sex bağımlılığının doğru olduğunu bilerek okunduğunda normal, bilmiyerek okunduğunda kızın savunmasını yalancı çıkaracak haber başlığı hededir.
lakin sex bağımlılığı vardır ve biyolojik bir hastalıktır. sex esnasında salgılanan hormona olan bağlılıktır bi nevi.
(bkz: tıkanma)
fireday adlı parçalarını onlarca dinledikten sonra bile bıkmadığım fransız, indie-folk grup. şarkı sözlerinden muhalif bi yanları olduğuda görünmekte. örnek olarak "private lily" adlı parçaları verilebilir.
küçükken başıma gelen travmatik olaydır. normalde işi üslenen insanın yani annenin evde olmamasıyla dedenin: oğlum gel buraya diye bağırmasıyla başlayan olay dizisidir. lakin şu şekilde gelişir.
ele tırnak makası alınır, nasırlaşmış ayaklar yüzünden "hırst hırst" diye ince çoraplar çıkarılır. çoraplar kokusundan kaynaklı uzağa fırlatılır. o sırada gözler ayak parmaklarına gider. insanın içinden kaçmak gelir ancak vicdanın ve azarlanma korkun buna el vermemektedir. arıdından sanki yıllardır kesilmemiş gibi uzun tırnakları ayağı ellemeden kesmeye başlarsın. ancak dede laf eder. tut öbür elinle diye. tombul, nasırlı, sert, varisli ayağı ellersin, tırnağı kesmeye başlarsın. gelişi güzel kestiğinde "olmadı onun köşeleri kaldı bak" gibisinden laflarla yaklaşık bi saatini bu işe adarsın. kendi tırnağın olmadığından vede katır tırnağı gibi olduklarından kanatmaktan, derin kesmekten korkarsın. ucuz atlatırsın. işin bittikten sonra dede yağlı elleriyle başını okşar. banyoya koşarsın. yaklaşık yarım saat 3 yada 4 kere ellerini sabunlar sabunlar tekrar yıkarsın..
sonradan ise bu olay travmatik bir anı olarak bilinçaltına işler. ve tırnaklarının uzadığını gördüğünde hep o olay aklına gelir. *
dia filmi c-41 denilen renkli film banyosunda yıkatmaktır özünde. yani pozitif bir filmi negatif filmi yıkar gibi yıkamatmaktır ancak koskoca izmirde bi tane bunu yapcak allahın kulu çıkmamıştır. resimlere verdiği tonlar insanı hayran bırakıyor dememe rağmen gene de yapmamakta ısrarcılardır. daha fazla sonuç görmek için filkr a girip bakınız.
aylardır insanların güvendiği slogandır. "1 milyon öğrenci gircek en fazla" demektir. öğrencilerin bütün umutları buna bağlı olmasına rağmen, geçen sene sınava girmeyip seneye ertleyen yada yıllardır girmeyip "şansımı bi deniyeyim" diyen zihniyet sayesinde geçen seneden "yüzbin" kişi az girecek olmasından o umutlarınında yıkılması anlamına gelen söz olma durumundadır şimdi. vatana millete hayırlı olsundur. bi kazık dalgası daha yoldadır. kolay gelsin.
(bkz: ben en iyisi seneye gireyim)
an itibariyle yaşanan olaydır. bıraktığı psikoloji ise "sözlük, annem gibisin" tarzında olan, öss'yi beynime beynime vuran, anne bilgisayar yanına yaklaştığında alt+tab yapılarak başka sayfaya geçilmesi gereken, aksi takdirde "oğlum hadi artık ders çalış" tarzında kıl, yün sözlerin ardı ardına sıralanacağı durumdur.
gary moore'un şarkısıdır. sözleri de şunlardır, (ibrahim tatlıses söylese olur hani başını)
One, two, one-two-three-four.
You've got to be mean, you've got to be tough,
you don't need none of that pity stuff.
You've got to be hard or else you'll be done.
You have to take care of number one.
Don't come to me if you're out on the street.
I'll only tell you to get up on your feet.
Don't come to me if you feel you are through,
'cause I don't have the time to listen to you.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me.
You've got to be smooth, you've got to be rough,
you don't need none of that pity stuff.
You've got to be cruel, forget bein' kind,
or else they'll just take it and leave you behind.
Don't come to me if you're down on the ground.
If it's problems you've got, I don't need you around.
Don't come to me if your luck is in doubt,
'cause I won't even listen, I'll just kick you out.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me, yeah.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me.
Run to your mama, but don't come crying to me, yeah-yeah.
Run to your mama, don't you come crying to me.
Run to your mama, don't you come crying to me.
No, no, no, no.
Run to your mama, but don't you come crying to me, no.
