kızlar karşılarında ne varsa onu görürler. sırf aman kaybetmeyeyim aman tekmeyi basmasın diye meriç gibi davranırsan tabi ki arkadaş olursun. ama cesurca bir erkek gibi konuşursan erkek olursun haa red yeme olasılığı var mı ? tabi ki var. ama şu da var; erkek gibi davranırsan seni hiç bir zaman arkadaşı olarak görmeyecek.
20.000 tl ödüllü yarışma herkese açık.. ham fikriniz veya projeniz ile başvurabilirsiniz.
ayrıca belirlenen kategorilerde tablet hediyeleri de var.. eğer startup ınız varsa katılımcılara sunum yapma imkanı ücretsiz stand imkanı da var. yani baya iyi bir şeye benziyor..
şehir hayatında karşılaştığınız zorluklara karşı keşke şöyle yapılsa keşke böyle yapılsa diyip duruyorsanız size göre bir yarışma. kaçırmayın derim.
bir amaçları vardır. yani bu amaca yönelik hedefleri ve stratejileri vardır. bizim gibi sabah uyandığında acaba ne yapsak demezler. ya da kalkınma planı yaparken ülke olarak ne yapsak demezler. amaç bellidir. o yolda emin adımlarla ilerlemek isterler. o yüzden de başarılıdırlar. ha bir de ticari zekaları vardır o bambaşka bir şeydir..
sadece kahvaltıda ekmek tüketen biriyim. öğle ve akşam ekmek aramıyorum yaklaşık 3 yıldır böyleyim ve vücut yağ oranım bi hayli düşük. zaten yediğimiz ekmek de değil. bembeyaz şeker. içinde ne b12 var ne de tam tahıl.. size önerim kaliteli ekmek bulamıyorsanız siz de yemeyin.
aziz sancar ın sesi çınladı birden kulaklarımda..
boş boş şeylerle uğraşmayın, boş şeyler tartışmayın, kabuller üzerinden tartışmalara girme diyor adam. yok ezan sesi yok onun saçı kapalı yobaz yok şunun eteği kısa yollu namussuz. yahu bırakın olum gereksiz tartışmaları ve serzenişleri işinize bakın.
adamlar uzaya araba gönderdi araba
sen daha o arabayı üretmiyorsun gelmiş ezan dı falan dı
çok üzülüyorum böyle şeyler görünce gerçekten.. yazık
saygı ile hoşgörü kavramlarını karıştıran insanlar yüzünden.
saygı kabul etmektir. saymaktır. (sen beni adamdan saymıyor musun ? gibi)
hoşgörü hoşgörmektir. ama kabul etmek değildir.
mesela osmanlı imparatorluğu azınlıkların dinlerine karşı hoşgörü politikası izlemiştir. saygı politikası değil.
zaten benim inancıma göre (kabulüme göre) başka hak bir inanç yoktur. ki ben senin inancına saygı duyarsam (kabul edersem) kendi inancım ile çelişirim. o yüzden saygı duymak yerine hoşgörürüm bundan da kimseye zarar gelmez.
nötr bi düşünce yani.. ne senin bana zararın var ne de benim sana..
teori ile pratik kavramlarında sıkıntı çeken insan başlığıdır.
teoriyi pek tabi alırsınız ama pratik ?
okullarda basit bir ders için bile kitap yetersiz kalmıyor mu bazen ? hemen ama bunu anlatmadınız ki hocam bunu tarif etmediniz ki hocam ? demiyor musunuz?
bazı şeyler emirdir. yap, yapma, et, etme.
ama bunlara nasıl sorusunu sorunca hadislere ve kıssalara ulaşıyorsunuz.
başlığı anlayamadım. yani önemli olan aldatması mı ? yoksa böbreğini vermen mi ?
1 evet biri seni aldatırsa mahvolursun.
2 tam aldatacakken 'yok ya bana böbreğini vermişti' deyip acıyacak ve aldatmaktan vazgeçerse sevdiği için değil minnet duyduğu için aldatmayacaktır. yani bu açıdan baktığımda ikisi de aldatılan veya aldatılmaktan vazgeçilen için kötü oluyor.
yani böbrek vermeniz bir şeyi değiştirmiyor. sizi sevmemiş. eğer sizi sevmemiş olması böbreğinizin gitmesi ile aynı etkiyi yaşatmışsa siz de zaten pek sevmemişsinizdir..
çünkü seven insan sevilenin mutlu olmasını ister.
aldatsa bile.
aldatacak olsa bile.
çünkü sevmek istem dışıdır.
çekilmektir. sebepsizdir. boyun eğmektir. kontrol edememektir. mantıksız düşünmektir.
siz böbreğinize yanıyorsunuz sanırım.
eğer öyleyse sevmediğiniz birine neden böbreğinizi verdiniz ?
ha sevdim diyorsanız sevdiğiniz birine böbreği verdiyseniz neden hayıflanıyorsunuz ?
ya da bu sorularım; sevmenin veya aşkın mantık dışı olduğunu ispat edercesine paradoksa mı yol açıyor ?
şimdi bazı arkadaşlar tedavisi glutensiz beslenmek falan yazacaklar. ama bu bir tedavi değildir. tamam rahatsızlık ortadan kalkıyor ama glutensiz besleniyorsun. glutenli beslenip rahatsız olmamak tedavidir. kimse kusura bakmasın.