samsun ikametli yazarların katılımda bulunabileceği müthiş bir aktivite. ramazan ayı içerisinde müsait olup katılımda bulunabilecek olanlar lütfen mesaj atsınlar. gün ve mekan taleplere göre kararlaştırılacaktır.
Saygılarımla..
23 Nisan 2015 tarihinde simgesel makam koltuğuna çocuk getirme olayında yaşanan güncel rezalettir.
Başbakan Ahmet Davutoğlunun koltuğuna getirilen salak çocuka yöneltilen bir istekte, 'ülkenin sorunlarından biri elektrik, bu sorunun giderilmesi için nükleer santral yapılmalı' tarzında, tam ak gençliğe yaraşır dünyalar saçması bir öneri gelmiştir.
kaçak elektrik engelleme yok, doğal yollarla enerji üretimi yok, ülkedeki doğal kaynakları işleme cesareti yok, nükleer santral yapılsın. aptala bak.
önerinin o döl israfı çocuktan çıkmadığı belli. öğretilmiş makama girmeden birileri tarafından.
koca ülkeyi salak yerine koymak, yetmezmiş gibi kendi isteklerini milletinmiş gibi lanse etmek, hem yurt içi hem yurtdışı basınında alay konusu olmak, ulusal egemenlik temalı bayramı seçim öncesi pazarlama malzemesi yapmak orospu siyasetin en çirkin örneklerindendir ki bu iğrenç hükümete de tam yaraşır nitelikte.
nutkum tutuluyor böyle çocukları ve bunların ebeveynlerini görünce.
paranın köpeği olmuş, düşünce ve vicdandan uzak milyonlar filizlendi 2002'den bu yana.
sol frame e bakıldığında gerçekleşmesi gereken durumdur. üzülerek belirtmeliyim ki sözlük artık tamamen amacının dışına çıkmış, kimin eli kimin götünde platformuna dönmüştür. bu yüzden açılan başlıkların moderasyon onayına sunulması sözlüğün bilgi paylaşımı açısından daha sağlıklı olacaktır. özellikle son zamanlarda açılan başlıkların tamamen seksüel içerikli oluşu, bu da yetmezmiş gibi girilen entrylerin saçma salak fikirlerle pekiştirilmesi, tezimin doğruluğunu kanıtlar niteliktedir.
gerçekleşir ya da gerçekleşmez bilinmez, naçizane fikrimdir.
amacı amaçsızlık olan tüm yazarlara kinaye dolu notumdur. bilgilerinize...
her motorcunun hayalinde elbette tarzına uygun afilli gösterişli kıyafetlerle motorunu sürmek vardır.
yalnız günümüz kıyafetleri özellikle de alpinestar dainese icon gibi markalara ait kıyafetler dudak uçuklatacak fiyatlarda. kıyafetlerdeki fiyat etiketlerini görünce direk mağazadan götüm götüm çıkan tipseniz sizi buraya alayım.
bendeniz cruiser tipi motor kullanıcısıyım. 250lik v silindir bir motora sahibim. her chopper tutkunu adam gidip bir harley davidson sahibi olamıyor günümüz türkiye şartlarında ne yazık ki. zaten bahsi geçen markalara binebilmek için minimum 35 yaşı devirmek gerekiyor sanırım.
gelelim konumuza sayın ulu sözlük yazarları. marka kıyafetlere baktığımda kask eldiven mont ve pantolon kombinesi motorumun değerini geçiyor. kış aylarında da motora binmeye devam edecek biri olarak pantolonumu ve montumu kesinlikle alma kararı verdim. ardından piyasa araştırması yaptım. 150 liraya su geçirmez, dizliğinde sünger koruması olan bir pantolon aldım. 1 ay sonra mont almaya gittim. roleff marka sırtı sünger korumalı dirsek ve omuzları sert korumalı bir mont aldım 250 tlye. montumdan gayet memnundum, fiyat performans kalitesi çok cazip gelmişti. ta ki bugüne kadar.
bugün motorumu yıkadım yağ durumuna baktım, yağ kapağını çok sıkmamışım. motoruma bindim yaklaşık 15 km sonra titreşimden çıkan yağ kapağı yere düşmüş ve motordaki tüm yağ üzerime fışkırmış. ışıklarda durana kadar farketmedim. hemen servise gidip yeni kapak ve yağ aldıktan sonra eve döndüm.
montum pantolonum ve eldivenim yağ içindeydi. derhal çıkarıp, gerekli deterjanları montuma sürüp makinaya attım. 70 derece sıcaklıkta 1200 devirde 2 saat 57 dakikada yıkanacak yazdı makina, bende üstümü değiştirip içmeye gittim.
geldiğimde bir heyecan montumu çıkardım. yağ lekeleri %95 gitmişti ki omuzluktaki sert plastik korumalarının kırıldığını gördüm. böyle bir hayal kırıklığı tüm pazar günümü sikip atmaya yetti.
250 tl böyle bir mont için çok değil. ama bu mont daha ilk haftasında kullanılmayacak hale geldiyse çok para. ucuz etin yahnisi yenmiyor sayın motor tutkunu yazarlar. 100 200 tl daha fazla verin 2 3 sene kullanabileceğiniz kıyafetler alın. yarın bu montu geri götürcem ama geri alacaklarını hiç zannetmiyorum. acı ile tecrübe edinmiştir. 100 lira kara geçeyim diye cebinizdeki paradan olmayın. 1 kez alın kalitelisini alın abi.
yolunuz açık olsun, tekeriniz düz bassın. tüm motor sever kardeşlerime selamlar.
içler acısı olaydır. Günümüz milliyetçiliği, Kemalistliği, sağcılığı, solculuğu ya da herhangi bir ideolojik düşüncesi bunu mu gerektirir? sokakta tek gezen askerin başına çuval geçirmek mi? barbar tabanlı bir devrim çabası mı bu?
TGB den hiç ummadığım bir protesto. yazık olmuş gerçekten.
Devrim taşla sopayla çuvalla değil fikirle görüşle olur. Posterindeki adamın mücadele şekli bu değildi TGB. senin düşüncelerin de küflenmiş artık. Üzülerek seyrettim http://www.dailymotion.co...lerine-cuval-gecirdi_news
samsunda yeni açılan tüyap fuar ve kongre merkezinde gerçekleşecek olan oto show fuarı. güzel olacağı duyumlarını almaktayız.
bekleyip göreceğiz samsuna renk katması ümidiyle...
trajikomik olaydır. yolsuzluk operasyonuna kadar iktidara aykırı hiçbirşey yapmayan zaman gazetesi şimdi bana oldu sözcü, aydınlık, efendime söyleyeyim cumhuriyet. durup düşününce daha neler göreceğiz diyor insan. https://galeri.uludagsozluk.com/r/702790/+
Samsunda gerçekleştirilen, galatasaray odebank ve fenerbahçenin mücadele ettiği karşılaşmadır. Maçın galibi 54-48 lik skor ile fenerbahçe olmuştur. Fenerbahçe Bayan Basketbol takımını canı gönülden kutluyoruz.
Davos fatihi, dünya lideri, sağlam irade sahibi uzun adam gitti, yerine "biç bu olanlayı kınıyoyuz, buna göj yuman heykeşe lanet ediyoyuz" pozu veren kedicik geldi.
Zamanında afganistana aynı zülum yapılırken de kınıyordu 3 5 gün. Sonra hava üssü filan verdik.
Davosta 2 kelam etti diye korkusuz kahraman ilan ettiniz ak partililer. Ne oldu kahramanınıza?
Neyden, kimden korktu ki bu kadar elini bacaklarının arasına kıstırıp usulca izliyor olanları.
Gezicilere provakatör terörist dediniz, dünyanın biber gazını istanbulda harcadınız.
Çapulcu deyip kendi vatandaşını dışlarken, suriyedeki direnişçileri ülkeye aldınız. Mısırdaki direnişçi rabiaya selam yolladınız.
Hak arayana terörist, hak çalana cebini doldurana, gemisini yürütene madur dediniz.
Tüm bunları bile bile hala koruyorsunuz ya başımızdaki bu laneti, en çok bu üzüyor beni.
Gerçi erdoğan gittiğinde yeni geleni de tanrı belleyeceksiniz.
Çünkü yalakalık, dalkavukluk, çıkarcılık SiZiN FITRATINIZDA VAR.
malum v for vendetta olaylarının türkiyede cereyan ettiğini düşünürsek kara listesinde yer alan siyasiler ve liderlerdir.
muhtemelen ismet inönü ve kenan evren listenin son ikisi olurdu.
Türk, chopper motor tutkunlarının gönül verdikleri sevda uğrunda bir araya gelip kurdukları motosiklet kulübüdür. Her buluşmalarında eğlenceli aktivite ve samimi anılar yansır karelere. Birbirinden çılgın motor, deri ceket ve özgür ruhlu adamların yer aldığı bu kulübe yakın zaman içerisinde ben de katılmak arzusundayım. Sadece logoları için bile bir saygı duyulabilir bu arkadaşlara.
Siteleri de şurda yer alıyor http://www.turkriders.com
Kanalda son yılların en acımasız vahşeti, Suriyedeki iç savaşın en çıplak anları dönüyordu. Çocuk pür dikkat izliyordu nefes bile almadan. Hayretle. Anlamlandırmaya çalışıyordu belki de o ufacık yaşına rağmen. Ama aradığı cevabı veremiyordu, evdeki diğer yetişkin bireyler gibi.
Biraz sonra babasına döndü.
-Baba, aslan neden yavruları öldürdü?
Baba bir an o görüntülerin etkisinden kurtulup soruyu düşündü. Birkaç gün önce izledikleri belgeseli soruyordu çocuk. Kendini toparladı;
-Çünkü karnı açtı tatlım ve kendi alanında yiyecek başka hiçbirşey yoktu.
Çocuk hiç duraksamadan devamını getirdi sorunun:
-Peki asker de o çocuğu mu yiyecek?
Kilitlenip kalmıştı baba. 'insanlar birbirlerini neden öldürüyor?' sorusunun en masumane haliydi bu. Cevap veremezdi. Öyle ya bu iğrenç savaşın nedeni bir çocuğa bile saçma gelecek kadar anlamsızdı. Çok düşündü ama çocuğun istediği cevabı bir türlü toparlayamadı kafasında. Sadece çocuğun gözlerine uzun uzun bakabilmişti. Elinden de başka bir şey gelmezdi zaten.
Çocuk, babasının gözündeki o suçluluk duygusunu gördü, anladı. Belki bir soru daha sormak geçiyordu içinden. Bu kanlı mücadelenin saçmalığını kanıtlayacak cevapsız bir soru daha yöneltecekti. Cevap alamayacağına da bir o kadar emindi.
O gün hayatın kendisine oynadığı en anlamsız ve acı olaylar silsilesinin başında olduğunun farkında bile değildi.
Hala daha insanın yüzüne baka baka fütursuzca yalan söyleyen utanmazın bir tv programındaki söylemidir. Akpden kesilen para kaynaklarından sonra istifa ederek namusluyu oynamaya çalışmış birinin boş çabası karşısında çaresiz durumunu en iyi hakan şükür özetler.
Sormak isterim bre riyakar sadece inter transferinden aldığın 8.000.000 mark parayı ne ettin? 25 yıl oynadığın futbolun parasını darüşşafakaya mı bağışladın? siyasete atıldıktan sonra cebe indirdiğin paraları bir hayır kurumuna bağış olarak mı yoksa seni oraya getiren cemaate haraç vererek mi erittin? Bunun yanı sıra kanaldan spor yorumculuğu olarak aldığın paralar noldu? Noldu ha hakan şükür?
Yüzsüzlük almış başını gidiyor. Allah kitap deyip vatandaşı sömürmek hangi cemaatin inanışı hangi siyasi partinin görüşüdür?
Hizmet için geldiğin makamı kötüye kullandığın, milletin emanetine riayet değil hıyanet ettiğin yetmezmiş gibi kalkıp bir de gözyaşı döküyorsun.
Bırakın ulan bu ayakları artık. Kürsüye çıktığınızdaki delikanlılık yüreğinize vursun. Ne Allah'tan korkunuz var ne kuldan.
bir yerlerden kelepir düşürenlere yol olsun ki zamanında o kadar araştırmış fakat cevabını bulamamış birisi olarak bu konuyu sağlığı pahasına denemiş ve sonuç almış, ardından da kamuoyuna faydalı olacağı düşüncesiyle başlık açan biri olarak karşınızdayım.
Olayı hiç uzatmadan söylüyorum. Tarihi geçmiş bira mideyi bozmuyor. Şirketin çöpe atmak üzere olduğu 7 ay geçmiş 2 kasa birayı 1 haftada lıkır lıkır içtik. Sadece normalden biraz daha fazla gaz yapıyor ki bu da normal diye düşünüyorum. Benim gibi kelepir düşürenlere tavsiyedir.
Evet mideyi bozuyormuş diyip attırın patronunuza. çöpe götürürken de arabanızın bagajına sokun.
Bugün 1 şişe biranın 1 lt benzinle eşdeğer olduğunu düşünürsek oldukça tatlı bir hediye oluyor.
muhabbeti insanın içini açan her erkeğin başına gelecek bahtsız durumdur. elin piçi kıza yapabileceği her kötülüğü yapar ama ceremesini o masum adam çeker. ay şöyle oldu, böyle oldu, ben bekaretimi ona vermiştim, güvenmiştim, acaba aşık mı oluyorum, sence ne yapmalıyım, beni bu akşam evine çağırdır sence gideyimmi gibi birbirinden sulu sorularla karşı karşıya kalır ve cevaplamak zorunda bırakılırsınız. o piçin uçkurunun keyfi olacak diye siz danışmanlık hizmeti verirsiniz. kıza olumlu konuşsanız her dertlendiğinde sizin yanınıza gelir, olumsuz söylemde bulunsanız 'aa bizi ayırıp bana hallencek ibne' diye etiket yersiniz. insan ilişkilerinde en zor bölümlerden biridir kızların dert arkadaşı olmak. kaymağa ekmeğe siz sürersiniz başkaları yer.
halkın durumuna bakılırsa sandık ile inmeyecek siyasi liderin ileriki zamanda karşılaşacağı durumdur. zaten kendinin de öngördüğü darbeyi bertaraf etmek için uydurduğu ergenekon davasının ardından gülen cemaatinin günyüzüne çıkardığı yolsuzluk davasından sonra tükürdüğünü yalayacağı gerçeğini hep birlikte göreceğiz. ergenekon sanıklarının tekrar yargılanmasıyla beraber göya askeri yönetimi yanına alacak ve cemaatin karşısına geçecektir. Ama zamanında balta vurduğu askeri yönetim onun yüzüne gülerken alttan alttan öyle bir yapılanır ki iktidarı anında uçururlar. Bunların hepsi zamanla gerçekleşecektir ahan da buraya yazdım.
edit: darbe destekçisiymişim veya istiyormuşum gibi entry yazan at gözlüklü yazarlara ithafen;
yazının hiçbir kısmında askeri hamlenin ülke yararına olduğu tezini savunmadım. hiçbir cümlede 'ah azizim darbe zamanları ne güzeldi değil mi nerde o eski darbe dönemi' diye özlem duyduğumu belirtmedim, darbenin modern bir tavır olduğunu tüm sorunları halledeceğini de söylemedim. başlık troll başlığı değildir efendim naçizane görüşlerimi dile getirdim. fakat sadece başlığı okuyup boş boş entry girmeniz beni ziyadesiyle üzüyor.
ayrıca darbeyi, sıkı yönetimi bilmediğimi yazan yazara da belirtmek isterim ki memleketim Fatsa'dır. o lanet dönemde dokunulmamış bölgeyken, Fikret Sönmez'i nasıl öldürdüklerini, ardından o halkın neler çektiğini sizden daha iyi bilirim.
hırsızlık yapmış bir başbakanı koruyan bir halk varken ortada sandıkla inebileceğini düşünmektir asıl medet ummak.
umarım sandıkla iner, umarım halkın iradesi en büyük darbe olur bu kahpe düzene. ama görünen o ki rte ne dese inanan, inanmak isteyen, inanmaktan başka çaresi olmadığını düşünen büyük bir kesim var. sonucu bekleyip göreceğiz.
evet beyler. geri dönüşüm projesi kapsamında tekrar hayata döndürebileceğiniz bir sevgiliden bahsetmek istiyorum.
siz siz olun şişman hatunu selülitli diye çöpe atmayın. birkaç aylık diyet ve spor ile muhteşem bir vücuda kazandırabileceğiniz sevgilinizi tekrar kullanıma sokun. aşağıda referans link vereceğim ki tezimizin doğruluğunu sizlere ispatlayacaktır. bazı bayan yazarlar 'bu kadın güzel mi şimdi?' diye dikkat çekmek isteyecektir onlara da aldırmayın lütfen. azmedin. başarın. http://galeri.haberturk.c...alini-gorenler-sok-oluyor
evvela erdal beşikçioğlunun yarattığı durumdur tabikide. ankarada okuyan ve behzat ç izleyen hatunların % 70i bu adamı karizmatik bulurlar. %80i de inanç konukçuyu karizmatik bulur. karizma beraberinde yakışıklılık getirir ki işte bu objektif bakışa vurulan en büyük baltadır. rol ve oyunculuklarına laf edilemez elbette ama bu adamlar karizma falan değil anam babam çirkindir. öyle ki her türk erkeği bir rol üstlense türkiyede karizmatik olmayan erkek kalmayacak. hanımlar biraz sağ duyu lütfen. karizmatik erkeğinize sahip çıkın
hadisenin gökhanın yarışmacısı için 'detone oldu' yorumundan sonra gökhan 'yılbaşı konserinde hepimiz detone olmuşuz izlediğimde farkettim' yorumunu yapmıştır. bunun üzerine hadise bu tespiti kabullenmemiş ve kocası madur ebrucuum da ona destek çıkıp 'hadisenin detone olmasının sebebi dans etmesidir' diyerek hadiseye sırt çıkmıştır. birkaç saniye sonra gökhan tarihi ayarı verecek ve 'detone oluyorsa dans etmeyecek' diyerek olaya noktayı koymuştur. tabiki de benim anlattığım izleyen yorumu. buyrun gözlerinizle şahit olun: http://o-ses-turkiye.mill...523-studyoda-gergin-anlar
edit: yarım çıkan başlık fiyaskosunu özürlerimle örtmek istiyorum.
3 günde 1 duş alan saçları artık yağlanmaktan gruplara ayrılan sarıldığında hafiften ter kokusu gelen kız arkadaşa kinaye dolu edilen hediyedir. Akabinde ayrılmak en doğru karardır çünkü kötü kokan kızdan sevgili olmaz. Çünkü kız dediğin kötü kokmaz. Cansucum bu itirafı yapmak zorundaydım üzgünüm. Tabi sen şimdi kütahyada gsf de çizim yapıyorsun ve hala da kötü koktuğundan bihabersin.
Ankara nenehatun caddesinde konuşlanmış hocaları tatlı sahibesi kötü müzik eğitim kursudur. Müziği sanat dalından çok para kaynağı olarak görmelerinden dolayı bilinçli öğrencilerini (müşterilerini) kaybetmiş ve kaybetmeye mahkum yerdir. Kesinlikle tavsiye edilmezdir.
Ülkenin klasikleşmiş mide bulandırıcı klasiklerinden biri.
Kutlamada yapılan taciz.
25 yaşında bir birey olarak kendimi bildim bileli her yılbaşı haber bülteninin vazgeçilmez bölümüdür. Öyle acıklı anlatırlar ki olan biteni sanki istemezlermişçesine. Aslında tacizci her daim yılbaşı bültenini kurtarmak adına kahraman olmuştur medya için.
Artık yeterince mide bulandıran, ülkedeki erkek profili hakkında yanlış his uyandıran (belki de doğrudur ama bunu da kendime yakıştıramam), kadınlar seks objesi değildir diye bas bas bağıran enkırmenlerin ağızları sulana sulana anlattıkları iğrenç olaylar silsilesi. Haberde yer alan her taciz maduru hanımların mini etekli olduğuna dikkat çekmeleri ayrı bir bilinçaltı mesajı. Öyle benimsetmişler ki artık mini etek giyen her bayanın taciz edilmeye elverişli olduğu yargısına ulaşmış millet.
Her sene nişantaşında taksimde kuğuluda orda burda olan yılbaşı kutlamaları, eğlenceden çok taciz memba olmuş gibi aksediliyor. Sanki giden her bayan ellenmeye erkekte bunu yapmaya gidiyormuş gibi.
Kusacam artık.
Sabah haberlerinde gelen tweetlerde bir kullanıcı 'bu olaylar her sene böyle oluyor, bayanlar bunu bile bile neden gidiyor?' diye de düşüncesini paylaşmış.
Tacizci madur eğlenen suçlu oldu şimdide.
Öyle ki
Göt bu ellenir
Cüzdan bu çalınır
Dayak bu atılır mentalitesi oturtuluyor artık insanlara.
Böyle adi şerefsiz baskı dolu bir toplum yapısının sözde namuslarını korumak için oluşturdukları edepsiz savunma sistemlerinin ahlaka aykırı kuralları bir bir sokuluyor beyinlere.
Başarılı da oluyorlar. Tacizden alınan şerefsiz 75 tl ceza kesilip salınıveriyor. Uyuşturucuyla yakalanan ben içiciyim diyip sıyrılıyor. Kaçak sigara sokan aracıyım deyip elini kolunu sallaya sallaya geziyor sokakta. Düşüncesini savunan anında hapishaneye tıkılıyor.
Sonra kalkıp bu ülkede demokrasi var anayasal hukuk işliyor her birey hür ve eşit vırıvırıları yapılıyor.
Bu ülkede inceden gelen bir şeriat var, anayasal hukuk değil şeyh arzusu işliyor, her birey hür değil, hür olan erkek ve kadın onun ihtiyaçlarını gidermesi için tanrının gönderdiği muntazam bir hediye. Hem de mini etekli.
bu son dönemde düzenlenen askerlik kanununun ardından yeni çıkmış olan terimdir. askerlik şubesine gittiğimde sen süper kaçak olarak gözüküyorsun dediler. sevinip nedir o diye sorduğumda kaçakların allahsızı yanıtını aldım. genel bir tanımlama yok. 2 yıl ve üstü kaçaklara süper kaçak tanımlaması getirmiş tsk ve sayın okur eğer süper kaçak iseniz celp beklemeden muayenenizin ardından ilk 3 iş gününde teslim olmanız gerekmektedir. dönem beklemeden. ezilmeye mahkumsunuzdur.
hatun milletinin gerilim dolu günler geçirmenize neden olacak mesaj ve söylemleridir.
Şöyle ki:
-Bitanem
+Efendim hayatım?
-Ben adet olmuyorum kaç gündür..
+Yani?
-Bu hafta olmam gerekiyodu. Geçen gün şey yaptık ya hani.. içime boşaldın heralde.
+Burcu prezervatif taktım ne içine boşalması?
-Ne bilim yaaa çıkartırken filan kaçtı sanırım. Napıcaz aşkım?
Ebenin ..ını yapıcaz burcu diye iç geçirdikten sonra erkek evladımız hemen gugıla girip, kürtajın yasal yönlerini araştırıp en yakın arkadaşlarından 'kanka burcu hamile kalmış amk yaa ameliyat parası lazım bana sırt çık' cümleleriyle maddi destek aramaya başlar terler içinde. Birkaç gün sonra esas kızımız burcu 'aşkım adet oldum ama çok daraldım bunalıyorum karnım çok ağrıyor' diyerek fütursuzca hala yakarışta bulunur. Triger kayışı bunu yer mi artık? Evet yer. Her seviştikten sonra hamileyim ritüeli hiç sekmeden yaşanır. Değişen sadece burcu ve hemcinsleri olmuştur.
açtığı başlıklardan artık illallah ettiren, "olum sen ne tür hasta bi sapıksın lan?' dedirten, 500 küsür başlığının yaklaşık 300 ü tahminimce kutu ve tayt üzerine olan,
(bkz: tayt giyen kızın kutusunu şaplatmak)
(bkz: tayt giyerek kutusuna baktıran kız)
ne gördü de bu kadar etkilendi diye insanı düşünce içerisinde bırakan 8. nesil yazarın ayıplanacak halidir.
Allahın belası roket takımının savaş öncesi son repliğidir.
Şöyle ki:
Belaya hazır olun.
Hemde çifte belaya.
Dünyayı yozlaşmaktan kurtarmak için.
insanları bir çatı altında toplamak için.
Sevgi ve gerçek belasını kınamak için.
Yıldızların ötesine ulaşmak için.
Jessie
James
Roket takımı her zaman ışık hızıyla hareket eder.
Ya teslim olun ya da savaşmaya hazır olun.
kendilerini delikanlı diye adleden kesimin sürekli maruz bıraktığı söylemdir.
- o ne lan küpe mi takıyon sen?
+ evet
- çıkar bakayım bende güzel duruyo mu?
+ abi senin kulağın delik değil ki takamazsın bunu.
- ne? ne biçim insansın lan sen? erkek adam kulağını deldirir mi olum? mıknatıs küpe takar.
her gece yatmadan önce kendi kendime sorduğum ama cevap bulamadığım sorular silsilesinin en başında yer alır bu mantık. biri cevap versin kurban oliim.
Şimdi efendim hayko zaten evimizdeki abimiz ablamız kardeşimiz. mustafa toplaoğlunun da kafasını anlayabilmiş yiğit henüz meydana teşrif etmediler. bir içecek firmasının sorularıyla bu 2 güzel insan paradoks çözümleme muhabbetine dalarken insan mustafa topaloğlu kafası yaşıyor. haykonun ara ara taşak geçmesi ama sezdirmemesi gayet çirkin bir davranış olsa da mustafa abimiz bozuntuya vermeden felsefenin dibine dibine veriyor odunu.
