ben mi yanlış okuyorum yoksa bu argümanda bulunan arkadaşım entry boyunca quaresma'nın çatalından bahsetmemiş mi? şimdi de ona kadar ki dönemden bahsediyorum diyor. daha derdini anlatacak kapasite yok adamlar da. iki lafı bir araya getirip, mantıklı cümleler kuramıyorlar. bıraksan kendi kendine ayar vermekten, kendine de küser bu.
bu argümanı ileri sürenler, sanki hayatlarında guti gibi quaresma gibi adamlar gördüler. hele guti ya. sözüm hakemlere, gözünüz gibi bakın la bu adama. biblo gibi adam valla.
oh be. acayip mutluyum abi. şu anki mutluluğumu geçecek 2 şey var. biri kızarkadaşımın yurtdışından dönmesi*, diğeri de sayısal loto'nun tutması*. neyse ben gideyim tuvalete hacetimi gidereyim de bokum yerde kalmasın.
la bu helsinki yarı sahasından neden çıkmıyor anlamadım? kayboluruz diye mi korkuyorlar acep? çok asosyal adamlar bunlar, arkadaşım bir yarısahanı geç, bir sosyalleş, yok. ille de kendi yarısaham da kendi yarısaham. bir atak yapın, kalede cenk var bak, iyi çocuktur, karı kız ortamları da vardır, yardımcı da olur. yok ama yok, çok dayak yer bunlar askerde.
hani çok güzel bir kızla ilişkiniz vardır, her an bitecekmiş gibi tırsar ya insan, ben de böyle tırsıyorum işte. o kadar tırsıyorum ki sevincim bile fazla sürmüyor. tuvalete sıçmaya bile gidemiyorum, uğursuzluk getirir diye, o kadar.
hayatımda ilk defa bir spikerin bacak arası yerine beşlik dediğini duydum. nasıl bir çocuksuluk, nasıl bir heyecan ise artık. işte böyle bir şey beşiktaş bu sene.
bendeniz doğduğumdan itibaren etnik kökenim nedeniyle çekik gözlüyümdür. kah bu insanlarda sempati yarattı, kah korku*, kah ise alay etmek için bir neden. dün gene liseli bir kızın yanından geçerken bana japon deyince bunca yıllık suskunluğum birden gidiverdi ve aşağıdaki şu diyalog geçti aramızda.
insanın canı sıkıldığı anlarda içine girebileceği hissiyat. en azından ben giriyorum. gene çıksa cem uzan, üniversiteler bedava olacak dese, öss'ye kaldıracağım, sonra tekrar yerine koyacağım dese, biz de neşeimizi bulsak.
ingilizce izlediğim maç. spiker ingilizce konuşuyor, altyazı da yok anasını satayım. ama ne gerek var altyazıya. her şey ortada. spiker seyirci yüzünden kendinden geçti, unbelievable diyor, unbelievable tabii ki, ne sanıyordun? uzun zamandır bir beşiktaş maçı izlemiyordum, iyi ki de izliyorum şimdi. acayip keyifli oluyor, tabii bizim tarafımızdan.
ben en çok kendimi okuyorum. entry yazdıktan sonra okuyorum sürekli yazdıklarımı yanlış var mı diye? siz de okuyun benim entry'lerimi yanlış var mı diye.