14 yaşındaydım. Yani olup bitenden de haberim vardı, neler yaşandığını da tamamen hatırlıyorum.
Deprem olduğu akşam ailecek gezmeye gitmiştik. Gece 1 civarında eve döndük.
Ben abimle birlikte abimin yatağında tv izlerken yorgunluktan uyuya kalmışım. Abim de henüz uyumadığı için yatağıma gitmem için uyandırmamış. Yorgun olduğum için ve yeni uyuduğum için sanırım o anları tam hatırlamıyorum.
Deprem anında hatırladığım şeyler anlık kareler. 1 abimin salavat getirmesini hatırlıyorum, 2 abimin beni tam uyandıramayınca kucağına aldığını ve daire kapısı açmak için zorladığı hatırlıyorum, 3 sokaktaki göz gözü görmeyen toz bulutunu hatırlıyorum ve gerisi tamamen hafızamdadır. Bu arada daha sonradan abimin demesine göre odadaki duvarı boydan boya kaplayan kocaman vitrinin tamamen devrildikten sonra beni kucağına alıp dışarı çıktığımızı biliyorum. Normalde yatmam gereken yer ise o devrilen kocaman vitrinin altında kalıyor.
Dışarı çıktığımızda toz bulutundan başka bir şey yoktu. Hiç ses yoktu. sanıyorum ki mahallede dışarı çıkan ilk bizdik abimle. (Annemler bile çıkmamış henüz). Toz bulutu gitmeye başlayınca çığlıklar, ağlamalar başladı. O anları ömrüm boyunca unutamayacağım sanırım. ilkokul arkadaşımın enkazdan çıkıp, sakat kalması, Diğer bir arkadaşımın 5 yaşındaki kardeşi ile babaannesinin ölümü gibi şeyler yeterince insanın canını sıkıyor iken bir de Tüpraş çıktı başımıza
Köfrez'de durum biraz daha vahimdi. Yıkılan evler, enkaz altında kalarların yanı sıra bir de Tüpraş'ın bir bacasının devrilmesi sebebiyle 3 büyük yakıt tankında çıkan yangın vurdu asıl.
Sabah 11den sonra şehirdeki herkesin ayrılmasını istediler patlama ihtimaline karşı. Tüm yollar kilitlendi. Aracı olmayanlar yastık yorganı sırtına alıp dağa kaçtı. Biz de 12gibi toplandık köye gitti.
Akşam dönmek istediğimizde ise Jandarma şehre giriş izni vermedi. Evet enkaz altında o kadar insan varken, kurtarılmayı beklerken bir de hayalet şehre dönüştü Körfez ilçesi. Şehirden çıkmayan çok az sayıda vatandaş ve fink atan hırsızlardan başka kimseler yoktu.
3 gün sonra yangın söndükten sonra gittik biz. Ceset kokusu her yerde, artık kurtarılan yok, sadece ölüler çıkarılıyor ve yıkıntılara kireç sıkılıyor salgın hastalıklara karşı.
6. gün döndük. Evin biraz açığında kendi tatil çadırımızda kalıyoruz. Tüm mahalle boş alanlara ya çadır kurmuş ya da tahtandan muşambadan derme çatma bir baraka yapmış. Sanırım geçirdiğimiz en zor haftalardı.
Bu arada bazı insanların ne kadar iğrenç yaratıklar da olduğunu da o yaşta öğrenmiş oldum. Bir insan var evi yıkılmış. Aynı apartmandaki amcası, kardeşi, ninesi ölmüş, yapılan yardımlara tenezzül etmiyor. bende var ihtiyacı olana verin diyor, başka bir yaratık ise yardım kamyonlarını yağmalıyor.
Yılda en az 2 kere hala ve hala rüyamda deprem olduğunu farklı senaryolarla görüyorum. Bazısınnda oturduğum ev yıkılıyor bazısında yıkılmıyor. Demekki hala deprem korkusunu atlatamamışım. Eminim birebir yaşayanların bir çoğu atlatamamıştır.
Özet olarak zor günlerdi. Ama ders alındığını hiç görmüyorum maalesef. Kocaeli bölgesinde yaşananları görmezden gelenler, olası istanbul depreminde ne yapacak merak ediyorum.
saygısızlık mı eziklik mi azizlik mi ya da hepsi mi anlayamadığım durum.
madem çıkmayacaktın niye antalya'ya geldin niye maça çıktın?Yoksa kupayı alacağını mı sandın?
ergen ve troll sayısı azalmıştır diye umutlanarak uzun süre ara verdikten sonra dönüş yaptığıma pişman etmiş sözlük.
ergenler ve troller artmış, normal yazanlar daha da azalmış.
eyy zall para para dedin bak noldu şimdi?
futbol dostu, fenerbahçe'nin kurtarıcısı, harici ve dahili mihrakların yok edicisi, kafir ve müşrikleri kökünü kazıyıcı, mücahit! aziz yıldırım tarafından dile getirilmiş sözcükler öbeği.
Tamamı şudur:
"Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, futbolda şike davası nedeniyle geçirdikleri zor dönemde, Galatasaray'ın Kadıköy'de şampiyon olduktan sonra kupayı alma ısrarını unutamadığını belirterek, "Onlar orada saygı göstereceklerdi, kupayı da almayacaklardı. O zaman ebedi dostumuz olacaklardı ama şimdi dost değiliz" dedi.
Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri'nde gerçekleştirilen yüksek divan kurulu toplantısında konuşan Aziz Yıldırım, sarı-lacivertli kulüpteki geleceği, yarın derbi maçta karşılaşacakları Galatasaray ve futbolda şike davası gibi çeşitli konularda açıklamalar yaptı.
Spor Toto Süper Lig'de 2011-2012 sezonunda Süper Final'in son maçında Galatasaray'ın Kadıköy'de şampiyon olduğu maçı anımsatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Galatasaray en büyük rakiplerimizden ve dostlarımızdan birisi deniyor. Ben demiyorum. Dostluklar kolay kazanılmaz. Dostluklarda hata yapıldığı zaman insan görmez ama dostluklarda rencide edici durum olursa dostluk sonsuz olmaz. Olmaması da gerekir. iki takım geçmişte dostluk dolu maçlar yapmıştır. Biz hapisteyken burada play-off oynandı. Şampiyon oldular, tebrik ediyoruz. Üzgün ve yönetimi olmayan insanlara, mücadele ettiği bir dönemde, inat için bir zevki tatmak için orada o rezilliği yaşatmamak gerekir. Bunlar o rezilliği yaşattılar. Ben hiçbir zaman unutmam. Onlar orada saygı göstereceklerdi, kupayı da almayacaklardı. O zaman ebedi dostumuz olacaklardı ama şimdi dost değiliz."
Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek'i yarınki derbiye davet etmesine gerek olmadığını kaydeden Yıldırım, "Zaten gelecekler. Yerleri belli. Davete falan gerek yok. Davet edebilmek için birbirimizi iyi anlamamız lazım. Ben onları iyi biliyorum. isteyen arzu eden kurallar gereği gelir" ifadesini kullandı.
Derbiyi kazanacaklarını iddia eden Yıldırım, "Yarın yeneceğiz. Onlara güveniyoruz. Türkiye'nin en iyi takımıyız ve Avrupa'nın en iyi takımlarından biriyiz. Onlar sahaya inancımızı yansıtacak ve yeneceğiz. 3-4 gündür gazeteler yazıyor, 'Fenerbahçe'yi yenebilirler' diye, yenemezler bizi. Onların elleri ayakları titriyor, daha yine titreyecek. Biz hepimiz tek yürek olarak, futbol oynayarak kazanıp yolcu edeceğiz. Ben başkanlığı bitirene kadar bu tarih devam edecek. Bunu bilsinler" şeklinde konuştu.
Aziz Yıldırım, futbolculara Ajax ve Galatasaray maçları öncesinde alacaklarının ödendiğini bildirdi.
Öte yandan Yıldırım, A Milli Futbol Takımı'nda futbolculara verilen primlerin kulüplere de verilmesi gerektiğini savundu. Sarı-lacivertli futbolcu Volkan Şen'den, milli takımdaki sakatlığının ardından 3 hafta faydalanamayacaklarını aktaran Yıldırım, futbolcunun bu süredeki ücretini ödemesi için Türkiye Futbol Federasyonu'na başvurduklarını kaydetti."
bebek katillerinin kendi bebeklerini de kalkan olarak kullandığını görmemize sebep olmuş olay.
Polis küfür etmiş mi etmemiş mi çok da mühim değil.
Be amına goduuuum. annelik içgüdüsü bebeğini korumak üzeredir. Nasıl bi annesin ki bebeğini götürüyorsun oraya?
Tabi siz devrimci olarak kendinizi her zaman savaşta zannediyosunuz ya. Ha bu savaş sizin savaşınız değil ama Çanakkele'ye gelen anzaklarsınız siz. vietnam'a ırak'a giren amerikan çavuşlarısınız.
Siz ölürsünüz, öldürülürsünüz ama kazanan onlar olur.
hümanist olduğunu iddia edip terör yapan, sosyalist olduğunu iddia edip faşistliğin en babasını yapan, milliyetçiliğe sövüp en büyük kürt milliyetçiliği yapan, herkes kardeştir patron kalleştir nidaları atıp kendinden olmayını her türlü dışlayan yavşaklıktır. Kürtlerin yapmasını yadırgamıyorum onların kanlarında var ama bunları yapanların hepsi hem Türk olup hem de pkklıdır. işte yavşaklık budur.
Ben 2 sonuç çıkardım.
Birincisi HDP'nin artan oyları AKP'den gelmiştir. Yani daha önce akp'ye oy veren kürtler bu sefer HDP'ye vermiştir.
ikincisi bu millet başkanlık sistemi istemiyor.
Bir de HDP'ye oy verenler nasıl verdiniz amk bi bana açıklayın ya. Vallaha aklım almıyor.
Bugünkü seçimde %40 almış parti. AKP'nin kanalı ATV'ye göz attım bi kaç sefer. Birinde Yiğit Bulut HDP ile kolasiyon olabilir diyor. Birinde başka biri başkanlık sistemi için erken seçim şart diyor. Ulan hani millet ne derse oydu? Sizin bu başkanlık sevdanız yüzünden oy kaybetmediniz mi zaten?
galatasaray'ın golden sonra yaslandığı maç. o değil de bu rıdvanla güntekini izlemek muhteşem. rıdvan bjk nasıl yener taktikleri veriyor, güntekin'e göre bjk muhteşem tek falan oynuyor. bi bitmediniz amk.
En sadik olmayan, çıkarcı ve tinerci taraftardir. Gördük bugün ışte. Bir de utanmadan mezara kadar falan diyorlar. Hassiktirin lan. Gotu boklu fenerliler bile daha çok sahip çıkıyor takımlarına.
Galatasaray için son 3 maçın en zoru. Maçın kaderini Burak belirleyecektir. saç baş yoldurmadan pozisyonları gol yapabilirse ak galatasaray gol yese de kazanır. her maçta olduğu gibi 1 metreden dışarı atarsa ya çok zor kazanır ya da puan kaybeder.
giyenin kesinlikle normal olmadığı sweatshirt. bu kadar salak bi tasarımı yatağa çarşaf diye geçirmem lan. adamlar üstüne geçirip sokağa çıkıyor. üstelik 1700 lira verip. ebru gündeşin gece 11de alışveriş merkezi açtırıp 1 saate 600bin tl harcaması kadar abuk bir durum.
bi bok olmayacak. ışık hızına bir şekilde ulaştın diyelim. ne kadar süre ile o hızda devam edebilirsin ki? ışık sürekli olarak 299.792,458 km/sn hızındadır. sen 1 sn o hızda kalsan ne yazar.
parfum, pantolon, ceket, kemer vs. değildir. sakın yapmayın kızlar.
bir doğum günümde kız arkadaşımla beraber 4 arkadaşım daha vardı kızlı erkekli. 4 arkadaşım da beni iyi tanıyordu beni sevindiren hediyeler vermişlerdi. Özellikle biri kendi koleksiyonundaki kronik albümünü hediye etmişti. aklımda kalan hediyelerden biridir bu. ama kız arkadşaım içlerinde en basiti olarak boktan bir deodorant vermişti. o gün anlamıştım bu kızdan bana yar olmaz diye.
basit, bedava veya ucuz bir şey olsun ama o kişiyi önemsediğinizi göstersin en güzel hediye budur.