre topla ara ara oku.
Bu teknikte amaç karşı tarafta çaresizlik hissi yaratmaktır. Tekniğin temel prosedürü; "problem üret, tepkileri ölç, yardım istemelerini sağla ve çözüm sun" şeklindedir. Bu tekniği medya, reklamcılar ve hükümetler de sık sık kullanır. Teknikte temel amaç karşı tarafa sanal bir sorun yaratmak ve bu sorunu kafalarında büyüterek sizden yardım istemelerini sağlamaktır.
Örneğin para harcanmaması gereken bir orduya para harcanması gerektiğinde pkk kurulur. Bunun bir sorun olduğu anlatılır. ve pkkya karşı savaşta 250 milyar dolar harcanır lakin bu paranın yalnızca 150 milyarı tsk'ya ve pkk'ya karşı olan savaşa gider. ya 100 milyar lira? nereye gittiğini kimse sorgulamaz. Zira cevap hazırdır, pkk
ABD'de Portland State Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, uzun bir yaşamın sırrının bol uyku olduğunu ortaya koydu. Çin'de 2005 yılında yapılan nüfus sayımının verilerinin derlendiği araştırmada, 100 yıl veya daha uzun süre yaşayan kişilerin çoğunluğunun günde en az 10 saat uyuduğu tespit edildi. Araştırmayı yürüten Dr. Danan Gu, "Uyku hem hücreleri yeniliyor, hem de vücuttaki toksinleri atıyor" dedi.
devlet büyüklerimizin bu mucizevi yöntemi neden akıl edemediklerini bir türlü anlayamadım. öyle aynı evde kızlı-erkekli kalmasınlar diyene kadar böyle bir ürün için neden ihale açılmaz?
sistemi de gayet başarılı şekilde kurabiliriz, siz kuramazsanız ben şahsen elimden geldiğince yardımcı da olacağım.
aklıma şöyle bir akış şekillendi;
efendim öncelikle bu kemerlerden elimizdeki genç nüfus hesabına göre bir kaç milyon kadar yaptırıyoruz. elbette burada düzenlenecek kemer ihalesini bize fikren yakın birilerine paslamamız gerekiyor. elin komunistine neden para kazandıralım ki?
neyse, spesifikasyonlar özelinde bakacak olursak;
- bu cihazların en az 110 db civarında bir alarma sahip olmaları lazım ki belirli bir süreden fazla açık kaldığında tüm apartmanı "bu namussuz şerefsiz öğrenci zina yapıyor" diye ayağa kaldırabilsin; sorumlu halkımız da bu ahlaksız durumu güvenlik kuvvetlerimize doğru zamanda iletebilsinler...
- kemer elbette eskisi gibi asma kilitli olmamalı. bunun yerine en yakın polis merkezine ön tanımlı bir süreden fazla açık bırakıldığında çağrı atacak bir sistem düşünülebilir. elbette bunun için 3g modüllerden faydalanılabilir. enerjiden tasarruf etmek ve kapsama alanına yönelik sorunlara karşı opsiyonel olarak bir wifi modülüyle evdeki lokal ağa da bağlantı sağlarız. hatta sosyal ağ entegrasyonuyla kimin ne zaman çiş yaptığını bile checkin lerden öğrenebiliriz.
- proximity sensor olmazsa olmaz.
- sevimsiz bir durumla karşılaşmamak adına, erkek öğrencilerin kemerleri opsiyonel olarak malum bölgeye 2000 volt civarında anlık şok verecek şekilde tasarlanır. hem bu şekilde aynı boku birden fazla kez yemeye çalışan erkek öğrenciler kalıcı olarak pasifize edilmiş olurlar...
uygulama da gayet basit. öss sınavı sonuç belegesiyle birlikte bu kemerlerden bir adet öğrenicinin ikamet ettiği adrese yollanıyor. kayıt aşamasında öğrenci nüfus kağıdı, öss puan kartı, ikametgah vb belgelerle birlikte kemerini de ilgili okulun kayıt bürosuna getiriyor. kayıt bürosundaki öğrenci işleri görevlisi hem kaydı alıyor hem de kemeri takarak aktif hale getiriyor ve bunu öğrenci bilgi sistemine işliyor... artık namusu devlet babamızın kontolünde olan nur topu gibi bir öğrencimiz var.
bu işten milyar dolar kazanmazsak ben bir şey bilmiyorum... hem namusumuz da korunmuş oluyor...
Toplu taşıma istisnasını belirttikten sonra asosyal canlıları kampüslerde yada sahilde kulaklıklarıyla görmek mümkündür. Onun dışında aynı sınıfta olduğunuz ve ne zaman görseniz elinde telefon olan canlılar da bu sınıfa girebilirler. Ellerinde telefon bulundurmalarının tek sebebinin güvenlik olduğunu düşünüyorum. Şayet telefonu ellerinden alındığı zaman bağışıklık sistemlerinin çökme olasılığı oldukça fazla.
Telefonlarının şarjlarının bitmesinden çok etkilendiklerini düşünmüyorum. Çünkü artık yedek batarya ve hızlı şarj sistemleri yaygınlaştı. Bu tür imkanları olmayanlar ise hemen bataryalarını çıkartıp anot ve katot uçlarını elbiselerine sürtüyorlar. Bu şekilde telefonlarını kolayca şarj edebiliyorlar.
Bu şarj etme süreci onlar için en güzel kardiyo çalışması yaptıkları zamanlar oluyor. Normalde 25-30 civarında olan nabızları şarjları bittiğinde ve hemen şarj etme ihtiyacı hissettiklerinde kalp ritimleri 130lara kadar dayanabiliyor.
Asosyallik Başvuruları Nasıl Yapılıyor?
Asosyallik başvuruları için TAK’a (Türkiye Asosyaller Kurumu) dilekçi yazmak yeterli oluyor. Herhangi bir yazılı sınava tabi tutmuyorlar fakat mülakatları yapılıyor her sene 3 defa. Mülakatlarda adaydan beklenen 4 saatlik mülakat süresi boyunca önüne koyulan bilgisayardan gözlerini hiç ayırmadan bir şekilde vakit geçirebilmek.
Asosyallik atamalarında herhangi bir sıkıntı olmuyor. Atamaları kolaylıkla yapılıyor. Fakat SSK ve SGK kayıtlarında sıkıntı olabiliyor. Sigortalarını ASK ve AGK kurumlarına (Asosyal Sigortalar Kurumu ve Asosyal Güvenlik Kurumu) yatırmaları gerekiyor.
Proyeterya'nın sürekli olarak eleştirildiği bir ülkede oluşan durum. hegomonyanın şu proletorya'yı bir türlü rahat bırakmaması ile beraber ezanına bile karışmak isterler. Duğmatizm ile harmanlanarak karşımıza çıkmaktalar.
Wooow hala mı ekşiden başlık çalınıyor demeyin ayriyeten entry'de çaldım. CTRL+d baya bi var o yüzden buraya bıraktım geri dönüp okurum şimdi vaktim yok...
fakirlerin yaptıklarında veya edindiklerinde kendilerini farklı bir statüde hissetmesini sağlayan, fakat aslında ucuz olan, neredeyse herkesin ulaşabileceği şeylerdir. özellikle türkiye gibi vahşi kapitalist ülkelerde görülür bu durum, yurtdışında doğup çoğu zamanım oralarda geçtiği için daha iyi gözlemlenebiliniyor. edinmesi gayet kolay olmasına karşın o şeyi edindiklerinde diğer insanlardan daha zenginmiş gibi hissederler ama farkında değiller fakir olduklarının. kapitalist ilizyonu sanırım bu, fakir olduğunu fark etmeyip zengin hissedebiliyorsun, köle olup köleliğini hissetmiyorsun. sistem çarkındaki bir piyonsun ama kendi vezir adlediyorsun.
* starbucks, gloria jean's vari cafeler
7 - 10 lira arası kahveler hatta filtre kahve vesaire alırsan 5 lira civarı. en tırt mekanlarda bile üçü bir arada kahve 4 - 5 lirayken, mc donald's vari yerlerde bile hazır kahve 5 lirayken üstelik. kahveleri vesaire o yerlerden daha güzel, interneti falan da var, kimse karışmıyor yani pahalı değil bu tarz yerler. ayda on defa gitsen harcayacağın para 100 lira olur en fazla.
* iphone, ipod, ipad, mac gibi apple ürünleri
çöpçüden çocuklara kadar eline düşmüş iphone ile zengin hissetmek ayrı bir komedi. iphone 3g zamanları lüks göstergesi olabilirdi kimsede olmadığı için ama şimdi neredeyse herkesin elinde akıllı telefon var, senin telefononunda taş çatlasa 500 lira fazla onlardan. vertu mu kullanıyorsun ?
bak eskiden olsa neyse derdim, 90'larda mac kullanan biri olarak yan ürünlerini bulmak o kadar zordu ki sırf klavyem bozulduğu için o zamanın bilgisayar parası vermek durumunda kalmıştım. şimdi bilgisayarları ve yan ürünleri de o denli pahalı değil. apple'ın o kendini farklı konumlandırmasını ne de güzel yiyorsunuz.
* orijinal saat, gözlük
hadi 5 bine tag heuer al, 1000 liraya da tom ford gözlük al. sen bunları onyıllarca kullanırsan zaten kendilerini amorti eden ürünler. çakma ürünler gibi kolay bozulmuyor ya da eskimiyorlar. hadi koleksiyon falan yapsan ciddi para ister diyecem de elinde bir iki tane olup da zengin hissetmek nedir ? ki 10 - 20 çeşit kaliteli gözlüğün olsa bile vereceğin 20000 falan olur, o da işi gücü olan bir insanın hobisi için çok pahalı bir şey değil.
* alkol
görüyorum çevremde, 120 liralık chivas regal alıp zenginmiş gibi görünen. 10 bin dolarlık macallan 1939 içiyor sanacak gören. bir de efes'ten falan bir iki lira pahalı olan miller, leffe falan içip o havalara giren ergenler daha da komik. yemeğin yanında açtığın köpeköldürenden hallice şarap da seni zengin yapmıyor :(
* mercedes, bmw araba veya jip
ortalama güzel araba fiyatlarının 50 bin lira falan türkiye'de, ee mercedes ve bmw gibi markaların 70 - 120 bin arası güzel modelleri var sıfır. ikinci ele girsem daha da düşüyor. 20 30 bin mi seni diğer insanlardan zengin yapıyor ?
* nusr-et, mezzaluna, big chefs, tavacı recep usta vari restoranlar
türkiye'de bir fast food'ta dahi 20 liraya doyuyorsun, bu mekanlarda bıraktığın 50 - 100 lira arası para seni zengin falan göstermez, ayda bir iki kere gidip böyle takılanlar var bir de asdfdf. haftada iki defa mc d.'e giden senden daha çok harcıyor. fransa'daki lüks restoranlarda başlangıçın 70 eurodan başlayıp 150 euroya kadar çıkabileceğini bilmiyor tabii garibim.
* yurtdışı gezmek
uçakların fiyatı bu derece düşmüşken, oteller bu derece ucuzken yılda bir hafta gezmen seni zengin falan yapmıyor elbette. global dünyada artık ucuz böyle şeyler, türk parasının değeri olmamasına rağmen. ha gören de dünyayı gezdi, gittiği yerin en lüks yerlerinde takıldığını sanacak ahah. berlin'e gidip döner ekmekle geçinmek mi zenginlik ?
* marlboro, parliament sigara içmek ve zippo sahibi olmak
sigara kullanmadığımdan fiyatları pek bilmiyorum ama bildiğim kadarıyla şuan ortalama sigara parası 7 - 8 lira; senin içtiğinse 10 - 11 lira, bu yüzden mi zenginsin yani ? ayda 50 lira daha fazla verdin diye zenginsin evet. zippo desen de bir kere alıyorsun kaç sene kullanıyorsun sonuçta.
* orijinal desingner parfüm kullanmak
evet açık parfüm kullanan çk ama 200 - 300 lira veriyorsun bir yıl kullanıyorsun, bu da seni zengin yapmıyor. bak araştır clive christian neymiş, roja dove neymiş.
----
türkiye'de zenginim diye geçinen tayfanın yıllık kazancını iki haftada harcayan ne insanlar var şu dünyada * evet çok zenginsin sen, alt mahale gençlerine bakıp zengin hissediyorsun. onlar dünyadaki şeylerin
%99'una sahip olamayacak kesimken sen %97'sine sahip olamazsın, bunun farkına varın.
edit: kıskandığım söylenmiş ahsh. bunlardan hangisini kıskanayım ? şimdi kendimi övmeyim, amacım kendimi pazarlamak değil. belki yurtdışı doğumlu olup çoğunlukla orada yaşadığım için sizdeki lüks algısı bana komik geliyor bilemiyorum. ama bunların zengin yapmadığını söylüyorum sadece.