ülkem salağına
faşistine
Kıyama kalkın diyen cihatçı artığına
cihatçıya kulak verip kıyama kalkana
hiçbi fikri bile olmayana
devrimi özgürlüğü tekeline aldığını sanan sikik türkiye sosyalistine
O sosyalistlere saran satırlı esnafa
karanfil tekmeleyene
polisin iyisine kötüsüne
ölüsüne dirisine
saygı duruşu ıslıklayan konyalıya
Göt kılına
torbacının sahtekarına
gazetecinin satılmışına
burhan kuzuya
Thich quang a, boby sands e saygı duymayana
che nin çantasından nutuk çıktığına inanana
ermeni katliamına inanmayana
ogun samast a
sedat peker e
ismail turut e
geçit yok
şuan yürümektesiniz, ama o yolun sonunda geçit yok.
bi devletin değil yaşamış yaşamakta olan ve yaşayacak her canlının marşı.
zaten anca ya inatla ya hasetle ya gazla ya da parayla olunur. nitekim bahsi geçen bu fikirlerin tarih boyunca hiçbi zaman mantıksal dayanakları olmadı. bunlar üstünden kaymak sıyıran üç beş zeka küpü, zeka küplerini sırtında taşıyan salaklar ordusu. inadina müslüman olmaya devam şak şak şak.
yemekten ibarettir. Ver önüne etliekmek, kebap, kes iki kuzu, yap salatasını, daya ayranını, çayını, bamya çorbası denen saçmalığı, hurmasını kemirsin dursun. Yeter ki konuşamasın.
Bu gün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu
yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür
gümbür bir telaş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne
güzel, düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz
kafalılar! Ey sadrazam!
Sevgilim on sekizinde bir kız, yürüyoruz bulvarda, sandviç
yiyoruz, dünyadan konuşuyoruz
Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl
bitebilir bir bombayla, nasıl kazanabilir o kirli adamlar
Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü, temiz
bir gömlek giyiyorum
Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu han-i yağma
Ama yorgunum şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli
bir pardesü
Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir
kitapları
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür
ucundaki ırmakları
Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda
Köprülerden geçiyorum, karanlık yağmurlu bir gün, yürüyorum
istasyona
Bu evler hüzünlendiriyor beni, bu derme çatma dünya
insanlar, motor sesleri, sis, akıp giden su
Ne yapsam...ne yapsam her yerde bir hüzün tortusu
Alnımı soğuk bir demire dayıyorum, o eski günler geliyor aklıma
Ben de çocuktum, sevgililerim olacaktı elbette
Sinema dönüşlerini düşünüyorum, annemi, her şey nasıl
ölebilir, nasıl unutulur insan
Ey gök! senin altında sessizce yatardım, ey pırıl pırıl
tarlalar
Ne yapsam...ne yapsam...Dekart okuyorum sonradan...
Sakallarım uzuyor, ben bu kızı seviyorum, ufak bir yürüyüş
Çankaya' ya
Bir pazar, güneşli bir pazar, nasıl coşuyor yüreğim, nasıl karışıyorum insanlara
Bir çocuk bakıyor pencereden hülyalı kocaman gözlü nefis
bir çocuk
Lermontov' un çocukluk fotoğraflarına benzeyen kardeşi
bakıyor sonra
Ben şiir yazıyorum daktiloda, gazeteleri merak ediyorum,
kuş sesleri geliyor kulağıma
Ben mütevazi bir şairim, sevgilim, her şey coşkulandırıyor
beni
Sanki ağlayacak ne var bakarken bir halk adamına
Bakıyorum adamın kulaklarına, boynuna, gözlerine, kaşlarına
yüzünün oynamasına
Ey halk diyorum, ey çocuk, derken bende bir ağlama
ilençliyorum bütün bireyci şairleri, hale gidiyorum portakal
almaya
ilençliyorum o laf kalabaklıklarını, kurumuş yürekleri,
bireyin kurtuluşunu filan
ilençliyorum o kitap kurtlarını, bağışlıyorum sonradan
Uzun kış gecelerinden sonra kim bilir nasıl olur her şey
Uzun kış gecelerinden sonra, masallarda anlatılan
Durup durup bunları düşünüyorum, bir sevinci bir hüzün
izliyor arkadan
Yüreğim ipe sapa gelmez bir bahar göğü, Türkçe bir yürek
kısaca
Beklemek usandırıyor, telaşlı telaşlı bir şeyler anlatıyorum
sağda solda
Bir otobüse biniyorum, inceliyorum bir böceği tutarak
kanatlarından merakla
Yürürdüm eskiden baharda, o yıkıntıların ve çayırların
olduğu alanlara
Aklıma şiiri gelirdi o yaşlı Amerikalının, sonbaharı anlatan
şiiri
Çayırlar vardı o şiirde, baharı anımsatan ne de olsa
Böylece yeniden hazırlanıyorum bir coşkuya, yeniden
sokaklara fırlamaya
Kendimi atmak için bir uçurumdan balıklama
Büyük ve mavi bir şey izlenimi var bende, gördüğüm
filmlerden mi ne
Bir şapka, telaşlı bir gök, sıcak yapay bir dünya
Anlat anlat bitmiyor, bitmiyor bendeki daüssıla
Bütün sevgilerimi harcayabilirim bir çırpıda, yağmurlu o
yollar geliyor aklıma
Benzin kokuları, ıslak direkler, babamın esmer bir somun
gibi tombul ve sıcak elleri
Uyurdum. Bir de bakmışsın yeni bir film sinemada, şehirde
yeni bir kız, kahvede yeni bir garson
O üzgün ve sabahlıklı dururdu balkonda...
Şimdi ne var hüzünlenecek burda, nedir bu çatlatan
yüreğimi bu telaş
Sanki ölecek gibiyim, sanki birazdan polisler gelecek ya da
Gelip alacaklar kitaplarımı, bu şiiri, sevgilimin
fotoğrafını duvarda
Soracaklar babanın adı ne, nerde doğdun, teşrif eder
misiniz karakola
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür
ucundaki ırmakları
Bir kız sessizce ölüyor, sessizce Vietnam' da
Ağlayarak bir yürek resmi çiziyorum havaya
Uyanıyorum ağlayarak, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey ithalatçılar, ihracatçılar, ey
şeyhülislam!
Bir gün mutlaka yeneceğiz! Bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bunu söyleyeceğiz bin defa!
Sonra bin defa daha, Sonra bin defa daha, çoğaltacağız
marşlarla
Ben ve sevgilim ve arkadaşlar yürüyeceğiz bulvarda
Yürüyeceğiz yeniden yaratılmanın coşkusuyla
Yürüyeceğiz çoğala çoğala...
kürt coğrafyasındaki envai çeşit ölümden bitanesidir. alışkınız yani, şaşırmadık. yaralıdır infaz edilir, 10 yaşında devlet terörüne kurban gider bi hafta buzdolabında beklemek zorunda kalır, çatışmada ölür cenazesi çırıl çıplak fotoğraflanıp servis edilir, kelleylesiyle top oynanır, arabaya bağlanıp sürüklenir, devletin ilkokulunda okurken terör örgütü mensubu olduğu iddaasıyla onlarca kurşuna hedef olur mavi önlük bile koruyamaz, penisi kesilir, kulağı kesilir kurutulur saklanır. türk askeri ölür, cenazesini gidip yine bu insanlar alır, bedenleri teşhir olmasın diye ota yaprağa sarmalar orduya teslim eder.
Örgüt onu yapmış bunu yapmış öldürmüş pusu atmış falan filan bu savaştır, gerekçeleri tartışılır, yani bu saydıklarımın hiçbirisiyle alakası yoktur. Bi gruba, bireye, örgüte terörist diyebilmen için önce terörün ne anlam ifade ettiğini bilmek gerek, ha biliyorsan burdan şakşakladığın bu arabaya bağlayıp sürükleme olayının da terör olduğunu kabullenmen lazım. Terör insanlık suçudur, yerel veya global olarak kabul gören, yasallaşmış protesto haklarının, savaş yasalarının dışına çıkmak, politik olarak karşında yer alanların askeri gücü dışındakilerle askeri muhattaba girmek şiddet uygulamak anlamına gelir. Yaralı, etkisiz hale getirilmiş bi insani sivil olmasa dahi öldürmek dünyada da türkiye'de de yasadışıdır, aynı silah alıp dağda devlet yasasını çiğnemek gibi. araca bağlayıp sürümek de yasadışıdır, yani küçük çaplı bi terör eylemidir. Elinde bastonla tek başına yürüyen yaşlı bi adama akrebin camından gaz fişeği atmak da bi terör eylemidir, yaşlı olması suç işleyemeyeceği anlamına gelmez, suçlu ya da şüpheliyse alıp götürebilirsin, hadi hem suçlu hem de gaz sıktın neden bırakıp gidiyorsun? Bu da görevi yerine getirmemektir, suçlu birini ele geçirip serbest bırakmaktır, yasadışıdır. devletine çok bağlı olabilir korumak kollamak için can atıyor olabilirsin bu hakkın, bütün imkanlar da mevcut. Ama bu devlet için bişey yaparken en azından devletin hukukuna sadık kal, yoksa sen de hain oluyorsun hem de insan haini. Amına soktuğumun evlatları.
yıldırım ilçesi siteler'de son duraktan (şimdilerde kaplıkaya cazibe merkezi var) köprüyü erikli'ye doğru geçip yokuştan aşağı doğru inerken 300-400 metre sonra sağda çok eski bi çeşme var, gerçi yenilemişler mermer falan ama kaynak eski. civarı bilenler mutlaka çeşmeyi de bilir şahane bi su akar. O suyun değerini bursa'dan ayrılınca anladım. Geçen gören varsa benim için de içsin.
burda adamın biri note 4 cihazıma gelen guncelleme diyo, yetmiyo bana screen atiyo gerçekten gelmiş yani yalan değil, yapılan açıklama da samsung'un s'si geçmiyo, ben de note 4 kullanıyorum fakat bana gelmiyo, kimi de çıkmış hala ayfonculari hayrete düşüren ağlatan güncelleme falan diyo amk gelişinde hayır yok kendisinden ne bekliyonuz. Baklava 9.9.9 çıksa bi bok olmaz bu androidden.
bulunduğu ortama fayda sağladığı iddaa edilen bitki.
odaya bitane almaya niyetlendim fakat bitki kültürüm patates kızartmasını ve keneviri çok severimden öte olmadığı için bi takım yardımlara ihtiyacım var, botanikçi varsa yardım etsin.
Baby's on fire klibinden anlasildigi uzere guzel muzik yaptigi kadar guzel oyuncu da olabilecek cilgin ablamiz. tabi pek emin degilim o anlarin cekim oldugunu farketmeyip mevzulari oldukca real yasiyor da olabilir, o kafayi gordum.
tatar ramazan gibi ben bu oyunu bozarım niyetiyle piyasaya atom bombası atmış ama patlamamış, biz bulduk sakladık. uzak doğu menşeili elektronik muzik produktoru.
Faded bi dikkat çekmiş az insan anlamış onlar da yanlış anlamış bkz @1 gibi hanzolar. Cumle gerekse ac kitap oku muzik senin neyine be hey durzu.
Genel kaynaklar deep house dese de daha detayli incelenmesi makbul, kanimca electro house daha gecerli bi genre olabilir. nihayetinde hepsinin amina koyiyim kudurmuscasina muzik yapmis cocuk. bi tepki bekledigini cok sanmiyorum ama beklediyse de alamadigi asikar. Bad bitch diye bi parca var mesela youtube'a 2 farkli kanaldan getirilmis birisi 30 tiklanma digeri 1200 kusur. Skrillex denen dallamanin muzisyen diye takilip para bastigi bu galakside boyle yetenekli kardeslerimizin yokluk icinde cirpinmasi kanima dokunuyo amk. Hep bu @1 gibiler yuzunden.
cocaine model guzel, stay closer cok cok guzel. Dinleyin Koruyun kollayin bu arkadasi.
Toplu halde yürüyebilme becerisine dahi sahip olmayip düz yolda yürürken birbirlerini öldürebilen zeka fakiri dalyaraklarin icraatlarından biri. ben anlam veremiyorum, teoride bu kadar mis kokulu güller oh dinginlik cennet hoşgörü barış falan olan bi olayin gerçek hayattaki yansıması nasıl bu kadar tiksinç bi hal alabiliyor. insan nasil bu kadar pis ve kalleş olabiliyor, ne yiyip ne içiyor ne görüyor da bu hale geliyor? bizi insanliktan çıkarttınız, vinç devriliyor izdiham oluyor vah tüh diyemiyorum. ulan birisi zaten inancina istinaden kadınına köle muamelesi çekiyor diyorum, öteki kimbilir memleketinde hangi gayrimuslime ne eziyeti yapacak diyorum, diğeri kaç kelle kesmiştir ya da kesilmesine alkış tutmuştur, üzülemiyorum çünkü bitsinler istiyorum. Umarim çok sürmeden kendi bokunuzda boğulur tarihte adi anilmak istenmeyen orospu evlatları olarak yerinizi alırsınız en kisa zamanda. Adam 10 dakika önce tırnaklarını kestiği tırnak makasıyla misvağının uçlarını kırpıyor amk sen düşün.
hoşgörüdendir. aynı hoşgörülü insanlar ramazan dışındaki aylarda da yemekli reklam panolarını kırıyolar fakirlerin canı istiyo alamıyolar deye. o kadar da fakirin halinden anlıyolar müslüman kardeşlerim benim cillop cillop.
seçilmiş adam. şöyle ki; türkiye siyasetinde, medyasında bunun kalemi bi grup seçilmiş insan var. işleri bu, provakatör.
mesela ülkücülerden günahım kadar hazetmem, başka dünyaları yaşıyoruz başka yerlerden bakıyoruz hayata. ama oktay vural ile bu adam kıyas edilmez. idris naim şahin denen dallama ile ertuğrul günay aynı dönemde aynı partinin iki farklı bakanıydı, bi koyun yanyana. chp'nin de allah türlü belasını versin, ama melih gökçek ile gürsel tekin'in arasında dağlar kadar fark var. ideolojik açıdan söylemiyorum bunu bahsettiğim fark politik duruş.
işte engin ardıç, rok, jöleli, idris naim, burhan kuzu, götçek vs. bunları biraraya toplayınca sırıtmıyor, ayrı bi çete gibiler amk. bunlar seçilmiş adamlar. yarın bigun cem toker iktidara gelse avrupai liberalizmle yanıp tutuşurlar. her devrin adamı diyoruz böylelerine.
mantık hatası alışveriş sitesi. dava edicem lan sizi! hükümetimiz sağolsun tüketici hakları çok güzel. izin vermemişim hala yazıyor. mahkemelerde sürüneceksiniz.
son çıkan kanundan sonra kafalarına göre mail, sms atamadıkları için izin yaz gönder sms atmamıza izin ver temalı sms gönderen bahis şirketi. iyi güzel bilgi almak istiyorum da, izin sms'inden ücret almak nedir amk?