Merhaba dostlar, merhaba felaket arkadaşlarım. Bu gün fark ettim artık yaşlandığımı. Hani öyle çocukların abi yerine amca demesinden değil, koşamamaktan ne bileyim denize dalamamaktan veya sevişirken nefessiz kalmaktan filan hiç değil.
Eskiden kırklı ellili yaşlar bana çok ama çok yaşlı kelli felli amca ve teyzeler olarak gelirdi fakat bu gün fark ettim ki artık bana genç geliyorlar hatta 30 yaş altı çocuk olarak görünüyormuş bana. Bu gün fark ettim.
Bi an icin korktum gerçi hala korkuyorum. Hazır hissetmiyorum kendimi hiç...
Yıllar çok ama çok hızlı geçmiş ve bende o hızlı geçen yılları çok acımasız kullanmışım.
Şu an bunları yazma niyetim belki biri okurda samanyolundaki kalp gözü isimli dizi kuşağı gibi ibret alır. Ne bileyim uzak durur bazı şeylerden.
Ben eroin ve kokain bağımlısıydım. Tabi asıl bağımlılığım eroin. Kokain onun mezesi. Defalarca tedavi gördüm defalarca geri başladım. Özel kliniklerde, istanbul balıklı rum hastenesinde filan yattım. Cip taktırdım. Şimdi uzun zamandır temizim.
Hayatımın 12-13 yılı hep uyuşturucu ile geçti ki hayatımın gerçekten en güzel günleriydi. Eroin benim için su gibi yaşamsal bir ihtiyaçtı. Günlük aktivitelerimi yerine getirmem için bir yakıt. Öyle ki sevgilimle sevişebilmemi bile o zamanlar ona borçluydum. Çünkü eroin olmazsa ben bildiğin zombi gibi bir yaratık oluyordum. Açlık seks sususuzluk hiç biri eroin kadar kıymetli değildi benim gözümde.
2 universiteyi yarıda bıraktım. 11 yıllık bir ilişkimi eroin hayatımdayken bir sonuca varamayacağını düşündüğüm için sonlandırdım. Hayallerimi, sevdiklerimi hep feda ettim eroin uğruna. Şu an hiç ama hiç sevmediğim bir devlet kurumunda memurum oysaki bu hem benim kişiliğime hem de gençken kurduğum hayallerden çok uzak.
3 yıl önce eroin ile savaşayım dedim bu eski bağımlıların toplandığı Aa(adsız alkolikler)merkezleri oluyor. Sosyal medya üzerinden organize olup toplanıp birbirlerine destek oluyorlar. Gideyim onlara yardımcı olayım bari diye düşündüm bu sefer orayıda bok ettim. Orada tanıştığım bir kız bir gece seviştik. Masada kokain vardı. ikimizde geri başladık. Sonra yine bıraktım. Bunu yazmamdaki amaç eroin öyle kahpe öyle sinsi bir şey ki bıraksan bile en ufak fırsatta geri başlıyor insan.
Neyse bayağı saçmaladım. Dostlarım yaş, yolun yarısındayım diyor ya oralardayım. Bu yaşa ne zaman geldim inanın hiç fark etmedim. Ömrüm keş kızların kollarında, cami ve benzin istasyonları tuvaletlerinde, mal peşinde koşmada, polis arabası görünce korkmakla, sevmeye sevilmeye hep bir şeylere geç kalmakla geçti. Ve hızlı geçti inanın.
Benim güzel dostlarım kimyasallardan uzak durun. Günlerinizi hep sevdiğiniz kişilere adayın. Okuyanların başını ağrıttığım için özür dilerim. Hala aktif içici varsa iletişime geçsin yardımcı olayım. Sanki bi an da yaşlandım. Siz yaşlanmayın..
doğrusu özlemişim seni dedim.
Bende dedi.
Seni hala seviyorum dedi.
bende dedim.
kahve fincanını masaya koydum.
Ufak tatlı bir kız geldi "anne" dedi.
Gözlerimin içine bakarak "efendim eylem" dedi.
oysa bu ismi biz kendi kızımıza koyacaktık dedim.
Gülümsedi...
Ruh kavramına inanmak ilkel atalarimizdan bize kalan bir mirastir zira o atalarimiz canlı cansiz herseyin ruhu olduğuna inaniyorlardi.
Öyle ki bir kadın karninda hareket hissedip hamile olduğunu anladiginda o sirada nehir kenarindaysa karnina nehrin ruhunun girdigini bir kartal gördüyse kartalin ruhunu doguracagina yani dogacak çocuğun o sırada yaninda olan bir nesnenin bir varligin ruhunu tasiyacagina inaniyordu.
Daha sonra bunu saçma bularak sadece ölmüş atalarının ruhlarina taptilar. Sonraları ruhu yaradan tanri veya tanrilara. Sonraki hikayeyi biliyorsunuz.
Bedenimizin içinde kesinlikle bir ruh yok. Bizi biz yapan benliğimiz sadece bizim beynimizde ve inanin bana bizi yonetende ne beyin nede ruh. Bizi yöneten hormonlarimizdir. Yarın ne yapacagimiza ne zaman sevisip ne zaman masturbasyon yapacagimiza ne yiyecegimize hormonlar karar verir.
Siz yarın caninizin ne cekecegini su an biliyor musunuz?
Dostlarim insarlar çok gelişmiş bir makinadir. Sinir sistemimiz elektirikle çalışır. Bizi kim ne için yarattı bilmiyorum ama şunu diyebilirim ki bizi yaratan içimize bir ruh koymadi.
Bir çocuğun daha geleceği, hayatı, çocukluğu, hayalleri ve ruyaları katledildi.
Bu nasıl bir vahşet.
Diyarbakır da 11 yaşındaki bir çocuk ki doğum sancısı çekene kadar hamile olduğu anlaşılmamış ve sonra karın agrisi şikayeti ile gidiyor ve Doğum yapıyor. bu nasıl anne baba ilgisi bu nasıl toplum.
Mirc/irc isimli sohbet platformunda bir kanala sahip olan adminin sadece hatırı sayılır kullanıcılara bahşeddiği komut kullanma yetisidir. Genellikle kızlara veya gız olduğunu düşündüklerine verilirdi.
Tabi o zamanlar instagram, facebook vb sosyal ağlar yok msn var görüntülü konuşma yok sonra görüntülü konuşma yeni çıkmış fakat bu seferde sürekli donuyor ve görüntü kalitesi bombok. Porno sitelerinde video izlenmiyor sadece fotoğraflara bakılıyor ondada bir linke tıkladığında fotoğraf en aşağı yarım dakikada açılıyor yavaş yavaş.
Şimdi mastürbasyon yapacak o kadar çok materyal var ki ama o zamanlar millet karşısında bağyan takliti yapan adamlarla sanal seks yapıyordu.
Biraz kafanızı s.kecem müsade edersiniz.
30 yaşındayım şimdiye kadar biraz nasıl derler hızlı bir hayat yaşadım. Kokain, eroin vb maddeler kullandım ama öyle arada sırada degil. Eroin benim için ekmekten sudan daha öteydi. Eroinsiz çalışamaz, okuyamaz ve biraz erkeklik onurunu zedeleyecek ama sevişemezdim bile.
Uyuşturucu yu çok bıraktım ama çok geri başladım. derken bıraktığım dönemlerde şimdiki karım olan çirkin mi çirkin hasba mı hasba bir varlık çıktı. bende daha önce böyle bir mahlukat gormedigim için tepeden tırnağa sevdim. Aileler karşı çıktı o işini bıraktı benimle farklı bir şehire geldi . Ailemiz bizi ret etme noktasına geldi. Gerci şimdi arkamizdalar. Sonra mersinde sokaktan bulduğumuz 2 insanin şahitliğinde üzerimizde kot pantolon tshirt nikahimiz Kıyıldı. Para bitene kadar otel ve pansiyon para bittikten sonra ormanda arabada kaldık. eroin haricinde çeşitli maddeleri beraber kullandık. Çünkü beraber yemedigimiz bir bok kalsın istemiyorduk. Biz daha işin daşşağındaydık.
Böyle bize göre güzel başkalarına göre boktan bir hayatımız vardı. sonra bir iş bulup ev tuttuk emlakcilik filan yaptik evimize eşya aldık ki ilk başta sadece yatagimiz ve bir kanepemiz vardı ikinci el. Farkında olmadan uyuşturucu icmemeye başladık. o eski rüzgar nereye biz oraya halimizden herseyi planlayan hesaplayan insanlara dönüştük.
Ben bu yaşıma kadar hiç uzun vadeli planlar yapmamistim ama artık bir çok planımiz bir çok hayalimiz vardi. Sanılmasın sakın kendimize calismaya verip birbirimizden soğuduk aksine ikimizde eve büyük bir özlemle dönüyorduk. Ailemiz hala Küstü bize ve bizim birbirimizden başka desteğimiz yoktu. Gündüzleri beraber ev satmaya çalışıyor aksamlari kpssye calisiyorduk. Sonra bir devlet kurumuna atandım. Konu nerelere geldi aminiyum. uzatmayacagim daha fazla.
Yani demek istediğim şu, eskiden uyuşturucu peşinde, seks peşinde koşup bir it bir zibidi gibi yaşarken kazandığım parayi 1 hafta içinde bitirip baba parasına güveniyorken şimdi düzenli bir hayatım ve dünyalara değişmeyeceğim hayat arkadaşım can dostum var.
Adam olmak sevdiğin kadını mutlu etmekse eğer e ozaman ben adam olmuşumdur.
Şunu söylemek istiyorum dostlarım seviyorsanız evlenin kardeşim. Evlilik insanı değiştiriyor ama sırf adam olmak için de evlenmeyin çünkü eğer sevgi olmazsa işin içinde insan ne yaparsa yapsın sikseler adam olmaz.
Sevgili dop modlar, pek muhterem ateistler, convers üstü parka giyen komünistler ve Ülkücüler ve rteciler.
Merhaba yarenler Merhaba felaket arkadaşlarım.
Sizlere bir sorum var dostlarım.
Bu Sözlükteki şakirtlere ne oldu?
Bir ara o kadar çoklardıki...
Hatta modların arasında bile vardı ki beni fettullah gülen e feto demek isimli başlığa entry girdiğim için 10 gün çaylak yapmislardı. Neyse siktir edin bu bilgiyi.
Benim demek istediğim bu arkadaslara ne oldu.
Tutuklandılar mı, pensilvanya ya mi gittiler, başka bir gezegene mi ışınlandılar yada yada mutasyona uğrayıp "reis"ci mi oldular?
Harbiden ne oldu o şakirt kardeslerimize. Fetoya tapan, isminin başına "hoca efendi"yi eklemeden yazmayı hakaret sayan o muhteremlere.
Ne olduğunu bilmiyorum ama kendi zekalarini kullanmadiklari sürece mutasyona uğrayıp hep bir şeyci olacakları kesin.
Kuranda sıkça hangi ayet tekrarlanır: "siz hiç düşünmez misiniz".
Harbiden ne oldu bunlara?
Sevgili sözlük yazarları, çok muhterem ateistler ve sayın şakirtler, Harun abiler, goministler ve troller.
Size şimdi söyleyeceğim şey daşşak geçmek değil. Sözlük ben sözlükten biriyle tanıştım sonra birbirimizi harbiden sevdik ve herşeyi bütün işi gücü arkada bırakıp kaçtık. Dün nikah işlemleri için gerekli yerlere başvurduk muhtemelen cuma günü nikahımız var. Bize şahit lazım sözlük ve salonda biz evet diyince alkış tutacak bir kaç insan lazım. Kimsemiz yok*. "bu mutlu günümüzde sizleride aramızda görmekten kıvanç duyarız". Mersinde yaşıyorsanız pm atın iletişim kuralım. Bu entry bir şaka veya yalan değildir gelin bekliyoruz.
Hede: pezevenk bir sevgi sözcüğü yanlış anlaşılmış editledim.
(bkz: arkadaşlar düzeldi)
Sözlüğün en büyük ayıbıdır. Bu adam kaç yaşında sözlük ? Ayıp aminiyüm.
Hayır şimdi bi düşünün birinci nesillerin göbeklerindeki pamukları çoktan kıçlarına sokup selasını verdiler.
Daha geçen gün ikinci nesil bi yazarın torununun sünnetine gittim çeyrek taktım.
Üçüncü nesil bir yazar isim vermeyecem anjio oldu.
Dördüncü nesiller çocuklarının beşiğini kerti.
Ayıp aminiyüm ayıp çok ayıp sözlük.
Yazık lan öyle demeyin...
Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması sonunda sonuçlarını vermeye başladı sözlük.
NASAnın Kepler teleskopu, Dünyanın uzayda yaşam olan tek gezegen olmadığı savını güçlendiren yeni bir keşfe imza attı. Kepler-186 adı verilen kırmızı cücenin yörüngesinde, Dünyadan sadece yüzde 10 daha büyük ve kayalık bir gezegen keşfedildi.
Dünyadan 496 ışık yılı mesafede yer alan Kepler-186 güneş sisteminde kayalık ve su barındırdığı düşünülen bir gezegen keşfetti. Kepler-186f adı verilen gezegenin yaşam barındırıyor olabileceği belirtildi.
Tam burda canınız okurken sıkılmasın diye olayı özetliyorum: gezegen dünyanın ikizi değil ama kuzeni.
Su içerdiği iddia ediliyor ve fotosentez için gerekli ışık var.
Kepler-186f adı verilen gezegenin yıldızı ile arasındaki mesafe, Güneş ile Dünya arasındaki mesafenin 3te 1i kadar. 'Kırmızı cüce' adı verilen yıldızların, Güneşten daha soğuk ama uzun ömürlü olmasının, yeni keşfedilen gezegendeki yaşam olasılığını da arttırdığı ifade edildi.
Kepler 186f, beş gezegenli sistemde yıldızına en uzak mesafede yer alan gezegeni temsil ediyor. Gökbilimciler, gezegenin yaşanabilir bölgede yer aldığına emin olduklarını belirtirken, Kepler-186fte yaşamın oluşmasını sağlayacak iklimsel ve evrimsel sürecin gerçekleşmiş olabileceğine inanıyor.
Kırmızı cücelerin Güneşe kıyasla daha sönük olmasına rağmen yaşamı destekleyebileceklerine dikkat çeken Washington Üniversitesinden Victoria Meadows ise Kepler-186f, bitkilerin fotosentezde kullandığı ışığın 6da 1ini dalga boylarında alıyor. Dünyada bu miktarla yaşamını sürdürecek birçok bitki türü bulunuyor diyor.
Yani benim güzel sözlüğüm yaşam olmaması için hiç bir sebep yok.
Yıldızlardaki patlamalar diğer gezegenlerde yaşamı olumsuz kılıyor ama bu gezegende:
Gökbilimciler, Kepler-186fin Dünyaya kıyasla yıldızına çok daha yakın olmasının yaşam için bir tehdit oluşturmayacağını da belirtti. Meadows, Güneş Sistemine kıyasla, kırmızı cücelerde yaşanan patlama ve fırtınaların gezegenlerini fazla etkilemediğine dikkat çekti.
Meadows, yaşlı ve sessiz bir yıldız olan Kepler-186da meydana gelen patlamaların Güneşle kıyaslanamayacak seviyede güçsüz olduğunu ve olası yaşamı tehdit etmeyeceğini belirtti.
Anlayacağımız pek yakın bir gelecekte ve teknolojik gelmeyi göz önüne alırsak büyük bir ihtimalle ilk dünya dışı zeka barındıran bir gezegen bulucaz.
Belki de "merhaba uzaylı dostum biz Dostuz" diyecez.
Çok çirkin bi görüntüdür. O kadar çirkin ki işidci sakalı gibi aminiyüm. Bu nası bi moda oğlum? Bu nasıl bir güzellik anlayışı?
Ulan zaten şeytan şaplağı gibi kapkara kıllı bi adamsın neyine güvenip giyiyon pezevenk!
Zaten sarışınsa selam vermeye korkuyom ibne diye.
Homofobik değilim ama tırsıyom sizden.
Çok mu geri kafalıyım, çok mu zevksizim bilmiyorum.
Beyaz bol gömleği kumaş pantolon içine koyup kemeri göbek hızasına çeken herifleri arar oldum sizden sonra.
Oğlum havalar serin ayak bileğiniz kireçlenir lan.
Size bir Dost tavsiyesi çok komik görünüyonuz oğlum.
Bilmiyorum belki de ben zevksizim özür dilerim ama yarak gibisiniz be kardeşim.
Röfle, saçın geneli itibarı ile kendi renginin farklı tonlarıyla bezenmesidir.
Röfle kelimesi latince ismi röfletus falakus olan boz ayıdan gelmektedir. Çünkü kızgınlık dönemine giren boz ayılar o dönemde tüy yeniler ve bu yeni ve eski tüylerin bi araya gelmesiyle kürkleri farklı tonlardan meydana gelir. Bu olaya Zoologlar röfle dönemi derler.
Arkeolojik kazılarda ele geçen seramiklerden hititli kadınların ve yunan kadınların röfle yaptığı kanıtlanmıştır.
O dönemde röfle deniz ve kara hayvanlarının bazı organlarından ve kök ve kaya boyalarıyla yapılmıştır.
Mitolojik olarak ilk röfle mısır tanrıçası isis te görülür.
Kendisine bir peruk isteyen isis tüm güzel kadınların saçlarından 1 tel alarak kendisine muhteşem bir peruk yapmıştır. Bunu gören yunan tanrıcaları hasetinden çatlamış ve yunan adetlerinde peruk takmak orispilik sayıldığından bunu bi zaat kendi saçlarına uyarlamışlardır.
Balyaj ise saçın uçlarına farklı renkte boyaların uygulanmasıdır. Burda özgürsünüzdür saçın ana rengine bağlı olmadan her türlü boktan ve güzel rengi uygulayabilirsiniz.
Balyaj ismi çöl tilkisinin kuyruğunun latince isminden gelmektedir. Bilindiği üzere çöl tilkilerinin vücud rengi sarıdır ama kuyruk uçları siyahtır işte bu nedenle saçların uçlarına uygulanan bu tekniğe balyaj denir.
Tarihte ilk balyaj yapan kadınları Homeros'un destanlarından biliyoruz. Bunlar Amazon'lardır.
Seviştikten sonra öldürdükleri erkeğin kanını saçlarının uçlarına sürerek erkeğin ruhunu şad ederler. iğrenç gözüksede bu da bi balyaj tekniğidir.
Mitoloji de bu tekniği en çok seven tanrıça Afrodit ve artemistir.
Kaynak: götüm.
Hede: bu entariyi sırf bu kavramları bilmediği için hakir görülen, aşağılanan, horlanan erkeklere ithaf ediyorum.
Şu an haber bültenlerinin ve sitelerinin bas bas bağırarak sahte delillerle davanın yaratıldığını vurgulamasıdır.
Ulan zaten biz daha o dava ilk açıldığında götümüzü yırtık, bu dava tsk yı itibarsızlaştırma operasyonudur dedik.
Ama ne var ki
Böyle düşünenlere o zamanlar "postalcı", "darbeci" nidalarıyla küfürler hakaretler edildi.
işin garip yanı şimdi postalcı diye bağıranlar "ulan görüyonuz mu orispi çocuğu paralelciler ne yavşakmış. Masum insanların başlarına ne çorap örmüşler, allah evlerine ateş salsın inşallah" şeklinde beddualar ediyolar.
Eee günaydın amına koyum.
Zaten siz uyayan güzel kadar masumsunuz hiç bu konuda suçunuz yok. Hep paralelci yavşakların işi bu.
geleceğin türkiye'sinde olması muhtemel olay.
çoğumuz kadını canlı seks yapabileceğimiz yaşayan bir organizma olarak görüyor.
hatta kimimiz bir hayvan gibi görüyor. hayvandan kasıt inek, koyun gibi fikriyatı olmayan mahlükat.
kimimiz yaşadıklarına, canlı olduklarına bile inanmıyor onlar için ocak gibi, buzdolabı gibi, yatak gibi evin olmazsa olmaz eşyalarından biridir sadece kadın.
ve işte böyle düşünce sistemine sahip erkekler, kendileri gibi düşünen başka erkeklerden evcil hayvanını korumak için
(-ki bu koruma sade ve sadece cinsel anlamdadır) yakın bir gelecekte evlerinde kafes içinde besleyeceklerdir.
ki kadınlarının pardon evcil hayvanlarının namusuna zeval gelmesin.
tarihsel çizgiye bakıp avrupa milletleriyle türk kadınlarının toplum içindeki yerini kıyasladığımızda tam tersi bir grafik görürüz.
bunun en büyük nedeni islamdır. ve islamdan ziyade islamın yanlış uygulanmasıdır.
düşünün bi islamiyet öncesi türk kadınlarını.
kadın ata biniyor, avlanıyor, savaşıyor, şehir(yerleşik düzene geçenler) ve oba yönetiyor ve emin olun o dönemde pozitif ayrımcılık diye bir kavram yoktu. çünkü buna gerek yoktu. kadına sırf kadın olduğu için aciz bir varlık gibi davranıp çeşitli haklar verilmiyordu. çünkü o bütün hakları kadın doğduğu an kazanıyordu. k
at, avrat, silah demiş atalarımız. bunu ata ve avrada düşkün oldukları için değil kutsal saydıkları için, sevdikleri için değer verdikleri için söylemişlerdir.
o dönemde avrupa milletlerinde kadının toplumsal pozisyonuna bakın kıyaslayın farkı görürsünüz.
ama sonra islamiyeti kabul ediyoruz. karahanlılar dışında diğer türkler zamanla araplaşmışlardır.
arap adetlerini kendilerine almışlardır.
ve türk kadınının hakları zamanla kaybolmaya başlıyor.
arap adetlerini alıp, islamı yanlış yorumladıktan sonra kadına bir mal gibi bakılıyor.
bütün haklarını yitiriyor kadın.
itibarını kaybediyor.
cumhuriyet döneminde atatürk türk kadınının yeniden kendi ayakları üzerine durması için çabaladı isede daha sonra ki politikalar o kadar başarılı olamıyor.
ve şu an geldiğimiz nokta, hala deliler gibi kadın haklarını tartışıyoruz.
pempe otobüs diyoruz bilmem ne diyoruz.
utanmasak kadınlara zarar gelmesin diye kadınlarımızı kafese koyacaz.
bunların bütün sorumlusu islamın yanlış uygulanması, arap adetleri ve biz erkeklerin bağnaz tutumlarıdır.
şimdi çıkan yasalara bakın nesli tükenmek üzere olan bir hayvana yaptığımız muameleleri yapıyoruz neredeyse kadınlara.
sanki onlar normalde o haklara sahip değiller de biz lütfediyoruz, "aman başımızın gözümüzün sadakası olsun" dermiş gibi bazı haklar veriyoruz. biz böyle baktıkça olaylara daha çok kadın cinayeti bizi bekliyor.
neyse nazımın güzel bir şiirin armağan ediyorum.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız ...
Türk çocuklarının alışverişe ve modaya özendirildiği çok saçma bir Programda olanları siyaset meydanı ciddiyetinde tartışılmasıdır.
Ulan şöyle bir tablo var karşımda,
Sanki bir grup deliyi bir masa etrafına oturtmuşlar ve aşağılık kompleksi bulunan başka bir grup deliyi eleştirilmeleri istenmiş gibi duruyor.
Sanki ülkemiz güllük gülistanlık, muasır medeniyetler seviyesinin anuna goymuş, her yanımızdan kültür ve bilim fışkırıyor da tek sorunumuz olarak filan gerizekalının giydiği etek kalmıştır.
Acun tv nin Dahi çocuğu olabilir ama bu ithal yarışmalar türk çocuklarını olumsuz yönde etkilemektedir.
Özellikle gündüz kuşağında yayınlanması çocukları gelişimsel açıdan etkilemekte.
Neyse kime diyosam nasılsa hepimizin dünya sikinde ahiret daşşağında.
Ekonomik sıkıntı çeken yunanistanın bulduğu çözümdür.
Avro bölgesiyle anlaşamayan çipras "halk kemer sıkıyorsa bizde sıkmalıyız ve bu işe it dalaşından başka bir bok bilmiyen hava kuvvetlerinden başlıyorum" diyerek f-16 lara lpg taktırılması için ilgili makamlara talimat verdi.
Ayrıca şunları ekledi:
Jetlere lpg çözüm değildir, bundan sonra makam araçları yerine makam otobüsleri olacak, bunlarda on Numara yağ ile çalılacak. Türkiyeden kaçak mazot ithal edecez vanlı tüccarlarla prensipte anlaştık.
merhaba yarenler, merhaba felaket arkadaşlarım.
bizim ve tüm galaksinin hatta galaksilerin tanrısı kara delik mi acaba?
peşin uyarı: bu entarinin dinle hiç bir alakası yoktur. dini ayarlara hiç gerek yoktur.
kara delik, dev yıldızların ömrünün yani yakıtının bitmesi sonucunda iç/dış dengesinin bozulup kendi içine doğru çökerek
hakkı rahmetine kavuşması sonucu oluşur. bu çökme o kadar şiddetli olur ki akıl almaz bir çekim kuvveti oluşur, bu çekim kuvvetinden ışığın bile kaçamaması sonucu (renkler ışığın yansıması sonucu oluşur) siyah bir görüntüdedir. kara ismi burdan gelir. bilim adamları bu çökmenin uzayın kumaşını yırtığını düşünür delik ismi de burdan gelmektedir.
dip not: güneş öldüğünde bir kara delik oluşturamayacak. kütlesi buna yetersiz. o sadece bir beyaz cüce olacak.
bilindiği üzere evren büyük patlama sonucunda oluşmuştur ve kara deliklerin keşfine kadar galaksilerin bu gün ki şeklinin ana hatlarının o zaman oluştuğu sanılmaktaydı.
bizim gökadamızın yani samanyolu galaksisini inceleyen bilim insanları tüm galaksinin bir merkez etrafında döndüğünü gördüler.
merkezde kütlesi büyük bir cismin olduğunu düşünüyorlardı lakin bunun dev bir kara delik olduğunu görünce şoke oldular.
öte yandan diğer galaksilerde bir kara delik merkezli dönmektedir.
peki bu her şeyi yutan canavar nasıl bizim tanrımız oluyor?
galaksimizin büyüklüğünü ve yaşını kara delikle kıyaslayan kosmologlar dehşete düştüler. çünkü galaksimiz tam anlamıyla oluşmadan kara delik oradaymış. bu da demek oluyor ki galaksiyi kara delik yaratmış.
nasıl mı?
kara delikler tam bir paradokstur. ondan hiç bir ışık hiç bir enerji kaçamaz hepsini yutar öte yandan kendisi bi zat ışık ve enerji yaratır. kara delikler bazen çok aşırı materyalleri bir anda yutunca bir ışık yani enerji açığa çıkar ve yıldızlar daha yıldız olmadan evel bir yerde birikmiş gaz ve toz yığınıdır. bu enerji sayesinde tutuşur ve yıldız olma süreci başlar.
dedim ya paradokstur. hem yıldız yutar hemde yıldız oluşturur.
bu yok etme yaratma süreci boyunca galaksiler bu gün ki şeklini almıştır.
merkezdeki dev karadelik olmasa ne güneş, ne dünya ne de samanyolu galaksisi olurdu.
yaratmak tanrı olmaksa galaksilerin tanrısı kara deliktir.
uzun çok uzun bir zaman önce bir sözlük varmış.
öyle ki daha herkes "her zaman ki" temasını kullanırmış.
portakal gibim teması millete nur nimet gelirmiş.
harun abi avcıları nickaltına yavşar
başlıkta tartışanlar nickaltlarında buluşur kozlarını paylaşırmış.
yeni yazar olanları "hoş geldin" nidalarıyla karşılarlarmış.
öyle ki bir yazar bir yazarın bir entarisini beğendiği zaman nickaltına usulca girip sıçarmış.
gel zaman git zaman çatlak profesör admin akla hayale gelmeyen teknolojiler keşfetmiş.
"alın yaptım isteyen kullansın bakın burda duruyor" dermiş gibi yapmış bir süre
sonra birden "sike sike kullanacaksınız lan bunu
o kadar uğraştık amına goyum" diyerekten dayatmış millete.
ve o kadar teknolojinin arasında nickaltına çare bulamamış.
ve böylece nickaltı yalan olmuş.
çükün ölçülse arşın ile dekarla
kan ile değil hidrolikle kalksa
ismi konup koca adam olsa
akşamları yatacak evi yoksa ne çıkar.
paçalarından sarksa koca taşşakların
ayrı ayrı taşısa kambur hamalların
okka okka ırzına geçse bütün kantarların
tatar ramazan gibi göt yoksa ne çıkar.
be hey çiçek alem kıskanç olmuş
önce göt idi şimdi bok olmuş
hayat çok acayip bi karı olmuş
derviş baban sikemedikten sonra ne çıkar.
nazımın güzel şiirlerinden bir tanesi.
ismi kuvayi milliyeden.
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adini bilmiyordu
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: "Uc" dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
her yazar mutlaka günün birinde demiştir.
demeyenler de elbet günün birinde diyecektir.
öte yandan
sen sikmezsen ben sikmezsem
nasıl tık alır reklamlar.
bir kampanya adayı.
tabi siz değerli şakirtler, ateistler, kemalistler, goministler, ülkücüler, harun abiler, troller,
liseliler yani sözlüğü sözlük yapan tüm değerler destek verirse.
arkadaşlar benim zoruma giden bu zorlama bu tecavüz gibi şey.
ortam düğmesine, gelişmelere veya herhangi bi butona bastığımızda
direk yeni tasarıma geçiyor. bu bir dayatma değil mi?
tamam zall götünden akıttığı terle yaptı o tasarımı
teknolojinin son harikası tamam
ama benim gibi alışkanlıklarından vazgeçmeyi sevmeyen kişilere neden değer verilmiyor?
yeni tasarımın bir çok özelliği olabilir ama sonuçta o özelliklerden kendi isteğimle mahrum kalıyorum
bu da ne dop modları, nede çim adam zallı ilgilendirir.
bundan, bu boktan ve haksız dayatmadan bir ben mi rahatsız oldum amına koyum.
eğer sizde rahatsızlık duyuyorsanız bi derdim var a abanın.
başlık açın.
tepkinizi koyun.
bu başlığa entari girin güncel tutun.
gerekiyorsa sol frameye tecavüz edin.
bi şekilde tepki koyun amına koyum.
kendini yalnız hisseden köy delisi masturbasyonu.
ya sikecem tanımını. arkadaşlar bu siktiğimin yeni tasarımı bi bana mı battı?
herkes alıştı mı la, veya sevdi mi?
ne bileyim harbiden güzel mi la?
bi ben mi zevksizim?
benim mi allahım bu cizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
sevgili zall.
öncelikle yeni tasarımının amına koyar gözlerinden öperim.
sağlığın sıhhatin yerindedir umarım.
beni soracak olursan büyük merak içindeyim.
bu diretme neden? neden amına koyum bu zorbalık.
geçmek isteyen geçer tercih meselesi.
tamam yeni tasarım teknolojinin son harikası,
daha iyisini yapana kadar en iyisi bu
tamam onu yapmak için götünden ter aktı
herkesin senin bu yüce emeğini görüp "anaaa adam yapmış lan" demesini bekliyorsun belki
ama bana bok gibi geliyorsa benim suçum ne?
bırak ben eskide kalayım, bırak yeni teknolojileri kullanamayım,
bırak angry bird çağında tetris oynayayım amına koyum. sana ne?
neden diretiyon, neden ortam düğmesine neyim dokanınca yeni tasarıma geçiyor?
neden aminiyüm neden?
mektubumu sana küfürler eşliğinde son verirken yeni tasarımın yapımında
emeği geçen bütün dostlarımın götlerinden pardon gözlerinden...
her neyse ya uzatmayacam yeni tasarıma geçmek istemiyorum sikerim
arkadaşlar.
eski tasarım kullananları zorla yenisine geçirmeye çalışıyorlar.
ortam düğmesine basınca oluyor bu.
bu ufak minnah bi sorun olabilir.
hatta ne olacak be amina koyum denebilir.
amma
keyfimizin kahyası mı la bu doplar.
hayır ne bu, neyin diretmesi bu.
çok mu ulusa sesleniş neyim seyrettiler zamanında(dönemin başbakanı)
