Antalya kaleiçi'nde açılan yeni mekan. Görünürde rock bara benziyen ama içeriye girdiğinizde ne tarz müzik yapıldığı anlaşılmayan saçma sapan açık saçık pub.
üzgünüm! bir imparator olmak istemiyorum. bu benim işim değil. kimseye hükmetmek ya da boyun eğdirmek istemiyorum. elimden gelse herkese yardım etmek isterim. yahudi olan olmayan, zenci ya da beyaz insanların yapısı böyledir. biz birbirimizin mutluluğu için yaşamayı isteriz, kötülüğü için değil. birbirimizden nefret etmek ve hor görmek istemeyiz. bu dünya da herkese yetecek yer var. ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir. yaşam biçimimiz özgürce ve güzel olabilir, ama biz yolu yitirdik. aç gözlülük insanların ruhunu zehirledi dünyayı bir nefretle kuşattı. hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve kanın içine sürükledi. hızımız artırdık ama bunun tutsağı olduk. bolluk getiren makineler bizi yoksul kıldı. edindiğimiz bilgiler bizi alaycı yaptı. zekamızı ise katı ve acımazsız. çok fazla düşünüyoruz ama az hissediyoruz. makineleşmeden çok insanlığa muhtacız. zekadan çok iylik ve anlayışa mehtacız. bu değerler olmadan hayat korkunç olur, her şeyimizi yitiririz. uçaklar ve radio bizi birbirimize yaklaştırdı. bu buluşların var oluş nedeni, doğaları gereği, insanın içindeki iyliği ortaya çıkartmak, evrensel kardeşliği oluşturmak ve hepimizin birleşmesini sağlamaktır. şuan da bile sesin dünyada ki milyonlarca insana, acı çeken milyonlarca kadın, erkek ve küçük cocuğa, suçsuz insanları hapse atan işkence eden bir sistemin kurbanlarına ulaşıyor. bunu işitenlere söylemek istiyorum; "Umutsuzluğa kapılmayın". Üstümüze çöken bela, vahşi bir hırsın, insanlığın gelişmesinden korkanların duyduğu acının bir sonucudur. insanlarda ki bu nefret duygusu geçecek ve diktatörler ölecektir ve halktan aldıkları güç, yine halkın eline geçecektir. Son insan ölene kadar özgürlük asla yok olmayacaktır. askerler! kendinizi bu vahşilere teslim etmeyin. sizleri hakir gören ve esir eden, hayatlarınızı yönetmeye çalışan, ne yapmanız, ne düşünmeniz, ne hissetmeniz gerektiğini size emredenler; sizleri bir hayvan terbiye eder gibi şartlandırıp topun ağzına sürenlere boyun eğmeyin, bu doğa dışı adamlara boyun eğmeyin. makine kafalı, makine kalpli bu adamlara. sizler birer makine değilsiniz, sizler hayvan değilsiniz, sizler insansınız! kalbiniz insanlık sevgisiyle dolup taşmaktadır! nefret etmeyin yalnızca sevilmeyenler nefret eder. sevilmeyenler ve doğaya aykırı olanlar. askerler kölelik, kölelik uğruna savaşmayın, özgürlük için savaşın. St Luke'un incili'nin on yedinci bölümünde şunlar yazılıdır; cennet insanların içindedir. tek bir insanın ya da bir zümrenin değil, tüm insanların içnde, sizin içinizdedir. Güce siz insanlar sahipsiniz. makineleri yapacak güce, mutluluğu yaratacak güce. bu hayatı özgür ve güzel kılacak güce sizler sahipsiniz. bu hayatı olağanüstü bir maceraya çevirecek olan yine sizlersiniz. öyleyse demokrasi adına haydi bu gücümüzü kullanalım. haydi birleşelim. yeni bir dünya için savaşalım. insanca bir dünya için. herkese çalışma hakkı verecek, gençlere gelecek, yaşlılara güvenlik sağlayacak bir dünya için savaşalım. zalimlerde böyle sözler vererek iktidara geldiler. Ama yalan söylediler! sözlerini tutmuyorlar. hiçbir zamanda tutmayacaklar! diktatörler kendilerini özgürleştirir ama halkı esarete mahkum ederler. haydi! şimdi bu sözleri tutmak için savaşalım. dünyayı güzelleştirmek için savaşalım. ulusal sınırlar olmadanyaşayabilmek için. hırstan, nefretten ve hoşgörüsüzlükten kendimizi arındırmak için. sağduyulu bir dünya için savaşalım. bilimiz ve gelişmenin bütün insanlığa mutluluk getireceği bir dünya için savaşalım. askerler demokrasi adına! Birleşelim....
kendilerinin çok güzel giyindiklerini sanan tiplerin. başka insanların giydikleriyle dalga geçmeleri veya onların giyimleri hakkında yorum yapmalarıyla ortaya çıkan durum.
açılan mini etekli, sevişmeli, veren kızlı, başlıklara bakıldığında varılan kanı.
mart ayının yaklaşmasıyla ilişkilendirmeye çalışsam da, değerli sözlük yazarlarımıza bir hakaret niteliği taşıyacağından, bu yola hiç baş vurmuyorum. sebebi ne diye düşünmeden de edemiyorum. *
yolda yürürken siğara içenlere suçluymuş gibi bakılmamasından dolayıdır ki, nüfusun %60'lık kısmı bu eylemi gerçekleştirdiği içindir sanırım. yapılan bir araştırmaya göre (kaynak bilinmiyor) insanlar bu hallerinden çok memnunlar ve antalya'yı seviyorlar.
son dakikalar da gözlemlenen, geneli kızlardan, az buçuk da erkeklerden oluşan. sanırım yaz ayında aradığını bulamamış arkadaşların, ulan yapamadık bu yaz da hiçbir aksiyon ama hani bir başlık açıp girelim belki bi italyan erkek vardır sözlükte, hani su da sevişmeyi iyi biliyorum mesajı vereyim, su da sevişmek isteyen bir kız çıkar. olur mu olur. gibi düşüncelerini açığa vurmalarıyla gerçekleşen hadise.
bu nasıl gitar solo
bu nasıl ilişki
acıları terket gel
bana tatlı şeyler ver
istanbul ellerinde
daima gitar elinde
sen lüzumsuz şovalye
ne geçiyor eline
değiştim, değiştim ben sevgilim
vallahi değiştim, aynı insan mıyım
teknoloji, ilim, irfan
neler görüyor insan
değişmeli everything
hadi gari, everibadi
1,2,3'ler hep aynı yüzler
4,5,6 sağduyu battı
7, 8 ve 9 bu oyunda biz yokuz
değiştim