... Tucimania sert adımLar iLe evinin kapısına doğru iLerLedi.. evinin kapısına giden koridoru hızLı bir şekiLde geçti.. soL eLinde ev kapısının anahtarı, sağ eLinde bir saç tutamı gözüküyordu.. saç tutamının sahibi kız, tucimania nın sert darbeLerine maruz kaLmıştı, suratı kanLar içindeydi.. tucimania evinin kapısını açtı, içeri girdi, sağ eLinde tuttuğu saç demetini ve suratı dağıLmış kızı odasının ortasına fırLattı.. kız dengesizce yere düştü..
tucimania bir sigara yaktı, koLtuğuna oturdu.. odasına şöyLe bir göz gezdirdi.. oda da 15 - 20 kişiLik kızLı, erkekLi bir grup vardı.. hepsi birden tucimania ya baktı çaresizce.. hepsinin de suratı kan içindeydi.. tucimania nın suratında aLaycı bir tebessüm beLirdi.. tucimania; "hepiniz hayatıma girmiş yanLış kişiLersiniz.. hepinize hayatımda yer aLmanıza izin verdim.. fakat" dedi ve gözünü son getirdiği kıza dikti; "fakat bu sürtük son zamanLarda yaptıkLarıyLa benim ve sevdiğim insanın canını çokça sıktı.. bu sürtük yüzünden, evet işte bu sürtük yüzünden hepiniz öLümü hak ettiniz.."
kızLı erkekLi grup gözLerini kıstı.. kafaLarını önLerine eğdi.. tucimania bu kişiLeri çok iyi tanıyordu, onLarı çok güzeL yönLendiriyordu ve onLara ne yapacakLarını çok iyi anLatıyordu.. bu yüzdendir ki tucimania bu insanLarın ağızLarını bağLamamıştı, çünkü onLara dışarı çıkarken "sessiz oLun" demişti.. odadaki kişiLerin sadece eLLeri bağLıydı ki bunun sebebi, tucimania nın temas kurmaktan nefret etmesi..
tucimania ayağa kaLktı, koLtuğunun yanında duran çantasından bir kutu çıkardı, kutuyu açtı, ayağa kaLktı, bir sigara yaktı, kutudan bir jiLet çıkardı, bütün herkesin eLLerinin bağını çözdü ve herkese birer tane jiLet verdi.. jiLetLeri eLinde tutan grup tucimania yı izLedi dikkatLice.. suratLarı dağıLmış oLmasından doLayı grubun yüz mimikLeri pek beLLi oLmuyordu.. tucimania son getirdiği sürtüğün yanına oturdu, eLdivenLErini giydi, parmak izi bırakmaktan korktuğu için eLdivenLEri takmamıştı.. sadece temastan kaçındığı için eLdiven takmıştı tucimania.. gruba döndü, "herkes ben söyLediğim zaman biLekLerini kesecek ve hayatLarına son verecek.. sadece bu sürtük kendini öLdürmeyecek.. gaLiba tanrı röLüne bürünmem hoş oLacak.." dedi ve sürtüğe döndü, güLdü.. tucimania gruba döndü, "şov başLasın" dedi.. bu emir iLe grup biLekLerini kesmeye başLadı.. her yer kan göLüne döndü.. tucimania güLdü, sigarasını fırLattı, sigara yerde birikmiş oLan kanın üstüne düştü ve sigara söndü..
tucimania jiLeti kızın biLekLerine götürdü, "öLmek gerçekten sondur" dedi ve jiLeti kızın biLeğine götürdü, jiLeti sertçe kızın biLeğine vurdu.. jiLet iLe açıLan biLekten iLk başta kan akmadı, sadece açık pempe et gözüktü, sonra birden açıLan yaradan kan akmaya başLadı.. tucimania ayağa kaLktı, sigarasını çıkardı ve kibrit iLe sigarasını yaktı, kapıya yöneLdi, kapıyı kapatırken içeriye son bir bakış fırLattı, güLdü ve kapıyı kapattı..
P.S: ben o adam değiLim bebeğim, bu farfar sarsar vesaire, bu asLında uLudağsözLük ama ben tucimania değiLim..
ingvar ambjörnsen'in yeni kitabı -yeni sayıLır basım tarihi 2007-.. güzeL bir kitaptır.. okuyucuyu merak duygusuna çok güzeL iter ambjörnsen bu kitabında..
annesi'nin öLümü sonrası, karşı apartmanda oturan komşuLarının hayatLarını aLdığı teLeskop iLe odası'nın penceresinden izLeyerek acısını unutmaya çaLışan bir herif'in güzeL öyküsü..
ingvar ambjörnsen'in diğer kitapLarında gördüğümüz o sert üsLup bu kitabında biraz yumuşuyor.. kitap kimi yerLerde sıkıcı oLabiLiyor fakat ambjörnsen okuyucudaki bu sıkıntı haLini sanki anLarmışcasına bu sıkıntıya bir son veriyor.. okunması gereken bir kitap..
küfür kapesitenizi "fuLL" derecesine getireterek sizi cehenneme kombine aLmaya davet eden eğLenceLi bir deneyim..
ayrıca kimi keko askereLere eğitici dersLerde verebiLmeniz oLasıdır ki buna bir örnek; tuvaLet eğitimi.. hödük askerLer çişLerini yaparLarken kLozet kapağını kaLdırmamakta ısrar ederLer.. tuci bu oLaya sinirLenir.. eLine aLır bir gazete, ruLo yapar, tutar bir kekomastik bir askeri boynundan, sürükLeyerek tuvaLete sürükLer, kafasını kLozet kapağı'nın dibine yapıştırır, eLindeki gazete ruLosuyLa spastik askerin ağzına burnuna vurarak; "Lan kemiğini sktiğimin askeri, bir daha kLozet kapağı kapaLıyken işeyecek misin?" diyerekten askeri eğitmeye çaLışır.. neyseki evciLLeşmeye müsait oLan bu türLer tuciyi fazLa yormadan anında eğitiLir ve tuci mutLu mesut askerLiğine devam eder..
ayrıca kitap okunmak için ideaL bir yerdir asker ocağı.. askere gidenLere şiddetLe öneriLir.. eLinde kitapLarLa doLaştığınız zaman kimi askerLer -tamam yaLan söyLemeyeceğim, bütün askerLer- sizi isa - mesih faLan sanarLar.. bir garip yerdir asker ocağı.. *
askerde yaşanıLan ve beni yerLe bir eden, türkiye'deki abazanLık gerçeğini gözLer önüne seren müthiş diyaLog..
bir arkadaş testislerinden ameLiyat oLmuştur.. istirahat eden anadoLu deLikanLısı'nın arkadaşLarı ona "geçmiş oLsun" diLekLerini iLetmek için koğuşa geLirLer.. Ve türk abazanLık tarihine damgasını vuran diyaLog o dakikada gerçekLeşir; (bu zat-ı muhteramLerin isimLerini çekinmeden kamuoyuna sunuyorum ki ibret aLsın tüm abazanLar)
ismaiL: devrem geçmiş oLsun..
nejdet: sağoLasın devrem..
i: agacım çekebiLiyor musun?..
n: ne?..
i: 31 Lan işte..
n: yok Lan nasıL çekeyim..
i: peki ne zaman çekeceksin..
n: sanırım şubat ayında..
i: zormuş be agacım..
n: ...
i: ...
iki yönden darbe indiren -şimdiki ve geLecek zaman- soruLar beni yaraLar ve bu askerLik bitmez uLan bu denyoLarLa dedirtir..
muhteşem bir kitap.. bu kitap nasıL bir beyin fırtınası, nasıL bir hayaL gücü iLe yazıLmıştır anLamak güç.. ayrıca paul auster'in yazı diLi'nin muhteşemLiği kitaba artı bir güç kazandırmıştır.. yaLnızLık, yaşLıLık, pişmanLık, ayrıLık, kendi kendine oyaLanma bu kadar mı güzeL anLatıLır.. paul auster'in iyi bir sinema izLeyicisi oLuşu ve bu muhteşem gözLem yeteneğini kitaba aktarması kitabı muhteşem kıLan yanLardan bir tanesi.. pauL abimin eLLerinden öperim.. kesinLikLe okunması gereken bir kitap..
kitabın muhteşem oLmamasının nedeni -benim şahsi fikrim- kitabın sonunun iyi bir şekiLde bitiriLmemesi.. kitabın gidişatı, kitabın sonunu okurLara tahmin ettiriyor.. günday'ın daha önce yazdığı kitapLarın bitişLeri güzeL iken, insanı tahmin etme oLanağı vermez iken bu kitabın bu şekiLde bitmesi beni üzdü.. günday kitabı daha şaşaaLı bir şekiLde bitirseydi eğer "aziL" muhteşem bir kitap oLabiLirdi..
neyse bu kadar kusur kadı kızında da oLur deyip kitap'a 10 üstünden 7.6 veriyoruz..
son zamanLardaki haLini "edward scissorhands"a benzettiğim afilcik.. uLan birde garip bir yanı var bu "makas eller"in; bir ezikLik, bir şeyLeri yitirmişLik, yenen tekmeLerin acısından doLayı yazıLan garip sözLü şarkıLar.. ezik rocker kıvamı.. yeni bir tür yarattı adam; "ezik rock"..
uLan yediysen tekmeyi biriLerinden çıkar makas eLLerini, sana o tekmeyi basanLarın şah damarLarına batır makası.. böyLe içine atarak ve şarkı sözü yazarak bir bok oLmaz.. içine atma.. içine atarsan bazı şeyLeri kanser oLursun vaLLa..
geçmiş zaman evveL * geçirdiğim bir kaLp sıkışması esnasında, yani öLüme bir adım yakLaşmışken, yani o hep seninLe bağdaştırdığım "sonsuzLuğa" yakınLaşmışken, yaradan'a yakarışLarımı sunarken, koLuma serum bağLanırken, içimde oLuşan huzurun nedeni.. öLüm yanı başımdayken akLıma sen geLince daha bir tırsmam/korkmam/endişeLenmem gerekirken içimde oLuşan bu garip huzur neyin nesiydi dedim kendime.. hani öLüyorsun, hani uçup gidiyorsun bu anasını sktiğimin dünyasından, hani sevdikLerine dokunamıyorsun/öpemiyorsun/kokLayamıyorsun, hani işte öLüyorsun, izahı yok.. sonra anLadımki öLüö; sonsuz bir hayat ve orada zaman kavramı yok..
sindire sindire duyguLarımızı gerçekLeştireceğimiz bir ömür var.. yetmeyecek ya biLiyorum.. bitmeyecek o üç harf'e sığan şey.. sonsuzLuğa aktarıLacağız beraber, beLki orada doyum noktasına -kesin bir doyum oLur demiyorum- uLaşacağız.. ama sindire sindire oLacak.. öyLe çıLgın öyLe sakin..
"Biri gelir sorarsa
Beni sana sorarsa
Gitti der misin?
Gittigimi söyler misin?
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin?" *
kabuLLenmeyi daha kabuLLenmedim/kabuLLenemedim.. ben yine haLa aynı kişiyim, değişmedim, arabesk bir yaşam tarzına uyum sağLayamadım.. kabuLLenmeyi daha kabuLLenmedim/kabuLLenemedim.. ben haLa deLi, psikopat, rocker, asi, boyunduruk aLtına aLınamayan, gevşek, sıkıLgan, beşiktaş için kavgaya girmekten çekinmeyen, karşısındaki saLak insanLa daLga geçen, doğaçLama yaşayan, rutin hayatı sevmeyen kişiyim, biLdiğini okuyan, ukaLa, karşısındaki insanın cümLeLerini sürekLi düzeLterek karşı tarafı sinir eden biriyim.. yani anLayacağın ben haLa deLinim, haLa sevdaLın..
bu psikopat kişiye 1 yıL dayanaraktan hayatımın admini oLandır.. psikopat kişi'nin -askerLik nedeniyLe- saçLarı 4 numara iLe kesiLmiş haLini biLe sevip onu bu çirkin haLi iLe kabuL edendir..
zor.. çok zor.. inanıLmaz zor.. dayanıLmayacak kadar zor.. "keşke" dedirttirecek kadar zor.. sensizLik çok zor..
kendisine "yıLdız tepe"den haykırdığımdır, gökyüzüne onun için işaretLer bıraktığımdır..
15 ayLık kısa -ama izafi oLarak bize uzun- bir zaman diLimi süresince beni tüm hasretiyLe, tüm sevgisiyLe, tüm sevecenLiğiyLe bekLeyecek oLan biricik sevgiLi.. diLe çokça koLay geLmesi açısından "15 ay"Lık zaman sürecini "1.5 yıL" oLarak teLaffuz ederekten hasretimizi böLmeye çaLışıyoruz beyhude bir çabayLa..
ruhsal birLeşimLeri, kozmik yolculukları en iyi biçimde yaparaktan hasretimizi biraz olsun azaltmaya çaLışmak, astral seyahatler yaparaktan sevgi birleşimleri gerçekleştirmek...
çalan şarkılarda sevgili'nin hayaLetini görüp gözLerimin doLmasıyLa, sagopa kajmervari yaşanılan sevgi aforizmaLarı; "odamın hayaLetisin, sessizLiğine aşığım"..
ruhumun tamamını kendisine emanet edip, uzun -kimilerine göre kısa- yoLculuğuma çıkar, "yoksun işte yoksulum ben, diLenip ne yapayım.." diyerekten en güzel busemi aLnına kondurup giderim..
mamak'ta kırk gün -topLam 37 gün ama yuvarLak hesap oLsun diye 40 dedim- acemi askerLik yaptıktan sonra "ankara'nın dikmeni bir daha geLirsem sik beni" düsturunu söyLeyen bir garip topraktan oLma, mehmet (vücutsaL öLçüLeri açısından küçültme eki oLan -cik, -cık, -cuk gibi ekLerden de mahrum kaLan insan evLadıdır ayrıca) * mebs, yani açıLımı; "muhabere eLektronik biLişim sistemLeri"nde askerLiği şans eseri rahat geçirmiştir.. mebs de askerLik yapan usta askerLerin deyimiyLe mebs'in açıLımı şöyLedir ki askerLeri korkuya sevk, güLmeye teşvik eder; mehmetçik en iyi burada sikilir.. *
askerLiğe bir anda gittiğim için buradaki kimi iyi arkadaşLarıma haber veremediğim için özürLer diLiyorum.. buradan onLara seLam eder, asker oLduğum için bana dokunmaLarının 6 aydan başLadığını söyLerken onLarı tehdit eder, onLarı forsumLa öper, asker seLamımLa gıdıkLarım..
askerLik nasıLdı Lan? sorusuna vereceğim tek ve yek cevap; faLan fiLan.. bu yüzdendir ki askerLik iLe iLgiLi anıLarımı seneye anLatacağımdır.. Lütfen üstüme geLmeyin, 6 ay...
dağıtım yeri çanakkale-gökçeada'ya çıkan bu orta yaşLı mehmetçik tüm tanıdıkLarına hoşçakaLın der ve sözLük hayatına 1 sene ara verir..
... iki kanatLı kapı'nın iki kanadı aniden açıLdı.. sedyede yatan ve örtüye sarıp sarmaLanmış bir kişiyi -öLü bir kişiyi- çıkarıyordu iki kişi sedyeyLe dışarı.. herkes ayakLandı, ben öLü kişi'nin üstündende asıLı oLan "ad, soyad, öLüm saati" gibi biLgiLerin yazıLdığı kağıdı görmeye çaLıştım ve gördüm.. herkes ağLadı, ben ağLayamadım.. öLü kişi'nin çocukLarı "son bir kez göreLim" diyerekten sedyeyi tutan iki kişiye yaLvardıLar, ama o sedyeyi taşıyan iki kişi "oLmaz" dedi, "Lütfen" dedi.. sedyeyi takip ederek yürüdük soğuk ve her zaman nefret ettiğim hastahane koridorLarında.. sedye gözden kayboLdu, biz hastahaneden dışarı çıktık.. herkes ağLadı, ben ağLayamadım.. bir an beynimin damarLarı patLayacakmış gibi oLdu, yine ağLayamadım, rahatLayamadım..
morgdan öLen kişiyi aLdık, tabut'a yerLeştirdik, tabut'u cenaze arabasına koyduk, öLü kişiyi yıkamak için yoLa koyuLduk, araba'nın içindeki herkes ağLadı, ben ağLayamadım, öLü kiş'nin yıkanacağı yere geLdik, tabut'u dışarı çıkardık, öLü kişiyi yıkanacağı yere koyduk, herkesLer dışarı çıktı, öLü kişi'nin oğLu ve ben kaLdık içeride sadece, örtüyü açtık, öLü kişi sanki uyuyormuşçasına yatmıştı buz gibi taşta, garipti, anLaşıLması biraz zordu.. öLü kişi'nin başı'nın ucuna gittim, dokundum başına, saçLarını okşadım, biLmezdim bir öLü'nün bu kadar soğuk oLabiLeceğini, biLmezdim bir öLü'nün bu kadar hissiyatsız oLabiLeceğini, biLmezdim bir öLü'nün bu kadar yakışıkLı oLabiLeceğini..
öLü kişiyi yıkadıktan sonra mezarLığa gidiLdi, daha önceden açıLmış mezar'a baktım, tabut'a baktım, herkesLere baktım, herkesLer ağLıyordu, ben ağLayamıyordum, güneş başımın tepesinde mutLak bir hakimiyet kurmuştu, ağLAyamamamın verdiği büyük ıstırap iLe baş ağrım doruk noktasına uLaştı, kişiyi gömerLerken mezardan uzakLaştım, sigara yaktım, sevdiceğim yanıma geLdi, eLini tuttum, tüm sevdikLerime baktım ve onLarında teker teker -benim de- bir gün toprağın aLtına gireceğini düşündüm, herkesLer ağLadı bir tek ben ağLayamadım..
o öLen kişi dedemdi.. dürüst, hassas, iyi, komik, yakışıkLı, örnek insan dedemdi..
birkaç seneLik ayrıLıktan sonra sonsuz beraberLiktir öLüm.. biLiyorum ki insan öteki dünyada sevdikLeri iLe beraber oLacak..
savaş sanatkarı, başarıLı, kendine güveni tam, karizmatik, biLgiLi...
çoğu kişi'nin siyaset arenasında görmek istediği emekLi paşa.. son yaptığı konuşmaLarda siyaset'e gireceği'nin sinyaLLerini vermiştir, çoğu kişiyi umutLandırmıştır..
osman pamukoğLu'nun siyasete girmesini istemeyen kişiLerin öne sürdüğü "asker adam siyaset yapamaz" düsturunu anLamamaktayım.. türk tarihini inceLediğimiz zaman türk devLetLeri'nin en şaşaaLı günLerini yaşatan devLet adamLarı aynı zamanda büyük birer komutandıLar.. mustafa kemaL atatürk'ün de büyük bir komutan oLduğunu unutmamak gerekir.. mustafa kemaL, asker kimLiğini bir kenara atıp mükemmeL siyaset yapmıştır ve "asker adam siyaset yapamaz" düsturunu yıkmıştır.. osman pamukoğLu'na baktığımız zaman askerLik kimLiğinden yeterince arınmıştır.. şöyLe ki; kan uykusu beLgeseLine çıkan askerLerin isimLeri'nin aLtında "emekLi aLbay, binbaşı" gibi sıfatLar yer aLırken, osman pamukoğLu ismi'nin aLtında hiçbir askeri sıfat yoktur..
şöyLe bir görüş vardır bir de; "osman pamukoğLu türkiye'nin başına geçerse türkiye de demokrasi oLmaz".. şimdi türkiye'ye bakıp demokrasi var diyenLer ya biLgisizdir ya da bir şeyLeri görmekten kaçınıyordur.. şunu beLirteyim ki, türkiye de hiçbir zaman demokrasi oLmamıştır.. türkiye'de demokrasi var diyorsan eğer güneydoğu anadoLuyu özerk yapsana.. orada ki haLkın yüzde biLmem kaçı bu özerkLiği istiyor.. türkiye'de tam bir demokrasi yoktur, kontroLLü bir demokrasi vardır..
osman pamukoğLu'nun tarihi ve siyaset biLgisini gördükten sonra "bu adam çatır çatır siyaset yapar" demekten kendimi aLamıyorum..
osman pamukoğLu'nun LiderLik hakkındaki konuşmasından bir aLıntı;
--spoiler--
O sular soğuktur, derindir, karanlıktır. Lider güven aramaz, fırsat arar. Gerçek bir lider sınır, kural tanımaz. Yöneticilikle liderlik farklı şeylerdir. Kalıp adımı değildir lider. Lider, toplumun başının dik dolaşmasını sağlar. Doğadaki ağaçların, köpeklerin, kedilerin, kuşların bile iyi bir lidere ihtiyacı vardır. Liderlik, Amerikalıların, ingilizlerin kitaplarında yazdığı özellikte olmuyor. Lider, cesaretli ve özgürlükçü olmalıdır. Ben, çocuklarımın derslerine, hangi üniversiteye gideceklerine, kiminle evleneceklerine karışmadım. Çünkü, özgürlükçüyüm. Türkiye'de parti liderleri var, gerçek lider yok. Lider öl dediği zaman binlerce insan ölür. Siyasi parti liderleri için kimse kendine iğne bile batırmaz.
--spoiler--
gözümde türk rock tarihi'nin en iyi bateristi konumundadır.. hard rock adına sağLam işLer yapmış, hard rock müziği'nin geLişmesine yardımcı oLmuş, çoğu kişiye hard rock müzik de bateri nasıL çaLınır öğretmiştir.. whisky grubu iLe adını duyuran şaLt, erkin koray, objektif, sibeL tüzün, cem köksaL, gür akad gibi ünLü kişiLerin yanı sıra birçok bar grubu iLe de çaLışmıştır.. şimdiLerde yüksek sadakat iLe çaLışmaktadır..
mimar sinan üniversitesi güzeL sanatLar faküLtesi grafik böLümünde öğrenim görmüştür..
okyay ve göktay kardeşLerin çekirdek kadrosunu oLuşturduğu bir adet fLamenko grubu.. müthiş işLere imzasını atan bu grup "vesaire vesaire" adLı fiLmin müzikLerini yapmışLardır ve birçok kesim tarafından takdir görmüştür.. kimi zaman meLek yeL'in dansLarı eşLiğinde sahneye çıkmaktadırLar.. okyay ve göktay kardeşLerin güzeL, iyi kişiLikLeri müzikLerinede yansımaktadır..
dünya özeL banka sektörü'nün merkezi oLması an meseLesi oLan üLke.. isviçrede değişen bankacıLık yasası birçok zengin kişiyi bu üLkeye yönLendirmiş, singapurda buLunan bankaLara servetLerini yatırmaya itmiştir..
bu üLke aynı zaman asya'nın hong kong'tan sonraki en büyük finans merkezidir.. singapur, uzun süre ingiLiz sömürgesinde kaLdığı için birçok göreneği ingiLizLerLe benzerLik göstermektedir..
bir ada üLkesi oLan singapur'un birçok noktasında Liman vardır.. singapur, israiL'in asyadaki ticaret merkezidir.. israiL, singapurun kuruLmasına ve kaLkınmasına çokça yardım etmiştir..
kuruLduğundan bu yana aynı parti'nin iktadar da oLması ve muhaLefet'in göstermeLik buLunması şaşırtıcıdır.. birçok kesim tarafından diLe getiriLen "kontroLLü demokrasi" bu üLkede geçerLidir..
kitabın, fiLmLeştiriLmiş haLi yabancı üLkeLerde izLeyici karşısına çıkmıştır.. oyuncu seçimLeri'nin iyi oLduğunu itiraf ettikten sonra yönetmen'in sönük kaLması beni çokça düşünceLere itmiştir.. bu müthiş kitabın fiLmLeşmiş haLi inşALLah muazzam çekiLmiştir.. fiLm türkiyede gösterime girecek mi biLemiyorum.. umuyorum ki fiLm türkiyede gösterime girer ve fiLm hakkında daha detayLı bir anaLiz yapabiLirim.. şu anda yapabiLdiğim tek şey fiLm'den aLınmış kareLere bakarak iç geçirmek..
imdb'ye göre fiLm'e şimdiLik 278 oy veriLmiştir.. fiLm 7.3 reyting aLmıştır..
saLvador daLi'nin en çok tartışıLan tabLoLarı'nın başında yer aLmaktadır.. çarmıha geriLen isa figürLeri geneLde kan ve acı iLe resmediLirken daLi bu kLişeyi yaptığı tabLosu iLe kırmıştır.. isa'nın çarmıhtayken çektiği acıyı tabLoya yansıtmayan daLi isa'yı değişik bir açıyLa tabLoya resmetmiştir.. daLi bu tabLoyu resmederken aziz john'un bir kağıt parçasına çizmiş oLduğu eskizden etkiLenmiştir..
resimdeki manzara daLi'nin evinin önündeki manzarayLa aynıdır.. manzarada yer aLan sarı kayık ise daLi'nin baLığa çıkıp, gezinti yaptığı kayıktır..
daLi bu tabLosunu sergiLetmeye başLadığı anda birçok kesimin tepkisini çekmiştir.. o dönemLerde zaten fazLa seviLmeyen daLi bu tabLo iLe daha çok seviLmemeye başLanmıştır..
gLasgow müzesi'nin tabLoyu teLif hakkı iLe birLikte satın aLması -8.2 bin paund'a satın aLınmıştır- tartışmaLArı daha fazLa tetikLemiştir.. böyLe Lüzumuz bir eser'e veriLen çokça para nedendir?.. fakat daha sonraLarı bu tabLoyu görmek isteyen insanLar glasgow müzesinin önünde uzun sıraLar oLuşturmuştur.. ki tabLoya veriLen para'nın kat kat üstü müzeye geri dönmüştür..
tabLoya uzun süre bakınca insan kendisini tabLo'nun içinde hissediyor.. isa'nın tabLodaki duruş şekLi -isa'nın ne gökyüzünde ne de yer yüzünde net bir duruşu yoktur- insanı büyüLüyor.. haLa daha tartışıLan bu tabLo daLi'nin en ses getiren eseridir..
--spoiler--
sessizce bir şeyler fısıldadığında,
ah ne denli pembe görüyorum hayatı..
aşk sözcükleri söylüyor bana,
her zamankinden,
ve bir şeyler oluyor sonra bana..
giriverdi işte kalbime,
mutluluğumun ortağı,
sebebini bildiğim..
benimsin sen dedi..
bense onun,
yaşam boyu,
söyledi bunu bana, hatta yeminler etti hayatı üstüne..
ve onu gördüğüm ilk andan bu yana
hissediyorum
deli gibi çarpan bu yüreği,
hiç bitmeyen aşk gecelerini,
yerini bulan yüce bir mutluluk
sorunlar, yaslar, evreler..
mutlu yine de, ölümüne mutlu..
kollarına aldığında beni,
sessizce bir şeyler fısıldadığında,
ah ne denli pembe görüyorum hayatı..
--spoiler--
zaman evveL ütopik ve saçma düşünceLeri yüzünden asıLan kişiLer'in üstünden deLice prim sağLayan dizi.. o öLen kişiLerin düşünceLeri iLe bu dizi'nin yaptığı şey örtüşür mü?.. sorumu bu öLen kişiLeri savunanLar cevapLasınLar..
türkiye'nin, günümüzdeki reziL durumLara geLmesinde önemLi bir roL oynayan siyasetçi, eski başbakan.. gizLi anLaşmaLar iLe toprağını peşkeş çektirerekten türkiye'nin, diğer üLkeLere bağımLı bir tavır sergiLemesine neden oLmuştur.. "öLü'nün arkasından kötü konuşmak gühantır" düsturundan yoLa çıkan haLkımız çoğu zaman bu kişiyi eLeştirmekten kaçınmıştır.. yaptığı saçma sapan poLitika iLe şun an ki türkiye'nin temeLLerini atmıştır..
günümüzde yaşayan siyasetçiLeri takındıkLarı poLitika yüzünden eLeştirirken bu adamı bir türLü eLeştirmeyi beceremedik.. çünkü mahkemece asıLmıştı, çünkü hero'ydu, çünkü hatırLa sevgiLi'ye konu oLmuştu.. günümüz siyasetçiLeri'nin yaptığı saçma poLitikaLarın tek suçLusu adnan menderestir.. onun mirasını yaşatanLar nicedir.. ne saçmadır..
geçirdiği uçak kazasında adnan menderes öLseydi beLki onu eLeştirime hakkına sahip oLacaktık.. fakat asıLdığı için onu eLeştirme hakkımız eLimizden aLındı.. eLeştirenLer teLEvizyonda yer aLmadı, adnan menderesi yüceLtenLer hep teLevizyonLara çıktı..
türkiyeye ihanet edenLer, türkiyeyi aLeni/gizLi bir şekiLde satanLar eLbet bir gün cezaLarını çekecekLerdir.. ve ben onLar için hiçbir zaman üzüLmeyeceğim.. cezaLarını çeken insanLara üzüLenLere de gerçekLeri göremedikLeri için hep bir kızgınLık haLi içinde oLAcağım..
amerika'nın pkk'yı besLemesi'nin ve koLLaması'nın en büyük nedeni..
pjak, iran'a rahat vermemektedir.. iran'ın zayıfLamasını isteyen amerika'nın bir maşası konumundaki pjak'ın isteği de amerika'nın isteği iLe paraLeLLik gösterir.. doğrudan iran'a savaş açamayan amerika'nın kötü bir oyunudur..
işin garip yanı ise 90'Lı yıLLarda toprakLarımızda pkk kampLarı yok diyen iran, pjak'ın iran'a artan saLdırıLarı iLe türkiye iLe bir antLaşma yapıp pkk'yı o böLgeden siLmek istemesidir.. terör'ün bumerang etkisini en güzeL şekiLde gözLer önüne seren bir şerefsizLer topLuLuğu..
recep tayip erdoğan'ın "6 çocuk yapın" Lafına karşıLık, condom'u savunan ve güvenLiği ön pLana çıkarıp hayLi yaratıcı bir duruş sergiLeyen tuğba hanım'ın aLnında öpüyorum.. yine herkesLer sustu ve tuğba konuştu.. tuğba'ya "yürü de endamını göreyim" derken bir de akLını severekten kendisini şımartıyorum..
aLdığı biLmem kaç ödüL iLe dinLediğim sanatçıLarı sorguLamama neden oLan insancıL.. ben mi yanLış kişiLeri dinLiyorum, ben mi sanatçı ve sanat kavramını aLgıLayamıyorum, ben mi müziğin/aLt yapı'nın ne oLduğunu biLmiyorum, ben mi şarkı sözLerinden anLamıyorum?.. ismaiL ve yk'Ları benim sanatçı gözüyLe baktığım tüm kişiLerden her şeyi daha mı iyi yapıyor?.. akLını seveyim Lan ismaiL..
uyku derinLiği baykaL göLüne eşit oLan, muhabbet esnasında güLerken nurLu yüzüyLe uyuyakaLabiLen, kişiye sarıLırken sırta 3 kere pıt pıt yapıpı kişi'nin gazını aLmaya çaLışan, "yoksa uçak mı bu, hayır hayır bir göktaşı, yooooo bir ufo, hayııııııırrrr o şey kokooooooooooooo" kişisi..
